5❄

657 80 36
                                    


Güne güzel başlamıştık

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Güne güzel başlamıştık. Kahve içerek yağmuru izlemek Taehyung ile birlikte olunca ayrı güzel gelmişti. Dün gece fazla içince sarhoş olduğunda çok sevimliydi. Sevdiği birisi vardı galiba. Onun sevgisine sahip olan kişi kim merak etmiştim. Bence Taehyung'un sevgisi de kendi gibi naif olurdu. Soğuk havada sıcak kahve içmek gibi insanın içini ısıtan bir sevgi... Çok kıskandım sevdiği kişiyi. Taehyung'a karşı oluşmaya başlayan ve beni korkutan hisler miydi sebebi? Yoksa hayatım boyunca onun gibi biri tarafından hiç sevilmeyecek olmam mıydı bilemiyorum.

Ne olursa olsun Taehyung hayatımda olsun istiyordum. Onu kaybetmek özellikle de boşluğa düştüğüm şu sıralarda dayanabileceğim bir şey değildi. Bu kadar kısa sürede insan insana alışır mı onu da bilemiyorum. O her insan gibi değildi benim için. Sanki hayatım boyunca olması gereken onunla karşılaşmam onun etrafında olmammış gibi geliyordu.

Bo Yeong ile karşılaşmak ise beni gerçekten sarstı. Onun diyeceklerini dinlemeden gittim oradan. Aptal kafam beni orada çalışayım diye işe almıştı Taehyung. Ben ise tek kelime etmeden gitmiştim. Beni anlayışla karşılayacaktır ama ona karşı kendimi mahcup hissediyorum.

Geçmişi unutmaya çalışsam da peşimi bırakmıyordu. Bo Yeong benim bu kasabadaki tek arkadaşımdı. Ben lisenin ortasında kasabaya geldiğimde hiç arkadaşım yoktu. Bo Yeong benimle arkadaş olmak için çok uğraşırdı. Başta benden hoşlanan kızlardan biri olduğunu düşündüm. Ama öyle olmadı etrafıma oluşturduğum duvarları yıktı. Güzel bir dostluk oluşmuştu aramızda. Okulda onunla takılırdım. Ama o her şeyi bitirdi.

"Yeni gelen Jungkook vardı ya. Gay olduğunu duydum."

"Oha nerden duydun oğlum. Tüm kızlarda peşinde çocuğun ama ben bir tuhaflık hissetmiştim. Bo Yeong'la takılıyor sadece kız gibi. Demek bundanmış.

"Evet babası da bu yüzden reddetmiş büyük annesinin yanına yollamışlar. "

"Sen kimden duydun emin misin?"

"Eminim tabi Bo Yeong'tan duydum. En yakın arkadaşı o yalan mı söyleyecek. Bir ibneyle dolaştığını öğrenince o da bırakmıştır eminim onunla arkadaşlığı. "

Duyduklarımla birlikte kalakaldım düşecek gibi oldum ama tutunduğum yerde bir şey düşüp kırıldı. Kırılma sesiyle birlikte beni laboratuvarın içinde yalnız bıraktılar. Büyük ihtimal malzemeler pahalı olduğu için üzerlerine kalır diye korkarak çıktılar dışarı.

Hem en yakın arkadaşımı kaybettim. Hem de yeni düşmanlar kazandım. Okulun geri kalan kısmını sessiz sakince bitirmek istemiştim ama olmadı. Onlar ibne diyerek bana yumruk attıkça ben onlara iki mislini attım. Garip bir şekilde gay olduğum dedikodusu okulda yayılmadı ama benimle uğraşmaktan da asla vazgeçmediler. Ama yanlış yere çarpmışlardı. Benim kaybedecek bir şeyim yoktu karşılık vermekten asla çekinmedim. Ta ki beni kışkırtıp kendimden geçmeme sebep oldukları güne kadar... Bir tanesini fena hırpalamıştım. Yüzü gözü kan içinde kalmıştı. Bir gün sonra büyük annemi okula çağırdılar. Büyük annem beni affetmeleri için dizlerinin üzerine çöküp af diledi. Diğer çocukların anneleri beni annesiz babasız görünce üzerime çok geldiler. "Nasıl anne babası varsa bırakıp gitmiş zaten. Ne olduğu belirsiz bir çocuğun bizim evlatlarımızla aynı okulda okumasını istemiyoruz!" bile dediler. İşte o günden sonra ne onlar bana ne de ben onlara dokundum. Zaten okulun bitmesine bir ay kalmıştı. Bo Yeong ile de kesinlikle konuşmuyordum. Çünkü içimdeki nefretle onu bile hırpalayabilirdim. O ağlayarak peşimden gelmişti o gün. "Jungkook-ah yanlış anladın." Dedi. Yanlış anlayacak bir şey yoktu. Tek arkadaşım da beni yalnız bıraktı.

Winter's Tale | TaekookWhere stories live. Discover now