Operasyon: Mühendis (Tamamlan...

By nisanyagmuru12

18.6K 1.2K 128

Nihat Öztürk adında ülkenin önemli bir mühendisi, yıllar önce bir uçak kazasında kaybolur ve herkes onun öldü... More

Giriş
1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10.Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
Final
Özel Bölüm

15. Bölüm

517 41 2
By nisanyagmuru12

MimtihaHayta ithaf edilmiştir.
Kitap raflarının arasında gezinirken kendimi adeta başka bir dünyanın kapısından içeriye adımımı atmış gibi hissediyordum. Bu küçük dükkan benim hayatımın çok başka bir boyutuydu sanki. Raflarda ki kitapların kapakları o kadar güzeldi ki sanki beni kendilerine çekiyorlardı. Bu dışardan bakıldığında küçük içeriden bakılınca boyut olarak büyük ama barındırdığı kitaplarla içinde kocaman dünyalar barındıran bir hazine sandığıydı adeta.

İlerlemeye devam ettiğimde bir paravanla ayrılmış ayrı bir bölmede ders çalışan bir grup öğrenci vardı. Krem rengi rahat sandalyeler ortada kahverengi ne çok büyük ne de çok küçük sayılacak kare şeklinde bir masa ve üzerinde de öğrencilerin ortaya üst üste koydukları bir yığın kitap vardı. Anladığım kadarıyla bunlar son sınıf öğrencileri ydi ve hararetli bir şekilde sınava hazırlanıyorlardı.

Bir süre onların bu hararetli çalışma anlarını izledikten sonra dönüp karşı da duran rafta ki çocuk masallarına yöneldim. Küçükken burada ki masalların birçoğunu okumuştum. Ben özellikle içinde deniz, tekne ve korsan olan kahramanların hikayelerini okumayı severdim. Onları okuyup kendimi tıpkı onlar gibi bir masal kahramanına dönüstürürdüm.

Ta ki yeniden deniz kıyısına dönene dek. Kıyıya gelince adeta bir rüyadan uyanmış edasıyla tekneden iner ve balıkçı sokaklarını geçip yeniden eve döndüğümde kitaplara gömülmeye devam ederdim.

Tam da karşımda üst rafta ki kitapların arasında çocukken okuduğum o deniz de korsanlarla mücadele eden adamın hikayesini bulmuştum. Elime alıp köşedeki masalardan birine geçip bir bir sayfalarını çevirmeye başladım.

Ta bı benim kitabım bu kadar renkli ve resimli değildi ama bu hikayenin aynısıydı. Kitabı okurken yine aklıma o günler geliyordu kendimi kitaba o kadar kaptırmıştım ki Bade' nin yanıma.gelip oturduğunu bile fark edememiştim.

"Pişşşt kitap kurdu ne okuyorsun?"

"Ne anlamadım."

"Yarım saattir bir kitaba gömülmüş okuyup duruyorsun. Ayrıca o çocuk kitabı değil mi?"

"A evet, küçükken bu kitabı çok severdim. Yeniden okuyup geçmişi gözümde canlandırmak istedim."

"İyiymiş ama hadi artık gel Murat amca bize işleyişten bahsedecek."

"Tanıdığım birine çok benziyorsun. Yani davranış olarak yüz olarak çok olmasa da bana onu anımsattın."

"Öyle mi kimmiş bakalım?"

"Damla ismin de çok sevdiğim bir kız."

Bade bana gulumsedikten sonra elini kalk anlamında işaret edip Murat amcanın yanına gitmemizi söyledi. Bade ve Damla birçok yönden o kadar birbirlerine benziyorlardı ki tıpkı iki kardeş gibi.

Murat amcanın yanına, kasaya, yöneldiğimizde masanın başına geçmiş elinde bir kağıt ve kalemle oturuyordu. Anladığım kadarıyla giderler hakkında hesap yapıyordu. Ve gördüğüm kadarıyla da hesabın içinden çıkamamıstı.

"Kolay gelsin Murat amca ne bu böyle sanki hesapların içinden çıkamıyor gibisin."

"Evet Asya kızım yeni kitaplar gelecek ve hepsi farklı farklı kolilerde ve kitapların hepsi farklı fiyatlarda kendimce hesap ayapmaya çalıstım ama bir türlü başaramadım."

"Sen o işi bana bırak Murat amca ben sana yardımcı olurum. Hesap işlerinde iyiyimdir."

"Yardım edersen çok sevinirim kızım."

Yanda ki sandalyeyi masanın yanına çekip oturduktan sonra Murat amcanın elinden kağıt ve kalemi alıp kağıdın üzerine yazdığı fiyatları bir bir hesapladiktan sonra yeniden eline uzattım.

"Teşekkür ederim Asya kızım. Şimdi gelelim sizin işlere şu an tatilde olduğunuz için dilerlseniz gün boyu da çalışabilirsiniz ama derseniz ki yazın yapacak daha iyi seyelrimzi var o zaman yarı zamanlı devam edebilirsiniz."

Öne atılıp Murat amca ya tüm gün burada çalışabileceğimi söyledim.

"Ben tüm gün çalışabilirim zaten yapacak daha iyi bir seçeneğim yok." Ben sözümü bitirdikten sonra Bade bana ve Murat amca ya bakıp,"Tamam o zaman ben de tam zamanlı olarak çalışacağım." Dedi.

Üçümüz masaya oturup, çalışma şartlarını, işleyişin nasıl olduğunu ve daha birçok önemsiz şeyi konuştuktan sonra Murat amca artık kitap evini bize bırakıp bir süreliğine dinlenmek için evi e gideceğini söyledi.

Bunu anladığım kadarıyla bizi denemek adına yapmıştı. Gerçekten bu işi yapabiliyor muyuz diye. Bu kanıya bir ara raflarda ki kitapları düzenlerken camdan köşede bir dükkanım önünde bizi izerken görmüştüm Murat amcayı.

O gün işler bittiğinde akşam üstü dükkanı kapatacağımız zaman artık eve gitmek vakti gelmişti. Ama benim gidebilecek ne bir evim ne de barinabileceğim bir yerim vardı.

Bade hazırlanmış çıkarken bana dönüp, "Hadi kilitleyip çıkalım artık." Dedi.

O an kendimi o kadar kimsesiz hissetmiştim ki ilk kez gördüğüm bu yabancı kıza kendim hakkında çok bir şey açıklamak doğru değildi. Bu yüzden ona, "Şey... Sen çık ben daha sonra kapıyı kilitleyip çıkarım. Biraz daha burada kalmak istiyorum." Dedim.

"Tamam sorun değil. Yarın görüşürüz."

Bade kapıdan çıkmış sokakta ilerlerken bir süre sokaktan tamamen gittiğine emin olduktan sonra yeniden geriye dönüp karşıda ki sandalyeleri birbirine birleştirdikten sonra valizimden daha önce almış olduğum küçük battaniyeyi üzerime örtüp uyumaya koyuldum.

Bu şekilde sabaha kadar uyumak benim için çok zor olacaktı ama şu an için yapabileceğim en iyi şey buydu. Biraz para biriktirmeye başlayınca bir ev bulup orada kalabilirdim. Yurt ta sadece okul dönemlerinde kalabiliyordum. Bu da tatil zamanlarında evsiz kaldığım anlamına geliyordu. Eğer ev kiralarsam buna bir çözüm bulmuş olacaktım.

Aslında Nihat amca şu an Türkiye de olmuş olsaydı. Tüm bunlara gerek kalmayacaktı.

****

Saatlerce süren uyuma çabalarım sonucunda gece yarısı uykuya dalabilmiştim. Sabah gözlerimi açtığımda ise çoktan gün ışımaya başlamıstı bile hem saate bakıp bir an da ayaklandım. Bade' nin gelmesine yarım saat vardı. Murat amca işe erkenden gelip bizi kontrol edecekti.

Acilen olduğum yerden kalkıp önümde ki dağınıklığı hemen toparlamaya başladım. Gece iyi uyuyamadığım için her yerim tutulmuştu ama diğer yandan da sığınabileceğim bir yerim olduğu için de buna şükrediyordum. Ama Murat amca beni bu şekilde yakalarsa beni kitap evinden kovabilirdi.

Tam etrafı düzenlediğim esnada Bade yi yolun karşısında görüp hemen kapının kilidini açmaya koyuldum. Neyse ki o geldiğinde hiçbir şey anlamamıştı.

"Günaydın Asya sen ne zaman geldin?"

"Çok olmadı senden biraz önce geldim."

Tanımadığım insanlara bu şekilde yalan söylemek hiçte haz ettiğim bir durum değildi ama eğer burada kalmaya devam etmek istiyorsam birkaç gün daha idare etmeliydim.

*****

O günden sonra birkaç hafta daha bu şekilde geceleri burada uyuyarak geçirmeye devam etmiştim. Bazen yemek yiyemediğim günlerde erkenden yatmak için Bade'nin dükkandan gitmesini bekliyordum.

Sonra da ertesi gün Murat amcadan bir miktar para isteyip kendime yiyecek bir şeyler alıyordum.

Sonra birgün Bade davranışlarımdan fark etmiş olacak ki erkenden gelip ben daha uyanmadan kapıyı açmış ve beni bu halde görmüştü.

"Asya sen burada mı kalıyordun?"

"Evet ama geçici bir süre lütfen bunu Murat amcaya söyleme olur mu?"

"Tamam ama bana neden söylemedin. Bak ben seni çok sevdim. İstersen seninle bir ev kiralayabikiriz. Ben şu an geçici olarak burada bir tanıdığımızın evinde kalıyorum. Ama annemlere söyledim bir ev tutmak istiyorum. Ne dersin?"

Belki de Bade nin söyledikleri hayatımda duyduğum en güzel haberlerden biriydi. Buraya geleli bir ayı geçmişti çoktan ve bu kısa sürede Bade ye çok alışmışım üstelik kötü biri e de benzemiyordu. Ve hemen teklifini kabul ettim.

"Tamam anlaştık."

"Hem Murat amcadan da yardım isteriz. Bize ev konusunda yardım eder."

O gun Bade ile anlaşıp birlikte ev aramaya koyulmuştuk. Hayatımda ilk kez kendime ait bir evim olacaktı. Onca yıl sonra ilk kez bir yere aitlik duygusunu yaşayacaktım.

Birkaç gün daha kitap evinde misafir olduktan sonra bir gün Bade gelip bu yakınlarda ikimize uygun küçük bir ev bulduğunu söyledi hem kirası da çok uygunmuş.

Birlikte gidip evi incelediğimizde hem üniversiteye yakın hem de bu kitap evinin bir alt sokağında olduğunu gördük. Murat amcanın da yardımıyla evi kiralayıp nihayet yerlesebilmiştik.

Haliyle bütün paramızı eşyalara harcamak zorunda kalmıştık. İşte o günlerde bilmediğim bir yerden benim adıma burs yatırıldığını öğrendim.

Biraz araştırdığımda bursu yatıran kişinin Nihat amcanın ta kendisi olduğunu öğrendim. Onunla uzun bir süredir konuşmamıştım ama demekki o hala beni unutmamış ve yardım etmeye devam etmişti.

Bir gün onu görüp yeniden teşekkür etmeyi o kadar çok istiyordum ki bana hep ihtiyacım olduğunda kol kanat geriyordu. Ama bir türlü yeniden yollarımız kesişmemişti. Üstelik burada ki adresini dahi bilmiyordum. Aslında istesem internetten çalıştığı teknoloji şirketinin adresini bulup gidebilirdim. Ama O burada uzun bir süre oşmayacağını söylemişti. Bu yüzden oraya gitmem bir anlam ifade etmeyecekti. Üstelik her sıkıntı da ona gitmek istemiyordum. Bir şekilde hayatımı idame ettirmeyi öğrenmem gerekiyordu. Nihayetinde O her anımda yanımda olmayacaktı.

Ev bir mutfak, bir salon ve bir oda, tuvalet ve banyodan oluşuyordu. Ve üçüncü kattaydi. Bir de salondan sokağa açılan küçük bir balkonu vardı.

Küçük odaya Bade ve benim için iki yatak ve bir tane de giysi dolabı ve halı koyduktan sonra odaya sigdirabileceğimiz başka bir yer kalmamıştı.

Salona ise iki bej rengi koltuk ve ortaya kırmızı bir hali almıştık. Mutfak için ise birkaç bardak, çatal kaşık vesaire gerekli olduğunu düşündüğümüz öncelikli ihtiyaçlarımızı almıştık. Böylelikle artık eve tamamiyle yerleşmiş bulunuyorduk.

"Bence iyi iş çıkardık Asya ne dersin?"

"Bence de."

O gün ilk kez akşam yeni evimizin salonunda Bade ile pastaneden aldığımız küçük bir pasta ve meyve suyu ile yeni evimize sahip olmamızı kutlamıştık.

Bu evdeki eşyaları almak bizim için kolay olmamıştı ama sağolsun Murat amca buralarda çok tanınan birisi olduğu için onunda kolaylık sağlamasıyla bu küçük şirin evimizi döşmeyi başarmıştık.

Bade ile tam anlamıyla tanışmış sayılmadığımız için öncelikle bana kendini ve ailesini tanıtmaya başladı.

"Asya madem bundan böyle kardeşiz o zaman seninle tam olarak tanışalım ha ne dersin?" Başımla onu onayladıktan sonra kendisi ve ailesi hakkında anlatmaya başladı.

"Öncelikle bildiğin gibi Türk dili ve edebiyatı okuyorum. Ve ileri de bir gün kendi kitap evimi açmayı ve yazdıklarımı yayınlamayı düşünüyorum. Anne ve babam Antalya da küçük bir otel işletiyorlar. Annemin ismi Selma babamın ki ise Ferit. Bir de ikiz kardeşlerim var. Buse ve Sude. Görsen çok seversin sen de. Peki şimdi sıra sende. Sen anlat bakalım."

Bir süre nereden başlayacağımı bilemez bir halde düşündükten sonra anlatmaya başladım. Aslında onun bu kadar mutlu yaşantısının yanında kendi hayatımı anlatıp ortamı hüzünlendirmek istemedim ama o benimle paylaşmış tı benim de onunla paylaşmam gerekiyordu.

"Aslında benim hayatım biraz uzun hikaye bu yüzden nereden başlayacağımı bilemiyorum."

"Eğer istersen anlatmaya bilirsin."

"Hayır anlatacağım. Karadeniz'in küçük bir balıkçı kasabasında anne ve babam ile birlikte teknemizle balıkçılık yapıyorduk. Sonra bir gün anne ve babam bir tekne kazasında öldüler. Daha sonra tek başıma kaldım. Bir gün gelip beni yurda götürmek istediklerini söyleyen insanlar geldi. Ben de bir tekne ile kaçıp birkac gün boyunca orada kaldım. İşte sonra gelip beni yeniden aldılar. Ve yurda döndüm. Başlangıçta sevmemiştim orayı ama Nihat amcam vardı babamın çocukluk arkadaşı onun yardımıyla yurda ısınmaya başladım şimdide buradayım işte."

Hikayeyi genel olarak bu şekilde aktarmıştım Bade ye. Bu birkaç cümleye sığdırdığım hayatım bana acı tatlı birçok şey öğretmişti.

"Sen o yüzden kitap evinde...bak bundan sonra beni kız kardeşin olarak görebilirsin. Keşke bana tüm olanları en başında anlatsaydın. En azından orada kalmak zorunda kalmazdın. Çok zorlu bir hayatın olmuş. Ben bu yaşadıklarını ancak tahmin edebilirim ama bundan sonra yaninda ben varım bunu sakın unutma."

"Teşekkür ederim Bade senin sayende bir evimiz oldu."
"Duymamış olayım biz kardeşiz artık."

Günler hızla ilerlemeye devam ederken Bade ile dostluk bağlarımızı daha çok güçlendirmiş ve onun da deyimiyle kardeş olmuştuk.

İkimizin ders programı farklı olduğu için yarı zamanlı olarak kitap evinde Murat amca ya yardım etmeye devam ediyorduk.

Hayat cok iyi bir şekilde devam ediyordu ikinci sınıfın ortalarına doğru ilerlediğimizde ise hayatımın şokunu yaşıyordum.

Bade televizyon izlerken bir son dakika haberi ile koşarak benim yanıma gelmişti.

"Asya hemen televizyona bak."

Mutfaktan koşarak salona geldiğimde gördüğüm haberle şaşkına dönmüştüm. Haber de ülkenin önemli mühendislerinden biri olan Nihat Öztürk ün uçak kazasında kaybolduğunu ve saatler süren çalışmalara karşın bulamadıklarını söylüyorlardı.



Continue Reading

You'll Also Like

194K 9.1K 72
Oğuz benden böyle bir tepki beklemiyor olacak ki afalladı. Bedeni önce kasıldı daha sonra o da bana sarıldı. Bir süre hiçbir şey demeden öylece sarıl...
2.3K 225 18
"Sen sevmesi zor bur adamsın Yaman Soykan" sözlerim ile gözlerimiz buluştu siyahın en derin tonu olan harelerinde bilmediğim bir duygu oluştu. " Dene...
7.2K 494 13
Hissettiğim tuhaf duygular ile sertçe yutkundum. "Sen gerçekten delisin, değil mi?" diye sordum. Güldü, gülüşüyle her iki yanağında can bulan koca ga...
25.6K 1.2K 20
Verda Yiğit, bir ortaokulda görev yapan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenidir. Çok yakın oldukları ailenin oğlu olan Cihan Karaer onu sevdiğini v...