22| 'MUSMUTLU'

1.2K 160 15
                                    

#

—> Yaren Başaran

Zor bir hal namazımı bitirip tekrar yatağa uzandığımda yastığımın yanında duran peçeteyle burnumu sildim.

Akşama doğru durumum daha fena olmaya başlamıştı. Burnum durmadan akıyordu ve boğazım da iyice ağrımaya başlamıştı. Başımın ağrısını saymıyordum bile.

Bu durumun 1-2 günlük bir şey olduğunu bildiğimden telaş etmiyordum ama Ayşin benim yerime de telaşlanıyordu. Birkaç dakikada bir kez gelip ateşimi kontrol ediyor, her seferinde de hastaneye gitmemizi söylüyordu.

Kapı açılıp, Ayşin içeri girdiğinde elinde bir tepsi vardı.

"Çorba yaptım. Sıcak sıcak iç."

Yattığım yerden doğrulduğumda tepsiyi kucağıma koydu.

"Sağ ol." dedim kaşığı elime alırken.

Ayşin elini alnıma koyunca güldüm.

"Gülme. Endişeleniyorum istemeden işte, ne yapayım?"

"Tamam ya, demedim bir şey." deyip önümdeki kaseye baktım.

"Neyse, sen iç çorbanı. Ben namaz kılmaya gidiyorum."

"Tamam."

Ayşin odadan çıktığında ben de çorbamı içmeye başladım. 2-3 kaşık içmiştim ki kapı çaldı. Ayşin namaz kılmaya gittiği için el mecbur tepsiyi kucağımdan alıp yataktan kalktım.

Başıma tülbentimi alıp odadan çıktım. Kapıyı açtığımda karşımda Fatih'i görmek -tüm enerjim tükenmiş bile olsa- beni heyecanlandırmıştı.

"Fatih?" dedim şaşkınlıkla.

"Ben..." deyip gözlerini saniyelik kaçırdı, sonra tekrar bana baktı Fatih. "Durumunu merak ettim. Hem de sana meyve getirdim." deyip elindeki poşeti uzattı.

"Teşekkür ederim." deyip poşeti aldım. "İyiyim demek isterdim ama pek iyi değilim."

Zaten sesim de belli ediyordu iyi olmadığımı. Kim bilir tipim ne kadar kötüydü...

"Hastaneye götüreyim seni, serum falan takarlar belki."

"Ben de bugünden beri aynısını söylüyorum ama dinletemiyorum ki sözümü." Arkadan Ayşin'in sesi gelince oraya döndüm. Odasının kapısının önünden bize doğru bakıyordu.

"Dinlenince bir şeyim kalmayacak, gerçekten." dedim Fatih'e geri dönerken.

Fatih'le inat dolu bir bakışma geçirdik ve galip gelen ben oldum.

"Ama bir şey olursa hemen haber vereceksin." dediğinde başımı salladım. Yine de tatmin olmuşa benzemiyordu. "O zaman... iyi akşamlar."

"İyi akşamlar." dedik Ayşin'le birlikte.

"Sağ ol, geldiğin için." dedim gülümseyerek.

O da gülümseyerek başını tek sefer salladı.

Fatih gittikten sonra kapıyı kapatıp Ayşin'e döndüm.

"Ya bir de sana meyve mi getirmiş?" dedi Ayşin, elime bakarak. "Çok romantik."

Güçsüz bir gülüşle poşeti ona verdim.

"Git yat, çorbanı da bitir. Ben namazı tamamlayıp şu meyvelerden soyarım."

=====

"1 tanecik izin günümü hasta yatağında mı geçireceğim ya?" dedim burnumu silerken. "Bu film de çok duygusal zaten, ağlayacağım şimdi." diye yakındım.

TEVÂFUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin