deniz kızı ile sarhoşlar masa...

Af mysaddnestear

268K 10.3K 12.9K

[tamamlandı] "Ne yapmamı istiyorsun Domenic, sana abi dememi falan mı? Cidden bunu mu istiyorsun benden?!" "E... Mere

1| BAŞLANGIÇ
2| SARHOŞ
3| YAKINLAŞMA
4| TEHDİT
5| YAKALANMA
6| İTİRAFLAR
7| GECE
8| BAR
9| SOHBET
10| AİLE
11| DENİZ
12| OKUL
13| YÜZLEŞME
14| KIRIKLIK
15|TERAS
16| ANLAŞMA
17| ŞARKI
18| BEBEK
19| KONUŞMA
20| TERCİH
21| SORGU
22| KARŞILAŞMA
23| HİSLER
24| ÇİÇEK
26| KUTLAMA
27| HASTA
28| YEMEK
29| ANI
30| ÖFKE
31| KISKANÇLIK
32| GÖRÜŞME
33| KARAR
34| ENDİŞE
35| HEYECAN
36| YENİ YIL
37| KAVGA
38| İHALE
39| PARILTI
40| SÜRPRİZ
41| ŞAŞKINLIK
42| HİZMET
43| SONUÇ
44| HAMİLE
45| İLGİ
46| TEKLİF
47| FİNAL

25| KARAR

5K 187 280
Af mysaddnestear

Nick'in toplantısı bir türlü bitmek bilmeyince ben de odada beklemekten sıkılıp Sarah'ın yanına gelmiştim. Şimdi de şirkettekilerin dedikodusunu yapıyorduk. Daha doğrusu ben ona zorla anlattırmıştım. O da anlatıyordu işte.

Normalde Nick'i kesinlikle beklemez ve çekip giderdim burdan. Lakin işin içine merak girmişti. Ben meraklı bir insandım. Nick de bunu çok iyi bilip benim merakımdan faydalanmıştı. Sonuç olarak; buradaydım.

"En sonunda Domenic Bey uğraşmak istemedi ve kovdu. Bildiğim kadarıyla daha sonradan kendi iş yerini kurmuş ama yürütememiş."

Tam cevap vereceğim sırada arkamdan gelen sahte bir öksürük sesiyle kafamı istemsizce o tarafa çevirmiş, bakış açıma Nick'in girmesine izin vermiştim. Ona 'ne var?' dercesine kafamı salladığımda "Toplantım bitti, çıkalım mı?" diye sormuştu. Başımla onayladım onu.

"Okul çantamla montum odanda. Getirip gel, gideriz sonra nereye gideceksek."

Hiçbir şey söylemeden yanımdan ayrılıp odasına doğru gitmeye başladığı sırada bakışlarımı Sarah'a çevirdim. Olanları şaşkın şaşkın izlerken "Domenic Bey şu an itiraz dahi etmeden dediğinizi yapmaya mı gitti yani?" dedi. Omzumu silktim. Tabii ki yapacaktı.

"Çok pohpohlamışlar bunu zamanında. El bebek gül bebek büyütmüşler sonra da böyle biz uğraşıyoruz. Alışsın şimdiden."

Sarah söylediklerime gülerken ben de ona tebessüm etmekle yetindim. Zaten o arada da Nick montum ile sırt çantamı getirmişti. Oturduğum masadan kalktıktan sonra okul eteğimi düzelttim ve Nick'in elindeki montumu alıp üzerime geçirdim.

Sırt çantamı da almam için bana uzattığında "Onu sen taşıyacaksın," dedim. Kaşlarını çatıp bana bakarken ben, onu görmezden gelip Sarah'a "Sohbet için teşekkürler, Sarah. Daha sonra görüşürüz," dedim gülümseyerek. Ardından vedalaşıp asansörün olduğu kısma doğru ilerledim. Nick de ardımdan geliyordu.

Asansörü çağırıp beklemeye başlarken montumun cebindeki telefonumu çıkarıp oyalanmaya başladım. Amacım o burada yokmuş, sanki onu önemsemiyormuşum gibi davranmaktı.

Asansör geldiğinde oyalanmadan içeriye girdim. Nick zemin katın bulunduğu tuşa dokunduğunda derin bir sessizlik eşliğinde beklemeye başladık. Arada bir de onu süzüyor, gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırıyordum. Elindeki sırt çantam üzerinde o kadar emanetmiş gibi duruyordu ki bu durum komiğime gitmişti.

Sonunda asansör zemin katta durduğunda ilk önce ben, sonra da o inmişti. Bu sefer onun beni yönlendirmesine izin vermiştim çünkü arabasının nerede olduğunu bilmiyordum.

Birkaç dakikanın ardından şirketin otoparkına geldiğimizde hemen ilerideki onun arabasını rahatlıkla ayırt edip o tarafa doğru yönelttim adımlarımı. Nick arabanın kilidini açıp önce sırt çantamı arka koltuğa bıraktı. Sonra da sürücü koltuğunda yerini aldı. Ben ise çoktan binmiştim arabanın ön koltuğuna.

Arabayı çalıştırıp otoparkın çıkışına doğru sürerken başımı geriye yasladım ve beni nereye götüreceğini düşünmeye başladım. Aslında Sarah'tan birkaç bir şey öğrenmiştim ama doğru olup olmadığını bilmiyordum. Bir türlü gelemiyordum böyle belirsizliklere.

"Nereye gidiyoruz?"

Cevap vermedi. Bir de bana?

Kaşlarımı çatıp ona döndüğümde öylece yola odaklandığını fark ettim. Derin bir nefes alıp "Nick, sana bir soru sordum. Yarın okulum var ve ben şu an evde oturup ders çalışmam gerekirken senin saçma salak işlerinle uğraşıyorum," dedim kendimi sakin kalmaya zorlayarak.

"Sadece bekleyemez misin?"

"Bekleyemem!"

Benim sinirle konuşmamla bir anda arabayı yolun ortasında durdurunca gözlerimi devirdim. Ben de eski Domenic nerede kaldı diyordum. İşte buradaydı!

"Senin için sınırlarımı zorlamaya çalıştığımı görmüyor musun? Senden sadece beklemeni istiyorum, Nina!"

"İstemiyorum ben bir şey. Beni evime bırak."

Kollarımı göğsümde birleştirip kafamı camdan tarafa çevirdim. Nick'in derince bir nefes aldığını işitmiştim. Ah, bir de sinirlenmişti beyefendi. İki dakika sakin kalsa şaşırırdım zaten. Geri zekalı!

"Seni evine bırakmamı mı istiyorsun?"

Yüzüne dahi bakmadan "Evet," diye mırıldandım. Bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum. Büyük ihtimalle şu an kendi kendine ne yapacağını düşünüyordu. Benimle kolayca başa çıkabileceğini sanmıştı ama yanılıyordu.

Benim tanıdığım Nick kendisini nasıl affettireceğini bilemeyip Bash ile Kol'a danışırdı. Onlar da romantik bir şeyler ayarlarlar, hemen aldanacağımı düşünürlerdi. Şu anda da büyük ihtimalle Nick beni ayarladıkları yere götürüyordu. Lakin bu sefer yemezlerdi böyle basit numaraları.

Arkamızdan gelen korna seslerine daha fazla katlanamamış olacak ki "Peki, sen bilirsin," diyip arabayı çalıştırdı. Evimin bulunduğu yola doğru sürmeye devam ederken kendi kendime homurdanmadan edemiyordum. Sen bilirsin diyordu bir de. Tabii ki ben bilecektim. O mu bilecekti sanki?

Domenic'ten;

Nina'yı evine bıraktıktan sonra ilk işim direkt Bash'in yanına gitmek olmuştu. Beni beklemediği her hâlinden belliydi çünkü şu an planlarımıza göre Nina ile romantik bir akşam yemeği yiyor olacaktık. Fakat her şeyi batırmıştım.

"Dostum, alt tarafı kızı yemeğe götürecektin. Bunu bile beceremedin mi gerçekten?"

Oturduğum koltuktan doğrulup hemen karşımdaki sehpada duran içki dolu bardağı aldım ve kafama diktim. Bardağı geri masaya bırakırken "Sabrımı sınamak için uğraşıyor resmen!" dedim saatler önceki kavgamızı tekrardan hatırlarken.

"Sen birden niye Nina için yanıp tutuşur hâle geldin? Bu kız senin peşinde koşarken umursadığın bile yoktu. Ne değişti Nick?"

Uzanıp sehpadaki içki şişesini aldım ve bardağa doldurdum. Zor bir yerden vurmuştu. Henüz ben bile doğru dürüst kendime açıklayamıyordum bu sorunun cevabını.

"Bilmiyorum. Sadece bazı şeylerin farkına vardım. Mesela onunlayken bir süreden sonra duygularımla hareket etmeye başlamıştım. Belki onu kendimden uzaklaştırırsam eskisi gibi aklımla hareket edebileceğimi düşündüm. Ama şu an bir karar vermek zorundayım. Çünkü onun yanında illa bir tarafı yok saymam gerekiyor. Aksi takdirde her şey yanlışmış gibi geliyor..."

"Sana birkaç soru soracağım ama dürüstçe cevap ver, tamam mı?"

Başımla onayladım onu. Ardından ikinci bardağı da kafama dikip beynimi Bash'in söyleyeceklerine odaklamaya çalıştım. Birkaç gecedir yaptığım gibi onu düşünmeye dalacaktım yoksa.

"İkiniz de kavga etmeden normal insanlar gibi vakit geçirdiğinizde onun yanındayken ne yapıyorsun?"

"Bir şeyler hakkında konuşmasını dinliyorum. Her zaman anlatacak bir şeyleri illa oluyor."

"Üzüldüğü zamanlarda sen ne hissediyorsun?"

"Pek üzüldüğü anlara denk gelmedim. Genelde hep deli dolu, gülen birisi."

"Doğru, hep sen üzdüğün için denk gelmemen normal."

Sinirli bir bakış gönderdim ona. Beni umursamayıp "Her neyse, kaldığımız yerden devam edelim. En sevdiği renk ne?" diye sorduğunda düşünmeye başladım. Muhakkak bahsetmiş olmalıydı. O kadar çok şey anlatmıştı ki bana neredeyse tüm hayatını öğrenmiştim şu kısacık sürede.

"Siyah."

"En çok ne izlemekten hoşlanır?"

"Animasyonları çok sevdiğinden bahsetmişti bir keresinde ama en çok ondan mı hoşlanıyor bilmiyorum. Claire ile eskiden her animasyon filmi çıktığında sinemaya giderlermiş."

"Claire mi? O da mı seviyormuş yani?"

"Ben nereden bileyim lan?! En son Nina'yı konuşuyorduk."

"Ha doğru. Biz konumuza dönelim. En sevdiği yemek ne?"

"Pizza."

"En hassas olduğu şey?"

"Boy."

"Okul numarası ne?"

"41- Bir dakika, okul numarası ne alaka?"

"Onu da mı ezberledin?"

"Sadece aklımda kalmış."

"Açık konuşacağım... Dostum sen Nina'ya baya baya aşık olmuşsun."

DOMENİC SOBİEXİ:


NİNA ZAMOCHKOVA:

Fortsæt med at læse

You'll Also Like

1.5M 52.8K 52
Tutsak olan bir kız. Neden esir olduğunu bilmeden yaşadığı dar bir odada, hayatı alt üst olur. Gizemli adamın eşsiz cekimine kapılmadan kurtulmanın y...
171K 4.9K 34
Gizemlerle dolu bir çizgi film olan Esrarengiz Kasaba'da bakıp da göremedeğiniz gizemler ve sırları merak ediyorsanız bu kitap tam sizlik. Burada dah...
542K 16.8K 25
(Cinsel içerikli sahneler, yaş farkı ve daddy isuess içermektedir.) Ölü çocukluklar yaşamaya devam eden ölü insanlar doğurur... Kapak @-necirvan a ai...
20.1K 1.2K 54
Cadı olduğumu belli etmeden yardım etmek zordu. Akıllı insanları doğa üstü güçlere inandırmak zor. Helede Simitçiyi! Bu imkansızı başarmalıyım.