Sapık!.

By justsmileandsleep

3M 99.7K 20.5K

Bizim hikayemizin olağanüstü bir güzelliği yoktu. Olağanüstü kişiler, olağanüstü olaylar... Hiçbiri. Ama bizi... More

●Başlangıç
●Komşu?!
●Sakin ol şampiyon.
●İtici bir sabah.
●"Yürü, gidiyoruz Aylin Ay."
●Yürüyüş.
●Fotoğraf.
●Tesadüf.
●Lunapark.
●Tehlikeli, salçalı makarna.
●TFIOS.
●Karne Günü VS Kötü (!) Haber
●Yıldızların Altında.
●Su Güreşi.
●En rezil gün.
●Alışveriş.
●Tanışma.
●.
20- Rezillik s.s
21- Tabu.
22- Bu kadar güzel olmaman gerekiyodu.
23- Romantik Öküz.
24- Karaoke.
25- Yoksa regl mi oldun?
26- Götün tavana kaçmamış mıydı senin?
27- Olaylı Bir Gece.
28- Paintball.
29- Öpçük?
Yazar Kendini Tanıtıyor B|
30- '' Kerhaneye mi gidiyoz amk?''
31- '' İkinci bir şans daha verebilir misin?''
32- Sapık!.
33- "Sonra döndüm dedim ki;"
34- " Sonsuza sevgilim"
35- " Ender?!"
36- Tehlikeli oyun.
37- " Bul beni kaybolmuşum."
38- " Hep gelirler."
39- " Bırakma.. Sen benim eksik parçamsın."
40- "İYİ GECELER DEDİM!"
*Çok önemli*
41- "Uçak kalkıyooor."
42- "Abiler kız kardeşlerini korurlar."
43- " Hayır danacık."
44- "Sen benim gökyüzündeki yıldızımsın." *Yılbaşı özel*
45- Çene kasılması.
46- "Tek Erkek."
48- "Aşkına aşık olduğum adam."
49- "Ben kavrulmaya hazırım."
50- Tatil. *Sevgililer Günü özel*
51- Otel odası.
52- Doğum günü hediyesi.
53- Tokat.
54- Kaçırılmak.
55- "Beni bırakma."
*Rüyalar*Özel*
56- Zombi.
57- Vazgeçmek
58- Aldanış.
59- Haber
60- Hoşça kal.
61- FİNAL 1.PART
FİNAL PART 2
Yazar'dan Veda
Özel Bölüm 1
Özel Bölüm 2- Yeni Bir Yıl, Yeni Heyecanlar

47- Kardan melekler.

29.9K 876 367
By justsmileandsleep

Medyada ikizlerimiz ;) Şarkıya da bir bakın derim, pek bölümle alakası yok ama...

Lütfen yorum yapın, bolca yorum yapın. Paragraf aralarına falan. Ben o yorumlara göre moralimi düzeltiyorum ve buna gerçekten ihtiyacım var. Facebook grubunda alıntılar paylaşıyorum! Üye olmayı unutmayın. Sondaki editi de okuyun ha. Sizi seviyorum daima yanımda olan biricik bahar tomurcuklarım. Hepinizin totosundan öpüyorum. İyi ki varsınız :*

İyi okumalar ^^

--

" Kızım, okullar tatil olmuş uyu."

" Ya anne, bırak kalkacağım."

" Kızım sen manyak mısın? Üç ay önce okul olmasın diye kurşun döktürmüştün, ne ara kararın değişti?"

Yatakta tepindim kısa bir süre. Artık kulaklarım, " Kalk okul vakti," sözüne o kadar çok alışmıştı ki kabul edemiyordum okul olmadığını. Aman Allah'ım! Ne Cennet bir sözdür bu, okul yok! Sanırım en yakın zamanda Kerem ile birlikte halay çekeceğim. Yine iyisin Kerem!

" Anne ciddi misin? Bizim vali bir kere olsun totomuz donsada kar tatili yapmadı. Vasip Şahin mi yapacak?"

" Ne yaparsan yap Aylin! Zıbar, gidiyorum ben uyumaya."

Annem odamdan çıkarken ayaklarımla yorganı tekmeledim ve tam tekmeleyecekken yorganla birlikte yere düştüm.

" Ah, kalçam! Öldüm..."

Yorganı sinirle üzerimden çektim. Birgün şu yorgan ölüm sebebim olacaktı. Daha doğrusu Durukandan sonra ikinci sebebim olacaktı. Evet, böyle daha iyi.

Yorganı yatağa koyup, yerden destek alarak kalktım ayağıya. Pencereme doğru giderken kalçamı ovalıyordum. Kar... Manzaramın her yerini bembeyaz örtüsüyle kaplamıştı. Ve... Yağmaya devam ediyordu. Öyle güzeldi ki bu manzara... Büyülüyordu insanı. Baktıkça bakasım geliyordu. Çok iyi hatırlıyorum, bir keresinde beş saat karı izlemiştim. Hatta o zamanlar ilkokuldaydım. Hala da izleyebilirdim bu asaleti.

" Oley," diye bağırararak yatağıma çıkıp zıplamaya başladım. Tatildi, yani annemin dediğine göre. E ama bu soğukta tatil olmalıydı! Tatildi bencede. Olsundu tatil, olur muydu? Olsun!

" Oley, oley, oley!"

Vücudum yerle bütünleşince sesli bir şekilde inledim. Bir şeyi de düşmeden yapsam adımı altın harflerle tarihe yazdırırdım zaten! Beceriksiz Aylin! Sevinç dansı bile yapamıyorsun!

" Off, telefonum! Aşkböceğim, neredesin?"

Kafamı kaşıya kaşıya yastığımın altına baktım. Evet, biricik kocam yastığımın altındaydı.

" İyisin değil mi bebeğim? Gel, bugün tatil mi bakalım..."

İnternete, " İstanbulda yarın tatil mi?" yazınca çıkmıştı sonuçlar. Zaten çıkmasaydı internetin yavaşlığından depresyona girerdim. Üstelik saat 8'di! Eğer okullar varsa hazırlanmak için 1 saatim kalmıştı, 1 saatte Durukanı uyandırmak... Okul yoktur inşallah.

Ne? Burada tatil yazıyordu? Tatil? Okullar? Tatil? Karlı... Havada! Tatil! Gel buraya Vasip Bey Amca, alnından öpeceğim.

Çığlık atarak telefonu yatağa bıraktım. Şemmamme halayını çekerken annem ve babam korkudan kapıma gelmiş, beni izliyorlardı. Onları bile uyandırmıştım, ama bugün Kerem bile benim kadar sevinemezdi!

" Ne bakıyorsun, babacığım? Gel beraber halay çekelim. Şemmamme şemmamme vıy vıy vıy vıy vıy..."

" Kızım, beyninden röntgen çekilmek ister misin? Ben varım!"

Sus baba. Yemeği hala unutmadım. Ayıp.

" Yok, baba kalsın. Gel anne, bari sen gel."

Annem kaşlarını çatarak sabahlığının ceplerine soktu ellerini, " Kesinlikle radyasyon beynini ele geçirdi. Bana bulaştırma..."

Annem ve babam odalarına dönerken umrumda değildi. Ben kendime bakardım. Yarın... Salı günü tatil miydi? Tatildi. E o zaman gerisi yalandı.

--

KEREM'DEN

" Tatil miymiş baba, kesin di mi?"

" Evet diyorum ya anlamıyor--"

" ALLAH! Gel baba öpeceğim..."

Babamın yanağını şapur şupur öptüm. Cinsiyet fark etmezdi. Tatil haberini vermişti ya önemli olan buydu.

" ALLAAAH! Nırın nın nırı nı nın. La la la la la lala. Yeho! Yehoo! Gel baba halay çekelim..."

Annem kafama çaktı bir tane, " Kendine gel Kerem! Sus ve bana gelinimi çağır!"

Ne? Yok artık anne! Sabahın sekizinde Güneşi çağıracak değildim. Kaynanam Güneşi gebertirdi! Abartısız hemde!

" Oha anne! Senin gelininin de işi gücü var. O da narin bir genç kız! Her dakika gelemez hem--"

" Sus, eşek sıpası!"

Popoma terlik yiyince kaçtım odama. Annem ve babam her sabah 6'da uyanmak zorundalar mıydı? Her sabah popoma terlik mi yiyecektim ben! Aa bakın aklıma espri geldi! TERlik KOKUlik. Evet, ahahah! Ne kadar espritüelim. Hey yavrum, hey!

Telefonumu alıp Twitter'ı açtım. Kaç gündür sosyal medyaya girememiştim bile. Şu Aslı Sultan yok mu, Aslı Sultan! Telefonumu saklamıştı. Ya tweet bile atamamıştım! Ne benim günahım, ne?

Bir dakika! Yeni tweet gelmişti. Durukandandı!

" Sabah sabah uyandıranda yok... Uyandıranım olmadan tatilin tadı mı çıkarmış! @AylinAy duy sesimi!"

Evet, tweet buydu. Cevapladım, " Kanka Aylin yoksa ben varım. Gel bana... Bana gel..."

Evet, harika bir cevap! Gönder tuşuna basarken Durukandan küfür yiyeceğimden adım gibi emindim. O bekleyedursun bende Güneşin twitterına girdim. Hım, normal bir twitter. Bir dakika lan! Şu çocuk kim? Hele şunun tweetine bakın!

" Yaş kaçtı ;)"

Bu tweet 10 dakika önce paylaşılmıştı, Güneşinde ayı gibi uyuduğunu tahmin ettiğim için hemen cevap verdim, " 60 birader. Bir sorun mu var ;)"

Evet, şimdi rahatladım.

Güneşin Twitterından çıktıktan sonra kendi Twitter'ıma girdim. Tweet paylaşma zamanı! Bakalım kaç retweet gelecek?

" @vasipsahin kanka adamsın lan. Çok seviyorum seni. Heyt be! İşte gazoz olmayacaksın, efsane olacaksın. Seksi bitch."

Sırıtarak gönderdim. Ayıptır söylemesi, popülerdim sosyal medyada. Ee, Durukan aşkımın arkadaşı olunca... Bazen şu Aylini kıskanıyorum! En az benim kadar taş bir sevgilisi var. Tamam kızlar, şşh benim için çıldırmayın.

Retweetleri beklerken annemin beni çağırdığını duydum. Bazen sadece ölmek istersin.

--

AYLİN'DEN

" Durukan?!"

" Ne var ya? Sevgilimizin bize gelmesini istemek suç mu?"

" Ben bilirim o gelmeleri! Öküzcük ya! Gıcık! Aaa, ayıp! Neyse, sen susta napıyorsun onu söyle?"

" Çiş."

" İnşallah o çişe elektrik gelirde senin küçük Durukanın..."

" Bakmak ister misin?"

O yüzündeki gıcık gülümsemeyi hayal edebiliyordum. Yüzüme kan hücum ederken saydırıyordum da bir yandan. Hep aynı şeyleri mi yaşayacaktık biz? Ekşın, ekşın utandırma. Ekşın,ekşın utandırma...

" Yok ya, kalsın. İstemez!"

" Aa, güzelim. Alındı bak."

Birden telefonu kapatma isteği doldu içimde.

" Durukan..."

" Tamam kızma. Dur iki dakika, fermuarı çekeceğim."

Arkadan gelen birkaç sesle birlikte aklıma bir fikir gelmişti!

" Durukan, kapatmam lazım bay!"

" Ne, kapatma iki dak--"

Kapatma tuşuna basarak soluğu annemin yanında aldım. Bir yandan da soğuk diye giydiğim kazağa iyice sarınmıştım, " Anne!"

" Ne!?"

Bulaşıkları yıkıyordu.

" Şey... Biliyorsun ki kar yağıyor, yağıyor yani. Baksana, her yer kar olmuş! Yani diyorum ki kar topu oynamaya çıksak? Çok güzel ol--"

" -2 derecede mi?"

Sen havanın sıcaklığını nereden biliyorsun kadın.

" Evet."

" Kim kim?"

" Ben, Durukan, Güneş ve Kerem."

" O Keremi hiç gözüm tutmadı benim bak..."

" Neden?"

Gözlerimi yalandan pörtletmiştim. Oysa annemin Keremi sevmediğini biliyordum. Kaç kere kafasına vurup yalandan 'Ben vurmadım' demişti çünkü...

" Salak salak espri yapanları sevmem. Ve anlamıyorum ki dediklerinden. AYlin GÜNEŞlin. Ne biçim espri bu şimdi?"

Vaay, demek benim hakkımda da 'espri' yapmıştı da benim haberim yoktu. Ödeyeceksin hıyar turşusu!

" Haklısın ya, neyse biz dışarı çıkacak mıyız?"

" Tamam ama bir şartım var..."

" Söyle kadın!"

Sırıtıp annemin cevabını bekledim, " Instagramda ki engelini kaldıracaksın!"

Acıların çocuğu Aylin.

" Off, sende beni etiketleme!"

Kaşlarını çattı, " İzin vermiyorum dışarı çıkmana."

" Ay hadi sende anne ya! Tabii ki kaldırırım. Sen merak etme. İnsan hiç annesine Instagram engeli koyar mı hem? Psh!"

Tabii ki kaldırmayacağım.

Annemin yanağına öpücük kondurup odama geçtim. İlk işim Güneşe haber vermek olacaktı, hem babam telefonuma kontör de yüklemişti. Zaten yüklemeseydi onu yemekteki hallerinden dolayı affetmeyecektim.

Rehberden Bok böceği yazısını bulup 'Ara' tuşuna bastım. Evet, Güneşin rehberimdeki adı 'Bok böceği' idi. Nedeniyse bir lise 1 anımızdı. O zamanlar sınıfça bir pikniğe gitmiştik. Güneşle birlikte çiçek toplarken bir çiçeğin ucunda kelebek görmüştüm. Hemen bağırmıştım, " Bak Güneş! Sen buna benziyorsun." Hani o zamanlar akıllı arkadaşlarız ya, iltifat ederdik birbirimize. O ise yanlış anlayıp söylenmişti, " Ben bok böceğine mi benziyorum Aylin?" Oflamıştım, " Hayır, o kelebek."

Telefon birkaç çalıştan sonra açıldı, " Alo? Aylin?"

Arkadaki gürültüler sinir bozucuydu. Arka plandan bir takım gürültüler gelmişti ve bu beni rahatsız etmişti. Buysa beni fesat düşünmeye itmişti! Allah'ım sen bizi koru...

" Alo? Ne yapıyorsun Güneş?"

" Sabahleyin Yeliz'le Ediz geldi bize. Şuan yaramazlık yapıyorlar. Hey! Yeliz bırak, o benim sutyenim!"

Yeliz ve Ediz. Güneşin kuzenleriydi. İkiside 4 yaşındaydı ancak tam bir faciaydılar! Üstelik Yeliz ve Edizin ikiside sarışın, mavi gözlüydü. Yelizin upuzun sapsarı saçları vardı ve benim gibi parıldayan gözleri. Kız bu yaşta böyleyse tahmin edemiyordum benim yaşımdaki halini. Ediz ise en az Durukan kadar yakışıklı ve tatlıydı. İnsanın yanaklarını mıncıklayası geliyordu. Annelerinin karnından ilk Ediz çıkmıştı, yani abiydi. Bu nedenle hep Yelizi korurdu, sahipleniciydi. Ama Güneşin dayılarının hep kar günlerinde Güneşlere gelmeleri tam bir fiyaskoydu! Güneşle birlikte hep bu ikizleri kıskanmıştık, ama Güneş daha çok kıskanıyordu çünkü onun kömür karası saçları ve gözleri vardı. Bence yine de güzeldi.

Gülmemek için dudağımı ısırdım, " Ne yapıyorlar? İç çamaşırlarını mı karıştırıyorlar?"

" Ay hiç sorma ya! Dayımlar neden bizi başbaşa bıraktı ki sanki! Hey, Ediz! Yavaş adamım! Elindeki külotum! Hey, yırtmaya mı çalışıyorsun? Üstelik Sünger Bob desenli külotumu? Kamon beybi, kamoon!"

Güneş bunları söyledikten sonra kendimi tutamayıp kahkaha atmaya başladım, o an arkadan gelen Yelizin bebeksi sesini duydum,

" Süngey Pop'lu kiyot mu giyiyoysun? Beyimkiler biye winksli!" ( Sünger Bob'lu külot mu giyiyorsun? Benimkiler bile Winx'li)

" Evet, Yeliz! Beğenemedin mi? Ediz! Sutyenimi kafana geçirmeyi bırak!"

Ediz konuştu bu sefer, " Peni siniy etme! Bu şutyenler şapkaya benşiyoy. Şok güşel!" ( Beni sinir etme! Bu sutyenler şapkaya benziyor. Çok güzel!)

Yerlere yatıp kahkaha atıyordum. Bu Yelizle Edizle başa çıkmak çok zordu gerçekten. Ama her geldiklerinde benle Güneşi eğlendiriyorlardı. Yine de... Allah Güneşi sağ çıkarsın!

" Hiç yardımcı olmuyorsun Aylin! Görürsün sen..."

Arka fondan gelen keskin çığlıkla telefonu kulağımdan birkaç santim ayırarak dinledim onları. Kulaklarımın sağır olmasını istemezdim, hemde hiç!

" Ne oluyor orada? İyi misiniz?"

" AYYİN ABLA BU GÜNEŞ ABBA SAÇIMI ÇEKİYOY! EDİŞ YAYDIM ET!" ( Aylin abla bu Güneş abla saçımı çekiyor! Ediz, yardım et!)

" GEYDİM YELİŞ! ÖYDÜN SEN GÜNEŞ ABLA!" ( Geldim Yeliz! Öldün sen Güneş abla!)

Sonra Güneşin çığlığını duydum, " Aylin, yardım et! Ediz!"

" Ne yaptı?"

" Kıçıma elini sokmaya çalışıyor! Oğlum, sen bunları nereden öğrendin lan?"

Tekrar bir kahkaha attım, Ediz bunun ırzına geçecekti valla (!)

" Tamam, çabuk çabuk konuşayım o zaman ben. Şey diyecektim... Birazdan kar topu oynamaya çıkalım mı sen, ben, Durukan ve Kerem?"

" Tamam olur..."

" İkizleri ne yapacaksın?"

" Onları anneme postalarım... Oha! Yeliz küfür etti, nereden öğrendin lan küfürü?"

" Daha fazla sizi dinlersem psikolojim bozulacak. Hadi baay..."

" Tamam! Ediz, bak çocuğum sutyen erkeklere takılmaz tamam mı? Hem sende meme de yok--"

Telefonu Güneşin suratına kapattım. Bu eziyete daha fazla katlanamazdım. Evet, şimdi sıra Keremi aramaya gelmişti. İnşallah telefonu halay çekerek cevaplamazdı.

Telefonumun rehberinden Halaycı Nuri yazısını bularak 'Ara' tuşuna bastım. Evet Keremin rehberdeki adı 'Halaycı Nuri' idi. Telefon birkaç çalıştan sonra açıldı. Bakalım neylerle karşılaşacaktım?

" Alo, kimsin lo?" (Alo, kimsin insanevlâdı?)

" Kerem? Ben Aylin."

Arkadan gelen halay müziğiyle sinirlenmiştim, " Ne istiyorsun lo?" ( Ne istiyorsun insanevlâdı?)

" Biri benim dilimden konuşabilir mi!? Yelizle Ediz 1, sen 2. Ne dili bu? Halayca mı?"

" Yes, lo."

" Ne yapıyorsun Kerem?"

" Ay em çekiyor holo. Eğleniyor göbek ato ato. Halo my bebo. Ay em benziyor Mahmo."

" Peki Keremciğim, bunun Türkçe mealini açıklayabilecek misin bize?"

" Yani bir Kerem atasözü diyor ki: Ben çekiyorum halay. Eğleniyorum göbek ata ata. Halay benim bebeğim. Ben benziyorum Mahmuta. Evet, az önce söylediğim de halay alfabesiydi."

" Bu ne biçim çeviri Kerem? Böyle çeviri mi olur? Hatalı!"

" Hay senin inekliğine! Sanki Google Translate daha güzel çeviriyor (!) Asıl Translate benden beter be!"

" Ee, yetti be! Yok halay alfabesi, yok bebek alfabesi! Sorması ayıp hangi soydan geliyorsun?"

" Halay soyu."

Bıkkınlıkla sordum, " Bu soy nasıl oluşmuş?"

" Bak şimdi! Benim dedem birgün evinde televizyon izliyormuş. O zamanlar Flash TV daha yeni çıkmış. Sonra bir müzik duymuş. Sanki biri bardağa vuruyormuş. Etrafına bakınmış, ses TV'den geliyormuş. İzlemiş, izlemiş izlemiş. Sonra rep yapası gelmiş. Ağzıyla rep yapmış. Sonra bardak sesi artmış. Ağzından bir, "Vıy," kaçmış. Bunun üzerine o "Vıy," lar artmış. "Vıy, vıy, vıy" olmuş. Sonra ileri geri sallanmış, ayağa kalkmış ileri geri gidip eğilip kalkmış. Sonra düz bir müzik gelmiş, müzikle yapmaya başlamış bunu, sonra teknoloji geliştikçe bu düz müziğin yerini hareketli müzik almış. İşte halayın tarihi."

Burnumu kırıştırdım, " Hayatta bunun kadar saçma bir şey görmedim."

" Hoop, soyumuza laf etme lo. Her neyse, halay çekeceğim daha. Ne söyleyeceksen çabuk söyle!"

" Birazdan ben ve Güneş kar oynamaya çıkacağızda... Durukanı da çağıracağım. Sende gelecek misin diyecektim..."

" Ooov. Bir halay atasözü der ki: Halay çektikten sonra kar oynamak insanı dinç yapar!"

" Sesini dövebilseydim döverdim."

" Bende hep kendimin ağzını burnunu kırmak istemişimdir. Neyse, gelirim ben baay!"

Yüzüme kapatınca bende telefona tükürdüm. Evet, sıra Durukanı aramaya gelmişti. Üstat... Kesin yirmi dakika önce telefonu yüzüne kapattığım için sinirli olacaktı.

Telefonumun rehberinden Pabucumun bed boyu yazısını bulup 'Ara' tuşuna bastım. En son ismi Durukiskokiskokisko olabilirdi ancak tekrar değiştirmiştim. Bence böyle daha iyiydi.

" Alo?"

" Durukan?"

Arkadan sanki diskodaymış gibi müzik sesleri geliyordu. Ve birde kız sesleri. DİSKO MÜZİĞİ VE KIZ SESLERİ Mİ DEDİM BEN AZ ÖNCE? ÖLDÜN DURUKAN!

" Pardon, kimsiniz? Çıkaramadım da..."

" Bak Durukan, döverim oğlum seni. Kaslı maslı demem, öldürürüm. Ne o disko misko sesleri?"

" Durukan gelsene, dans edelim."

Bir kız Durukana diyordu bunları, sesi geliyordu. Lan!

" Valla güzelim, sen küçük Durukanın kıymetini bilmedin ama başkaları biliyor. Bil istedim..."

" O küçük Durukanı ben..."

" O günü heyecanla bekliyorum zaten, merak etme."

" İYİ."

Sinirle tam telefonu kapatacaktım ki telefondan bir, " DUR!" sesi geldi.

" NE VAR?"

" Şaka yaptım lan, hemen trip atıyorsun. Gerçekten tam bir danacıksın."

Kaşlarım çatıldı, " Neden bahsediyorsun sen?"

" Ya televizyonun dibindeyim şuan. Ses son ses. O duyduğun seslerde TV'den geliyor yani."

" İnanmıyorum! Bir kız, " Durukan!" diyordu."

" Filmdeki erkeğin ismide Durukan. Ve şuan senin korkacağın şeyler yapıyorlar."

" Yuh! Ama... Hâlâ inanmıyorum."

" Tamam... O zaman seni inandırmak için anneme bağırıyorum. ANNE!"

" Ne var!"

" Bir şey söyle!"

" Sifonu çekmemişsin!"

Melek teyzenin Durukana bu şekilde bağırmasıyla kahkaha attım. Durukandan gerçekten bed boy olmazdı. Bed boylar sifonu çekerdi değil mi? Ama pet boylar çekmezdi. Yine de... Hala yakışıklı.

" Tamam, biraz pahalıya patladı ama inandın değil mi? Bu arada... Bugün telefonu yüzüme kapattığın için cezan ikiye çıktı."

" Ne cezasıymış bu?"

" Beraber uyuma cezası."

Böyle ceza mı olurdu? Bence ödüldü bu. Yinede söylemedim.

" Neyse ya... Ben bir şey sormak için aramıştım."

" Sifonu çekiyor musun diye soracaksan cevabı annem verdi bile."

Sırıttım, " Hayır ya! Ben, Güneş, Kerem kar oynamaya çıkacağız da birazdan, sende gelir misin diye soracaktım?"

" Ha, tamam olur. Ben sizin zile basarım, hadi bay bay danacık!"

" Bay bay öküzcük!"

--

" Şunu da giy kızım..."

" Şunu da tak..."

" Son atkı..."

" Tamam, bu atkıdan sonra son.."

" ANNE YETER! Ya, millet kardanadam sanıp bana havuç takacak yemin ederim. Elli kat giydim ya!"

" Anneye karşı gelme!"

" Tamam Nesibe Sultan, kaçtım ben Durukan bekliyor, baay!"

" Kızım, son şapkay--"

Kapıyı hızla çekip zar zor ayakkabılarımı giydim. Nesibe Sultana kalsa Adriana Lima donla da çıkabilirdi karlı havada dışarıya, ama ben donla çıksam evlatlıktan redderdi ya!

" Oh, ya! Sonunda... Nerede kaldın?"

Maşallah Durukan Güneşle Keremi almış beni bekliyorlardı. Harika! Yine beni bekliyorlar.

" Off, kıçım dondu lan. Halay çekerek ısınsak mı?"

" Bana ısınmak deme Kerem!"

" Neden Güneş?"

"Yelizle Ediz popomu sobada ısıtmaya çalıştılar!"

" Onlar kim lan?"

Güneş Kereme anlatırken bende Durukanın yanına gittim, ellerimi ovuşturuyordum. Soğuktu gerçekten. Yinede güzeldi, " Selam öküzcük!"

Sırıtıp yanağımdan öptü. Allah'tan annemlerden uzak bir yerdeydik. Yoksa öpmesine izin vermezdim, " Selam bebeğim."

" Off, çok üşüyorum."

Gülümsedi, o an gamzesini öpesim geldi. Benim de gamzem vardı ancak onun ki kadar güzel olamazdı, asla. " Tahmin etmiştim. Bu yüzden yanımda bir mont daha var."

Arkasından bir mont çıkarınca ağzım tavana erişmişti resmen, bu adam benim Süpermenim miydi? Hızır gibi yetişiyordu. Dudağına bir öpücük kondurup el çırptım, " Teşekkür ederim süpermenim."

Tam montu alacaktım ki durdurdu, " Hoop! Montun sadece bir ucundan tut, bende üşüyorum."

" NE?"

Yine sırıttı, " Şaka yaptım, saçmalama. Mont sana kurban olsun."

Sırıtıp montu aldım. Evet elli kat giyinmiştim evden çıkarken, ama yolda gelirken onların çoğunu gizli yerime bırakmıştım, bu yüzden üşümüştüm.

" Kardan melekler yapalım mı Durukan?"

" Bebekleşme Aylin."

" Neden?"

" Beni sinir ediyorsun."

Kaşlarımı çattım, " Ben yapacağım, sen yapmazsan yapma."

Yere yatıp ellerimi ve kollarımı aynı anda hareket ettirmeye başladım. Durukan da kaşlarını çatıp bana baksada umrumda değildi. Tutan bu karı iyi değerlendirmeliydim. Her zaman tutmuyordu ki!

Durukanında eğilip benimle birlikte kardan melekler yapmasıyla yine ağzım açıldı.

" Durukan?"

Baktı bana, " Sahibin yokmuş gibi hareket etmeni sevmiyorum. Ben her zaman yanındayım ve bunun kar oynarken bile başkalarına göstermek istiyorum. Sen benimsin. Ve bu yüzden beraber kardan melekler yapacağız."

Beraber kardan melekler yaparken gülümsedim gökyüzüne bakıp. Her şey daha yeni başlıyordu.

**

Merhaba Sapıkatörlerim! Size süpriz yapmak istedim çünkü moralim tavan ajsj. Haftasonu yb gelmeyecek yine :( Ama yarıyıl tatiline giriyoruz! Bu yüzdende bu 15 günde haftaiçleri yb gelebilir, haftasonları gelmeyebilir ama bu sadece yarıyıl tatili için geçerli tabii. Ve şarkılı karakter tanıtımı yapmayı düşünüyorum. Ne düşünüyorsunuz? Parodiler DurukanWatty ve AylinWatty takip edersiniz :3 Facebook grubunda alıntı falan paylaşıyorum, üye olun. Paragraf arası yapmadıysanız yapmanızı beklerim. Çünkü onlardan ilham alıyorum, vote de verin. Gerçekten ilham alıyorum. Yorumlarda tek cümle yasak! Bölüm hakkındaki görüşler? Bakın, eğer röportaj yapmamı istiyorsanız karakterlerle, özelden soru sormanız lazım. Parodi aradığımı unutmayın. Sizi seviyorum Sapıkatörlerim.

Kendinize iyi bakın ;)

Continue Reading

You'll Also Like

32.2K 178 4
+18 ögeler içermektedir!! '❦ Gözlerini kapattı ve yavaşça bana yaklaştı. Gözlerimi kapatmadım, gözlerimi kapatırsam gitmesinden korktum. Dudaklarımı...
1.2M 56.5K 53
Numara sallayıp, komutana denk getirmek mi? 07.12.2022 #beyza etiketinde 1.sıra 29.06.2023 #avukat etiketinde 1.sıra 18.01.2023 #hakim etiketinde 1...
10.8K 580 6
"Umarım sana bu şarkıyı söyleten salak yanındaki değildir. Seni hak ediyormuş gibi görünmüyor. " dedi Draco'ya bakarak. "Şu an öyle bir salak yok" d...
18K 1.1K 29
Doğduklarında Kaçırılan ikizler devamı içeride;) Eminim ki beğeniceksiniz şans vermeyi deneyin keyifli okumalar