HASTA

By alone_love_

150K 9.1K 1.5K

Sıradan bir kız olan hira. Bir hafta ortadan kaybolur ve geri döndüğünde her türlü cinayeti işleyebilecek bi... More

Tanıtım
hasta -1-
Hasta -2-
Hasta-3-
Hasta-4-
Hasta-5-
Hasta -6-
Hasta-7-
Hasta-8-
hasta-9-
hasta-10-
hasta-11-
hasta -12-
hasta-13-
hasta-14-
hasta-15-
Hasta-16-
Hasta-17-
Hasta-18-
Hasta-19-
Hasta-19.5-
Hasta-20-
hasta-21-
hasta-22-
Hasta-23-
Hasta-24
hasta-25
hasta-26-
Hasta-27
Hasta-28
Bölüm-29

Bölüm-30 Final

1.1K 58 49
By alone_love_

Merhaba arkadaşlar artık finale geldik. Bu kısımda biraz zaman atlamaları olacak kalan kısımları sizin hayal gücünüze bırakıyorum.

İyi okumalar...

Dağ evi gezisinin üzerinden üç yıl geçmişti. Hira üniversiteye başlamış zaferse Türkiye de psikoloji ve danışmanlık merkezi kurmuştu.

Zafer açtığı merkezde diğer dallardan psikologları işe almak için başvuru formlarına bakarken hira çıldırıyordu.

"zafer bu kadını seçemezsin"

-"ya neyi var kadının. Başarılı bir psikolog"

"resminde hayır yok bu yılan gözlünün"

-"gerçekten sebep bu mu"

"ne olsun başka. İstemiyorum o kadını nokta"

Sayfalar arasından hira bir formu beğenip inceledi. Adam manken gibiydi hatta gibisi fazla olabilir.

"bu nasıl hem de çok başarılı"

Zafer de önce başarılarına baktı sonra resmine geldiğinde.

-"buda olmaz"

"neden"

Zafer de hemen bir yalan uydurmalıydı
"baksana eğitime kapalı hiç bir kongreye ya da eğitime gitmemiş"

Hira "ha doğru" deyip inanırken zafer içten içten gülüyordu.

Odada bir bildirim sesi duyulurken hira telefonu eline alıp baktı. Bir şeyler yazıp cebine geri koydu.

Zafer önündeki kağıtlarla uğraşırken bir bildirim daha geldi.

Hira yine bir şeyler yazıp cebine attığında bu kez zafer başını kağıtlardan kaldırmış cevap bekler gibi bakıyordu kıza.

Hiraysa gülümsedi "yan sınıftan tuğberk hafta sonu dışarı çıkalım mı diye sordu ben de kabul etmedim"

Zafer sakin olmaya çalışarak sordu "senin bir sevgilin olduğunu biliyor mu? "

Hira masaya oturdu.
" tabi ki sağır sultan bile biliyor seni "

Sabır diler gibi gözlerini kapayıp açtı
" ne diye çağırıyor o zaman "

" off zafer arkadaşça bir teklif işte hem böyle düşüneceğini bildiğimden kabul etmedim zaten"

Zafer içindeki kıskançlık ateşini bastırmaya çalışsa da olmuyordu. Psikolog yanı kıskanman normal sen sağlıklı bir erkeksin sadece kıskançlığın kızı baskılamasına hayatına müdahale etmesine izin verme diyordu kendi kendine ama ne çare içten içten kuduruyordu.

-"tamam" diyerek kapattı konuyu.

Hira "sen beni kıskandın mı"

"hayır"

Kız gülerek zaferin sandalyesinin ardına geçti. Genç adamın boynuna sarıldı.

"senin kıskanan kalbi yerim"

Zafer de gülümsedi bu kez.
"ye be kadın beynimi tükettin onu da ye"

Hira zaferin burnuna dokundu.
"şşt hiç bir şey söyleme çünkü inanırım"

"dudaklarımı kapatman gerekmiyor muydu"

"olmaz bu benim tarzım"

Dudakları  kızın yanağını hedef aldığında kapı iki kez tıklatılıp beklemeden biri içeri girdi.

Buğra "ama " deyip kafasını çevirirken hira hızla ayağa kalkmış zafer de sert bir nefes vermişti.

"abi kapıyı tıklıyorsun bari gel komutunu bekle"

Buğra" sanki ben bayılıyorum sizi basmaya. istediğin muhasebeciyi buldum yol üstü geçerken uğrayıp haber vereyim dedim "

" iyi yaptın gel otur bir kahve içelim "

Hira" siz oturun ben de eve geçeyim yoruldum bu gün"

Zafer "tamam kendine dikkat et"

Ayağa kalkıp kıza sarıldı uğurlar gibi sağ yanağından öptü. Sol yanağına geçip alt dudağını birkaç milim sürterek öptüğünde kızın kalbi deli gibi gümbür gümbür atıyordu. seslice yutkundu

"şey ben gidiyorum görüşürüz Buğra" deyip koşar adım kaçtı odadan. Kızaran yanağını buğranın görmesini istemiyordu.

zaferinde kanı kaynıyordu artık. Evlenmeleri için henüz erken olduğunu biliyordu ama neticede oda bir erkekti.

"evet nerde kalmıştık"

...............................

Hira eve geldiğinde kısa bir duş aldı. Telefonundaki mesajlara cevap verirken bir yandan da sosyal medyadaki hesaplarına bakıyordu.

Üniversiteye başlaması ile birlikte  bir sürü takipçisi ve arkadaşı olmuştu. Bu durum ise zaferin hiç hoşuna gitmiyordu.

Akşam yemeği için aşağı indiğinde masada kimse yoktu. Servis yapılması için gelen hizmetliye sordu hira
"halamlar neredeler"

-"bir açılış yemeği düzenlenmiş oraya gittiler. Geç geleceklermiş"

"tamam"

İsteksizce önündeki yemekleri yiyip salondaki koltuğa oturdu.

Kanalları zaplarken sıkıntıdan patlıyordu. Evlilik programları, yemek programı, gelinler derken izleyecek hiç bir şey yoktu. o an Sanki biri feryadını duymuş olacaktı ki  zil çaldı.

Hizmetli kız kapıyı açarken hira koltukta başını geriye yatırıp kim geldiğine baktı.

Zaferi görünce hemen kalkıp ona doğru koşar adım giderken zafer daha önce gelip kıza sarılmıştı bile .

"Mehmet bey ve eylül hanım neredeler"

-"açılış yemeğine gittiler geç gelirlermiş"

Zafer böyle bir haber bekliyor gibi çarpık bir gülüş attı.

"o zaman nerde kalmıştık"

Hirayı kendine çekip dudaklarını öperken gülüyordu.  Odada sesi duyulan telefon melodisi bu güzel anı bozmaya yetmişti

Zafer umursamayıp devam etti ama ısrarla çalıyordu telefon. Daha fazla dayanamayıp kızın telefonunu koltuktan alıp baktı ekranda buse yazıyordu Meşgule atıp telefonu geri koltuğa attı.

Hirayı geri belinde tutup yanağını öperken yine telefon çalmaya başladığında sinirle yine telefona uzandı bu kez ekranda aras yazıyordu. Onu da meşgule atıp sinirle arkasını dönüp saçlarını karıştırdı.

İçten içe kendine teselli veriyordu.
Sakin ol zafer sakin ol

Hira" zafer ne oldu. Kim aramıştı ki "

" aras denen herif "

-" neden kızdın bu kadar anlamıyorum tanıyorsun sen arası sınıf arkadaşım "

" mesele tanımak değil. Senle ne zaman yakınlaşsak illa bir arkadaşın arıyor, mesaj atıyor görüyorlar mı anlamış değilim"

Hira zafere gidip sarıldı.
"bir tanem sakin ol telefonu sessize alırım olur biter"

Zafer kollarını kıza doladı.
"Olmaz o zaman benim aradıklarımı da duymazsın sinir olurum"

" ne yapayım o zaman sen söyle"

Biraz düşündü "benim yanımdayken sessize alsan"

-"tamam efendim Siz nasıl isterseniz"

.............................

Bir ay, iki ay, üç ay derken zafer iyice dolmuştu.

Bilmem kaçıncı kez hiranın arkadaşları için kavga edip kapıyı çarpıp çıkmıştı zafer.Siniri dinmiyordu. Emrelerin evin kapısını kırarcasına çalarken emre kapıyı açtı.

"zafer kırsaydın kapıyı bu ne celal"

Zafer hızla gidip salondaki koltuğa oturdu.

Seda yanlarına geldi "hoş gelmedin zafer ne oldu ne bu sinir"

Seda kocası ile birlikte zaferin karşısındaki koltuğa oturdu.

"delireceğim seda bu kız beni delirtecek. Bitmiyor abi kızın çevresinde yılışık erkek bitmiyor. İnanmadım okula gittim herkes beni tanıdı hiranın erkek arkadaşı diye ama yok hala bir sürü erkek mesaj atıyor arıyor. Teker teker döveyim mi anlamıyorum"

Emre "abi bir sakin ol. Yavaş yavaş anlat bu kez niye kavga ettiniz"

"neymiş ben evham yapıyor muşum. Ona yazanlar arkadaşça konuşuyor ben yanlış anlıyormuşum. Adam birlikte partiye gidelim mi diye soruyor ya yılışığa bak kızın sevgilisi var senle gelecek . Hira da kalkmış bana onu savunuyor."

Seda "zafer kıskanman normal ama bunu kavga olarak büyütme bu sizi yıpratıyor görmüyor musun. Kızın uzun zamandan sonra ilk kez bir sosyal hayatı oldu. Evet görüyorum üzerinde çok ilgi var kızın ama bu onun suçu değil ki. Belki davranışları fazla iyimser olabilir bunu bağırıp çağırarak çözemezsiniz. Otur konuş senin de çevren geniş bir yol göster."

Zafer sedanın sözleri ile sakinleşmişti biraz " nasıl bir yol gösterebilirim ki. Bende görüyorum kızın üzerindeki ilgiyi kızdığım konu bu değil. Hira ortamda parlayan herkesin ulaşmak istediği konuşmak istediği birisi bunu değiştiremem ama çevresinde bu denli yılışık olması beni deli ediyor hele birde hira arkadaşım dediğinde yakıyorum devreyi"

Emre "oğlum psikolog olan sensin yok mu keline bir merhemin"

Zafer "yok oğlum. Psikolog Arkadaşlarıma anlattım fazla kıskandığımı filan söylüyorlar çözüm yok"

Kafasını eğip bileğindeki bilekliklerle oynarken eline baktı durdu durdu kafasında bir ampul yandı. Hızla kafasını kaldırdı. Koltuktan bir hışımla kalkıp kapıya yürürken seda ve Emre peşinde koşturdu.

Seda "ne oldu ne geldi aklına"

Zafer kapıyı açtı çıkmadan evvel arkasını döndü "hiraya yüzük takacağım"

Seda "ne" diye cırlarken kapı kapanmıştı bile.

Zafer evine gitmiş bu kez odasında bir sağa bir sola volta atıyordu. Bunu hiraya nasıl söyleyecekti. Kız kabul eder miydi? Ya kabul etmezse? Gibi bir sürü soru aklını kurcalarken masasına oturup söylemek istediklerini yazmaya çalıştı.

Hira ben artık bir yüzük takmamız gerektiğini düşünüyorum.

"bu ne ya"

Hira ben düşündüm ki bizim artık ileri doğru ilişkimiz için bir adım atmamızın zamanı geldi.

"ya zafer bu ne evlenme teklifi et oldu olacak"

2 saat sonra çöp kovası kağıtla dolmuş yerlere dökülmeye başlamıştı.

Hira biz uzun zamandır sevgiliyiz artık sende benim bir parçam olsun istiyorum

"Allahım sanki kıza bebek teklif ediyorum"

O kağıdı da arkasına fırlattı derken masa başında uyuya kalmıştı. Yerler kar gibi kağıt toplarıyla dolmuştu.

Güneş en parlak haliyle bulutların arasında gülümserken saat 10 a geliyordu. Annesi kapıyı çaldı ses gelmeyince içeri girdiğinde odanın haline şok olmuştu.

"zafer bu odanın hali ne"

Zafer sıçrayarak uyandı çevreye baktı aklına gelince apar  topar kağıtların kiminin üzerine basarak kimini itekleyerek odadan çıkarken.

"kahvaltı etmeyeceğim beklemeyin" diye bağırdı.

Zafer çoktan merdivenlerden inmişti. Melda yere eğilip yerden bir kağıt aldı.

Hira biz uzun zamandır sevgiliyiz artık sende benim bir parçam olsun istiyorum.

istemsizce elini ağzına kapattı.
"zafer evlenmeden bu kızdan bebek mi istiyor "

Kağıtla birlikte aşağı indiğinde hala büyük bir şoktaydı melda. Hizmetli" efendim masa hazır "dediğini bile sonradan algılamıştı. Bu konuyu acilen zaferle görüşmeliydi.

Zafer arabasına bindiği gibi hiranın yanına gitmişti. Evin önüne hızla park edip koşarak kapıyı çaldı.

Eylül hanım gülerek kapıyı açtı.
" hoş geldin zafer oğlum nasılsın "

" iyiyim Eylül teyze hira odasında mı"

"evet odasında"

"tamam ben bir ona bakayım"

Zafer hızlı adımlarla merdivenleri çıkarken. Eylül arkasından seslenmişti.
"bu acelen ne oğlum"

Zafer hiranın odasının kapısına gelince durup soluklandı. Derin bir nefes alıp kapıyı çaldı ardından beklemeden içeri girdi.

Hira aynanın karşısında saçını yapıyordu. Dünden dolayı kızgın olduğundan umursamayıp saçını yapmaya devam etti.

"hira biraz konuşabilir miyiz"

-"sen konuş ben seni dinliyorum"

"hayır bırak şu saçını ciddi bir konu"

Elindeki tokayı bırakıp zaferin karşına geçti. Kollarını birbirine kenetleyip tavrını net olarak belli etmişti.

Bu durum karşısında zafer daha da bir gerildi planladığı cümleleri unuttu. Elini ensesine attı.

"ben"

-"evet"

"yani şey"

"hira"

-"seni dinliyorum zafer"

Zafer saçını karıştırdı. Derin bir nefes aldı. Şuan düşündüklerini söyleyecekti kaçarı yoktu haydi hayırlısı deyip açtı ağzını.

"hira biliyorum son zamanlarda benim kıskançlığım yüzünden çok kavgalar ettik. Hepsinde haklıyım demiyorum ama sende hak vermelisin bu kadar erkeklerin ilgi odağı olman erkeklik gururuma dokunuyordu. Her ortamda ilgi odağı olman senin hatan değil kasıtlı yapmadığını da biliyorum ama kıskanıyorum kızım ben seni. Sen çok iyi niyetlisin herkesi arkadaşın olarak görüyorsun ama erkekleri tanımıyorsun. Ben artık her yerde benim olduğunu bilmelerini istiyorum. Tanıyan tanımayan herkes. Benim niyetimin seninle evlenmek olduğunu bilsinler ve ona göre davransınlar "

Hira kollarını indirmiş bir nebze yumuşamıştı.
-" Peki bunun için ne yapmamı istiyorsun zafer ben artık bu kavgalardan çok sıkıldım. Seni seviyorum seni kaybetmek istemiyorum "

Zafer hiranın elini tuttu.
" ben diyorum ki. Kendi aramızda söz yapsak. Bu parmağında bizim yüzüğümüz olsa"

Hiranın gözleri mümkünmüş gibi kocaman açıldı dudakları aralandı.

"ney"

"hira yüzük diyorum taksak"

-"zafer ben üniversiteye gidiyorum parmağım da yüzük absürt durmaz mı dalga geçmezler mi ya"

"kimin ne düşündüğü kimin umurunda. Üstelik sözlü olmak ayıp mı niye dalga geçilsin ki."

-"bilmiyorum zafer"

Zafer kafasını çevirip camdan dışarı baktı.
"benimle ciddi olduğunu göstermekten utanıyor musun "

-"hayır aklımdan bile Geçmedi böyle bir şey ama ben düşünmeliyim zafer"

Zafer bir adım geri gidip döndü yatağın üstüne oturdu.

"yarın"

-"yarın ne"

"yarın cevabını bekliyorum"

Yataktan kalkıp kapıya doğru ilerledi hiç bir şey söylemeden çıkıp gitti.

Hira duydukları karşısında donup kalmıştı. Bir kaç dakika sonra hira aşağı indi Eylül hanım ve Mehmet bey kahvaltı ediyordu.

"günaydın" deyip masaya oturdu ama tüm neşesi kaybolup gitmişti.

Eylül "ne oldu hira zaferle mi tartıştınız"

"hayır"

Eylül " neden yüzün bu kadar solgun o zaman, kızım hasta mısın"

Çatala bir dilim peynir takıp ağzına götürdü çiğneyip yuttuktan sonra cevap verdi

"iyiyim merak etmeyin"

Kahvaltıdan sonra odasına girdi uzun bir süre odasından çıkmadı. Telefonunu kapatmış camın önünde dışarıyı izlerken düşünüyordu.

Yüzük takmaya gerek var mıydı ki?

Acaba zafer hiranın sadakatinden mi şüphe ediyordu.

Bu fikre hızla başını salladı bu olamazdı.

Deli damgasını üzerinden yeni atmıştı ya şimdi tekrar alay konusu olursa.

Hira bu gün okula gitmemişti. Akşam yemeğine de inmeyince eylül daha fazla dayanamayıp odaya çıktı.

Kapıyı tıklayıp içeri girdi. Kızı cam önünde görünce anlamıştı bir derdinin olduğunu.

Kapıyı kapatıp oda hira gibi yere oturdu.

"kızım nedir derdin söyle hadi"

Hira derin bir iç çekti.

"bir şey yok hala iyiyim"

Eylül  "hiç iyi bir yalancı olamadın zaten. Anlat kızım ne oldu. Biliyorum bir annen olamam ama ben seni büyütürken de hiç yeğenim olarak görmedim sen hep benim kızım oldun. Hadi anlat derdini birlikte çözelim."

Hira daha fazla tutamadı içinde.

"zafer sözlenelim diyor"

-"neey"

Hira başını eğdi.
"işte bende bu tepkiden korkuyorum"

Eylül biraz düşündü aklında tarttı.

-"sen ne düşünüyorsun hira"

"bilmiyorum korkuyorum. Yüzüğü takmak değil okulda alay konusu olmaktan korkuyorum"

-"yani zaferden yana bir endişen yok mu"

"hayır hala onu seviyorum. Onunla bir Geleceğimiz olsun istiyorum ama okuldan sonra. şimdi yüzük fikri bilmiyorum işte"

Eylül yine bir süre sustu.
"kızım beni yanlış anlama kavgalarınızın bazılarını duyduk aşağı kadar geliyordu. Bu oğlan seni seviyor. Yüzük fikri de onun açısından gayet mantıklı bir hareket çünkü seni kısıtlamak istemiyor buna karşılık kimsenin sana yaklaşmasını da. Hem neden alay konusu olacakmışsın ki günümüzde evli olup üniversite okuyan da var nişanlı olup okuluna devam eden de. Haluk amcanın kızı Leylayı biliyorsun o nişanlıyken bitirdi okulunu. Böyle milletin ne dediğine önem verme. Sen mutluluğun için uğraş olur mu kızım "

Hira eylüle  sarıldı.

" teşekkür ederim hala. İyi ki varsın "

-" ne demek kızım. "

" hala bir şey deyim mi sen benim zaten ikinci annemsin biliyorsun değil mi. Beni öz annem gibi sevip büyüttün "

-" oy benim minik kızım. Sen şimdi ne karar verdin "

Eylülden  ayrılıp gülümsedi.
" yüzük seçmeye ne zaman gidiyoruz "

-"yaa nasıl mutlu oldum bilemezsin şimdi kızım sözleniyor ha"

"eeeeeevet"

........................................

Zafer eve geldiğinde canı çok sıkkındı. Merdivenlerden odasına çıkıp yatağına attı kendini.

"ya kabul etmezse"

Sağa döndü sola döndü yok. Kapısı çalındı.

"gel"

Melda içeri girdi. "oğlum konuşabilir miyiz"

_"anne sonra konuşsak olur mu hiç havamda değilim şuan "

" sadece bir kaç dakika "

_" tamam anne gel otur"

Zafer yataktan kalkıp oturdu.

"oğlum"

_"efendim "

Kadının aklındaki cümleleri toparlamak için sustuğunu görebiliyordu.

" oğlum hirayla ne zaman evlenmeyi düşünüyorsunuz? "

Şaşırtmalı soruydu. Eğer bebek fikri varsa evlenmeliydi evlenmeden olmasına asla izin vermezdi Melda.

_" hiranın okulu bittikten sonra"

"Peki evlenmeden önce bebek fikrine nasıl bakıyorsun"

_"öyle bir soru mu olur Allah aşkına anne. Evlenmeden bebek mi yapılır. Yoksa bizi evlendirmeden önce torun sahibimi olmak istiyorsun "

" yok oğlum öyle demek istemedim "

Durdu durdu daha fazla dayanamadı  cebinden kağıdı çıkarıp zafere uzattı.

" bunu görünce evlenmeden çocuk sahibi olmak istediğini sandım "

Zafer kağıda bakıp güldü.

" yok anne hirayla   aile arasında söz yapalım demek için saçmalayıp durdum işte."

"yani sen hirayla sözlenmek mi istiyorsun. Sen! "

"evet anne ben. Ben hirayı seviyorum ama sanırım o yüzük fikrine pek olumlu bakmadı"

"kabul eder merak etme oda seni seviyor"

"inşallah sultanım"

Melda odadan çıktı. Beş dakika sonra odaya kahvaltı tepsisi geldi.

Biraz atıştırıp duşa girdi. Güzel bir duşun ardından arabasına bindiği gibi sahile gitti.

Aklı sürekli hiradaydı. Yanlış bir şey söyledim mi diye tüm konuşmaları tekrar tekrar aklından geçiriyordu. Bir yüzük neden bu kadar sorun olmuştu ki.

Hira gençliğini zaferle heba etmek istemiyor muydu. Gibi tonlarca düşünce arasında boğuluyordu. Hava kararmıştı. arabanın içini telefonun ışığı aydınlatırken ekrana baktı emre arıyordu. açık kulağına götürdü.

"efendim emre"

-"abi neredesin melda teyze arayıp durmuş seni "

"sahildeyim oturuyorum telefon sessizdeydi duymadım "

-"tamam bekle beni orada annene dönüş yapayım geliyorum" 

"tamam"

yarım saat sonra emre elinde içeceklerle geldi. zafer gibi arabanın kaputuna yaslandı. Bir tane redbull uzattı.

-"ee süzme aşık ne oldu hira kabul etmedi mi "

"hayır. Düşünmesi için zaman verdim"

-"ne güzel işte direk kestirip atmamış"

"öyle ama çok soğuktu bana karşı sanki evliliği düşünmüyor gibi"

-"abi olur mu öyle şey kızlar ergenliğe girdikten sonra gelinlik hayali kurmaya başlar bilmiyor musun. Birde psikolog olacaksın"

 "emre ondan bahsetmiyorum benimle evlenmekte kararsız gibi"

-" zafer sende biraz evham yapmıyor musun. Kız seni ciddi anlamda çok seviyor ama anlayış göster kızın gençliği boş bir evde geçmiş hiç bir şey yaşamadı diğer genç kızlar gibi bu yüzden evlilik fikri ona korkutucu gelebilir haksız mıyım" 

zafer içecekten bir yudum aldı .

"aslında haklısın. Ben kendi isteklerimden kızın geçmişini unutmuşum bir an "

emrenin telefonu çalınca açıp kulağına tuttu.

"tamam karıcım tamam geliyorum "telefonu kapatıp zafere döndü.

"abi kusura bakma bizim kayınvalide uçakla gelecekti hava alanından almayı unuttum kadın evdeymiş seda gidince beni öldürecek şu kızla da bir kaç seans konuşsan olmaz mı "

zafer içeceği arabanın üzerinde bıraktı.

"sedayla konuşmak mı. Düşman başına sen en iyisi olumlu yaklaş sürekli. Birde hızlıca eve git daha fazla kızdırma "

"tamam ben kaçtım o zaman"

 emre gittikten sonra bir kaç kutu daha içti. sabah karşı gün doğarken eve gitti o yorgunlukla üzerini değiştirip yattığı gibi uyumuştu.

Sabah hira çok beğendiği  pudra elbisesini giydi krem rengi topuklu ayakkabıları saçlarını da özenle yaptı çok heyecanlıydı.

Aşağı indiğinde Eylül "kızım harika görünüyorsun gitmeden kahvaltı etseydin"

"zaferle ederiiiimm"

Evden çıkıp taksiyle zaferin evine gitti. Kapıyı Melda hanım açmıştı.

"hoş geldin kızım"

"hoş bulduk Melda teyze"

Hira içeri geçerken Melda hiraya şöyle bir baktı.

"kızım çok güzel olmuşsun bu özenin sebebi nedir acaba"

Hira zafer söyledi mi acaba diye düşündü sonra bilmiyorsa da öğrensin deyip koy verdi cevabını.

"zafer sözlenme teklifi etti. Bu gün yüzük bakarız diye düşünmüştüm"

Melda bir heyecanla sarıldı kıza.
"oy sen şimdi bu evin gelini mi olacaksın. Ben biliyordum kabul edeceğini çok mutlu oldum"

Hira kızarırken Melda ayrıldı kızdan. Yüzüne baktı. "tamam tamam utanma hemen zafer odasında uyuyordur"

Hira elini yüzüne kapatarak üst kata çıktı zaferin odasına gelince yavaşça içeri girdi.

Melda nın dediği gibi mışıl mışıl uyuyordu zafer.

Şimdi hira evlendiğinde bu adamla aynı yatakta mı uyuyacaktı. Karnındaki kelebekler kendini gösterirken yine utanmıştı. Ellerini yüzüne koyup geçmesini istedi ama nafile.

Öyle güzel uyuyordu ki adam hira yavaşça uzanıp bir öpücük kondurdu yanağına.

Zafer mırıldandı ama uyanmadı.

Hira çantasını kenara bırakıp yanına yattı zaferin. Elini adamın yüzüne koydu. Bu yüzü ömrünün sonuna kadar görebilir ve her seferinde bıkmadan izleyebilirdi.

Yüzünü yavaş yavaş okşarken zafer gözlerini açtı.

"çok güzelsin"

-"seninle güzelim"

Zafer sözüne cevap gelince bir anda gözleri büyüdü. Rüyada olmadığını anlamıştı.

Hızla yataktan kalktı. 

Zafer "sen niye geldin bir şey mi oldu"

Hira genç adamın daha afyonunun patlamadığını gördü gülümseyip yanağını öptü.

"birtanem yüzük bakmaya gitmeyecek miyiz"

Zafer durdu. Yüzük? Belki 35 köşeli jetonu çarptı çarptı ve düştü.

"kabul ettin mi"

Hızla ayağa kalkıp sarıldığı gibi kaldırdı kızı yataktan sağa sola çocuk gibi sallanıyordu.

"kadın sana ben ölürüm haberin var mı"

-"ölme yanımda kal"

Zafer kızdan ayrıldı. "üzerimi değiştireyim hemen çıkalım"

Dolabın başına gitti üstündekini hızla yere atarken kaslı sırtını izliyordu kız. Şimdi o sırtında ellerini gezdirmek istiyordu. Karnındaki kelebekler yine çırpınınca karnını tutup iki büklüm oldu. Birkaç saniye sonra geçmişti.

Zafer pijamayı indirmek için hareket edince hızla arkasını döndü kız. Henüz bu görüntüye hazır değildi. zafer hızla giyindi. Arkasını döndüğünde aklına gelmişti kızın varlığı. Hira arkası dönük elleri ile oynarken.

"hazırım" dediğinde hira zafere döndü.

Sabahtan beri dikkat etmediği kızı şöyle bir süzdü. Pudra elbisesi ayakkabıları saçı her şeyiyle nefes kesiyordu.

Hormonları coşarken yutkundu.
"harika görünüyorsun"

Kız gülümsediğimde bir darbede bu harika gülüşten yemişti kalbi.

"teşekkür ederim"

Zafer arkasını döndü. Biraz daha bakarsa kaplan gibi atlayacaktı kızın üstüne.

"ben saçımı yapayım"

Banyoya girip birkaç dakika sonra çıktı kızın elinden tutup aşağı indiler.

Melda " oğlum birlikte kahvaltı edelim"

"yok anne işlerimiz var"

Melda " biliyorum ben işinizi. aç karnınamı gezdireceksin gelinimi. Gel bir şeyler atıştırın öyle gidin gezecek çok mağaza olacak"

Ve bu gün sanırım herkes hiranın domates gibi olması için uğraşıyordu.

Zafer "gelinin mi? Ağzına nasılda yakıştı Melda sultan "

Hiraya baktı kızın yanakları kıp kırmızı.

Gülerek masaya çektiğinde şaşkın bir başar vardı masada.

Başar "oğlum neler oluyor bana da söyleyecek misiniz"

Zafer hirayı sandalyeye oturtup kendi de oturunca cevap verdi.

"hirayla sözleneceğiz ya yüzük bakmaya gideceğiz"

Başar öksürmeye başladı. "yüzük mü"

Melda başara su verdi. Adam içtikten sonra "ardından hemen evlenecek misiniz"

-"yok baba şimdilik sadece söz yapacağız"

"seni ballı evlat buldun hira gibi güzel kızı kaçırma zaten. Gidip selinle evleneceksin diye ödüm kopuyordu"

-"yok artık baba. Selin mi Allah korusun"

Hira şaşkınlıkla sordu " selin kim"

-"Türkiye de peşimden ayrılmayan bir kız. yılışık bir kız var demiştim ya sana o işte."

"anladım"

Kahvaltının ardından doğruca yüzük bakmaya gittiler. Ne kadar model denerse denesin hoşuna gitmiyordu bir türlü. En sonunda sade bir alyansın en doğru seçim olduğunu düşünmüştü.

Ertesi gün söz için mekan arayışına girdiler. Eylül ve Melda sözün evde olmasını istemiyordu özel olmalı diye tutturmuşlardı.

Eylül kızım en güzeline layık deyip en lüks otellerde yapılmasını isterken Melda otel değil de lüks bir yalıda yapılsın istiyor kimse hiraya sormuyordu.

İki aile zaferlerde toplanmış bir gayretle tartışıyorlardı. Bu iki gençse bıkkın halde izliyordu.

Aklına gelen fikirle ayağa kalktı hira. Bu hareketiyle tüm aile susmuş ona bakıyordu.

"buldum"

Eylül "neyi buldun kızım"

"sözü nerede yapacağımızı. Ben diyorum ki zaferle piknik için bir tepeye gitmiştik. Hatırlıyor musun zafer orda güzel bir salıncakta vardı."

Zafer" evet hatırlıyorum "

" ilerisinde bir kafe görmüştük hatırladın mı küçük bir yerdi orda yapsak nasıl olur "

Eylül" küçük mü. Kızım bu özel bir gün öyle alelade bir yerde yapılır mı. "

" hala düğün değil ki bu Söz sadece "

Melda" öyle deme kızım Söz de önemli"

Hira yardım diler gibi zafere baktı. Zafer de çaresizdi bu kadınlara karşı.

"Peki şöyle anlaşalım sözü ben istediğim yeri seçeyim. düğün yerini de Siz seçersiniz Söz veriyorum ne kadar süslü olursa olsun kabul edeceğim "

Melda ve eylül birbirine baktı. Ardından aynı anda "tamam o zaman" demişti.

Bir hafta kıyafet arayışıyla geçti. Mekan süslendi ve sonunda beklenen gün gelmişti. Hira ip askılı gümüş gri tüle benzeyen işlemeli kısa bir elbise giyerken  zafer siyah bir takım elbise çekmişti üzerine.

Herkes arabalardan inip uzaktan mekana baktılar. Kafeden çok çay bahçesi gibiydi. Hava karardığı için Renkli ışıklar çardakları süslerken Önünde ise yemyeşil orman harika bir manzara sunuyordu. Oturma yerlerinin üstünde ahşap direklere çiçekler asılmıştı. Ağaçların üzerinde bile renkli ışıklar vardı.

Bu güzel ortamı bozmamak için küçük bir alana sadece aileye yetecek kadar beyaz örtülü masa getirilip süslenmişti.

Seda "hira burası çok güzelmiş"

"değil mi"

Zafer kızın elinden tutup söz mekanına götürürken. Koca bir akraba ordusu peşlerindeydi.

Herkes Beyaz masaların önlerine geçti. Küçük bir tören olsun isterken buğranın ailesi, berkayın ailesi hiranın diğer teyzeleri, amcaları onların ailesi derken ortam baya kalabalıktı.

Melda "ya şunlara baksana çok güzel değiller mi"

Eylül "çok yakıştılar"

Emre zaferin yanına geldi. "bak zafer buna emin misin. Yüzük bu işin başlangıcı bak"

Seda emre in omzuna vurdu "emreee"

Zafer "sen değil miydin bir kız bul da evlen artık diyen"

Seda "iyi oldu zafer ben senin yanındayım artık hirayla uğraş bize bir rahat ver"

"çok alındım seda inanamazsın"

Buğra"hira niye bu kadar acele ediyorsunuz ki daha erken değil mi "

Zafer" Buğra ne erkeni üç yıl oldu farkında mısın "

Hira" zafer haklı çok da erken değil aslında"

Başar bey herkesin görebileceği bir yere çıktı.

"herkes beni dinleyebilir mi?"

Tüm kalabalık susup o yöne dönmüştü.

" bu mutlu günümüzde yanımızda olan herkese çok teşekkür ediyorum"

Bir alkış sesleri yükseldi. Alkışlar biterken devam etti.

" mehmet benim hem ortağım hem de kardeşim gibidir. Şimdi birde onunla dünür olduğumuz için ayrı bir mutluyum. Zaferi yurt dışından zorla getirdiğimde işin buralara geleceğini bilsem daha erken çağırırdım"

Bir kaç kişi kıkırdarken  devam etti.

" zaferin evleneceğini hiç sanmıyordum. Hele hira gibi birini bana gelin diye seçeceğini rüyamda görsem inanmazdım malum benim oğlan biraz zıpırdır ama gelin görün ki hira kızım önce zaferin sonra Melda ile benim gönüllerimizi fethetti. Aramızda hoş geldin hira kızım "

Tekrar bir alkış koptu. Mehmet beyde konuşma yaptı. Yüzükler geldi.

Hira zafere baktı." benden ayrılmayı aklından dahi geçirirsen seni öldürürüm. "

Zafer gülümsedi kızın kulağına yaklaştı." biliyorum beni makaslamışlığın da var "

Hira başını yere eğdi yine yüzü kızarmıştı. Beyaz tenli olmaktan bu sebeple nefret ediyordu.

Yüzükler takıldı. Garsonlar içecek servise başlarken seda hiranın yüzüğüne baktı.

"kızım bu ne ya. Az daha sadesi yok muydu."

Hira "seda ben senin gibi süslü değilim. Kızım senin alyansında bile beş taş var"

Seda "seninki de öyle olmalıydı."

Zafer sedanın saçından bir tel tutup çekti.

"ne yapıyorsun be"

Zafer "seda kadınımdan uzak dur. O senin gibi Bülent Ersoyun yeğeni değil"

Seda zaferin omzuna şakasına yumruk attı. "zafer seni Bülent Ersoy yüzüklerimle döverim"

Zafer "emre al şu karını başımızdan dakika bir gol bir çöktü karabasan gibi"

Sedanın bol taşlı siyah elbisesine atıf yapmıştı inceden.

Emre "abi laf etme gözünü seveyim zor zapt ediyorum zaten"

Berkay ve Buğra da yanlarına geldi. Tebriklerini iletirken Eylül hirayla seslendi hira aniden dönünce arkasındaki garsona çarptı o tepsidekileri düşürünce

Garson yere eğildi toplarken "özür dilerim efendim ben.."

Hira da eğildi "ay ben çok özür dilerim sizi göremedim kusura bakmayın"

Garson" efendim ben hallederim " deyip ayağa kalınca

Hira elindeki kırılmış camlarla aniden kalktı bu Kez de garsonla çok yakın olmuşlardı geri kaçayım derken ayağı takıldı garsonun elini kesti camlar.

" ya ben çok özür dilerim" deyip camları bıraktığı masadan peçete alıp garsonun eline bastırırken adamın eli çok ciddi kesilmiş deli gibi kanıyordu "

Zafer" hira dikkat et "

Hira derin bir nefes aldı. Garson hızla oradan uzaklaşırken hira bir an durdu. Bu kokuyu tanıyordu.

Zafer kızın eline baktı." canın acıyor mu kestin mi elini iyi misin "

Kızın eline baktı hiç bir yerinde kan izi görmeyince rahatladı.

" kızım korkutma insanı ya"

Hira"bilerek yapmadım ya zafer "

" biliyorum ama bir şey oldu sandım "

Melda ve eylül de gelip kızın eline baktılar kesik olmadığını görünce yine kendi yerlerine dönüp iki dünür sohbet muhabbete devam ettiler.

Gençler hep birlikte toplanmış konuşurken zafer hiranın kulağına eğildi
" bana yüzüğü de taktığına göre burada öpüşmemiz gerekmiyor muydu"

Hira karşısındakilere gülerken çaktırmadan ayağına bastı zaferin.

"kızım ayağında beton mu var senin"

Tüm gözler anlamsızca zafere bakıyordu.

Zafer kendini toparlayıp kızın belinden tuttu. Parmakları kıyafetin açıkta bıraktığı tene dokunduğunda tüm bedeni alev almıştı. İnsan bir şeye ulaşamadıkça daha da çok arzularmış. Zaferin bir sürü kız arkadaşı olmuştu ama hiç birini şuan hirayı istediği gibi istememişti.

Kızın her bir zerresine dokunmak ve teninin sıcaklığında kaybolmak istiyordu ama bunun için şuan ne yeri nede zamanıydı. Üstelik evlenmelerine de daha üç yıl vardı. Bu durumdan da anlaşıyordu ki yan zafer yan sen daha bu ateşte çok yanacaksın.

Sonunda söz merasimi bitmişti. Herkes kendi arabalarına binerken zafer ve hira da arabaya bindi centilmenlik gereği herkes zafere öncelik vermişti.

En önde zafer arkada tüm aile üyelerinin arabaları konvoy gibi tepeden inerken.

Hira başını çevirip hayran hayran zafere bakıp gülümsedi. Zaferse kızın elini kaldırıp avucunu öptü.

"sözlüm"

Hira"artık öyle oldu değil mi "

" evet. Artık ölene kadar bırakmam seni "

-" beni hiç bırakma "

Tepe yolunda dümdüz ilerlerken tali yoldan bir ışık hüzmesi yüzlerine geliyordu. zafer ve hira o yöne döndüğünde zaman yavaşladı  sokak lambasının ışığı bir anlık kamyonun içine vurduğunda  bir erkek yüzü görüldü. O an görüntüler tekrar canlandı kızın aklında.

Kızın kaçırıldığı depoda bir adamın bıçağını alıp ona saplarken ışık bir anlık adamın yüzüne vurmuştu bu o adamdı. Kız depodan çıktığında güneş ışıkları yüzüne vuruyorken haftalardır karanlık da kaldığı için güneş gözünü yakıyordu. Bu yüzden bir anlık adamın yüzünü unutmuştu. Ne zaman bir eve sığındığında elindeki kanı ve kızın üzerine sinen adamın kokusunu hiç unutmamıştı. Eve giren herkeste bu kanla karışan kokuyu aramıştı kız ve şimdi o adam karşısındaydı.

Zaman hızlandı kamyon son sürat arabaya çarptı büyük bir gürültü koparken araba bir takla atıp yoldan çıktı son sürat yuvarlanıyordu tepeden aşağı.  camlar teker teker patlıyor her biri ikisinin vücutlarında bir yere isabet ediyordu.

Dakikalar sonra araba durdu. Zafer zorla gözlerini açtı. Her yer kan gölüne dönmüştü.

"hira" sesi fısıldar gibi çıktı. Kolunu kaldırmak istedi ama kolu kalkmıyordu.

Hira da gözlerini açıp zafere baktı. Adamın kaşında büyük bir yara kanıyordu. Dudağında, kafasında, boynunda  her yerinde kan izleri vardı.

Yüzleri kan içindeyken göz göze geldiler. Bu bakışlarda bir çok anlam yüklüydü. Bir çok duygu bir çok anı Bir çok  söylenmek istenen cümle. Ağzını oynatamasa da son kez içinden geçirdi hira seni seviyorum.

Gözleri kapanıp kendinden geçerken zafer çırpınmaya çalışıyor ama yapmıyordu.

"hira...

" hira "

"hiraaaaaa"

Devamını getiremeden gözleri karardı ve kendinden geçti. Yaşananların şokuyla bir anlık donup kalmıştı herkes ne zaman akılları yerine gelince herkes arabadan inmişti ki  eylül aşağı baktı. " hiraaaa" diye bir çığlığın ardından deli gibi ağlamaya başlamıştı. Diğer yanda ise melda aynı şekilde ağlarken seda ve emre meldayı zapt edemiyordu.

buğra ve berkay kamyonun peşine düşüp  adamı yakaladılar dakikalar içinde polisler ve ambulanslar yanlarına gelirken artık herşey için çok geçti.

Ve son.
....

Kitabın kapağını kapayıp çocuklara döndüm.

Derin "ne yani elif teyze zafer ve hira öldü mü"

"Hayır güzelim bir kaç ay komada kaldılar sonra uyandılar."

Deren" Peki nasıl uyandılar anlatsana teyze ya merakta bırakma bizi "

" iki ay komada kaldılar. Zaferin uyanabilir olasılığı vardı ama hira için her an ölecek diye bekliyorlardı çünkü çok ciddi yaralanmıştı. Doktorlar hiranın fişini çekmek için hazırlandıkları sırada zafer uyandı."

Berk" hira ne zaman uyandı Peki "

" zaferin İlk sözü hira olunca fiş olayı ertelendi. Bir hafta sonra zafer hiranın yanına gidip elini tuttu." Hira ben geldim korkma yalnız değilsin" dediğinde hira uyandı. Meğer kız sürekli hastayken o boş evdeki halini görüyormuş. Zafer ikinci kez yanındayım dediğinde hira tepki verip uyandı "

Derin" yaaaa ne güzel seviyorlarmış birbirini "

Deren" Peki uyandıktan sonra evlendiler mi "

Derenin kıvırcık saçlarını okşadım.
" evet deren evlendiler, hatta sizin gibi ikiz kızları oldu"

Berk "Peki okuyup psikolog oldu mu hira"

O sıra kapı açıldı. Demir ve helin gelmişti

Onlara gülümseyip hikayemin devamını anlattım.

"evet berk hira da psikolog oldu"

Derin"annem ve babam gibiiii"

Elimdeki kitabı sıkı sıkı tutarken kapıda duran  demir ve heline gülümsedim.

Hikayenin gerçek sahiplerine...

..............................son.................................

Evet bir hikayenin daha sonuna geldik. Buraya kadar zaman ayırıp okuyan herkese çok teşekkür ederim.

Yorumlarınızı eksik etmeyin...

Sağlıcakla kalın...

Continue Reading

You'll Also Like

257K 6.2K 4
Derin Gökser, 17 yaşında babasının işleri nedeniyle doğup büyüdüğü ilçeden, evinden ve okulundan ayrılmak zorunda kalır. Duygusal sancıların içinde...
1.8K 212 46
Küçüklüğünden beri dört erkek ile büyüyen Selin'in, kendini dış dünyaya kapatmış, sadece dört arkadaşıyla takıldığı sıradan bir okul gününde ansızın...
62.2K 3.4K 19
Siz:SELAAAMMM Siz:Pışt baksana cinsiyetinin ne olduğunu bilmediğim için seslenemediğim kişiii. Siz:BAKSANA LAAAN. Siz:Mal mısın lan sen? Siz:Nuğlar b...
150K 14.1K 84
"Karım olabilirsin, ama sana elimi sürmeyeceğim." "Öyle mi? O zaman ben sana elimi sürebilir miyim? " "......Pardon?" *** Yaklaşık 20 yıl sonra, düny...