WE HAD TIME-TONY STARK [TAMAM...

By padfootbitch

42K 2.7K 221

Carmen Johansson, talihsiz bir kaza sonucu hafızasını yitirir. [tony stark x female!oc] More

we had time.
𝘤𝘩𝘢𝘱𝘵𝘦𝘳 𝘰𝘯𝘦
𝘤𝘩𝘢𝘱𝘵𝘦𝘳 𝘵𝘸𝘰
𝘤𝘩𝘢𝘱𝘵𝘦𝘳 𝘵𝘩𝘳𝘦𝘦
𝘤𝘩𝘢𝘱𝘵𝘦𝘳 𝘧𝘰𝘶𝘳
𝘤𝘩𝘢𝘱𝘵𝘦𝘳 𝘧𝘪𝘷𝘦
𝘤𝘩𝘢𝘱𝘵𝘦𝘳 𝘴𝘪𝘹
𝘤𝘩𝘢𝘱𝘵𝘦𝘳 𝘴𝘦𝘷𝘦𝘯
𝘤𝘩𝘢𝘱𝘵𝘦𝘳 𝘦𝘪𝘨𝘩𝘵
𝘤𝘩𝘢𝘱𝘵𝘦𝘳 𝘯𝘪𝘯𝘦
𝘤𝘩𝘢𝘱𝘵𝘦𝘳 𝘵𝘦𝘯
𝘤𝘩𝘢𝘱𝘵𝘦𝘳 𝘦𝘭𝘦𝘷𝘦𝘯
𝘤𝘩𝘢𝘱𝘵𝘦𝘳 𝘵𝘸𝘦𝘭𝘷𝘦
𝘤𝘩𝘢𝘱𝘵𝘦𝘳 𝘵𝘩𝘪𝘳𝘵𝘦𝘦𝘯
𝘤𝘩𝘢𝘱𝘵𝘦𝘳 𝘧𝘰𝘶𝘳𝘵𝘦𝘦𝘯
𝘤𝘩𝘢𝘱𝘵𝘦𝘳 𝘧𝘪𝘧𝘵𝘦𝘦𝘯
𝘤𝘩𝘢𝘱𝘵𝘦𝘳 𝘴𝘪𝘹𝘵𝘦𝘦𝘯 | 𝗳𝗶𝗻𝗮𝗹

𝘩𝘰𝘸 𝘥𝘰 𝘸𝘦 𝘮𝘦𝘵?

994 60 6
By padfootbitch

  Tony, derin bir nefes aldı.

Başındaki kumaş parçası her nefesinde boğulacakmış gibi hissettiriyordu ona.

"Neredeyim?" diye sordu sesinin sakin çıkmasını umarak. Cevap alamadığındaysa sıkıntıyla ofladı.

Daha geçen sene aynı şey gelmişti başına, bir şekilde ondan yırtmış olsa da ikinci şansı konusunda pek kendine güvenemiyordu.

Yanılacağını umarak bileğinin etrafına sıkıca dolanmış kalın iplerden kurtulmayı denedi yine.

Tok adım sesleri Tony'yi durdurdu.

Kadın yanına kadar ilerleyip tek eliyle kumaşı çıkardığında Tony derin bir nefes alarak ona döndü.

"Neredeyim?" Aynı soruyu tekrar edince kadın sırıttı.

"Bilmek istemezsin, inan bana."

"Eh, inanamayacaksın ama istiyorum." Kadın onu umursamadan başka bir konudan devam etti. "Endişelendiğin şey buysa, seni öldürmeyeceğim. Sadece soru sormak istiyorum."

"Ne? Röportaj mı yapacağız? Asistanıma sorsaydın sana zaman ayırabilirdim, daha hoş bir ortamda hem de." Son kelimeleri etraflarını sarmış loş ışıklı, karanlık duvarlara bakarak söylemişti. Tony burada en az yirmi kişinin bu şekilde öldüğüne bahse girebilirdi. Kan kokusu öyle ağırdı ki ilk geldiğinde kendisine ait olduğunu sanmıştı.

"Hayır, tek soruluk kısa bir test gibi düşün. Arada biraz fark var sadece; istediğim yanıtı alamazsam ölürsün."

"Beni öldürmeyeceğini sanıyordum?"

"Fikrimi değiştirmemde ısrarcı gibisin."

"Sadece soruyu sor, tamam mı?" Carmen yanıt vermeden cebinden bir fotoğraf çıkarıp Tony'ye çevirdi.

"Bu kadını tanıyor musun?" Tony, resimdeki kızıl kadına dikkatle bakarken yutkundu. Söylese ayrı, söylemese ayrı bir dertti.

"Neden sorduğuna bağlı." diye mırıldandı.

Carmen tereddüt etmeden suratına bir yumruk attı ve Tony başı arkaya düşerken inledi.

"İstediğim cevap bu değildi."

"Eski asistanım." diyiverdi Tony. Yalan sayılmazdı sonuçta.

"Adı ne?"

"Natalie."

"En son ne zaman ve nerede gördün?"

"Tek bir soru olacak sanıyordum?" Kadın bir yumruk daha attı ve eğilip çenesinden tuttu.

"Bir daha soruma soruyla karşılık verirsen bu kadar kolay kurtulamazsın." Elini çektiğinde Tony rahat bir nefes aldı.

"Bir yıl oluyor." diye cevapladı onu. Hazırcevap oluşu hayatında ilk kez işe yaramıyordu. Şaşırtıcı bir durum.

Kadın ondan uzaklaşıp odanın diğer köşesinde durdu, titrek bir nefes aldığını işitti Tony. Gözlerindeki ifade hüzünden ibaretti.

Natasha'yı, kim neden bu kadar sevecekti? Sevilmeyecek biri olduğundan değil ama bir kilometre öteden bile baksanız suratı, 'hiçbir ilişkiye açık değilim' diye bağırıyordu.

"Artık gidebilir miyim?" diye sordu tedirginlikle. Kadın başını kaldırıp elindeki fotoğrafı yeniden cebine attı.

Kendisine doğru yürürken eli beline gitti ve söylendi. "Şimdi, onun kulağına gitmeyeceğine emin olmam gerek."

"Ne?" Kadın silahı kaldırıp başına doğrulttu. "Üzgünüm, ailevi sorunlar."

"Carmen!"

"Ne var?" Sarışın bir kadın içeri girip elindeki silahı aldığında Tony rahatladı.

"Öldürmek yok."

"Benim işim bu." Sarışın kadın başını iki yana sallayarak silahı beline yerleştirdi.

"Onu buraya sen getirdin, senin işin değil."

"Natalia'yı tanıyor."

"Öyle mi?" Kadın Tony'ye döndü.

"Asistanım diye yalan söyledi." diye devam etti Carmen. Tony şaşkınlıkla ona bakarken yutkundu.

Sarışın kadın bir şey unutmuş gibi başını hızla ondan tarafa çevirdi.

"Her halükarda gitmemiz gerek, geliyorlar." Carmen sesli bir küfür savurarak odadan çıkmaya yeltenmişti ki arkadaşı onu kolundan tutarak durdurdu.

"O ne olacak?"

"Bırak alsınlar."

"Natalia ne düşünür sence?"

Carmen bıkkınlıkla ofladı. "Çok zahmetli."

"Hala buradayım."

"Kes sesini."

"Onu da alıyoruz." Carmen göz devirerek yanına geri döndü ve arkasına geçerek elindeki ipleri hızlıca çözdü.

"Hızlı hereket et ve ağzını kapalı tutmaya çalış. Yanlışlıkla başkasını değil de seni vurmayayım."

"Carmen." Arkadaşının sesi uyarıcı bir tonda çıkınca kadın ne var dercesine başını salladı.

Kolunu kavrayan parmakları öyle sıkıydı ki, Tony bir anlığına onun kadın olduğuna inanamadı.

Hızla harabeye dönmüş olan binadan çıktılar, araba sesleri uzaktan duyuluyor, kalabalığın sesine karışıp kayboluyordu.

Carmen, Tony'yi arkasında sürükleyerek birkaç sokaktan geçirdi, sarışın kadın arkalarından temkinli bir şekilde ilerliyor, silahını bir an olsun aşağı indirmiyordu.

"En fazla iki kilometre uzakta." dedi kadın tek eliyle geldikleri yönü işaret ederken.

"Araba nerede?"

"Sokağın sonundaki eve bıraktım." Carmen başıyla onayladı ve koşmaya başladılar.

Birkaç metre sonra araba sesleri daha da yaklaştı ve Tony silahın patladığını duyar duymaz yere eğildi. Istemeden kadını da kendiyle aşağı çektiğinde Carmen küfretti.

"Keşke seni orada bıraksaydım."

"Carmen, git, ben kalacağım." Kolunu mengene gibi sıkan parmaklar bir anlığına gevşeyince Tony kadının arada kaldığını fark etti.

"Git!" Carmen yanıt vermeden yeniden kolundan sürüklemeye başladı Tony'yi.

"Nereye gidiyoruz?" Carmen bıkkın bir nefes verirken göz ucuyla Tony'ye baktı.

"Göreceksin."

Sessizce birkaç köşeyi daha döndüler, yürürken insanların bakışları bir süreliğine üzerlerinde dursa da pek umursuyor gibi bir halleri yoktu. Tony bir anlığına kaçmayı düşündü ama Natasha'yı tanıyan bu kadının ondan fena olup olmayacağını tahmin edemezdi. Dişlerini sıkarak bu düşünceyi kafasından atarken bir yandan da kadına ayak uydurmaya çalıştı.

"Geldik." Carmen birkaç adım ilerilerinde olan arabaya koşar adım ilerledi ve Tony'yi yanındaki koltuğa oturtup ani bir hareket yapmayacağına emin olduktan sonra kendisi de sürücü koltuğuna yerleşti.

Arabayı çalıştırdığı anda gaza bastı, birkaç dakika içinde ara sokaklardan çıkıp ana yola girmişti bile. Tony kapının koluna sıkıca tutunurken yanındaki kadına baktı.

"Merak etme." dedi Carmen gözünü yoldan ayırmadan. "Seni evine götüreceğim."

Tony rahatlayarak arkasına yaslandı ama eli hala kapının kolundaydı.

"Yine de yolumuz uzun. Bana bir şeyler anlatmak ister misin?"

"Eğer anlıyorsan fizikten konuşabiliriz." Carmen ani bir hareketle direksiyonu kırdı.

"Daha önce kimse sana adının anlamını hak etmediğini söylemiş miydi?"

"Adımı öğrenecek kadar uzun yaşayan pek kişi yok." Tony kaşlarını kaldırarak gözlerini ondan çekti, ne kadar uzun süre bakarsa o kadar korkunç gözüküyordu sanki.

"Ne güzel." diye mırıldandı yolu izlerken.

"Konuşacak mısın?"

"Ne bilmek istiyorsun?" derken Natasha'nın Fury'nin sözünden çıkmayan sadık bir ajan olmasını umdu, aksi takdirde kendisini bu kadın öldürmezse bile o öldürecekti.

"Her şeyi." Tony bir anlığına ne diyeceğini bilemedi ama Carmen'in başka bir şey söylemeyeceğini anlayınca tanıştıkları andan başlayarak her şeyi ona anlattı.

Bitirdiğinde kadının suratına düşen gölge onu ürpertti. Her an silahı çekip Tony'nin kafasını patlatacakmış gibi bir hali vardı.

"Sonraki görüşmeniz ne zamandı?"

"Görüşmedik."

Carmen tek kaşını kaldırarak ona döndü. "Bu kadar mı?"

"Bence yanlış adamı kaçırdın, Fury benden daha fazla şey biliyordur."

"Muhtemelen haklısın ama onun senin kadar kolay düşeceğini sanmam."

"Bana kolay lokma mı diyorsun sen?"

"Değil misin?" Tony, buraya nasıl geldiğini hatırlayınca suratını buruşturdu.

"O sendin."

Carmen güldü. "Şimdi mi fark ediyorsun?"

"O zaman elinde bir silah yoktu ve sarhoştum,"

"Bir dahakine gördüğün her kadını eve götürmezsin artık."

Tony başını sağ tarafa çevirerek camdan dışarıyı seyrederken mırıldandı. "Evet, tabii."

Continue Reading

You'll Also Like

513 61 4
𝐆𝐮̈𝐜̧ 𝐯𝐞 𝐀𝐬̧𝐤| 𝐘𝐚𝐬̧𝐚𝐝ı𝐠̆ı 𝐳𝐨𝐫𝐥𝐮𝐤𝐥𝐚𝐫𝐝𝐚𝐧 𝐬𝐨𝐧𝐫𝐚 𝐠𝐮̈𝐜𝐮̈ 𝐢𝐜̧𝐢𝐧 𝐬𝐚𝐯𝐚𝐬̧𝐚𝐧 𝐛𝐢𝐫 𝐤ı𝐳. 𝐆𝐮̈𝐜̧ 𝐯𝐞 𝐀𝐬̧𝐤'...
2.4K 136 25
Dört kardeş narniada hiç bilmediği bir yolculuğa çıktığından habersiz dolaba girdiler ama onları bekleyen bu kehanet ve yaşayış onları yeni insanlarl...
2.9K 818 11
Hani kitaplarda tam esas kızla esas erkek kavuşacakken esas erkeğin eski sevgilisi ortaya çıkıp hamile olduğunu söyler ya, işte o eski sevgili benim...
153K 16.2K 53
Jungkook, erzağının bitmesiyle kendine yiyecek birşeyler ararken, Taehyung'un liderlik yaptığı bir küçük bir şehirle karşılaşır. Jungkook, açlığını d...