'Düşünceler hayatı, hayat düşüceleri şekillendirir.'
Lütfü Liveneli
Eser dinlenmem için beni zorla odaya gönderse de yeterince dinlendiğimi biliyordum. O aşağıda otururken bende ılık bir duşa girip hastanede olan bütün her şeyi unutmaya çalıştım.
Şimdi benim zamanımdı. Babamın boş bırakmak zorunda kaldığı holdinge sahip çıkmaya gidiyordum. Uzun saçlarımı zor güç düzleştirmiş serbest bırakmıştım. Göz kapağımdan itibaren çektiğim eyelinere uygun bordo rujumu sürüp son kez kontörümü düzelttim.
Kırmızı takım elbisemi giyinmiştim. Babamla beraber seçip sipariş vermiştik. İşe başladığım ilk gün giyineceğimi söylemiştim. Ve öyle yapıyordum. Bilek hizamda biten düz paça kırmızı pantolonumu giyinmiş onun üstüne beyaz gömlek ve kırmızı ceket giyinmiştim. Halka küpelerimi takıp babamın doğum günü hediyesi olan ucunda inci kolyemi takıp son olarka kırmızı stilettolarımı giyindim.
Uzun zamandan sonra ilk defa bu kadae kapalı giyinmiştim. Ve aynadan kendime baktığımda gerçekten de çok yakıştığını fark ettim.
Yatağımın üstüne attığım beyaz kol çantama rujumu bir kaç eşyamı ve telefonumu yerleştirip odadan çıktım. Topuklularımın sesi büyük koridorumuzda yankılanırken merdivenlere yöneldim.
"Emel sen uyumuyor muydun?"
Eser aşağıdan bana seslenirken merdivenin son adımını da inip tam karşısında dikildim. Koltuğa uzanmış bana şaşkın şaşkın bakıyordu.
"Hadi gidelim."
"Nereye?"
"Holdinge."
"Hani dinlenecek-"
"Eser holdingi bir saniye daha boş bırakamam."
Yayıldığı koltuktan doğrulup takım elbisesini düzeltti. Yüzünden ne kadar sıkıntılı olduğunu fark edebiliyordum.
"Pekala..."
Sonunda kalkıp kıvırcık saçlarını kurcaladı.
"Gidelim hadi."
Başımı sallayıp peşinden ilerlemeye başladım. İçimdeki heyecanı her ne kadar bastırmaya çalışsam da yüzümden belli ettiğime emindim.
Dışarıdaki korumalar bizim çıktığımızı görünce koşar adımlarla Eser'in arabasına ilerlediler. Bugün Karahan holdingini düzene sokmaya gidiyordum. Ve her şeyi eski haline çevireceğime emindim.
Eser'in ardından arabaya binip çantamı dizime indirdim. Ellerim heyecandan titriyordu.
"Bugün gideceğine emin misin Emel?"
"Evet."
"Bak daha yeni kendine geldin. Biraz dinlensen daha sonea gitsek?"
"Eser şu an mesele ben miyim? Babamın holdingi tamamen karışmış durumda. Biraz daha vakit kaybedersem batarız."
"Haklısın ama bende seni düşünüyorum."
Benim için endişelendiğinin farkındaydım fakat elimizden hiç bir şey gelmiyordu. Öyle bir dönemden geçiyorduk ki babamın yaşayacağı bile kesin değilken holdingi öylece bırakamazdım.
Heyecanımı gidermeye çalışarak çantamdan telefonumu çıkartıp gezinmeye başladım. Bütün haber kanalları babamı konuşuyordu. Eser ile olan haberimiz her ne kadar kalksa da bir kere gören görmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PANZEHİR
Teen FictionTesadüflerin oyuncağı olduktan sonra ne diye bir irademiz vardı? Kullanamadıktan sonra göğsümüzü dolduran hisler ve kafamızda kımıldayan düşünceler neye yarardı? ~Sabahattin Ali~ ~02.02.2021~