The miracle of god TAEJİN/VJİ...

By taejinizmm

12K 1.2K 877

Kim Taehyung büyükbabasının sandığını karıştırırken bulduğu antika saatle zaman yolculuğu yapar. Geldiği yerd... More

iflas
Çatı katı temizliği
Zaman
Zamanda sıkışmak.
Titreyen kalp
Fake love
Yine mi sen?
Hırsız
Tanrı 'nın Misafiri
yıldız bahçesi
Sevgi
Misafir değilsin
Black swan
Sope
Görünen son
Son akşam Yemeği
"Sevgili sevgilim, Çocuğumuz seni biliyor."

Merak?... evet

455 62 132
By taejinizmm

Taehyung yer yatağında rahatsızca esnedi.  Gözleriyle etrafa bakıyor üstündeki yorganın ayak ucuna itilmesiyle üşüdüğünden üstüne geri çekmeye çalıştı. Bir an hapşırınca hasta olup olmadığını düşündü..  pekala çok soğuk değildi ama sabaha karşı soğuğu herkes hissetmiştir değil mi? Özellikle arabayla seyahat ederken ve klima açık değilse titreten bir soğukluk gibiydi.  Yorgunu üstüne çekerek biraz daha uyumaya çalıştı. Eklemleri ağrıdığı için gece rahatsız geçmişti. Vücudu kendisi gibi dirençli değildi. Hep hastalıklara karşı dirençli olduğunu düşünürdü. Ancak vücudu aksini  söylüyordu.

Hastalanmış olmamayı diliyordu.

O yatağında yatarken içeri gelen bayan park söyleniyordu. 

"Seni tembel çocuk! Arkadaşlarınla dün çok gezdin değil mi? Bak kahvaltıya bile gelemedin. Seungjin işe gitti. Iyi misin sen?"

Kadın perdeyi itmiş ve yerde yatan çocuğa bakınca kafasına kadar çektiği yorganla şüphelenmişti. Yorganı indirdiğinde onu görünce rahatlasa da Taehyungun öksürmesiyle yüzüne baktı. Yanaklari kızarmış, göz altları biraz şişmiş ve vücudu birazcık titriyordu. Elini alnına koydu. Koymasıyla çekmesi de bir oldu zaten.

"Sen yanıyorsun çocuğum!  Aç üstünü aç. "

"Ama çok soğuk yenge."

"Soğuk falan değil. Hasta olduğun için böylesin. Ustun açık mı uyudun ya da terli mi koştun bakayım?"

Taehyung kafasını salladı. Üstünden alınan yordamıyla bacaklarını yatağa sürtüyordu. Isınmayı  deniyordu.

Üstündeki beyaz hanbok  onu sıcak tutmuyordu.

"Yenge üstümü  kapatmazsan soğuktan öleceğim. "

Taehyung titreyen ağzıyla konuştu. Böyle kal. Senin için çorba yapacağım. Sonra hekimi çağırırım tamam mi oğlum?"

Taehyung kafasını salladı ve cenin pozisyonu aldı. Hasta olmayı hiç sevmiyordu.

Soğuktan dolayı gözlerini kapatmış ve sıcağı düşünmeye çalışsa da soğuk kendini belli ediyordu. Bunu düşünmemeye çalıştı ve kadını beklemeye başladı.

Kadın geldiğinde onu kaldırarak oturmasını sağladı.

"Bu çorbayı içince yatacaksın tamam mı Taehyung? Sonra doktor gelecek ve sana bakacak. Ciddi değil, ciddi değil."

Kadın çocuktan çok kendini ikna etmeye çalışıyor gibiydi. Taehyung çorbayı içince tadını beğenmemişti. Yengesi ise kızarak hasta olduğundan tadı alamadığını söylüyordu. Taehyung en fazla on beş kaşık içince kendini geri yatağa attı.

"Sen burada bekle. Ben doktoru alıp geleceğim tamam mı Tae. Bir şey yapma.  "

Kadın hızlıca giyinerek evden çıktı.

Taehyung ise uyumamak için kendini zor tutuyordu. Titreyen bacakları kötü hissettiriyordu. Üstünde birşey olmaması onun buzullarda kaldığını hissettiriyordu. Biraz sonra kadın ve onun ilk gün gördüğü hekim geldi.

"Çok sık hastalanmıyor musun çocuk?"

Tae doktora cevap veremedi. Çenesi bile titriyordu.

"Ateşi çok var. Soğuk bir bez ıslayıp getirir misin abla? "

Kadın mutfağa giderken adam çantasını açtı. Taehyung merak ediyordu. Bu zamanda tıp bu kadar ilerlememişken ne yapabilirlerdi ki?

Hekim çantasından çıkardığı siselerin üstünü okuyor, aradığını bulamıyordu.

"Hayır bu kızamık için."

"Senin bu haplara ihtiyacın yok."

"Aman tanrım bu hiç olmaz. O daha genç ve sağlıklı. Çocuk yapabilir. "

"Hah! Buldum. "

Adam sonunda aradığı şişeyi bulunca tae ye döndü.

"Aç mısın bakalım?"

"Tabii ki de aç. Kahvaltı yapmadı. "

Bayan Park bezi getirdi ve doktora uzattı. Hekim bezi çocuğun alnına koyunca tae çocuk gibi itiraz etmeye başladı.

"Al onu... hyung şunu al! Üşüdüm."

"Bekle.  Bu biraz da olsa ateşini düşürecek. Abla onun için yemek hazırla. Ilaç alması lazım."

Kadın tekrar gitmişti. Adam ise çocuğa bakıyor, nabzını kontrol ediyor, bezini değiştiriyordu.

"Soğuk algınlığı var. Dikkat etmelisin. "

"Sadece çok... rüzgardı."

"Buranın rüzgarını yumuşak mı sandın sen? Liman kıyısı burası.  Denizin rüzgarı kuvvetli olur derler."

Taehyung güldü. Hasta olduğu için azarlanıyordu. 

Çorbanın gelmesiyle taehyungu hekim destekle kaldırdı. Tae zor otururken ona kaşıkla uzatılan yemeği dudaklarının arasına aldı. Yattığında midesi bulanmıştı.

"Hayır bu güzel değil. Icemem.  Midem bulanıyor."

"Hasta olduğun için böylesin Taehyung. Kendini zorla ki ilacını verebileyim. Hadi."

Tae hekime baktı. Adını hatırlamayacak kadar ateşi vardı.

Gözlerini kapatarak yemeğini bitirdi. Biraz dinlendikten sonra Hekim ona ilacını icirmisti.  Giderken de Bayan Park a anlatıyordu.

"Ilaç sabah ve akşam tok şekilde verilecek abla. Mutlaka yemek yesin. "

"Sağ ol. Çok teşekkür ederim."

Kadın gülümseyerek hekimi uğrattı. Tekrar odaya geldiğinde Tae ye baktı.

"Ben şimdi sana bir güzel şifalı çorba yaparım hiçbir şeyin kalmaz. Birkaç güne hemen iyileşirsin."

"Uyuyabilir miyim yenge?"

"Tabii ki çocuğum. Uyu."

Taehyung gözlerini kapattı. Vücudu bitmişti. Eğer kendi zamanında olsaydı büyük ihtimalle özel bir hastanede tedavi görüyor olacaktı.  Babasının hemşirelere işlerini doğru yapmalarını yoksa onları işten attıracağını savururdu.  Annesi ise elini tutar, bir şey olmadığını söylerdi.  Yaşı kaç olursa olsun bunu hep yaşardı. Tek çocuk olmak değerli hissettiriyordu çünkü.

Genelde hasta olduğunda ilk gün çok ağrılı ve kötü geçerdi. O yüzden şimdi kalkmaya bile mecali yoktu. Uyumaya niyetlendi Taehyung,  düşüncelerini de kovdu.

Taehyung annesiyle birlikte eski evlerinin oturma odasında oturuyordu. Ikisi de üzgün görünüyordu. Taehyung un annesi umut verircesine gülümsedi. Taehyung ona baktı. Melek gibiydi annesi. Sonra kadın onun elini tuttu. "Güzel oğlum benim. Sakın üzülme tamam mi?" Taehyung neye üzüleceğini anlamamıştı. Ama sanki ıçten içe biliyormuş gibi kafasını salladı. Annesi onun yanına gitti. "Sana son kez uykunda eşlik edeceğim. Masal anlatayım sana, hadi gel." Ve Taehyungun elini tutup yukarı, tae nin odasına çıkmaya başladılar. Birden Taehyung un eli boşluğa uzanmış gibi oldu. Annesi ona gülümseyerek baktıktan sonra kayboldu... Tae ağlayarak yere çömeldi.

"Anne! Anne..."

Tae uykusunda ağlıyordu. Gördüğü kabus onu etkilemişti. Başında duran Bayan Park tedirginlikle uykusundan uyandı. Çocuğun elini tuttu.  Taehyungun mırıldanmalarını duymuştu.

"Buradayım. Kötü bir rüya sadece. Hadi uyu Taehyung-ssi. Sabah uyandığımda bitecek. Rahatla."

Eliyle  terli saçlarını itti çocuğun. Alnına öpücük gönderdi. Uyurken Seungjin gelmiş ve çocuğu hasta görünce üzülmüştü. Uykusundan etmemek için ses  çıkarmamıştı. Ve Bayan Park ona bu gece burada kalacağını söylemişti. Kocası buna gerek olmadığını söylese de o burada kalmış ve arada kalkıp  başına bez koymuştu. Taehyung onun olmayan çocuğu gibiydi. Anne sevgisi vardı ya işte.... gönlü rahat etmezdi burada kalmasaydı.

Mırıldanmayı kesen Tae ile karşıdaki mindere geçti ve geceyi izledi. Saat ilerlemişti.

....

Taehyung 2 gündür sadece yatmıştı. Ilk gün ateşi düşmeye başlamış, ikinci gün ise mide bulantısı yavaş yavaş geçmeye başlamıştı. Ama yine de hata sayılırdı.
Taehyung yüzüne gelen ışıkla gözlerini kapattı ve uyumaya çalıştı.
Bu defa duyduğu horoz sesi ile küfür etti. Uyuyamaz mıydı şuan?

"Taehyung! Kalk hadi. Yemek yemelisin. Ilaç içeceksin." Bu defa odasından giren Bayan Park ile yorgani üstünden attı. Dünden daha iyi hissediyordu.

"Ama yenge canım istemiyor."

" Sus bakayım! Çabuk iyileş. Evin neşesi yok. Amcan iki gündür  seni öyle görünce çok üzüldü. Arkadaşlarında geldi dün. Hasta olduğunu duyunca geçmiş olsun dileklerini iletmemi söylediler. "

Tae kafasını salladı. Yerinde oturdu. Artık üşümüyordu. Üstündeki yorganı iteledi.  Önune gelen tepsiyle birlikte yemeklere baktı.

"Çok teşekkürler yenge! Kurt gibi acıktım."

"Dün zorla yiyordun."

Kadın da onun karşısına oturmuş yemesini izledi. Yemek bitince hekimin verdiği ilacı kontrol etti.

"Bunu içmelisin. Ondan sonra duşa girsen iyi olur. Şu iki günde terden oda bile koktu!"

Tae güldü. Ilacini içti.

"Amcan sana yeni kıyafetler aldı. Git ve onları giy. Duştan sonra. "

Taehyung dediği gibi yaptı. Ilk önce duşa gitti. Küvette güzelce ısıtılmış suda vücudunu bekletti. Köşede duran sabunla vücudunu köpürtmüştü. Şimdi mis gibi kokacaktı işte. Az önce ıslandığı saçlarını tekrar ıslattı.

*küveti nerden buldu diye sormayın olan evde oluyor. Ben gördüm şoka girdim eski bir evde dmgmdk*

Duştan çıkınca yeni hanbokunu giydi. Yatağını ve yorganı düzeltti ve kucağına aldı.

"Ne yapıyorsun Taehyung? "

"Onları havalandırsam iyi olur. Odamı temizleyeceğim yenge."

"Gerek yok oğlum. Onları çitlerin üstüne koy.  Ben odanı düzeltirim, oturma odasına geç ve ısın.  Şömine yanıyor."

Tae kafasını salladı. Yengesi işine geri dönerken o çitlerin üstüne yorgani ve yatağı koydu. Onlara yük oluyordu zaten en azından bunu yapması iyi olurdu.

"Taehyung!"

Ona seslenen kişiye baktığında gözlerini açtı. Şaşırmıştı. Seokjin ona doğru yürürken o vereceği cevabı düşünüyordu.

"Sen iki gündür ortada yokken merak ettim. Seungjin hyung a sordum. Hastalandığını söyleyince çok telaş yaptım. Iyi misin?"

Tae kafasını salladı.

"Iyiyim hyung. Sadece soğuk algınlığı işte. "

"Benim yüzümden, özür dilerim. Beraber limana gitmemeliydik. "

"Kendini suçlama. Şuan iyiyim bak. Karşındayım."

Seokjin ona gülümsedi ve sarıldı. Tae  bir kez daha şaşırdı. Ellerini onun beline koydu. Onun boyundan biraz kısa olmak kötüydü.

"Bir dakika... saçların nemli? Ne yapıyorsun sen dışarıda! Tanrı aşkına çabuk içeri geç.'

Tae ondan ayrıldı.

"Sende gel o zaman."

"Sadece sana bakmaya geldim.... Hasta olduğunu duyunca."

Seokjin ensesini kaşıdı.

"Beraber şöminenin karşısında oturalım o zaman. Hem seni özledim hyung.."

Seokjin ona bakınca telaşa kapılmıştı.

"Yani sohbetimizi. Seninle konuşmak iyi hissettiriyor. "

Tae daha da kızarırken Seokjin gülümsedi.

"Pekala. Müsait misiniz?'

"Her zaman."

Tae ile birlikte içeri girdiler.

"Yenge misafirimiz var."

"Kim geldi ki? Arkadaşların mı?"

Kadın Seokjini görünce gülümsedi.

"Hoş geldin Jin. Nasılsın?"

"Iyiyim noona.  Sen nasılsın?"

"Bende iyiyim sağ ol. Hadi oturun neyi bekliyorsunuz?"

Tae ve jin yanyana yerdeki minderlere oturdular.

"Size çay getireyim."

Kadın tüm günümü geçirdiği mutfağa gitti. Seokjin ise Taehyung a döndü.

"Kendini sıcak tut tamam mı?"

"Şuan iyiyim Seokjin."

Seokjin tek kaşını kaldırdı.

"Hyung? Ben senden büyüğüm."

"Ya! Biz beraber takılıyoruz. Sana nasıl hyung derim. Arkadaşız ya."

"Bu saygıyı bozmak için iyi bir neden değil?"

Taehyung düşündü. Diyecek bir şey yoktu.

"O zaman beni..  yaşından biri olarak gör. Evet evet bu olur. "

Seokjin güldü. Elleriyle tae nin saçlarını karıştırdı. Biraz da çocuğu kendine çekerek onun saçlarını öptü.

"Tamam o zaman arkadaşım, bugün seni kaçırmama izin ver. "

"Olmaz! Yengem izin vermez. Hastayım daha ben."

Taehyung ona bakarken Seokjin onun burnuna dokundu.

"Sen orasını merak etme."

Bayan Park elinde demlik ve Tepsiyle girince karşılarına oturdu.

"Taehyung hastalandı Jin. Küçük çocuk gibi üşütmüş! Haberin var mıydı?"

"Ah, Seungjin hyung demişti. Onun ziyaretine geleyim dedim."

"Iyi yapmışsın. Taehyungun da canı sıkılmış olmalı."

"Yenge ne diyeceğim? Biraz onun bende kalmasında sakınca var mı?"

Kadın ona baktı.

"Neden sende kalsın ki?"

"Hem hava değişikliği iyi gelir hem de çalışanlarım ona iyi bakar. "

"Bu doğru ancak... Seungjin onu hiç görmedi ki oğlum. Özlemiştir şimdi."

"Giderken onun yanına geri uğrayacağım zaten. Tae de benimle gelirse onunla da konuşur. Sadece birkaç gün noona. "

"Istiyor musun Taehyung?"

Yengesi Taehyung a dönünce çocuk ikisine de baktı.

"Aslında.. bu iyi olabilir yenge. Hem Seokjin hyungla birlikte saraya gidebilirim! Orayı görmeyi çok istiyorum. "

Tae aklına gelen ilk şeyi söylemişti. Seokjinin evini merak ediyordu.

"Pekala o zaman. Sadece birkaç gün. Mutlaka sagligina dikkat edeceksin."

"Tabii ki yenge! Çok teşekkür ederim."

Seokjin mutluluğunu çayından içerek saklamaya çalıştı. Taehyungu çok özlemişti.

Üçü   biraz daha sohbet ederken sonunda Seokjin ayağa kalkmıştı.

"Gitsek iyi olur noona.  Biraz da Seungjin  hyung ile konuşalım."

Taehyung odasına gitmiş yanına birkaç gerekli şey almıştı. (Kıyafetleri ve ilaçları)  Bayan Park a sarıldı.

"Seokjin sana iyi bakacaktır tamam mı? Hem biraz farklı yer daha iyi ol. Çok uzakta değilsin ki hem, gelirsin."

Taehyung ona bakarak güldü.

"Yenge! Alt tarafı birkaç kilometre ileriye gidiyorum. Sizde çok yoruldunuz benimle ilgilenirken. Biraz da Seokjin hyung uğraşsa ne olur ki?"

Seokjin şefkatle güldü.

"Doğru söylüyor. Hem sizi ona bakmaktan kurtarıyorum."

"Öyle demeyin! Taehyung benim oğlum. Tabii ki de ona bakacağım."

Ikisi de kafasını sallayarak evden çıktılar. Seokjin in eli onun omzuna buldu. Kapıdan çıktılar. Pazar yoluna doğru yürüyorlardı.

"Demek biraz da ben seninle uğraşayım ha?"

Taehyung güldü.

"Ben şımarık bir çocuk sayılırım Seokjin. "

"Şımarık yanını görmedim."

Görmeyi isterim diye devam ettirdi içinden Jin.

"O günler yakın o zaman."

Sessiz devam ettikleri yolda sonunda Seungjin hyungun  tezgahına geldiler. Başka bir adamla konuşuyordu. Onları görünce adamı basından kovdu ve onlara baktı.

"Taehyung! Iyilestin bakıyorum?"

"Iyi sayılırım amca. Çok teşekkür ederim. Iyi baktınız bana."

Tae eğildi. Seungjin onun omzunu pat patladı.

"Lafı olur mu hiç? Seni böyle enerji dolu görmek beni sevindirdi. Seokjin ile iyi vakit geçir tamam mı? Ondan öğrenecek çok şeyin var."

"Öyle deme hyung. O bu işler için daha genç."

"Zamanı gelince her şeyi öğrenecek zaten. Sende öğretmelisin."

"Onun peşini bırakmayacağım amca merak etme. Her şeyi soracağım."

Adam güldü.

"Her neyse. Daha fazla burada durmayın. Görüşürüz sonra. Dikkat edin tamam mı? Usutmeyin. "

Iki genç kafa salladı ve oradan tekrar yollarına koyuldular.

"Merak ettigim bir şey var."

"Nedir o?"

Taehyung Jin e ilgiyle döndü.

"Sen bir valisin ancak sıradan birisi gibi sürekli geziyorsun. Gezmek normal olsa dahi hiç koruman yok, neden? Düşmanın yok mu senin?"

Seokjin derin bir nefes bıraktı. Ellerini arkasına birleştirdi.

"Sürekli bir gezme içerisinde değilim. Hatta çoğu zamanı sarayda ya da kütüphane de geçiriyorum. Beni koruyacak muhafızlara gelirsek... onlara ihtiyaç duymuyorum. Düşmanlarım fiziksel olarak değil masa da saldırır bana."

Taehyung kafasını salladı.

"Zeki bir adamsın Seokjin. Kralla aran nasıl peki?"

"Onunla önemli konularda mutlaka konuşurum. Başkent valisi olmak zor. "

Taehyung arkadaşlarıyla birlikte geldikleri yere baktı. Soyluların muhteşem uzun sokakları, güzel evleri...

Seokjinin evine gelince biraz telaş yapmıştı.

Seokjin bunu anladığında onun saçını karıştırdı.

"Sakin ol. Sadece benim evim. Seni yiyecek bir canavar yok içeride."

"Hayır hayır ondan telaş yapmıyorum... Neden yaptığımı da bilmiyorum."

Tae derin nefes alırken Seokjin kapıyı çaldı. Içeride ki kadın açmıştı.

"Hoşgeldiniz efendim."

Yana çekilirken Taehyung ve Seokjin ikisi  birlikte kapıdan geçtiler.

"Evine hoşgeldin Taehyung. Kendi evinmiş gibi hissetmene yardımcı olacağım. 

Bölüm sonu~

Bu kitap değer görmese de yazarım çünkü konuyu başkasında görmek istemem. 

Ya da taejin in tüm ficlerini okuyanlara kitap yazmak isterim o çaresizliği bilirim... bütün kitapları okumuş  olmak çok acı verici.

Her neyse

Finale yaklaşıyoruz

20 e ye kalmadan elden çıkartacağım.

Çünkü diğer ficleri tamamlayıp ara  vermeye başlayacağım. Bu da tahminen ummm yaza kadar sürebilir Aqmfmwmfm ne 10 tane kitap yazmışım 4 u tamamlandı desek 6 tane kaliyo  hakkıyla bitirmek isterim

Her neyse nasılsınız?

Beni soracak olursanız kötü bir sağlık sorunu zamanında geçiyorum. Dudagimda 4 tane uçuk çıktı TANRI ASKINA 4 TANE BIR DUDAKTAN NE ISTEDINIZ? BOTOKSLU

HER NEYSE SIZI SEVIYORUM

PROMISE DINLEYIN JIMIN

18.11.20

21.40

Continue Reading

You'll Also Like

1.8K 77 7
"ben senle dedemin zoruyla evlendim jm"
30.6K 2.8K 26
+82*********: Yakışıyor işte azizim. Kalbe aşk, kaleme şiir, bana da sen. Kim o deme boşuna, benim ben. Öyle bir ben ki gelen kapına, baştan başa se...
118K 6.2K 155
Jikook hakkında güncel tüm analizler :) bu kitabın tamamını bitiren kişi bu kitaptan jikooker olarak çıkıcak 😁❤️ BAŞLANGIÇ: 3 Eylül 2019 BİTİŞ: 11 E...
7.2K 736 25
"her canın sıkıldığında okulun bodrum katındaki merdivenine uzanıp ağlamayı bırakmalısın artık, iyice huy edindin. " ¬brightwin, bxb