MİHMAN

Od niisademirci

513K 34.3K 3.5K

Mihman: Misafir, konuk. ✩✩✩✩✩ Étoile Conception dünyaca ünlü bir tasarım şirketiydi ve ben de bu şirketin İns... Více

✩1
✩2
✩3
✩4
✩5
✩6
✩7
✩8
✩9
✩11
✩12
✩13
✩14
✩15
✩16
✩17
✩18
✩19
✩20
✩21
✩22
✩23
✩24
✩25
✩26
✩27
✩28
✩29
✩30
✩31
✩32
✩33
✩34
✩35
✩36
✩37
✩38
✩39
✩40
✩41
✩42
✩43
✩44
✩45
✩46
✩47
✩48
✩49
TEVÂFUK
✩50
✩51
✩52
✩53
✩54
✩55
✩56
✩57
✩58
✩59
✩60
✩61
✩62
✩63
✩64
✩65
✩66
✩67
✩68
✩69
✩FİNAL
DUYURU

✩10

10.3K 583 59
Od niisademirci

Yaman tam karşımda dururken umursamayıp yanından geçmeye çalıştım ama bir adım atıp önüme geçti.

"İpek, konuşalım lütfen."

"Hayır." dedim kesin bir dille.

"Bak, ben seni çok aradım ama taşınmışsın, numaranı da değiştirmişsin. Ailenin yanına gittim, onlar da bir şey söylemediler. Sana ulaşamadım."

"Umurumda değil, tamam mı?" dedim sessizce. "Neden bana ulaşmaya çalıştığını da anlamıyorum. Zaten ayrılmamız senin işine gelmedi mi?"

"Hayır. Gelmedi."

"Beni rahat bırak." dedim sinirle.

"İpek." diye seslenip yanımıza gelen Özgür'e baktım.

"Efendim."

"Bir şey mi oldu?" derken Yaman'a sorgulayıcı bakışlar atıyordu.

"Hayır. Yaman Bey de gidiyordu zaten." dedim üstüne basa basa.

Yaman bana uzun bir bakış attıktan sonra gidince omuzlarımı yenilgiyle düşürdüm.

"N'oldu?" dediğinde tam bir şey diyecekken sözümü kesti. "Sakın 'bir şey yok' deme çünkü var. Bana anlatabilirsin, biliyorsun."

"Biliyorum ama kendi kendime düşünmek bile istemiyorken anlatmak hiç kolay değil." diye mırıldandım.

"Gel, odama gidelim." deyip elini belime koydu ve beni odasına yönlendirdi.

Özgür'ün odasına girdiğimizde masanın önündeki koltuklara karşılıklı oturduk.

"Bu konunun Yaman Öner'le bir alakası var, değil mi?" diye sorduğunda başımla onayladım.

"Étoile'den önce Öner Tasarım'da çalışıyordum, Yaman patronumdu. Aynı zamanda da erkek arkadaşım." dediğimde Özgür fazlasıyla şaşırmıştı.

Haklıydı da.

"2 sene sürdü ilişkimiz, kimsenin haberi yoktu. Bir tek benim ailem ve Aylin biliyordu, o kadar. Gizli tutmak gibi bir niyetimiz yoktu ama açıklama gereği de duymamıştık kimseye. Yani, en azından ben öyle düşünüyordum. Bir gün şirkete girdiğimde herkes fısır fısır dedikodu yapıyordu. Daha önce de ortada büyük bir olay varken bu ortam oluştuğundan hemen anlamıştım bir şey olduğunu. Birine sordum, ne olduğunu. 'Yaman Bey nişanlanıyormuş.' dedi bana."

Neden gözlerim dolmuştu ki ya? Neden üzmüştü beni bu kadar, yeniden?

"Nasıl ya? Seninle sevgiliyken başkasıyla mı nişanlanacakmış yani?" dedi Özgür hayretle.

"Başta inanmadım. Hemen Yaman'ın yanına gittim, bana denilen şeyi söyledim ona. Hiçbir cevap vermedi, ne kabul etti ne de reddetti ama ben anlayacağımı anlamıştım zaten. Elime ne geldiyse fırlattım orada ona, saydım sövdüm. Sonra da hemen istifamı verdim. Allah'tan bu sefer insaflı davrandı da hemen onayladı istifamı. Bütün gün aradı beni, odada sessiz kalmıştı ama beni ararken konuşmakta çok ısrarcı duruyordu. Evi boşalttım, bir süre Aylin'de kaldım, bu şirkete başvurdum ve Öner Tasarım'da çalıştığım için işe alınmam kolay oldu. Yeni bir eve çıktım, numaramı değiştirdim, annemleri uyardım, eğer Yaman oraya giderse kesinlikle numaramı vermemesini söyledim. 2 senenin izlerini silmek zor oldu ama başardım, yani... sanırım."

Gözümden tek bir damla yaş yavaşça akıp gittiğinde Özgür ayağa kalkıp iki koltuğun arasında kalan alçak sehpaya oturdu ve kollarını bana sardı. O bana sarılır sarılmaz sanki bunu bekliyormuş gibi gözyaşlarım hızla dökülmeye başladı.

Geçmiş... Acı veriyordu.

"6 ay geçti, daha önce hiç karşılaşmamıştık. Onu dün nişanlısıyla görünce, bir de şimdi karşımda durunca altüst oldum biraz."

"O herif hala yüzsüz gibi seninle konuşmaya mı çalıştı yani?"

"Ne yaptığı ya da düşündüğü umurumda değil. Zaten toparlarım birkaç güne, bir şeyim kalmaz."

"Üzme kendini. O herif kafasını taşlara vursun, sana bunu yaptığı için. Sen güçlü kal."

"İyiyim." deyip Özgür'den ayrıldım.

"Ne zaman ihtiyacın olursa ben buradayım."

"Teşekkür ederim." dedim gülümseyerek.

O günün devamı öyle boş geçtiğinde akşam Aylin'le birlikte bana geçtik. Ona bugün Yaman'la yaşadığım minik olayı ve sonrasını anlattım.

"Pislik ya. Nefret ediyorum o adamdan, Allah'ından bulsun. Özgür de ne güzel destek olmuş sana. Bir o haysiyetsize bak bir de Özgür'e bak."

"İzin almak istedim, biraz kafa dinlerim diye ama yeni işe başlanacağı için en az 1 hafta beklemem lazımmış, Teoman öyle söyledi."

"Haydaa." dedi Aylin şaşkın bir şekilde. "O da mı sizi bizi kaldırdı aradan?"

"Evet." dedim gülerek.

"Şu işe bak sen ya." dedi uzata uzata.

"Aylin." dedim uyaran bir sesle. "Hiç ima falan yapma. Yok öyle bir şey."

"Ben bir şey yapmadım ki. Sen kendin öyle anladın."

Birkaç saat sohbet ettikten sonra Aylin gidince ben de direkt yattım.

Ertesi gün uyandığımda kendime kahve yaparken aldığım mesaj tüm tadımı kaçırmıştı.

Yeni projede görev alacak herkesin Öner Tasarım'da yapılacak toplantıya katılmasını istiyorlardı.

Kahvemi içtikten sonra hazırlanıp evden çıktım. (Medya)

"Günaydın."

Sesin geldiği tarafa baktığımda Özgür apartmanından çıkmış, arabasına ilerliyordu.

"Günaydın." dedim ben de. "Toplantıya geliyor musun?"

"Evet, geliyorum."

Arabalarımıza binip Öner Tasarım'a ulaştığımızda içeri girmeyi hiç istemiyordum. Buradan en son çıkışımda hiç iyi bir halde değildim.

İçeri girip toplantı odasının olduğu kata çıktığımızda şirketten çoğu kişi gelmişti ve Öner Tasarım'ın çalışanları da buradaydı.

Tanıdıklarıma başımla selam verip boş bir sandalyeye oturduğumda Özgür de yanıma oturmuştu.

"Bir an önce buradan gitmek istiyorum." diye mırıldandığım sırada Teoman, Kaya ve Yaman içeri girdi.

Onlar da yerlerine oturunca toplantıya başladık.

"Her iki şirketin departmanları ortak çalışacağı için küçük bir tanışma yapılsın istedik." dedi Yaman. "Birlikte çalışacak kişileri söylüyorum." deyip elinde duran listeye baktı. Birkaç kişiyi söyledikten sonra bana baktı. "İpek Çetin ve Utku Erken." derken Utku'ya bakmıştı. 

Ben de masanın karşı tarafında sağda kalan Utku'ya bakıp gülümsedim. Utku'yu tabii ki tanıyordum. 2 sene boyunca birlikte çalışmıştık.

Herkes kiminle çalışacağını anlayınca birkaç şeyden daha bahsedilip toplantı sonlandırılmıştı.

Özgür'le birlikte toplantı odasından çıktığımızda arkadan adım seslenilince durup o tarafa baktım. Utku yanıma geldi.

"N'aber ya? İşten ayrıldığından beri hiç görmedim seni."

"Nasılsın?" diye sordum gülümseyerek.

"Ben iyiyim, her şey bıraktığın gibi. Sen nasılsın?"

"İyiyim."

"1 ay boyunca birlikteyiz yine, çalışma programını bir ara konuşuruz."

Aslında bizim yapmamız gereken çok fazla şey yoktu ama yine de payımız vardı. Bütçeyle ilgili konular önce bize geliyordu, sonra muhasebeye geçiyordu.

"Tamam. Görüşürüz."

"Görüşürüz."

Utku yanımızdan gidince yeniden yürüyorduk ki bu sefer Özgür'ü biri çağırdı. Birlikte çalışacağı çocuk yanımıza gelirken Özgür'e lavaboya gideceğimi söyleyip yanından ayrıldım.

Bu şirkette olmak beni fazlasıyla geriyordu. Çok fazla anıyı getiriyordu aklıma ve ben hiçbirinden memnun değildim.

Lavaboya girdiğimde gördüğüm sahne beni biraz duraksatmıştı.

Yaman Öner'in nişanlısı Ada, ağlamaktan şişmiş gözleri ve akmış makyajıyla aynaya bakıyordu.

"İyi misin?" diye sordum kendimi tutamayarak.

"İyiyim." deyip bana baktı. "Sen bu şirkette mi çalışıyorsun? Seni daha önce görmemiştim?"

Görememen çok normal çünkü senin gelişin benim gidişime sebep olmuştu!

"Hayır. Étoile Conception'da çalışıyorum." dedim ellerimi yıkarken.

Hiçbir şey yapmamıştım ama o an içimden ellerimi yıkamak gelmişti.

"İyi görünmüyorsun." dedim belki ağzından bir laf alırım diye.

İçimdeki merak beni rahat bırakmıyordu.

"Bir şey öğrendim de... nişanlımla ilgili. O yüzden biraz sinirlerim bozuldu."

Yine ne yapmıştı acaba o pislik adam?

"Her neyse ya. Sıkmayayım seni şimdi, işin vardır senin de." derken yine ağlamaya başladı Ada.

Ben ve merakım bunu yarıda bırakamazdık ama o an telefonum çalmıştı.

Çantamdan telefonumu çıkardım. Özgür arıyordu.

"Efendim."

"İpek benim işim çıktı. Gidiyorum şimdi."

"Tamam. Görüşürüz." deyip telefonu kapattım ve Ada'ya baktım. "Konunun ne olduğunu bilmiyorum ama bir erkek için kendini üzme." Hele ki böyle bir adam için.

Her ne kadar her şeyi bu kadın yüzünden yaşamış olsam da olaydaki en büyük suçlu Yaman'dı ve Ada'nın benden haberi yoktu.

"Teşekkür ederim." derken gözünün altına akmış olan maskarayı siliyordu.

"İyi günler." deyip lavabodan çıktım ve hızla asansörlere ilerledim. Kaya ve Teoman da asansör bekliyordu. "Merhaba." dedim yanlarında durduğumda.

"Merhaba." dedi ikisi de.

"Sen bir tuhaf görünüyorsun İpek. Bir şey mi oldu?" dedi Kaya.

"Hayır." dedim sesimi normal tutmaya çalışarak. "Bir şey olmadı."

Yanımıza Yaman'ın sekreteri geldiğinde üçümüz de ona baktık ama o bana bakıyordu.

"İpek Hanım, Yaman Bey sizi odasına çağırıyor."

Elimi alnıma vurmamak için kendimi zor tuttum. Bu adam yüzünden zor durumda kalmak zorunda mıydım ben? Kaya ve Teoman sorsa durumu nasıl açıklayacaktım.

"Acelemin olduğu söyler misin?" dedim kıza.

"Önemli olduğunu söyledi."

"Yaman seninle önemli ne konuşacak ki?" diyen Teoman bu soruyu sormakta çok haklıydı.

"Gidip öğreneyim." dedim ve hızla bildiğim yolda ilerleyip Yaman'ın odasına girdim, kapıya vurmadan. "Ne istiyorsun benden? Senin yüzünden patronlarıma yalan bir açıklama yapmak zorunda kalacağım." dedim hiddetle.

"Konuşmak istiyorum sadece."

"Beni rahat bırak Yaman. Git, tuvalette ağlayan nişanlınla ilgilen."

"Ne ağlaması?" dedi kaşlarını çatarak.

"Beni hiç şaşırtmadın. Kalp kırmayı yine başarmışsın." dedim alayla.

"İpek bak hiçb..."

"Seni dinlemek istemiyorum. Görmek de istemiyorum. Şu önümüzdeki 1 ayı bir an önce atlatıp hayatımdan yine defolup gitmeni istiyorum."

"Sana her şeyi açıklayana kadar peşini bırakmayacağım, anla bunu. Aylar sonra bulmuşken öylece duramam."

"Bana açıklamayı şimdi değil, 6 ay önce yapmalıydın. Tam burada sana 'Nişanlanacağını söylüyorlar. Bu doğru mu?' dediğimde susmak yerine açıklama yapmalıydın." derken sesim gereğinden yüksek çıkıyordu.

"Özür dilerim. Pişmanım, tamam mı? Çok pişmanım ama zamanı geri alamıyorum, hiçbir şeyi düzeltemiyorum."

"Umurumda değil. Tekrar söylüyorum, beni rahat bırak."

Sert adımlarla odayı terk ettiğimde kendimi arabama nasıl attığımı hatırlamıyorum bile.

Yaman'ın sarf ettiği cümleler kulaklarımda yankılanıyordu. Neyin pişmanlığından bahsediyordu? Bunun bir şeyleri düzelteceğini düşünüyorsa çok yanılıyordu.

Pokračovat ve čtení

Mohlo by se ti líbit

429K 23.1K 25
"Ordan bakınca aldırış ediyor gibi mi gözüküyorum komutan bey?" Bakışlarını gözlerimin içine dikti "Burdan bakınca nasıl gözüktüğünü anlatmaya kelim...
538 67 15
Kariyerinin başındaki Cenk bir gazetede köşe yazarlığı yapmaktadır. Yaklaşan sevgililer günü için yılın en iyi gazeteci ödülünü almasını sağlayacak b...
371K 11.7K 53
Acıyı küçük yaşta öğrenen Almira ve yaşadığı travma sonrası, psikolojik sorunlarla mücadele eden Görkem'in yolları kesişirse... Aşkın, dansa davet et...
363K 11.8K 40
Kars Kümbetli Jandarma Karakolunda görev yapan Jandarma yüzbaşı Doğukan ve Kars Kümbetli'deki köy okuluna atanan Aslı'nın zor, imkansızlıklarla dolu...