Operasyon: Mühendis (Tamamlan...

By nisanyagmuru12

18.6K 1.2K 128

Nihat Öztürk adında ülkenin önemli bir mühendisi, yıllar önce bir uçak kazasında kaybolur ve herkes onun öldü... More

Giriş
1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10.Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
Final
Özel Bölüm

22. Bölüm

420 38 3
By nisanyagmuru12

Gördüğüm bu adamın Erkam bey olduğundan emin olduktan sonra beni fark etmesinler diye kalabalığın arasına karışıp onları bu kez daha dikkatli gözlemlemeye koyuldum. Yanında bizi kovalayan o iki koruma ve bir de üzerinde siyah tişört ve siyah pantolon olan başında bir şapka ve güneş gözlüğü olan tanımadığım bir adam vardı.

Erkam bey o şapkalı ve güneş gözlüklü olan adamla birlikte hararetli bir konuşma içerisindeydi. 

Bu kez daha dikkatli olup onları gözden kaçırmamalı ama yanlarına da fazla yaklaşmamalıydım. Eğer bu sefer de yakalanırsam belki de bir daha Nihat amcamı bulamayacaktım. Onu bulamamakta bir daha gerçeklerin açığa çıkmaması olacaktı.

Hemen telefonumu elime alıp Damla ve Bade' ye, "Bade Erkam Bey burada şimdi dikkat çekmeden arkanıza dönüp bana doğru ilerleyin." Dedim.

"Tamam hemen geliyoruz."
Arkalarını dönüp bana doğru geldiklerinde onlara Erkam bey in olduğu tarafı gösterdim. Gördüklerinde onlarda şaşırmışlardı. Daha ben onu bulmaya uğraşmadan gelip o beni bulmuştu.

Bu kez kesin olarak onun hafızasını yerine getirecek bir girişimde bulunmalıydım. Bir karar verip onların gittikleri her yerde takip etmeye başladık. Bir süre Taç Mahal' i gezdikten sonra nihayet dışarı çıktıklarında ileri de bir arabaya binip oradan uzaklaşmaya başladılar.

"Damla hızlı ol hemen gidip onları bulmalıyız."

"Tamam hadi gelin benimle."

Koşarak Damla' nın arabasında ki yerlerimizi aldıktan sonra Erkam bey in arabasının peşine takıldık. Agra şehrinin sokaklarında ki bir saatlik takipten sonra onları takip ettiğimizi anlamış olacaklar ki bir an da şerit değiştirip gözden kaybolmayı denediler.

Ama yanımızda Damla olduğu için çok şanslıydık. O bu sokakları iyi biliyordu ve bizi onların gidebileceği sokaklardan geçirip gözden kaybetmeden takibe devam ettik. Bir ara farklı bir sokaktan girip arabadan indiklerinde gözleri bizi arıyordu. Ama neyse ki iyi kamufle olduğumuz için bizim onları takip etmeyi bıraktığımızı sandılar.

Arabadan inip etrafa bakındıktan sonra yeniden arabaya bindiler. O sırada şapkalı adamın gözlük ve şapkayı çıkarmış olduğunu fark ettim. Yüzünü gördüğümde bu adamı sanki daha önce bir yerlerden görmüşüm gibi hissettim.

Biraz durup kim olabileceğini düşündüm ama şu an hiçbir fikrim yoktu. Yola devam ettiğimizde şehir dışında çok fark edilmeyen bir yoldan ilerleyip büyük bir evin bulunduğu bahçeden içeri girdiler.

Anlaşılan o ki bu adamların sakladığı bir şeyler vardı. Kim böyle bir yerde yaşamak isterdi ki. Hem ulaşımı zor hem de ormanın içinde tek başına duran bir evdi.

Sessizce evin arka duvarından sızıp içerde neler olup bittiğine bakmak için duvara çıktığımızda karşıma iki tane köpek çıkıvermişti. Üstelik ikisi de kocamandı ve bizi görünce bir anda havlamaya başladı.

Korumaların gelip bizi bulmadan önce hemen duvardan geriye atlayıp arabaya doğru koşmuştuk ki adamlar kaçtığımızı görüp peşimize düştüler. Son an da arabaya binip şehre doğru ilerlediğimizde adamlarda bir arabaya binmiş arkamızdan geliyorlardı.

"Damla hızlı ol. Ellerinde silahları var. Bir an önce buradan kaçmalıyız."

"Tamam Asya hızlanmaya çalışıyorum."

Gözden kaybolmak için bir süre farklı yönlerde ilerlemeyi denedik ama adamlar da en az Damla kadar, hatta belki de daha fazla, bu sokakları iyi biliyorlardı. Tam adamları atlattık derken bir an da arabamızda yavaşlamaya başladı.

"Damla neler oluyor?"

"Olamaz ya benzinimiz bitiyor."

"Şimdi ne yapacağız?"

"Arabayı bir yere gizleyip buradan uzaklaşmalıyız. Başka şansımız yok."

Arabayı ileride ağaçlı bir alanın içerisine gizledikten sonra ana yoldan uzaklaşıp ormanın içinde kestirme bir yoldan yeniden ana yola çıkıp bir taksi ile Damla' nın evine ulaştık.

"Bu neydi şimdi Asya?"

"Üzgünüm Damla ben de bu kadarını bilmiyordum. Belli ki sakladıkları bir şeyler var. Ama bundan sonra onları bu şekilde takip edemeyiz. Artık gerçeklerin bir an evvel ortaya çıkmasını istiyorum."

"Ben de istiyorum kitap evimi özledim. Macera kitaplarını severim ama bizzat bu şekilde yaşamak hiçte iyi bir fikir değilmiş."

"Senden de özür dilerim Bade durumun bu noktaya gelebileceğini tahmin etmiyordum."

"Sorun değil. Ben her zaman senin yanındayım. Ama artık çok daha dikkatli olmalıyız."

Birkaç gün evden çıkmadan geçirmenin bizim için daha iyi olacağını düşüp evde vakit geçirmeye karar verdik. Bu süre içerisinde de internetten Erkam Bey hakkında araştırma yaptım. Edindiğim bilgilere göre Arap asıllı bir mühendismiş ama İngiltere' de yaşıyormuş. Yıllar önce ailesini bir kazada kaybetmiş ve kardeşi gibi gördüğü yardımcısı ve onun ailesi ile birlikte yaşıyormuş.

Ama yardımcısı hakkında en ufak bir bilgi bile yoktu. Sonra biraz düşündüğümde o gün Taç Mahal' de gördüğüm şapkalı adam geldi aklıma belki de yardımcısı o adamdı.

Ama neden en ufak bir resim bile yoktu. Sanki kendini saklıyor gibiydi. Hemen aklıma gelen bir fikirle Damla' nın yanına gidip ona adamların kaldıkları yeri gözetleyebilecek birini bulabilir mi? diye sordum.

Daha sonra bir adam ayarlayıp onlardan bilgiler almaya başladık. Edindiğimiz bilgiye göre üç gün içinde Hindistan' dan kendi evine, İngiltere' ye, gideceğini öğrendik.

Ama yardımcısı ondan bir gün önce orada olacaktı bu da bizim işimize geliyordu. Bade ile hazırlanıp helikopterin kalkacağı piste gittik.

"Bu planın işe yarayacağından emin misin Asya?"

"Merak etme Damla yarayacak. Oldu ki bir sorun çıktı meraklanma üstesinden gelirim."

Damla' ya sıkı sıkı sarıldıktan sonra vedalaşıp oradan uzaklaştık. Bir gün buraya onu görmek için Nihat amcam ile birlikte gelecektim.

"Damla bir gün buraya Nihat amcam ile birlikte geleceğim sen hiç merak etme olur mu?"

"Biliyorum Asya. Sen yaparsın."

Daha önce öğrendiğimize göre yolculuk boyunca Erkam bey e yardımcı olacak bir bayan mühendis ve bir de hostes olacakmış. Onların yerine damla ve ben gececektik. Pilotu ise Damla' nın tanıdığı bir pilot ile yer değiştirmiştik.

Şu an için ortada bir sorun gözükmüyordu. Asıl iş korumaları atlatmaktaydı. Onu da Damla üstlenecekti. Arabası bozulmuş gibi yapıp onlardan yardım isteyecek ve biz de bu arada kaçıp helikoptere binecektik.

Az sonra planladığımız gibi Damla arabayla korumaların olduğu yöne gidip oyunu başlatınca biz de kenarda durup onun işaretini bekliyorduk.

"Lütfen yardım edin. Arabam bozuldu acil hastaneye yetişmem lazım. Kardeşim evde zor durumda gidip onu yetistirmeliyim."

"Bakın hanfendi acil gitmeliyiz. Tamirci çağıralım size onlar yardım etsin."

"Olmaz onlar geç gelir burası şehir dışında. Lütfen yardım edin."

"Tamam. Bekleyin burada."

Damla bize dönüp işaret yaptığında gizlice helikoptere doğru gidip hemen bindik. Bindiğimiz de henüz Erkam bey ortada yoktu. Anlaşılan korumalar ona haber vermek için gitmişlerdi. Camdan dışarı baktığımda Erkam bey ve korumanın buraya geldiğini gördüm. Adamlar bizi fark etmesinler diye başımıza şapka geçirip öne eğilmiştik.

Helikopterden içeri ilk binen Erkam bey olmuştu. Bize şöyle bir baktıktan sonra korumaya dönüp, "İşinizi halledip hemen geri dönün." Dedi.

Koruma onu onayladıktan sonra Damla' nın bulunduğu yere döndü. Sabırsızlıkla ve endişe ile bir an evvel helikopterin havalanmasını bekledim. Pilota mesaj attıktan sonra artık havalanabileceğimizi söyledim.

"Neler oluyor? Neden kalkıyoruz?"

"Merak etmeyin Erkam bey korumalarınız daha sonra gelecekler biz onlara haber verdik."

"Bu ses? Sesin çok tanıdık geliyor. Yüzünü göster çabuk."

Şapkayı yavaşça kaldırdıktan sonra, "Merhaba Erkam bey yine ben." Dedim.

"Ne yapacaksın? Beni nereye götürüyorsun?"

"Bakın merak etmeyin size bir zarar vermeyeceğim. Sadece gerçekleri görmeniz gerek. Şu an sizi bir yalanın içine hapsetmişler ve oradan çıkamıyorsunuz. Emin olun sizi sağ salim İngiltere'ye bırakacağız ama geçmişiniz hakkında ki gerçekleri gormelisiniz."

"Bak kızım ben seni daha once hayatımda hiç görmedim. Bu söylediklerine nasıl inanmamı beklersin benden."

"Sadece beni dinleyin yeter bana."

Bütün geçmişi en ufak bir detay bile atlamadan karşımda ki bu adama bir bir anlatmaya başladım. Bizim eve ilk geldiği günü, tekne kazasını, yetiştirme yurdunu ve diğer bütün detayları ona anlattım. En sonunda uçak kazasına sıra geldiğinde bütün hikaye de böylelikle sona ermişti.

"İşte her şey böyle başladı bu noktaya geldi."

Sonra cebimden telefonumu çıkarıp ona resimleri gösterdim.

"Belki bunlar sizde bir şeyler çağrıştırır."

Sakladığım ve telefonuma da kaydettiğim resimleri bir bir gösterip bir şeyler hatırlaması için dua ediyordum.

"Evet bu resimde ki adam bana çok benziyor olabilir ama ben o adam değilim. Bak anladığım kadarıyla o adama çok değer veriyorsun ve ölmemiş olabileceği ihtimaliyle yeniden onu bulmak istiyorsun.
Eğer istersen hayattaysa şayet onu bulmana yardımcı olurum. Ama daha önce de dediğim  gibi ben o adam değilim."

Onlara göstermemeye gayret ediyordum ama şu an gözümden yaşlar akmaya başlamıştı çoktan. O sıra Bade fark etmiş olacak ki. Gelip elimden tuttu. " Üzülme Asya sen elinden geleni yaptın."

Belki de artık düştüğüm bu hayalin pesinden gitmemeliydim. Belki de bu adam gerçekten Nihat amcam değildi. Benim ona olan özlemimden kaynaklanan bir çırpınıştı.

"Tamam artık pes ediyorum. Siz kazandınız. Buradan sonra Türkiye ye döneceğim ve sizi bir daha rahatsız etmeyeceğim."

O sırada Erkam bey e görüntülü çağrı gelmişti. Kenardan çaktırmadan baktığımda bunun o gün gördüğüm Erkam beyin yardımcısı olan adam olduğunu gördüm. Yeniden baktığımda bu adamı nereden tanıdığımı düşünmeye devam ediyordum.

Bu adamı daha önce gördüğüme yemin edebilirdim. Ama bir türlü hatırlayamıyordum.

Ortağı Erkam beye ne zaman geleceğini soruyordu. Daha sonra bizim hakkımızda bir soru sordu.

"O kızlardan bir haber var mı? Dikkatli olmalısın senin peşini bırakmayacak gibiler."

O an bizi ele vereceğinden emindim ama tersine beni şaşırtıp aksini söyledi. Konuşma sonlandıran sonra bana dönüp, "Sizi ele vermeyeceğim. Senin amacının ne olduğunu anlıyorum ben de geçmişte ailemi kaybetmişim. Ama bir türlü onlar hakkında bir şey hatırlayamıyorum. Doktor bunun bir travma olduğunu söyledi ama yılar geçmesine karşın hâlâ bir şey hatırlayamıyorum." Dedi.

O an kafamda şimşekler çakmaya başlamıştı. Adam cidden hafızasını kaybetmişti.

"Bakın sizde hafızanızı kaybetmişsiniz. Bir ihtimal olamaz mı? Bu kadar benzerlik sizce de fazla değil mi?"

"Bak belki bir ihtimal olabilir ama ben senin aradığın kişi değilim."

"Nereden biliyorsunuz hafıza kaybı yaşadığınızı siz söylediniz öyle değil mi?"

İngiltere'ye gidene dek bunun tartışmasını yapamaya devam etmiştik. Çünkü emindim ki bu adam benim Nihat amcamdı. Nihayet iniş pistine geldiğimizde bizi Erkam beyin ortağı karşılamıştı. Dışarda Erkam beyle konuşurken ben helikopterden eşyalarımı alıyordum.

Nihayet arabadan indiğimde Erkam beyin ortağıyla yüz yüze gelmiştik. Bu kez canlı olarak karşımda duran bu adama dikkatlice baktığımda onu nereden tanıdığımı hatırlatmıştım.

"Ali Abi bu sensin."

"Asya."

Bu Ali abiydi. Nihat amcamın asistanı. Bu nasıl olurdu. Bir süre olduğum yerde düşünürken kafamda bir sürü teori vardı. Daha sonra düşününce aslında Ali abi sandığım bu adamın Ali ismini kullanarak başka emeller için çalışan bir yabancı olabileceği düşüncesi aklımı esir almıştı.

İşte bu yüzden Bade' ye koşması için işaret verip Erkam bey i zorla kolundan tuttuktan sonra yeniden helikoptere binip oradan uzaklaştık.

Continue Reading

You'll Also Like

Hemdem By Firuze

Teen Fiction

14.2K 909 36
Seninleyken çıkıyor benim gamzelerim 🌼
1.9M 133K 30
Onların kaderi yıllar önce yaşanmış tek bir gece sayesinde birleşti. Bir anda karşısına çıkan ve peşini bırakmayan Atmanlı aşireti genç kızın bütün s...
194K 9.1K 72
Oğuz benden böyle bir tepki beklemiyor olacak ki afalladı. Bedeni önce kasıldı daha sonra o da bana sarıldı. Bir süre hiçbir şey demeden öylece sarıl...
108K 5.2K 24
"Peki o zaman neden halâ benden uzaklaşıyorsun?" Sorduğu soruya gülüp " unutulmaktan.. son anda balkonda olduğumu hatırladığın için gerçi kimsenin gö...