ZAMAN İPLİĞİ

By sadeceben901

363K 6.1K 1.7K

21. YÜZYILDA YAŞAYAN İKİ TÜRK KIZININ, TÜRKLERİN DAHA YENİ TARİHTE SAHNEYE ÇIKTIĞI YILLARDA KENDİLERİNİ AS... More

GİRİŞ
HER ŞEYİN BAŞLANGICI
TAKIM YILDIZI
SİMİT ✔️
KADER✔️
4x4✔️
Diğer kurgum.
OKUYUN LÜTFEN 🤭🤭

Küçük Balık

10.8K 761 85
By sadeceben901

"...Lütfen Allah'ım sen günah yazma." Dedi. Boynundan astığı Haçı ellerinden serbest bıraktı. Onun yerine büyük kalın mumu alarak sanki bir Hristiyanmış gibi dua etmeye devam etti. Yanına gelen pederi fark ettiğinde pederin sakince dizlerinin üzerine çöküp dua etmesini izlemeye başladı. "Keşke aynı tarafa çalışsaydık. Yazık olacak, çok zeki bir adamsın oysa ki." Mumu şamdana bırakıp ayağa kalktı.

- Gibt es ein Problem, Vater?
(Bir sorun mu var peder?)

- Ja. Der Abt wird zur Kirche kommen, aber wir haben den Spion noch nicht unter uns gefunden.
(Evet. Başrahip kiliseye gelecek ama aramızdaki casusu henüz bulamadık.)

Kadın bir an pedere acıdı. Bu meslekte bir insana bu kadar güvenmek kendi sonunu getirmekten başka bir işe yaramaz diye düşündü

- Ich hoffe, dass er eines Tages erwischt wird. Mach dir keine Sorgen
(Umarım bir gün yakalanır. Üzülmeyin.)

Pederin bir an yüzü değişerek gülmeye başladı. Sahte Rahibe bunun anlamını gayetde iyi biliyordu. Bu peder kesinlikle tekrardan şeytani bir şey karıştırıyordu. Bir şey diyerek kendini tehlikeye atmak istemedi. Nasıl olsa az sonra söyleyecekti ne olduğunu.

- Nonne. Ich denke, dass er diesmal erwischt wird, denn einer von ihnen, unser Bruder, sagte, die Maus hätte ein kleines Muttermal auf dem Rücken.
(Rahibe. Bu sefer yakalanacağını düşünüyorum çünkü onlardan biri olan kardeşimiz farenin sırtında küçük bir doğum lekesi olduğunu söyledi.)

Sinirlendiğini hisseti. "Bu sefer kim acaba?" Dedi içinden. Nasıl olurda sırtındaki lekeyi bilebilirdi?

Konuşmayı bölen şey Katolik cemaatten bir kaç kişinin yanlarına gelmesiydi.

"Umarım, Peder bu bilgiyi başka bir yerde daha söylemez. Muhakkak sırtımdaki lekeyi gören bir Rahibe çıkabilir." Dediği gibi de oldu. İspiyoncu bir Rahibe -ki bu aynı odayı paylaştığı kişiydi- çoktan lekenin sahibini burada ki kiliseden sorumlu Rahibe söylemişti.

Rahip'in planı ise basitti:

" Küçük balık her zaman büyük balığa götürür."

************************************

Beş dakika oturduğum yerde kendime gelmeye çalışırken kapıyı açıp biri beni dışarı çıkardı. Tabi ki Seraydı. Bana sarıldı ve:

- İyimisin? Diye fısıldadı.

Belli ki o da korkuyordu ama bana belli etmemeye çalışıyordu. Bende onu rahatlatmak amacıyla gülümseyerek:

- Bu oku atan ne kadar beceriksiz. Hareket etmediğim halde vuramadı.
Diye kahkaha patlatmaya başladım.

Seranın ilk dakikalarda ki değişimini açıklıyorum. İlkin ne dediğimi anlamak için biraz beklemesi gerekti. Herhalde "doğru mu duyuyorum?" Diye kendiyle hesaplaştı. Sonra fener görmüş tavşan gibi kaldı. Daha sonra tek kaşını kaldırdı. En sonunda ise arkasını dönerek ne ara geldiğini anlamadığım bir elinde ok ve diğer elinde yay olan adama bağırarak:

- Tamam anladık insan öldüremiyorsun ama şuna bakarmısın, bu esnada işaret parmağıyla beni göstererek, yani nasıl insana benzettin bunu anlamadım?

Sonra tekrar bana döndüğünde yüzüme salak salak sırıtmaya başladı. Tabi arkada kalamayan ben ergenlere taş çıkaran laf yarışmamıza:

- Maymunlar gibi sırıtma. sözüyle karşılık verdim.

Sera sırıtmasını durdurarak bana bön bön iki saniye boyunca bakarak durdu.
İkimizde aynı anda bize yaklaşan Akaya bakınca kahkaha atmaya başladık. Tekrar birbirimize dönünce kahkahalarımız daha şiddetli hale geldi. Sera omzumdan tutunca bende artık gülmekten ağrıyan karnımı tutupbnefes almaya çalıştım. Sera gülerken:

- N.. Ne... an.. anırıyon... Diye zorla söyleyince, bende zorla nefes alarak:

- Sen.. ke..ken..dine..bak. dedim.

Bir kaç saniye sonra ikimizde susmuştuk. Tabi bunun sebebi Akay'ın sinirlendiğini belli eden nefes alış verişiydi.

- Ben size çadırlarınızdan çıkmayın demedim mi?

Tabi ki Her lafa atlayan Seramız:

- Evet dedin. dedi.

"Ya bu kız gerçekten bazen zeka kusuyo ama mallığı tuttumu iyi tutuyor." ona doğru ufak bir bakış atıp tekrar asıl konuya döndüm.

- Neler oluyor Akay?

- CASUSLUKLA SUÇLANIYORSUNUZ.

İtiraz etmek için konuşmaya başladım

- Gökten geldiğimizi söylüyorsunuz, Bu doğru ama yine bizi suçluymuşuz gibi hapseden de sizsiniz. Ne yapmaya çalışıyorsunuz? Tengri'nin gazabına mı uğramak istiyorsunuz?

Akayın sözlerimden sonra afalladığı çok belliydi. Sözlerinin tesirini merak ettiğimden etrafdakilerin yüzünü incelemeye başladım. Barlas hariç burada ki herkes pişman olmuş gibiydi.

Barlasın konuşmayı umursamadığı o kadar belliydi ki sanki konu bitse de obaya geri dönsek gibi hali vardı. Yine de o kadar korkunç şekilde bakıyordu ki benim bile tüylerim kalkıyordu. Barlas bıkkın şekil de:

- Kiminle buluştunuz? Dedi.

Sera bu çocuktan hoşlanmadığını belli etmeyi çabalar gibi kaşlarını çatmış sesini gür çıkarmıştı.

-Kimseyle buluşmadık. Nereden uyduruyorsun? Burada bizden başka kimse varmı?

Barlas ufak bir alayla güldükten sonra eliyle arabayı gösterip:

- Buraya neden geldiniz? Dedi.

Sera da onu taklit edip gülümsedi:

- Bura da eşyalarımız kaldı. onları almaya geldik.

Barlas öne doğru bir adım atarak tehdit eder gibiydi. Eli de bir yandan kılıcının kabzasını tutuyordu. " Bir daha yap kelleni nasıl da alıyorum." Deme şekliydi galiba.

- Ne eşyası bunlar?

Serayı tanıyorsam kesin susmayacaktı o yüzden tabiki lafı çevirmeden ben konuştum.

- Geldiğimiz yerden bir kaç eşya işte. Geldiğimizde apar topar obaya götürülünce alamadık. Zorla çadırda tutulunca izin verilmeyeceğini düşünüp gizlice geldik.

" Bir dakika biz gökten geliyoruz? Niye bu kadar açıklama gereğinde bulundum ki?"

Barlas hayattan bıkmış gibi:

- Gökçe Hatun, bunlara sahip çık. Bende bu şeyi kontrol edeyim. Dediğinde arabayı kast ediyordu

Arkadan bize doğru gelen kadını görünce Gökçe denen kişi olduğunu anladım. "Yok canım ne kıskanacağım alt tarafı çok havalı duruyor." Atın üstünde tam bir savaşçı gibi duruyordu. Tüm dikkatimi Gökçeye özenmekten arabaya vermeye çalışarak hasarı kontrol etmeye başladım. Sonuçta bir gün eve gidebilirdik.

************

Sonunda gökten geldiği iddia edilen kızlar otaktan çıktıktan sonra takip başlamıştı. aralarında sessizce konuşurlarken ne dediklerini duymayacak mesafede olsak da tereddütsüz ve panik yapmadan yürümeleri tehlikeli olabileceklerini kanıtıydı. Sonuçta bu saatte ormana girebilecek cesareti olan kişiler ya deliydi yada Erlik Han'ın kölesi. Sonunda takip bittiğinde kızlar o şeyin arkasında bilmediğimiz bir dilde konuşmaya başladılar.

Bir müddet sonra Sera'nın o tuhaf şeyin üstüne oturduğunu gördüm. Sessiz sedasız kendi aralarında gökyüzüne bakmaya başladılar. Alperden biri yanıma gelip:

- Burayı kontrol etmek üzere gönderilen 4 tane Çinli askeri yakaladık. Daha fazla olma ihtimali de yüksek. Bu Hatunlar ile alakaları var mı bilmem ama bu ihtimali göz ardı edemeyiz.

Burada olduğumuzu düşman tarafının öğrendiğini bildiğimden kimsenin artık gelmeyeceğine emin dim. Akay'a dönüp kızları

Yanlarından geçen oku fark ettiğinde çoktan o şey paramparça olmuştu. Asi bir anda ayağı kalkarken sanırım takılıp yere düştü. Bir müddet öyle kaldıktan sonra hemen ayaklanıp O şeyin diğer tarafına doğru gitti. Elimle işaret verdikten sonra bacılar ve Alper oraya doğru temkinli bir şekilde yaklaşmaya başladı. Akay kızlarla konuştuktan sonra bende şu tuhaf cisme yaklaşmaya başladım. Belki buraya koyduğumuz nöbetçileri atlatan biri vardır diye iz aramaya başladım.

- Gözümün önünde eşyalarınızı alacaksınız. Ne kadar kıymetliler ki ormana girme cesaretini buldurdu size?

Sera hareketlenerek demirden yapılma tuhaf şeyin içine girdi. Bende ne alacak diye merakla başında bekledim.

Continue Reading

You'll Also Like

ZAMAN KIRAN By ay parçası

Historical Fiction

2.2K 172 7
Zaman her şeyin ilacı olarak bilinir. Ancak her ilaç gibi bu ilacın da içileceği zamanı sadece kendi belirler... Annesini kaybeden Karmen birden bire...
Sahip By L.U.Tess

Historical Fiction

2.2M 89.1K 39
Aldığı kölelerle bir gece geçirip saraydan gönderen acımasız bir Şehzade... Ve Yıllardır eziyet çeken bahtsız bir köle.. Yolları bir gün kesişirse ne...
FATİH'İN MÜNECCİMİ By Su

Historical Fiction

6.8K 561 13
Biraz daha yasasaydi Hazreti Fatih Ne Venedik kalacakti, ne Floransa... Ya sonra ? Fatih hayranı genç bir tarih öğrencisi kendini 2. Mehmet'in devrin...
2.9K 271 24
- Ah! Sanki kendi zamanımda işler çok yolundaymış gibi bir de geçmişteki bir hayatın rolünü üstleniyorum. Bu zamana ve bu bedene ait değilim işte! -P...