.
.
.
Hafif bulutlu ama sıcak bir gündü. Gerçi o sıcak günleri pek sevmezdi, üstünden çıkarmadığı deri ceketi sıcak günlerde işkenceye dönüşüyordu.
Dikkatle motosikletini geldiği kafenin karşısına park etti.
Hani motosikletine aşık tipler vardır ya işte onların en büyük temsilcilerinden biriydi kendisi. Herhalde o zamana kadar motoru kadar bağlandığı hiçbir şey olmamıştı hayatında. İsminin hakkını veren fat boy model bir harleydi. Simsiyah rengi ve muazzam duruşuyla tam da sahibini yansıtan heybetli bir motosikletti. Eh pek çok kişiyi de kız erkek demeden düşürmesinde sahibine çokça yardımcı olmuyor da değildi... Şimdi biraz da sahibinden bahsedelim.
29 yaşında olmasına rağmen hayata karşı düşüncesinin ne olduğunu kendisi bile bilmeyen yakışıklılığı her göreni kendine hayran bırakan Mew Suppasit. Zaten hayattaki hedefleri belli olanların da eğlenceli pek bir yanı olmamıştır hiçbir zaman. O yüzden Mew plansız yaşamayı hayat mottosu haline getiren biriydi. Fazlasıyla fit vüdunun yanında yakışıklı melez yüzüyle istese birçok modelin yerini kolayca alabilecek biri olmasına rağmen o buna hiç önem vermezdi. Gerçi hiç demeyelim çünkü geceleri yalnız geçirmemesinin en büyük sebebin yakışıklı yüzü olduğunun kendisi de farkındaydı. Oysa o gecelerin sonunda bir daha bakmazdı yanındaki kişinin suratına. Kabuğa önem verenlere karşı bu şekilde davranması onun için pek de kaba bir davranış değildi çünkü.
Şimdi de akşamın bu saatinde sahip olduğu iki en yakın arkadaşının ısrarlarına dayanamayarak bu kafe-bar'a gelmişti. İlk kez geldiği için kaskını çıkartırken merakla süzdü mekanı. Pek de bir numarası yok gibiydi ama bir de içeriye bakalım diye düşündü. Yürürken bir yandan da kask yüzünden bozulan saçlarının arasından ellerini geçirerek düzeltti.
Dakika bir demeden dar girişte yanından hızla geçen biri kendisine çarptı. Çarpmadan dolayı hafif savrulurken kolunu tutarak yakınmıştı.
M: "Yuh ama insan gibi yürüsene!"
O arkasından kızgınlıkla seslenirken yanından hızla geçen kişi ona dönmemişti bile tam kolunu tutup hesap sormak için bir adım atmıştı ki sesini duyan arkadaşları yanına gelmiş ve onun kolunu tutmuşlardı.
A: "Mew noluyor girer girmez olay çıkarma."
J: "Evet Mew hadi oturalım boşver belli ki acelesi var o yüzden hızla geçip gitti."
M: "Öküzlük eden diğer kişiyken, neden azar yiyen benim."
A: "Hadi çok konuşma otur artık."
Mew sinirle soluyarak gösterdikleri masaya oturdu. Biraz önceki olayı unutmak için mekana göz gezdirmeye karar verdi.
Loş ama temiz bir mekandı. Çalışanlar da gayet güler yüzlü görünüyordu. Hemen birileri geldi ve içkilerini söylediler. Beklerken karşıda duran sahne gözüne çarptı. Anlaşılan o ki canlı müzik de yapıyorlardı. Kendisi pek konser sevdalısı değildi ama müziğin her türlüsünü severdi. Belki sevdiği birkaç şarkı çalınırsa keyfi yerine gelebilirdi. Sonrasındaysa arkadaşlarına dönüp saçma muhabbetlerine katıldı.
A: "Ee Mew senden ne haber. Kaç gündür görüşemedik yine nerelerde sürtüp durdun."
J: "Kendisi de bilmiyorduk ki nereler olduğunu. Bir gün kendisini başka ülkeden toplayacağız diye korkuyorum."
M: "Sizin gibi dostları hakedecek ne yaptım bilmiyorum gerçekten sağolun(!)."
A: "Ne demek her zaman. Bilirsin senin kıçını kollamak bizim yan işimiz oldu artık."
M: "Bir yerlerde sürttüğüm yok. Atölyedeydim. Kafamı dinledim."
J: "Şimdi burası bizim buna inanmış gibi yapacağımız kısım değil mi?"
M: "Çakacağım şimdi bir tane kalın kafana!"
J: "Tamam. Kızma koca oğlan. Sadece sen pek günlerce kendini kapatmazdın o yüzden inanmakta güçlük çekmemize şaşırma."
M: "Bilmiyorum bu ara ilham konusunda sıkıntılıyım o yüzden eğlenesim gelmiyordu sizin yüzünüzden çıktım zaten. Gerçi bebek bakıcısı konuşmalarınızı dinledikçe içimden keşke çıkmasaydım demiyor değilim..."
A: "Bir şeyleri akışına bırak sen ilham aradığında ne zaman yakalamışsın ki bu sefer yakalayasın. O seni bulur merak etme."
"Yaa ne demezsin. İki aydır tek bir şey çizemediğimden haberi yok tabi kimsenin..."
O sırada ayarı yapılan mikrofon sesi doldu içeriye. Arkası Mew'ların masasına dönük biri yerini almaya çalışıyordu. Arka kısımda da bir gitarist ve baterist yer almıştı. Mekandaki çoğu kişi buranın düzenli müşterisi olacak ki hepsi geldiklerini görür görmez gülümseyerek başlamalarını bekler gibiydi.
Mew dönüp camdan motosikletini kontrol ederken şarkı da başlamıştı.
Bir anda şarkının o dark havası doldurmuştu mekanı. Mew aşina olduğu şarkının başlamasını duyunca yavaşça başını çevirip söyleyen kişiye baktı.
*Şarkıyı medyadan açabilirsiniz.*
(Arctic Monkeys - Do I wanna know)
"Ne kadar sır saklayabilirsin?
Çünkü bana burada bir şekilde seni düşündürten bir şarkı var bulduğum
Ve tekrar tekrar çalıyorum...
Uykuya dalana dek..."
Mew şarkıyı söyleyenin sesinin güzelliği ve derinliğine ne kadar şaşırmışsa söyleyen kişinin girişte kendisine çarpan kişi olduğunu anladığında da bir o kadar şaşırmıştı. Şimdi karşısında şarkı söyleyen esmer genç girişteki halinden çok farklıydı. Kıyafetlerini değiştirmiş Hafif dalgalı kömür karası saçları, siyah deri pantolonu ve kollarını sıyırdığı yakası neredeyse tüm göğsünü açıkta bırakacak kadar açık olan gömleğiyle apayrı biri gibi duruyordu.
Şarkıyı söylerken gözlerini kapayışı şarkıda kaybolduğunun bir başka işaretiydi.
Fazla hisli söylüyor.
Mew elbette herkes kadar dış görünüme önem verirdi ama bu çocuk yakışıklı olduğu için çekmemişti dikkatini. Onu rahatsız eden bir şeyler vardı bu esmerde. Nedenini tam olarak söyleyemese de hislerine her zaman güvendiği için kaşlarını çatarak yüzünde kaybolmuştu adını bilmediği çocuğun.
"Bilmek istiyor muyum?
Eğer bu duygu iki tarafın da hissettiğiyse...
Gidiyor olmanı görmek üzücü.
Bir bakıma kalmanı umuyordum."
Herkes güzel sesle dile gelen şarkıda kaybolmuş gibiydi. Şarkının sonlarına doğru söyleyen kişi gülümseyerek dinleyen herkesi bakışlarıyla selamlıyordu. Sıra Mew'ların masasına geldiğinde göz göze gelen ilkiliden esmer olanın kaşları anlık çatılmıştı. Mew'sa bu harekete karşı kaşlarını kaldırmıştı.
Çarpan kişi senken bir de sinirleniyor musun?
Hızla gözlerini diğerlerine kaydıran esmer, şarkı sonunda bir şeyler içmek için bar kısmına geçmişti. Onun arkasından Mew'un baktığını gören ikili yine mi der gibi birbirine bakmıştı.
A: "Biz beyimiz kendini odalara kapatmış iki kafası dağılsın dedik hemen gözüne kestirdi birilerini iyi mi."
J: "Bunu da bir hayat belirtisi olarak görüp iyi tarafından bakalım. Dostlar böyle yapar Alex."
M: "Siz fazla sabah programı izler olmuşsunuz iki dakikada ne yazdınız kafanızda. O yüzden bakmıyordum adama. Girerken omzumu çürüten kişi kendisi."
A: "Yani bu yüzden mi iki saattir gözlerinle soydun adamı?"
J: "Bazıları da nefret seksi sever tercihlere saygılı ol biraz Alex."
Mew daha fazla dayanamayarak tekmeyi masanın altından Jake'in ayağına geçirmişti.
J: "Ahhhh napıyorsun ulan iki dakika eğlenelim dedik bu kadar da acımasız olunmaz sanırım bacağım kırıldı Alex ambulansı ara ölüyorum sanırım aaağğhh"
Alex Jake'in abartılı tepkilerini izleyip gülerken Mew'un yine gözlerinin esmer adamı aradığını fark etmişti. Ama bir şey söylememeyi tercih etti. Mew'un gazabından bir de o payına düşeni almayı hiç istemiyordu şu an.
Mew az önce bara gittiğini gördüğü adamın köşede içkisini yudumladığını gördü. Şarkı söylerkenki mutluluğunun esamesi yoktu şu an yüzünde. Tam ben niye bu adamı izliyorum ki diye düşünürken yanına çekici bir kadın oturdu adını bilmediği esmerin. Bir şeyler anlatıyordu ama diğerinin dinlediği tartışılırdı. Kız bir anda elini adamın baldırına koyup üstlere doğru hareket ettirmeye başlayınca Mew'un gözleri açıldı.
Yabancı gibi davrandığı kişi pek de yabancısı değil gibi
Tam kadın tehlikeli yerlere ulaşacakken bir eliyle içkisini yudumlayan çocuk diğer eliyle kadının bileğini tutup ittirdi. Kadının bu hareketi beklemediği şokla açılan gözlerinden ve öfkeyle kasılan ağzından belliydi.
Esmer kadının zırvalamasını dinlemek yerine bardağı yanda bulunan masaya bırakıp sahnede birbiriyle konuşan diğer arkadaşlarının yanına geldi. Muhabbete katıldığında gitarı çalan çocuk hemen boynuna kolunu sarıp yanına çekmişti esmeri.
Demek ki kadınlar ilgisini çekmiyor.
Esmerse yarı gülerek konuşmaya devam etmiş sonra da ikinci şarkıya geçmişlerdi.
Şarkı başlamadan önce Mew o çocukla esmerin arasından gerçekten bir şey mi var diye düşündüğüne kendi de şaşırmıştı. Zaten bu ara ne aklı ne de vücudu onu dinlemiyordu ki.
Birkaç saat önce duyduğu ve farkında olmadan derinliğinde kaybolduğu ses yine doldurdu salonu...
Post Malone - Hollywoods Bleeding
"Sadece beni aradığını umuyorum.
Beni görmek istediğini söylüyorsun ama şu an yapamazsın.
Beni tanımak için asla zaman ayırmadın."
Şarkı akıp giderken arkadaşlarının iş hakkında konuşmalarına kulak vermeyi seçti Mew. Yoksa birazdan arkadaşlarının daimi konusu kendisi olacaktı. Konuşma ikilinin nasıl berbat ev arkadaşları oldukları hakkında bir tartışmaya dönüştüğünde Mew kendini gülmekten alamamıştı. Gülerken kafasını çevirdiğinde esmerle göz göze gelmişti. Şarkıyı söyleyen hemen gözlerini başka bir tarafa çevirip son kısma geçmişti. Selamlamanın ardından bu gecelik kapanış olduğunu belirtip arkadaşlarıyla hızla arkaya doğru ilerlemişti.
Mew kafasını sallayıp içkisini dikleyerek biraz daha arkadaşlarıyla muhabbet etti sonra kalkmaya karar verdiklerinde ikili arabalarına yol almıştı. Mew da biricik motosikletine özlemle ilerleyip kaskını takmaya çalışıyordu. Tam motosikletine bindiği sırada içeriden saatlerdir izlediği adam çıktı. İçerdeki çocuk gitmiş yerine yine mekana girerken giydiği kıyafetlerle ve önüne düşürdüğü saçlarıyla bambaşka bir çocuk gelmişti.
Bu farklılık niye?
Karşıdaki otobüs durağına ilerleyen adam ilerlerken motosikletin üstündeki kasklı kişiyle göz göze geldi. Mew tam büyük ihtimal ben olduğumu fark etmez diye düşünürken çocuğun şaşırıp kaşlarını çatarak daha da hızlı yürümesinden bal gibi de tanıdığını anladı.
Eh demek ki sadece ben değilmişim birilerini izleyen.
Diye düşündü. Bu çocuk fazlasıyla garipti ama evde onu bekleyen ve günlerdir huzurunu kaçıran koca yük aklına gelince daha fazla düşünmeden hızla motorunu çalıştırıp yolda kayboldu.
Arkasında bir çift delici gözün kendisini izlediğini bilmeden...
.
.
.