arcade; johnjae

By mrew127

512 68 49

"kaybedilen bir oyuna bağımlı oldum." [threeshot] More

losing game
mistletoe

santa tell me

122 23 20
By mrew127


Jaehyun yolculuğa çıkmak için her şeyini hazırlamıştı. Fazla bir eşya almayı da düşünmüyordu. Kalacağı süre çok uzun değildi. Noel için gidiyordu ve kısa sürede dönmesi gerekiyordu. Hayatı boyunca bir noel haricinde hepsini ailesiyle birlikte geçirmişti. Bu yılında farklı olmasını istemiyordu. Peki o tek bir Noel'i kiminle geçirdiğini sorarsanız, cevap basitti. Aşık olduğu adamla geçirmişti. Ona o Noel'den önce aşık olmuştu ama o gece aslında kendine itiraf ettiği ilk zamandı. Onu başka bir kızla gördüğünde kıskanmıştı evet ama aşk olduğuna çok fazla inanmamıştı.

Bu yüzden en çok kar onu hatırlatıyordu, küçük kalbine. Çünkü her şeye rağmen bir saflığı olduğunu düşünürdü. Kar gibi saf ve güzeldi onun için.

Ayrıca kış aylarında kar yağdığında daha çok zaman geçirme imkanları olmuştu. Basketbola ayıracakları vakitlerini birbirleriyle konuşmaya ayırıyorlardı. Bu sayede birbirlerini birazda olsa tanımışlardı. Johnny ona en iyi arkadaşı olduğunu bile söylerdi böyle zamanlarda. Özellikle sıcak çikolata içtiklerinde daha neşeli olduğunu fark etmişti Jaehyun. O zamanlarda daha çok gülümserdi. Ve çok az ettiği iltifatlardan birini de sıcak çikolata içtikleri bir zaman yapmıştı. Bu kokunun verdiği o hoş his gibi senin kokunda demişti. Daha sonra konuyu hemen değiştirdiğinde Jaehyun onun utandığını anlamıştı. Burukça gülümsemişti. Çünkü kalbi yinede buruktu her zaman. Kendisini asla o duygularla sevmeyeceğini düşünürdü.

Yolculuğu otobüsle yapacaktı. Jungwoo'da ona eşlik edecekti ama bazı işleri çıktığı için gelemeyecekti. Yalnız başına yolculuk yapmayı sevmezdi ama katlanmak zorundaydı. Dışarıyı izleyip müzik dinleyerek güzel zaman geçirebilirdi. Bu yüzden yanına sony wolkman mz-1 cihazını almayı unutmamıştı. Sevdiği şarkıların olduğu üç kaseti de yanına aldığı küçük çantaya yerleştirmişti.

Anıları aklında canlanacağı için korkmasına rağmen heyecanlıydı da. Kış ona ayrı bir neşe katıyordu ve Noel'de mutlu olması gerekiyordu. Bineceği otobüse doğru yürürken gülümsemeye çalıştı. Farkında olmadan da gülümsemesi büyümüştü. Onun böyle gülümsediğini gören insanlar nedenini merak ederek ona bakarken, onlarda farkında olmadan gülümsüyordu. Hüzün gibi mutlulukta bulaşıcı olabiliyordu.

Karlara bastığında çıkan seste onu eğlendirmeye başlamıştı. Otobüsü birazdan hareket edecek olmasaydı, biraz daha bırakırdı ayak izlerini beyazların üzerine. Elindeki çantanın ağırlığını bile unutmuştu o an. Ama tam otobüse binerken gülümsemesi solmuştu. Yalnız olduğu tekrar aklına gelmişti. Yılın ilk karında birileriyle kartopu oynamak isterdi. Sadece kasabaya döndüğünde birkaç arkadaşı ile karşılaşıp çocukluklarında olduğu gibi oynamayı ummuştu. Bu sırada kapının girişinde öylece dikildiğini ise ona seslenen ses ile fark etmişti. Özür dileyerek kendi koltuğuna doğru ilerlemeye başlamıştı. Otobüsün çoğu koltuğu dolmuştu bile. Ama iki kişilik boş koltukların bulunduğu yerin kendi kısmı olduğunu fark etmişti. Cam kenarına oturarak dışarıyı seyredebilecekti.

Üzerine dönen birkaç bakışı fark etmişti ama hiç dönüp bakmamıştı bile. Koltuğuna ulaşarak oturmadan önce valizini üst kısımdaki boşluğa yerleştirmişti. Yanındaki küçük boy çantasını ise oturduğunda kucağına koymuştu. İyice yerine yerleşerek biraz etrafa göz atmıştı. İnsanlar ordan oraya koşuşturuyordu. Sevdikleri ile kutlamak istiyorlardı bu özel günü. Geç kalmak istemediklerinden de adımları hızlıydı. Gözlerini dışarıdan çekmesine neden olan şey yanına yerleşen bedendi. Kendinden bir on yaş büyük olduğunu düşünüyordu adamın. Göz göze geldiklerinde kafasıyla hafif bir selam vermişti. Ardından otobüs harekete geçtiğinde vakit kaybetmeden çantasındaki küçük kaset çaları çıkarmıştı. Noel'e uygun bir şarkı yanındaydı ve yolculuğa onunla başlamak istiyordu. Kulaklığı yerini bulduğunda kaseti takarak oynatmıştı. Şarkının ritmini duyduğunda iyi hissediyordu, ne kadar onu hatırlatıyor olsa da.

"Noel baba, eğer oradaysan söyle bana
Eğer önümüzdeki yıl burada olmayacaksa beni tekrar aşık etme."

Şarkı ona karşı hissettiklerinin bir özeti gibiydi. Çoğu söz onu anlatıyordu. Yılbaşında ona aşık olmasından, Jaehyun'un ökseotlarını görmekten sakınmasına kadar.

"Noel'i her yerde hissediyorum.
Ve sakin olmaya çalışıyorum ama onu odada yürürken gördüğümde odaklanmakta zorlanıyorum."

Ve yolculuk boyunca aynı kaseti dinlemeye devam etmişti. Yola çığ düştüğü için birkaç saat geç gidecek olmasına rağmen bunu sorun etmemişti. Yanına fazladan pil almayı unutmadığı için mutluydu sadece. Hem ailesi bu Noel'e tüm kasaba halkıyla birlikte girmeyi düşünüyordu. Jaehyun çok kalabalık ortamlardan pek hoşlanmazdı. Bu yüzden otobüsün geç varacak olması onun için oldukça iyi bir şeydi bile. Tek sorun otobüsün benzinini idareli kullanmak için ısıtıcıları çok çalıştırmamasıydı. Biraz üşümüştü ama bu küçük şeyi sorun etmeyecekti. Kalabalık bir ortam olduğu için soğuk çok fazla da etki edemiyordu.

Otobüs herkesin beklediği saatten geç hareket etmişti. İnsanlar Noel'e otobüste girmek istemediği için endişeliydi. Daha geçmeleri gereken dağlık alanlar vardı ve yine aynı sorunun olmasından korkuyorlardı. Yine de bir şey olmamıştı. Kişi sayısı yavaşça azalmaya başlamıştı. Saatte gece yarısına yaklaşıyordu.

Yaklaşık olarak beş dakikadan az kalmışken kasabanın girişine gelmişlerdi. Şoför girişteki büyük kapının orada arabayı durdurmuştu. Yerinden kalkarak küçük çantasını almıştı ilk önce. Karda zarar görmemesi için kaset çalarını da kapatıp kaldırmak zorunda kalmıştı daha öncesinde. Yukarı kısımdan da valizini alarak otobüsün kapısına doğru ilerlemişti. Basamaktan son adımını atıp inmeden önce şoföre 'Mutlu Noeller' demeyi unutmamıştı.

Buradan itibaren eve kadar yürüyecekti. Çok uzak değildi ve yavaşça etrafın tadını çıkararak gidecekti. Kar sakince yağıyordu. Çok huzurlu bir görüntüyü. Sokak lambalarının ışıltısı altında düşüşlerini izlemek istiyordu bir süre. Bunu çantasını eve bıraktıktan sonra yapmaya karar vererek yürümeye başlamıştı. O sırada görüş açısına atari salonu girdiğinde kalbinde bir sıkışma hissediyordu. Gerçekten biri kalbini elleri arasında sıkıyor ve onun nefes almasına da engel oluyor gibiydi. İstemeden gözünden bir yaş düşmüştü. Kaybedilen bir oyuna bağımlı olduğunu düşünüyordu hala.

Tam gözlerini oradan çekip yürümeye devam edeceğinde, atari salonunun kapısından çıkan tanıdık bir bedeni fark etmişti. Ona doğru koşuyordu, yerlerin kaygan olduğunu umursamayacak kadar hızlı bir şekilde. Kendini azarlayacağını falan düşünerek yüzünü düşürmüştü Jaehyun. Valiz ve çantası ise elinden kayarak yere düşmüştü hafifçe.

Ama bu sefer hiçbir şey düşündüğü gibi olmamıştı. Kendine sarılan bedenle şok olmuş bir biçimde gözleri açılmış ve kalbinin atışı hızlanmıştı. Bu yaşananın Noel babanın onun için hazırladığı bir hediye olduğunu düşünmüştü bir an. Oysa Noel baba gerçekçi hayaller hediye edemezdi insanlara.

Bedenleri ayrıldığında, vücudunun donduğunu hissetmişti Jaehyun. Kas katı olmuş gibiydi. Buna rağmen başını kaldırarak karşısında duran bedenin gözlerine bakmıştı. O ise gülümseyerek bakıyordu ve birkaç kelime mırıldanmıştı.

"Ailen geleceğini söylemişti ama çok fazla geç kaldın. Bir an gelmeyeceğini düşünmek çok korkunçtu." Bunları kendinden uzun olan bedenden duyduğuna şaşkındı. Parmaklarını saran parmakların sıcaklığını hissettiğinde de daha çok şaşırmıştı. Jaehyun'u hafifçe çekeren bedenlerini kasabanın girişindeki büyük taştan kapının tam altına getirmişti.

Geri yüz yüze gelmelerini sağlayarak şu cünleleri mırıldanmıştı.

"Her şey için çok üzgünüm ama bunun zamanı geri alamayacağını biliyorum. Yinede bir şeyleri telafi etmek istiyorum. Seni seviyorum, Jung Jaehyun." Olaylar tamamen kendiliğinden gelişiyordu. Jaehyun tek kelime edebilecek durumda bile değildi. Dudaklarına kapanan dudaklarda zaten konuşmasına engeldi.

Dudaklarını birleştiğinde de çığlık sesleri duymuştu. Noel'e girmiş olmalılardı. Ve farkında olmasa da tam üstlerinde bir ökse otu vardı. Johnny onu bilerek buraya çekmişti.

Johnny'nin elleri onun bellerine dolanırken, Jaehyun'un elleri de boynuna dolanmıştı. Anın tadını çıkarırcasına yavaşça öpüyorlardı birbirlerini. Bazen onlara birkaç kar taneside eşlik etmeyi ihmal etmiyordu. Saçlarına bile konmuştu o küçük beyazlıklar. Bir süre sonra nefesleri kesildiğinde ayrılmak zorunda kalmışlardı. Uzun beden ise birkaç derin nefesten sonra bir soru yöneltmişti karşısındaki bedene.

"Bu nasıl hissettirdi?" Gülümseyen bedenin ise cevabı gecikmemişti.

"Tıpkı Noel gibi."

Continue Reading

You'll Also Like

5.5K 692 28
"Tik." gözlerimi anında açtım ve önümdeki boş sokağa baktım. Bu sesi çıkarabilecek hiç bir şey yoktu sokakta. "Tak." gözlerimi kocaman açarak sesin...
3.1M 12.5K 2
'Umudun gece ise, ay'a tutun.' ∞ (15/08/2018; Başlama tarihi.)
238K 22.5K 24
Jeon Jungkook, 20 yaşına gelen herkesin dolunay gecesi kurt cinsiyetini ôğrenmesi şerefine düzenlenen baloda, kardeşinin kurt cinsiyetini kutlamaya g...
223K 20.8K 27
010 ***: hamileyim jungkook: sen kimsin