Defne'den
Benden bir cevap bekliyor biliyorum ama ne diyeceğimi bilmiyorum. Aklım çalışmıyordu, aynı şey benim başıma gelse ne yaparım diye düşünmeye başladım uzun uzun ama yine bir sonuca varamadım. Bende ikilemde kalırım bir yandan babam anneme o kadar yıl şiddet uygulamış yıllarca onu suçlayıp ona karşı nefret edip içimde ona dinmeyen bir öfke ve kin varken diğer yandan ise bütün bunların yalan olma ihtimali. Suçluluk duygusu, pişmanlıklar, vicdan azabı ve daha başa çıkılamayacak bir sürü duygular var olurdu içimde.
Cesaret edebilir miydim? Bilmiyorum...
Ama merakım cesaretimin önüne geçebilir mi, onuda bilmiyordum.
Ne diyebilirim ki ben şimdi, ya Ömer'in yanlış bir karar almasını sağlarsam üzülürse benim yüzümden ben o zaman kendimi nasıl affederim?
Düşüncelerimden sıyırlmama sebep olan şey Ömer'in sesiydi bana seslenmişti.
Ömer:Defne'm.
Ah adam ne güzel Defne'm diyorsun sen öyle. Sesine tekrardan aşık olmuştum, adım yine kulağıma öyle güzel gelmişti ki şiir gibiydi sesi adeta...
Tekrardan adımı söyleyince gözlerine baktım konuşma cesareti bulmuştum. Gözlerime öyle derin öyle anlamlı öyle güzel bakıyordu ki hayran olmamak elde değildi gerçekten.
Defne:Ömer ben...
Ellerimi daha sıkı kavradı. Konuşmaya başladı.
Ömer:Lütfen sadece düşün karar ver.
Defne:Ömer ben böyle bir şeye karar veremem seni yönlendirmem doğru olmaz, sen kendin düşün lütfen kararı sen ver lütfen.
Ömer:Defne'm sen benim karımsın senin bu konuda karar vermen çok doğal. Beni bu ikilimden kurtaracak olan tek kişi sensin...
Konuş sevdiğim susma sen durmadan konuş ben seni öylece izleyip hayran kalayım yeniden. Sen konuş bütün dünya sussun.
Defne:Ömer.
Ömer:Defne lütfen.
Seni nasıl kırayım ki ben ama?
Defne:Ya yanlış bir karar alırsan benim yüzümden?
Ömer:Olsun sen söylemişsin gerisi önemli mi?
Defne:Değil mi?
Ömer:Değil tabiki. Benim için senin her sözün çok önemli Defne isteğinde emir benim için sen iste yeter ki.
Bu kadar sevilmeyi hak ediyor muydum ki ben, bunu hak edecek ne gibi bir iyilik yapmıştım ki?
Defne:O zaman yüzleşmelisin babanla bence Ömer ne olursa olsun gerçekleri öğren, öğren ki için rahatlasın rahat bir nefes al. Ama son karar yine senin istemezsen zorunda değilsin bir çaresini buluruz elimden gelebildiğince yardımcı olurum sana.
Derince bir nefes aldı dakikalarca yutkunmaya zorlanmış olamalıki sertçe yutkundu benim gözlerim ise adem elmasına kaymıştı. Yaklaştım adem elmasını öptüm geri çekildim gözlerine baktığımda ise rahatlamış bir ifade vardı, o kara gözlerde az önceki belirsizlik duygusu gitmiş yerine cesaret, korku en çokta merak gelmişti.
Ömer:Çok teşekkür ederim Defne'm beni öyle bir şey kurtardın ki sana anlatamam.
Ellerini elimden çekti boşluğa düşmüş gibi olmuştum ellerini çekme sıcaklığını tenimden ayrıma diyemedim. Ben böyle düşünürken Ömer bana sarılmış bende ona karşılık vermiştim hemen. Gözlerimi kapattım kokusunu içime çektim derin derin.
Defne:Her ne olursa olsun ben yanındayım en doğrusunu yapacağına eminim.
Ömer:Seni seviyorum.
Başımı omuzuna koydum gözlerim hala kapalıydı gülümsedim.
Defne:Seni çok seviyorum.
Ne kadar öyle kaldık bilmiyorum ki zaman dilimide önemsizdi şu an. Ne Ömer konuştu ne de ben sadece kokusunu içime çektim başım omuzunda öylece kaldı.
****
Sabah gözlerimi açmama sebep olan şey saçlarımda gezinen bir eldi, gülümseyerek yan tarafa döndüm Ömer'e baktım yüzünde tatlı bir tebessümle bana bakıyordu.
Ömer:Günaydın.
Defne:Günaydınn!
Saçlarımı okşarken bende daha çok sokuldum göğsüne.
Defne:Sen ne zaman uyandın?
Ömer:Çok olmadı Defne'm.
Saçlarımı öptü gözlerimi açtım Ömer'e baktım.
Defne:Keşke beni uyandırsaydın geç olmuştur şimdi sende geç kalacaksın şirkete.
Ömer:Bugün gitmeyeceğim şirkete.
Defne:Niye?
Ömer:Boşver
Bir süre daha yatakta oyalanmamızın ardından Ömer Arya'nın odasına gitmişti bende önce duşa girmiş ardından giyinme odasına gittim üzerimi değiştirdim. Daha sonrasında ise mutfağa Ayşe'nin yanına gittim. Ona yardım etmeye başladım beraber hem sohbet edip hemde yemek hazırladık.
Yemeği hazırlanmasının ardından Ömer Arya ve Alaz'da gelince yemeğe başladık yemek yerken sohbet eden Alaz ve Arya'yı izliyor arada onların sohbetinede dahil oluyorum, Ömer ise sessizce bizi izliyordu aklı başka yerdeydi biliyordum bunu ama çocuklara belli etmemek için ben konuyu açamıyorum onunda çok konuşmak ister gibi bir hali yoktu açıkcası anlıyordum bunu.
Onu izlerken bana bakması ile ona tebessüm ettim oda bana gülümsedi bir süre bakıştık daha sonrasında ise yemeğe devam ettik.
****
Alaz'ı yolcu ettikten sonra içeriye girdim üzerimdeki hırkaya daha sıkı sarılmıştım üşümüştüm yine. Direktmen salona gittim Arya çizgi film izliyordu Ömer ise telefonuyla uğraşıyordu Ömer'in yanına oturdum başımı omuzuna koydum.
Ömer:Alaz gitti mi?
Defne:Evet gitti.
Telefonumu bıraktı ellerimi tuttu.
Ömer:Üşümüşsün Defne'm ben sana demiştim Alaz'ı yolcu edeyim diye.
Gülümsedim başımı omzundan kaldırdım gözlerine baktım.
Defne:Bir şey olmaz on dakika sonra ısınırım yine.
Ömer:Hasta olursan görüşürüz o zaman hanımefendi!
Burnumu sıktı gülümsemem genişledi elini çekti burnumdan. Tatlı tatlı bana bakmaya devam etti.
Serhat'tan
Serhat:Ne demek gelmedi nasıl gelmez?
Ellerimi daldırdığım saçlarımdan çıkarttım. Bir elimde telefon varken diğer elimde bir şey yoktu durumu öğrenmek için Ö
Merve'yi aramıştım.
Merve:Bilmiyorum işte gelmemiş bana bir şey demedi.
Serhat:GİT ÖĞREN O ZAMAN! BANA OLANLARI ÖĞREN
Telefonu suratına kapattım duvara fırlattım sakin kalmayı denesemde sakin olamıyorum.
Serhat:Yine sıyrılacak bir işten YİNE SIYRILACAK!
Bu sefer izin vermeyeceğim bu iştende kolayca sıyrılamayacak. Adım başı adamlarım vardı yanında yaptığı şeyi anında öğrenebiliyorum benden kurutulması imkansızdı.
Serhat:Bu sefer dört ayağının üstüne düşmeyeceksin kardeşim. Yanında babanda yok seni kurtaracak elinden tutan kimse olmayacak!
Sakinleşince kendi odama çıkıp çekmecelerden birinden telefon çıkarttım sim kartı takıp Ömer'in peşindeki adamımı aradım
Serhat:Neredesin?
X:Ömer'in evinin yakınındayım daha dışarı çıkmadı ama karısı oğlunu servise bindirmek için çıktı ardından eve girdi yeniden.
Serhat:Korumalar peki bir şey konuştular mı duydun mu?
X:Hayır.
Serhat:Bir gelişme olursa haber ver bana!
Telefonu kapattım sehpanın üstündeki kırmızı renkli oyuncak arabayı aldım ona bakarak konuşmaya başladım.
Serhat:E ailenle son zamanlarını geçir uzun uzun kardeşim seninde hakkın ne de olsa daha sonra görüşemeyeceksiniz. Ne kadar ayy içim parçalandı!
Kahkaha attım arabayı sehpanın üzerinde geriye çekip bıraktım araba hareket etti sehpanın ucunda kaldı.
Serhat:İşte seninde kaderinde bu araba gibi bana bağlı kardeşim, bir şey yapmama bağılı düşmen.
Parmağım ile ittim arabayı yere düştü. Gülümsedim.
*****
Defne'den
Ömer'in telefonun çalması ile Ömer yanımdan kalktı telefonu ile konuşmaya başladı
Ömer:Efendim Sinan... Evet evdeyim.... Ne oldu?... Nasıl?... Tamam bakarım... Kimmiş peki?.... Serhat Aras Yılmaz mı?.... O kim ki?... Ne zaman?... Şimdi mi?.... Gelemem... Gelemem Sinan...Kaçta?... Tamam Sinan tamam!... Hazırlanıp çıkarım... Görüşürüz.
Telefonu kapattı bana baktı.
Ömer:Defne'm güzelim benim şirkete gitmem lazım.
Defne:E babana gidecektin hani?
Ömer:Bu daha önemli yarın beraber gideriz olur mu?
Karşısına geçtim.
Defne:Bir sorun mu var?
Ömer:Düşünme sen bunları şimdi. Ben duşa gireceğim sen bana takım hazırlar mısın çıkana kadar?
Defne:Tamam gel odaya gidelim o zaman.
Elimi tuttu beraber salondan çıktık merdivenlere yürüdük en sonunda odamızda ulaştık. Ömer alnını öpüp banyoya girdi bende ona takım seçmek içim giyinme odasına gittim. Elimi takımlarında gezdirdim en sonunda bir siyah takımda durdu dolaptan çıkarttım inceledim. Takımının içine siyah gömlekte seçtim giyinme odasından çıktım takımını yatağın üstüne koydum kravat ve saat seçtikten sonra parfümlerinden birisini aldım önce şişeden kokladım gözlerimi kapattım.
Ahh o koku!
Gözlerimi açtım parfümü bileğime sıktım şişe ise hala elimdeydi. Bileğimdeki parfüm kokusunu bütün iliklerime kadar işlerken zihnindeki bütün düşünceler bir tarafa gitmişti bile. Belime sarılan kaslı kollar ile ilk başta irkilsemde daha çok sindim ona.
Ömer:Ben burada dururken kuru bir parfümle yetinmen çok kırdı beni karıcım.
Kulağıma çalınan sesi saçlarımı vuran nefesi nefesimi çoktan kesmiş kalbim yerinden çıkacakmış gibi atmaya başlamıştı. Bu adamın benim nefeslerimle derdi neydi?
Zar zor yutkup konuşmaya başladım.
Defne:Sen beni mi izliyordun?
Ömer:Hıhı izliyordum itiraf ediyorum. Çok tatlıydın ayrıca!
Sanrım kalpten gidebilirim Allah'ım geliyorum yanına. Duyduklarımla elim ayağım boşalmıştı resmen parfüm şişesinin düşmesi ile idrak etmiştim bunu. Ben çekilecekken Ömer beni kendine daha çok çekti daha sıkı sarıldı.
Ömer:Bırak kalsın kokunu çekiyorum içime.
Defne:Ömer geç kalacaksın.
Ömer:Umrumda değil
Ona döndüm bana hayran hayran bakıyordu bakışlarının sebebini anlamazken dudaklarıma değen dudakları ile gözlerimi kapattım beni öpmeye başlarken bende vakit kaybetmeden ona karşılık vermeye başlamıştım.
İçimde uçuşan o kelebek dışarıya çıkmak isterecesine kanat çırparken kalbimde onunla beraber hızlı hızlı atıyordu. Yerinden çıkacakmış gibiydi...
Nefesimin kesilmesiyle beraber dudaklarımızı ayırdım nefes nefese Ömer'e baktım gülümseyerek bana bakıyordu.
Defne:Ş-şey ben gideyim artık sen hazırlan geç kalma!
Odadan çıktım elimi hızlı hızlı atan kalbime götürdüm. Yerinden çıkacakı sanki!
Defne:Sakin ol kızım ya sakin ol!
Ömer'den
Defne'm ile vedalaştıktan sonra arabaya bindim şirkete gittim aslında bugün gitmeyecektim Defne'm ile babamın yanına gidecektim ama Sinan aramıştı şirkete yatırımcı olarak birini bulduğunu daha doğrusu birinin yatırımcı olmak için teklif sunduğunu söylemişti. Daha basına düşmeden nasıl haberi alıp teklif vermişti bilmiyorum ama bu iş canımı sıkmıştı. Daha gün bile olmadan adam bizimle buluşmak istemişti bu ne acele yangından mal mı kaçıyorsun kardeşim?
İç sesimle tartışa tartışa sonunda şirketin önüne gelmiştim. Arabadan indim şirkete giriş yaptım Merve'nin yanına gittim. Beni görünce ayağa kalktı.
Merve:Hoşgeldiniz Ömer bey.
Ömer:Sinan nerede?
Merve: Odasında Ömer bey.
Ömer:Tamam. Biri gelirse Sinan'ı ara.
Lafını dinlemeden Sinan'ın odasına gittim bir koltuğa oturmuş beni bekliyordu. Beni görünce gülümsedi.
Sinan:Ooo hoşgeldin kardeşim.
Koltuğa oturdum.
Ömer:Hoşbuldum. Kimmiş bu yatırımcı Serhat denen adam?
Sinan:Normal bir adam işte biz sabah online olarak görüştük zaten ama sende bir görüş.
Kaşlarımı çattım.
Ömer:Ne ara görüştün bunu niye anlatmadın bana?
Sinan:Çıkmış aklımdan sana noldu yine bir agresiflik bir sinir hali?
Ömer:Sence Sinan! Bu adamın bu durumdan nasıl haberi oldu?
Sinan:Bilmiyorum takılma buna şimdi bir şekilde halledeceğiz bu işi.
Ömer:Hemende buluşmak istedi bu adam bir tuhaf adam yüzünden bu saate şirkete geldim.
Sinan:He senin derdin o anladım ben seni.
Kahkaha attı ters ters Sinan'a baktım. Gülerek konuşmaya devam etti Sinan.
Sinan:Merak etme iki saat Defne'nini görmezsen ölmezsin. Üzülme Ömer'imm!
Elime ilk gelen şeyi suratına attım.
Ömer:Sikerim belanı bozma sinrimi!
Kahkahalarla gülmeye devam etti bense sadece gözlerimi devirmekle yetindim.
****
Sinan'ın yerinden kalkması ile ona baktım.
Sinan:Adam gelmiş hadi gidelim bizde karşılayalım.
Yerimden kalktım üzerimi düzelttim Sinan bana baktı.
Sinan:Aman toz konmasın kıyafetine. Hadi iyisin gidelim!
Sinan'la beraber odadan çıktık şirketin girişine gittik Merve adamın yanındaydı adamın yanına ilerledik Sinan ile beraber.
Sinan:Serhat bey!
Adam bize döndü gülümseyerek. Karşımda duran adama baktım benden iki veya üç santim kısaydı esmer tenli bir adamdı, saçları siyah renkli gözleri koyu kahverengiydi uzaktan bakınca birisine benziyordu ama kime?
Sinan:Tanıştırayım ortağım Ömer.
Elini uzattı gülümsedim.
Ömer:Memnun oldum.
Serhat:Bende Serhat Aras memnun oldum
Sinan:O zaman odaya geçelim Serhat bey.
Serhat:Aras diyin lütfen!
Benim odama geçtik ben kendi yerime oturdum Sinan'la Aras bey ise karşılıklı oturdular.
Serhat:Demek bu mükemmel tasarımların sahibi sizsiniz çok memnun oldum tanıştığımıza.
Zoraki bir gülümseme taktım yüzüme, şu an mecburen iyi davranmak zorundaydım.
Ömer:Bende memnun oldum, mükemmel demeyelimde yapıyorum işte bir şeyler.
Sinan:Aa öyle mütevazılık yaptığına bakmayın siz.
Serhat:Bilmiyorum her koleksiyonunuzu hayranlıkla takip ediyorum.
Ömer:Çok uzatmadan mevzuya mı dönsek artık, çay kahve bir şeyler ister misiniz?
Serhat:Yok teşekkürler. Konuyu fazla uzatmadan konuşalım o zaman.
****
Aras bey gittikten sonra Sinan'a baktım
Sinan:E ne diyorsun?
Ömer:Bilmiyorum adam işinde çok iyi ama tuhaf bir hali var anlam veremedim.
Sinan:Değil mi bende fark ettim onu.
Ömer:Şartlarıda bizi zorluyor Sinan. %10 hisse istiyor buda şirkette söz sahibi olması imza yetkisinin olması demek. Bizden başka birisinin söz sahibi olması aklıma yatmıyor.
İçindeki bütün endişleri Sinan'a anlattım.
Sinan:Söz sahibi olacak ama üstünlük yine bizim Ömer. Bir sıkıntı çıkmaz.
Ömer:Bilmiyorum ama bu işten emin değilim.
Sinan:Tamam şöyle yaparız sen bir iki gün bu işi düşün taşın bana kararını söylersin ona göre adamı ararız. Adamın işinde iyi olduğunu bizi bu durumdan kuracak tek kişinin o olduğunu unutma lütfen.
Maalesef Sinan haklıydı bizi bu durumdan kurtacak tek kişi Aras denen o adamdı ve bu iş benim hoşuma gitmiyordu. Birisine muhtaç olmak gururumu yeterince kırıyordu.
Kafam allak bullak olmuştu. Bu şu artık canımı fazlasıyla sıkmaya başlamıştı...
****
Serhat'tan
Şirketten ayrıldıktan sonra Ömer ve Sinan'ın benim hakkımda konuştuklarını dinlemiştim
Serhat:Aşk olsun kardeşim abin hakkında düşündüklerin beni çok üzdü. Beni bu duruma soktun annemi elimden aldın bunun cezasını çekeceksin bana muhtaç olacaksın!
Düşünceli düşünceli etrafa bakıyordu bu hali o kadar hoşuma gitmişti ki o hissi anlatamam.
Serhat:Daha çok böyle düşüneceksin ileride yapacaklarımdan sonra çaresiz kalacaksın maalesef bu daha başlangıç bedel ödeyeceksin Ömer İplikçi!
Telefonu çıkarttım adamımı aradım
Serhat:Kargo gitti mi?
X:Gitti abi.
Telefonu kapattım gülümsedim.
Serhat:Umarım süprizimi beğenirsin Ömercim!
Ömer'den
Kapının çalması ile beraber Defne kalktı birkaç saniye içinde elinde bir paketle geldi.
Ömer:O ne?
Defne:Bilememki sana gelmiş.
Paketi bana uzattı açtım içinden kırmızı renk oyuncak araba çıkmıştı arabaya şaşkınca baktım altında ayna vardı kutudada bir not bile yoktu bu ne böyle!
Kimdi ki bunu gönderen? Kafamdaki soru işaretleri artarken başıma bir belanın geleceğini düşünme oranım dahada artmıştı beynimde.
Hellööö yepyeni bir bölüm ile karşınızdayımmm! 🦋
Serhat ve Ömer karşılaştı sonunda
Sizce Serhat Ömer'e neden araba gönderdi bir anlamı var mı?
İnşallah bölümü beğenirsiniz 🙏🙏
Bir dahaki bölüme görüşmek üzere 🖤🖤
Seviliyorsunuz 💙💙