Adam, şeytandan daha zehirliydi ama tanrı olmayı kafasına koymuştu. Kadınsa günahlarıyla kutsanmış, günahlarının güzelliğini üzerinde taşıyan bir tanrıçaydı. Tanıştıkları yerin ise akli dengesi bozuk olan mahkumlar için bir hapishane olması hayatın bir cilvesiydi. Tanrıcılık oynayan adam, tanrıdan günahlarıyla üstün gelen bu kadınla tanıştığında hayatında nelerin değişebileceğinin farkında değildi. Işıkları kapatırsan tanrı seni avlar. "Bu adam başımıza bir göktaşı gibi inecekti. Diğerleri gibi kaderini kabullenmemişti." "İlk kez kurtulmaya umudum alev alev yandı göğsümde. O bizim kurtulmamız için tanrı tarafından gönderilmişti, adeta cennetten düşmüştü. Ancak o adam cennetten cehenneme kovulduğunda cehennem bile onu kabul etmediğinden buradaydı."