Winter's Tale | Taekook

By susuluvtata

18.5K 2.2K 1.7K

Bana yaşadığın şehrin kapılarını aç... Başka şehirleri özleyelim orada seninle. Bu evler bu sokaklar, bu meyd... More

2 ❄
3❄
4❄
5❄
6❄
7❄
8❄
9❄
10❄
11❄
12❄
13❄
14❄
15❄
16❄
17❄
18❄
19❄
20❄
21❄
22❄
23❄
24❄
25❄
26❄
27❄
28❄
29❄

1❄

2.9K 126 84
By susuluvtata

Elimdeki ağır bavulu çekerek geçiyordum sokaklardan. Ağzımdan çıkan buhar havanın ne kadar soğuk olduğunu gösteriyordu. Sessiz kasabada yollar bıraktığım gibi bomboştu evlerde birbirinden uzak. Dünyada sadece ben varmışım gibi hissettiriyordu. Kış havasını oldum olası çok sevmişimdir. Dağların tepelerinde kar vardı. Kasabaya yağmamıştı galiba.

Bizim misafirhanenin yokuşuna varmak üzereyken uzakta bir dükkan göründü gözüme. Elimdeki valize rağmen gidip bakmak istedim. Yaklaştığımda buranın bir kitapçı olduğunu anladım. "Sweet night kitapçısı" yazıyordu ufak tabelada. Garipsedim. Hatırladığım kadarıyla bir kitapçı yoktu bu yol üzerinde. İçerde birileri var diye baktım ama yoktu. Gerisin geriye dönüp yokuşu usul usul çıkmaya devam ettim.

"Teyze, ben geldim!"

Evde -daha doğrusu misafirhanede- kimse yoktu. Teyzem kasaba merkezine gitmiş olmalıydı. Yukardaki odama çıkıp valizi bıraktım. Isınmaya çalıştım. Odam hala eskisi gibi duruyordu. Yatağa bıraktım kendimi yorgunca. Biraz öyle kaldıktan sonra pencereyi açmak için kalktım. Havasızdı oda. Pencereyi açar açmaz soğuk hava karşıladı beni. Köpek sesleriyle birlikte diğer hayvanların sesini işittim. Kasabada olduğumu hissettim.

Merdivenlerden inerken teyzem eve girdi. Beni görünce duraksadı. Geleceğimi söylememiştim. Çabuk toparladı kendini.

"Hangi rüzgar attı seni? Aramamıştın bile."

" Neden? Gelmeye iznim yok mu?"

"Gelmek için sebebin yok. İzne mi ayrıldın?" Sorusuna cevap vermedim. Elindeki poşetleri boşaltmasına yardım ettim.

"İzne mi ayrıldın? Ne zaman döneceksin Jungkook?"

"Bilmiyorum. Göreceğiz." Dediğimde gözlerini kaçırdı. Lafı değiştirdi.

"Tart getirmiştim kahve yap da onu yiyelim." Kafa salladım.

Akşam olduğunda salondaki şöminede kestane pişiriyordu teyzem. Bende pişirdiklerini yiyordum keyifle. Özlemiştim gerçekten bu hissi. Bana büyük annemi hatırlatıyordu.

"İleride birkaç misafirhane daha açılmış. Buranın müşterisi ondan azaldı demi?"

"Burada mı yaşayacaksın artık? İzne ayrıldın demi?"

"Hayır. İşi bıraktım. Burada yaşayacağım. Ah sıcak!" Ben sehpanın başında pişenleri yerken halam da şömine başında pişirmeye devam ediyordu.

"Nasıl yaşamayı düşünüyorsun? Neyle geçineceksin?"

"Senin gibi. Bilirsin, hiçbir plan olmadan."

"Şirketle sözleşmen ne olacak?"

"Bitirdik. Onlar tek söz etmeden sözleşmeden vazgeçti. " Teyzem derin bir nefes aldı.

"Yemeyi bitirince odana gidersin." deyip ayaklandı. Yüzüme bile bakmadan. Odadan çıkmadan da "İnsan işinden kolayca ayrılamaz. Birde Jungkook, benimle hayatımı boş geçiriyormuşum gibi konuşma!" dedi. Eskileri hatırladım. Daha bir hafta önce çalışmaya devam ettiğim şirketi hatırladım.

"Onun gibi birinin yazdığı şarkılara ihtiyacımız yok. Eşcinsel olduğu ortaya çıkarsa şirket daha büyük zarara girecek."

"Daha iyi bir şarkı yazarımız yok ama farkında mısınız bunun bay Lee! Ona ihtiyacımız var. Yazdığı şarkılar sayesinde ayakta duruyoruz."

"Anlamıyorsun çıkış yaptırırsak gay olduğu hemen ortaya çıkacak. Şerefsiz içinde de yaşamıyor. Özgürce koşuyor erkeklerin peşinde. Bu kadar faydalandığımız yeter. Halkın gözünde ne kadar yetenekli olduğu önemli değil. Kimleri harcadı bu sektör. Ben ona başındayken gitme fırsatı veriyorum."

"Şirketi batmaktan Jungkook'un şarkıları kurtardı. Daha iyi bir yapımcı bulamayacağız. Çıkışını erteledik diyelim şarkı yapmaya devam etsin. Bir süre sonra postalarız."

"Jeon Jungkook'u zapt edebilirsen neden olmasın Kim pd. Bir hit daha çıkarsa yeter zaten."

Boğuluyormuş gibi hissettim. Kabanımı giyinip dışarı çıktım odama gitmek yerine. Düzensiz yollarda adımladım. Ayaklarım beni bir tarla önüne getirdi sokak lambalarıyla çevrelenmiş. Deniz manzarası izler gibi daldım gittim topraklara. Ta ki yan tarafımdan ayak sesleri gelene kadar. Dönüp baktım gelen Kim Taehyung'tu. Hala çok güzeldi. Gözleri parladı bakışlarımız birleşince. Bilmesem bana aşık olduğunu düşünürdüm. Çok heyecanlı görünüyordu. Kafamı salladım ne saçmalıyordum ki. Yutkundu önce konuşacaktı ki geri vazgeçti. Üzerinde montu vardı. Boynuna bir atkı dolamıştı.

"Merhaba" dedim.

"Merhaba." Dedi sımsıcak gülümsemesiyle. Ben tarlayı izlemeye devam ettim. O da bana eşlik etti.

"Burada ne ekili biliyor musun?" kafa salladı soruma.

"Balkabağı." Sonra sustuk. Konuşmaya gerek yoktu galiba. Yıllar sonra karşılaştığım lise arkadaşımla ne konuşulurdu bilmiyordum.

Ertesi gün sabah erkenden tavukların keçilerin sesine uyandım. Üzerimi değiştirip kalın bir hırka ve şapka geçirdim üzerime. Evden dışarı çıktığımda ilerde gördüğüm kişiyle şaşırdım. Kim Taehyung'tu yine. Yolun diğer uçundaki babası bağırarak telsize konuşuyordu o da dinliyordu. Telsize konuşmasına rağmen bağıran babasının dedikleri anlaşılıyordu. Bu hallerine güldüm. Kıkırdamamla birlikte Taehyung bana döndü. Beni fark etmişti. Kendini toparladı. " Anladım baba bırak artık şu telsizi." Deyip yanıma yürüdü. Gözlerimin içine o kadar derin bakıyordu ki etkilenmemek elde değildi.

"Günaydın. "

"Günaydın. Burada ne işin var?"

"Hortum ödünç almaya gelmiştim. Evet hortum." Bahçedeki hortumu gösterdi. Hemen hortumun üzerindekileri almasına yardım ettim.

"Ne kadar kalacaksın bu sefer?"

"Bahara kadar galiba. Belki yaza kadar belli değil." Şaşırmıştı. Uzun kalacak olmam onu afallattı. Sakince yutkundu.

"Anladım. Bir şeye ihtiyacın olursa yardımcı olurum."

"Ne gibi?"

"Arabaya mesela. Myeong yoo noonanın arabası yok." Arkasını dönüp yürümeye başladı"Görüşürüz." Dedi.

"Şimdi... yani arabanı kullanmayacaksan şimdi alabilir miyim?" Bana dönüp cebinden anahtarları çıkarttı ve attı. Yakalamakta zorluk çektim ama tuttum. Bu halime ufacıkta olsa gülümsemişti. Bir şey demeden gitti.

Teyzemle kasabanın çarşısına gidiyorduk. Sessizlikten sıkılıp konuştum. "Kim Taehyung sence de çok değişmemiş mi? Farklı bir insan gibi. "

"Bilmem aynı işte. Sen bayadır yoksun ondan öyle gelmiştir."

" Eskiden daha çocuksuydu. Şimdi ağırlaşmış. Yanındayken geriliyorum."

"Uzun zaman oldu hem eskiden de o kadar yakın değildiniz. Taehyung'a aşık olamazsın Jungkook."

"Aşktan bahseden kim?" konuyu kapatıp arabayı sürmeye devam ettim. Kasabada birine aşık olamazdım. Aşık olsam karşılık verecek bir erkek yoktu. Kaç yıllık çalıştığım şirket beni silmişti, kasabalılar gözümün yaşına bakmazdı. Hayatım boyunca devam edecekti böyle. Fark edildiğim an hastalıklı gibi uzaklaştırılacaktım her yerden. Belki de hak ediyordum bunu.

Kasaba merkezine geldiğimizde tamirat malzemeleri satan bir yere girdik. Ne gerekiyorsa aldım. Uzun bir liste yaptım. Satan kişi bile şaşırdı. Benden bu malzemeleri bilmemi beklemiyordu. Her şeyde iyi olma konusunda bir inadım yoktu ama yapabiliyordum işte başkasına gerek yoktu. Teyzem evin halinden memnun olsa da ben değildim. Ahşap evin çoğu yeri tamir ve boyama istiyordu. Benim de vaktim vardı tabi uğraşacaktım.

Eve gelir gelmez kolları sıvadım. Kıyafetlerimi değiştirip üzerim kirlenmesin diye koruyucu kıyafet giydim. Depodakileri attım. Eski ne varsa tozlanmıştı. Bozuk muslukları değiştirdim kapı kollarını tamir ettim. Banyoyu temizledim baştan sona. En son evin dışını boyama kalmıştı. Teyzem kucağında köpeği elinde kahvesi beni izliyordu.

"Boşuna uğraşıyorsun. Bırak böyle kalsın eski ev zaten."

"Hayır teyze sadece dışarıyı boyama kaldı. Hallettim bile." umursamayıp bir şey demeden gitti. Teşekkür beklemiyordum ama en azından beni rahat bırakabilirdi ama onu da yapmıyordu.

Dışarıyı boyarken tekrar geldi. "Yağmur yağar boşuna boyuyorsun."

"Hava durumuna baktım bugün yağış beklenmiyor hava güzel olacak." Dedim gururlu bir gülümsemeyle.

"Kış günü hava güzel olacak demek. Buna inanacak kadar masumsun bebeğim." Yine moralimi bozup gitmişti. Ama ben boyayı bitirmiştim yine de. Eserime bakıp gurur duydum. Ev tamamen yenilenmişti. Gidip bir duş alıp yorgunluk kahvesi içip odama gittim.

Gece gök gürültüsü sesleriyle uyandım. Meteoroloji yağış yok demişti. Yine kandırıldım! Koşup dışarıya çıktım. Özenle boyadığım duvar akmaya başlamıştı bile. Şansıma küfrettim. Sinirle evin kapsının kolunu tutup içeri girecektim ki kol elimde kaldı. Hayır olamazdı daha yeni tamir etmiştim nasıl elimde kalırdı. Sinirle nefes alıp kapıyı açmaya çalıştım ama boşunaydı. Arka kapıya gittim kilitliydi. İşte şimdi s*çmıştım. Teyzemi uyandırmak istemiyordum ama yapacak bir şey yoktu. Kapıya vurarak teyze diye bağırmaya başladım. Ama o kadar derin bir uykudaydı ki ses soluk yoktu. Yağmurun etkisiyle iyice üşümeye başladım. Üstümde pijamalar ayağımda terlik çıplak gibiydim bu hava için. Saçlarım ıpıslak olmuştu bile. Etrafa baktım ne yapacağımı düşündüm. Burada evlerde birbirine uzak hem gecenin bir vakti nereye gidebilirdim ki. Endişeyle etrafa göz gezdirirken yolun sonunda yanan bir lamba görünüyordu. Hani şu gelirken denk geldiğim kitapçıydı bu. Hala açık olacağını düşünüp oraya yürüdüm. Daha felaket ıslandım.

Kapıya geldiğim de tekrar tabelaya baktım. " Sweet Night Kitapçısı". Kapıya vurdum. Kapıyı açan ise Taehyung'tu. Benim şaşkınlığımla onun şaşkınlığı birbiriyle yarışırdı.

❄❄❄

Uzun bir aradan sonra tekrar merhaba. Çok uzun zamandır bir kış hikayesi yazmak istiyordum. Geçenlerde izlemeye başladığım bir kdrama sayesinde de başlama cesareti buldum. Bu fic "When the weather is fine" isimli kdramadan esinlenilerek kurgulandı. Değiştirdiğim kısımlarda var direkt aynısını aldığım kısımlarda. Kısacası dizinin kurgusundan yardım alıyorum ama Taekook da kendi hikayesini yazmaya devam ediyor. Okurken içinizin ısındığı bir kitap olmasını istiyorum. Oldukça heyecanlıyım yazma konusunda umarım seversiniz💙

Her zaman yazmam için beni destekleyen canım cuyeoni ve canım catyoong iyi okumalar 💜

Continue Reading

You'll Also Like

404K 33.3K 27
Melez Kaplan Taehyung, Melez Tavşan Jungkook ile sevgili olmak istiyordu Ha birde onu altında inletmeyi... [texting+düz yazı] #3 - taekook [13.08.202...
179K 7.4K 36
ʜᴇʀ şᴇʏ ꜱᴀʟᴀᴋ ᴋᴀʀᴅᴇşɪᴍɪɴ ʏᴀʟᴀɴıʏʟᴀ ʙᴀşʟᴀᴅı... ꜱɪᴢ: ᴅᴇʟɪᴋᴀɴʟıʏꜱᴀɴ ᴋᴏɴᴜᴍ ᴀᴛᴀʀꜱıɴ!
67.5K 7.5K 26
Ailesinin evlilik baskısından kurtulmak isteyen Kim Taehyung hastanede tanıştığı, çapkınlıklarıyla meşhur Doktor Jeon Jungkook ile sahte bir ilişkiye...
8.5K 449 19
kim taehyung, jeon jeongguk'un en yakın arkadaşıydı.... ⋆ ˚。⋆˚ ♡ bro can we kiss??.. i mean it's fine if you don't want to...