Bıraktığın izi karalayabilirsin ama asla silemezsin. Kafamı kaldırıp gökyüzüne baktım uzun uzun izledim yıllardır oturduğum yerden zaten aşina olduğum gökyüzünü . Sanki boğulacakmisim gibi boğazıma oturan o yumrukla gözümden gelen yaşı tutamadım. İçimdeki haykırışa engel olamıyordum belki sesim çıkmıyordu ama içim koca bi enkaz yeriydi koskoca şehrin çöplükten farkı yoktu adeta . Yaşananlara anlam verememekle birlikte çaresiz bi şekilde öylece oturuyordum ne yapmalıydım? Kaçmak mı ? Şuradan aşağı atlamak mi ? Elimdeki silahla kafama sıkmak mı?çözecek miydi her şeyi basit bi intihar. Ben kimim? Ebeveyinlerinin dünyasında sıkışmış "coğrafya kaderdir" sözünü iliklerine kadar yaşayan ipektim ben... Ne kadar kaçarsa kaçsın tekrar aynı yere dönen umutsuz bi vakaydım Gözümden akan bi diğer yaşı sildikten sonra oturduğum yerden ayağa kalktım telefona gelen cevapsız aramaları görmezden gelip silahımı belime yerleştirdim. Savaşacaktım kendim için, ülkem için bu hayatı hiçe sayıp her şeyimi bu vatana adıycaktım. Bu şehirden iz bırakmadan ayrılmiycaktim.