Şövalyelerim dışarıda verilecek emri bekliyorlardı. Bir karar vermek zorundayım. Gözlerimden yaşlar süzülmeye başladı. Yüzümü fotoğrafların bulunduğu duvara döndüm ve yumruğumu sıktım. Tırnaklarım avucuma batıyordu. Daha çok bastırdım. Sanki avucumdaki batma hissi yüreğimdeki tiz acıyı engelleyecekmiş gibi. Gözlerini kanlı ellerinden bana doğru çevirdi. İkna etmek istermiş gibi yaklaştı: "Neden sanki düşmanınmışım gibi davranıyorsun bana...?" Sonra bir an duraksadı "Düşmanınmışım gibi..." Üzgün görünüyordu, fakat dolan gözlerindeki yaşların akmasına izin vermiyordu. En çok da mutlu gözükmeye çalışan üzgün gözleri mahvederdi beni... 1. Kitap