birinci bölüm

65.8K 1.8K 689
                                    

" Ay noluyor noluyor?!"

Çığlık atarak odama bakarken arkamdan kahkaha atan biricik(!) kız kardeşim girdi.

" Elbiseni bana vermezsen böyle olur süslü kaşar!" dediğinde tam üstüne atlıcağım sıra kahkaha atarak odadan çıktı.

Sinirle ayağımı yere vurup yatağın üstünde yırtılmış elbiseme baktım. Canım elbisem 250TL boşuna gitmişti..

Dudaklarımı ısırıp elbiseyi elime aldım ve odamdan çıkıp mutfağa girdim. Elbiseyi içim yana yana çöpe atıp üzgünce oradan çıktım. Salona geçtiğimde babam ve annem gülerek konuşuyorken boş koltuğa oturup arkama yaslandım ve kollarımı birbirine bağladım.

" Ne oldu kız? Ne bu surat, hayırdır?" diye soran anneme üzgünce baktım.

" Yaren yeni aldığım elbiseyi kesmiş.."

" Anüüüü." diyerek kahkaha atan babamla dudak büzerek konuştum.

" 300 lira çöp oldu."

Salona bir sessizlik yayılırken içimde ki şeytan sırıttı.

" YAREN! "diye cırlayan annemle sahte bir şekilde gözlerimi doldurdum.

Yaren içeri girip merakla anneme bakarken annem sinirle ayaklandı.

" Ne demek elbiseyi yırtmak?! Para mı sıçıyoruz biz kızım!? "

Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırıp yanağımın içini ısırırken Yaren anında kendini koruma moduna geçmişti.

" Anne valla ben suçsuzum! Bana vermedi o elbiseyi giyeyim. Parti mi ne varmış onun için almış bu sarı çiyan! " dediğine öfkeyle ona baktım. Aynı öfkeyle bana bakarken dil çıkardık aynı anda.

" Biliyorum Yaren! Kızın kendi parası sende biriktir sende al! Ne bu çocuk gibi davranmalar! Ha?! " diye sertçe konuşan babamla Yaren sinirle konuştu.

" Pazardan aldı baba! En fazla 50 lira falan? Niye bu kadar abartıyorsunuz?!" dediğinde hayretle ona baktım.

Annem bana dönüp terliğini çıkarttığı gibi bacağıma attı. Acıyla bileğimi tutarken babam eliyle kapıyı gösterdi.

" Defol odana! Birbirinize düşman gibi davranmaktan vaz geçin!"

Sinirle ayağa kalkıp cebimde etiketi çıkardım ve annemin eline verdiğim gibi odama hızla gittim.

Pis sürtük!

" Allah'ım neden ya? Neden ben? Nefret ediyorum cidden!"

* * *

" Kalbimin yegana sahibi... Biricik aşkım! Ayrılıyoruz. Çok seviyorum seni. Bunu unutma olur mu?"

Bende seni seviyorum dediğini duyduğum çikolatalı sütüme üzgün bir bakış attım. Öğretmenler zili çalınca telaşla sütü cebime atıp bir ceylan misali seke seke üç kat çıktım.

Bu sefer tazı gibi koşarak sınıfın önüne geldim ve hızla kapıyı çalıp açtım.

Sınıf sessizleşmiş bana bakarken derin bir nefes verip gevşek bir şekilde sırıttım.

" Ne bakıyorsunuz orangutanlar? Kraliçeniz geldi. Nerde benim kırmızı halım aloo?!"

Bana göz devirdiklerinde alışık oldukları için çabucak eski hallerine döndüler.

Sahte bir üzgünlükle onlara bakarken arkamdan gelen sesle şahadet getirmeye başladım.

" Otursana yerine kızım. Direk gibi dikilmişsin kapıya. Allah Allah. "

AŞİRET KIZIWhere stories live. Discover now