ᴀᴍɪʏᴀɴᴇ ᴍᴀꜱᴜᴍ🕊 (Kırık Kalple...

De onur_rr

811K 47.4K 9.5K

"Açın şu kapıyı!!!.." "kimsiniz siz...benim burda ne işim var!..." Tereddütle ağlamaktan giden sesimi bulmak... Mai multe

ᴛᴀɴɪᴛɪᴍ
💥༻1. Bölüm༺💥
💥༻2. Bölüm༺💥
💥༻3. Bölüm༺💥
💥༻4. Bölüm༺💥
💥༻5. Bölüm༺💥
💥༻6.Bölüm༺💥
💥༻7. Bölüm༺💥
💥༻8.Bölüm༺💥
💥༻9.Bölüm༺💥
💥༻10.Bölüm༺💥
💥༻11.Bölüm༺💥
💥 ༻12.Bölüm༺ 💥
💥༻13. Bölüm༺ 💥
💥༻14. Bölüm༺💥
💥 ༻15. Bölüm༺ 💥
💥༻16. Bölüm༺💥
Bölüm değildir 🙊
🇹🇷ALLAH RAHMET EYLESİN MEKANLARI CENNET OLSUN 🇹🇷
💥Kuş ölür, sen uçuşu hatırla 💥
💥༻17.Bölüm༺💥
💥 ༻18. Bölüm༺💥
💥༻19. Bölüm༺💥
💥༻20. Bölüm༺💥
💥༻21. Bölüm༺💥 💥
💥༻22. Bölüm༺💥
💥༻23. Bölüm༺💥
💥༻24. Bölüm༺💥
💥༻25. Bölüm༺💥
💥༻26. Bölüm༺💥
💥༻27. Bölüm༺💥
💥༻28. Bölüm༺💥
💥༻29. Bölüm༺💥
💥༻30. Bölüm༺💥
💥༻31. Bölüm༺💥
💥༻32. Bölüm༺💥
💥༻33. Bölüm༺💥
💥༻34. Bölüm༺💥
💥༻35. Bölüm༺💥
💥༻36. Bölüm༺💥
💥༻37. Bölüm༺💥
💥༻38. Bölüm༺💥
💥༻39. Bölüm༺💥
💥༻40. Bölüm༺💥
💥༻41. Bölüm༺💥
💣Kesit💣
💥༻42. Bölüm༺💥
💥༻43. Bölüm༺💥
💥༻44. Bölüm༺💥
💥Kesit 1💥
💥Kesit2 💣💥
💥༻45. Bölüm༺💥
💥༻46. Bölüm༺💥
💥༻47. Bölüm༺💥
💥Kesit💥
Okur Canlarım 📢
💥48.BÖLÜM💥
💥49.BÖLÜM💥
💥༻50. Bölüm༺💥
💥༻51. Bölüm༺💥
💥52. bölüm 💥
💥༻53. Bölüm༺💥
💥༻54. Bölüm༺💥
💥༻55. Bölüm༺💥
💥༻56.. Bölüm༺💥
💥༻57. Bölüm༺💥
Canlar Yardımınıza ihtiyaçım var
💥Kesit💥
💥༻58. Bölüm༺💥
💥Kesit💥
💥༻59. Bölüm༺💥
💥༻60. Bölüm༺💥
💥༻61. Bölüm༺💥
💥༻62. Bölüm༺💥
💥༺63. Bölüm༺💥
🎈Canlarıma bir kaç soru🎈
💥Güzel İnsanlar💥
💥༻65. Bölüm༺💥
💥༻66. Bölüm༺💥1.SERİ FİNAL BÖLÜMÜ
1. SERİ ÂMİYANE MASUM BİTTİ 2.SERİYE GUPSEDEN DEVAM EDİYORUZ
2.Seri GUPSEDEN KESİTLER
💧67.BÖLÜM ||.SERİ (GUPSE )DEVAMKEE💧

💥༺64. Bölüm༺💥

3.7K 308 55
De onur_rr

Yaramızda kalsın

Hangi kalemin ömrü yeter ki, İçimizdekilerini anlatmaya
Ben susarak ezberledim,
Yazarak anlatamam...🕊

Melek Gümüş

Keyifli okumalar

Sinan sevdiği kadının sayıklamalarıyla uyandı.

"Yapamam.."

"İstemiyorum!"

Meleğin titreyerek söylediği sözlerden hiç bir şey anlamadı .

"Atma beni lütfen."

"Ben sana bir şey yapmadım. "

Sinan Meleğin uyurken ağlamaya başlamasıyla Meleğin yanından kalktı. Telaşla ne yapacağını bilemedi.

"Sinan atma beni o uçurumdan..."

Sinan bu sözlerle başından aşağı kaynar sular döküldü. Meleğin yanına oturdu.

Meleğin elini tuttu alnına bir buse kondurdu.

"Melek uyan.. Özür dilerim peri kızı sana yaptıklarım için affet beni.."

Sinan, Meleğin alnından dudaklarını çektiğinde Meleğin yüzündeki kanı gördü.
Telaşla Meleğin yanından kalkıp. Bir üst kattaki Yusuf beyin odasına koştu nefes nefese.

*********************

"Artık ben bir şey demiyorum! Çünkü siz dediklerime önem vermiyorsunuz."

Yusuf bey salonda ayakta aile fertlerine bağırıp çağırıyordu. Gözünde ağlamakta göz yaşı biten Necla hanım anne yüreğiyle sordu.

"Kızım nasıl ?.."

"Kötü! Berbat! İyileşmiyor ve siz ona böyle davrandığınız sürece."

Necla hanım Yusuf beye bakıp sordu.

"Açık konuşun lütfen.."

Yusuf bey derin bir nefes alarak ondan açıklama bekleyen aile üyelerine baktı. Artık kimseden bir şey saklamamanın daha doğru olduğunu düşündü ve en sonunda söyledi.

" Kızınız ölüyor. Size daha nasıl açık konuşayım. "

Sinana baktı.

"Bak bu kıza sen hiç iyi gelmiyorsun. Onu ölüme çeken bir azrail gibisin."

Sinan ellerini kenetlemiş sıkarak konuştu her cümlesinden gözünden akan yaşlar parkeye düşüyordu.

"Sen onu iyileştireceksin! Söz verdin bana! İlaç tedavisine başlamıştın.. Onu kurtaracaktın Yusuf amca söz verdin bana.."

Yusuf bey dolan gözlerini tavana kaldırdı. Ortamın duygusallığı ona hiç iyi gelmemişti.

"Üzgünüm.. Elimden bir şey gelmiyor ne benim nede tıppın.. Elimden gelen bir şey yok.. Ama sizin var"

Sinan kafasını yerden kaldırıp Yusuf beyin cümlesinin devamını merak etti.Kerem kardeşinin bu hâline kurtulması için bir kapı aradı .

"Ne?"

"Onu mutlu edin, geçmişte ne yaşadıysa beyni o anları ona hatırlatıyor hatta o anları tekrar tekrar ona yaşattırıyor. Ama gözlem yaptığım kadarıylada bu anılar hep onun korktuğu, üzdüğü ona acı veren anılar.. Meleğin güzel anılarını çoğaltın. Bende bu zaman zarfında araştırmalarıma son hızla devam edecegim."

Kerem sevinçle konuştu

"Tamam biz bunu yaparız."

***************

Melek gözlerini açtı fakat beynindeki gürültü sesleri ve acı hissiyle tekrar uyumak istedi...

Kerem kapıyı açıp içeri girdi. Ağladığı kızarmış gözelerinden belliydi.

"Oooo sen hâlâ yatıyor musun küççük

"Abi.."

Kerem sesini ne kadar neşe dolu tutmaya çalışsa da Meleğin ondan yardım ister gibi acı çekişi ondaki tüm iradesini kaybettirmişti.

"Abim.."

Gözleri doldu Keremin hemen geçip kız kardeşinin yanına varıp oturdu. Ellerini avuçlarının içine aldı.

"Abi canım çok yanıyor..."

"Geçecek gülüm geçecek.."

********************

Herkes Meleğin etrafında pervane olmuş onu el üstünde tutuyor ,mutlu etmeye çalışıyordu.

"Sinan?"

"Efendim. "

"Bana bu ara peri kızı demiyorsun!Niye demiyorsun!"

Sinan mutfakta pembe önlükle, Meleğe çorba yaparken. Melegin ona sorduğu soruyla bir Meleğe birde elindeki tahta kasığa baktı. Bu aralar Melek ona karşı bütün sınırlarını gevşetmiş ve karşısında farklı bir insan vardı. Belki hastalığı yüzündendi...
Ondan cevap bekleyen sevdiğine baktı.

"Öyle sesli söylenmez gel yanıma söyleyim. "

Melek masadan kalkmadan konuştu.

"Ordan söyle. "

"Çık olmaz. "

"Niyeymiş o bi kere!?"

Sinan omuzlarını yukari kaldırıp Meleğin sorusuna cevap verdi.

"Öyle işte. "

"Gıcık ,Öküz, Hayvan ."

"Oh oh oh sen bu aralar iyi ağzını
bozdun."

"Çorba hazır değil mi hâlâ!"

"Oldu gel."

Melek masadan kalmadan Sinanın ona çorbayı getirmesini istedi . Sinan ,Meleğin hareket bile etmediğini görünce dolaptan bir tas alarak çorbayı tasta koydu. Sonra dikkat ederek sevdiği kadının önüne koydu.

"İnşallah beğenirsin. "

Melek bu aralar Sinanın dilindeki inşallah, hayırlısı, Allahım, tövbe tövbe gibi kelimeleri kullanması onun dikkatini çekmişti.Sinanın ağzından bu kelimeleri duymak onunda hoşuna gidiyordu.

"Sağol. Bismillah"

Çorbadan bir kaşık aldı , Sinanın ondan cevap beklediğini görünce biraz muzurluk yapmak istedi, masadan kalktı.

"Nereye, çorbanı niye bitirmiyorsun?"

"Anneme diyeceğim bana çorba yapsın senin yaptığın çorbayı beğenmedim. "

"Bu kadar açık sözlü olma."

"Ne ben senin gibi yalancı biri değilim. "

Sinan aklına gelen şeyle Meleğe çaktırmadan dolaptan çikolatalı puding aldı.

"Ne ben yalancı mıyım?"

"Evet bence öylesin "

"Bak sen, gel buraya bakalım. "

"Hayır gelmem."

Sinan, Meleği mutfaktan kaçarken yakalayım göğsüne yaslayarak kendine çekti. Diğer elindeki pudingi masaya koydu.
Baş parmağını pudinge batırıp Meleğin burnuna yüzünün bazı noktalarına çikolatalı pudingi sürdü.

"Demek sen çorbamı beğenmezsin ha."

"Yaa yapma, yalan mı söyleyim beğenmedim işte! "

Melek ellerini Sinandan kurtarıp, Sinana çikolatalı pudingle karşılık verdi.

Melek yapdığı tabloya bakarak kahkahalar içinde gülmeye başladı. Sinan bu güzellik karşısında Meleği kafasından tutup çekti, burnunu Meleğin saçına koyup aşık olduğu Meleğin kokusunu içine çekti,ardından bir buse kondurdu.

*********************

Melek mutfakta yaşadığı olayı hatırlayınca elini saçlarına götürdü. Sinanın öptüğü yere koydu. Sırıtarak o anları tekrar yaşadı. Aynadaki otuz iki diş halini görünce bu aptal aşık haline daha çok güldü.

*******************

Günler bir birini kovalar gibi geçip gidiyordu, onca dertin sıkıntının yeni bir güne kalmasıyla hayat öyle devam ediyordu.
Melek bazen ağrıları yüzünden yataktan bile çıkamıyordu. Sinan ,Meleğin geçirdigi bu zor zamanlarında evden dışarı çıkmıyor. Bi Meleğin yanında bi evlatlarıyla ilgileniyordu. Bir taraftanda kızından aldığı DNA testinin sonuçunu bekliyordu.

Telefonu çaldı. Ekrandaki Yiğit yazısını görünce telefonu alıp açtı.

"Efendim Yiğit?"

"Abi, nasılsın?"

Bu soruyu düşündü..

Nasıldı Sinan gerçekten?

"Bir sıkıntı mı var Yiğit?"

"Yok abi çok şükür, Zerda, Zade biz iyiyiz. Siz nasılsınız, Melek iyi değil mi gerçektenden?.."

"Kim söyledi?"

"Şeyda söyledi abi. "

"İnşallah iyi olacak..."

"Abi Zerda yanına gelmeye korkuyor, Yıldızın başına gelenlerden dolayı kendini suçluyor. İznin olursa bugün size gelmek istiyoruz?"

Sinan ,Fatihden öğrenmişti o gece Zerdanın Yıldıza nasıl kötü hakaretlerde bulunduğunu. Belki Zerda o sözleri Yıldıza söylemeseydi Yıldız şuan yanında olurdu.
Hapishanede olmazdı.

"Gelin."

Sinan, Yiğitin sözlerini beklemeden telefonu kapattı.

Parmaklarıyla alnına masaj yaparken gözünden akan yaşlar ile düşündü.

Yalanlarım hatalarım başıma dert oldu
Karanlık gecenin içinde kayboldum
Günahlarım zaaflarım her yanda sen yoksun
Bir yanım mutlu da, bir yanım hep yoksun
Yok bu halime bi çare, bir mehtaba avare

Bu sözler resmen Sinan için yazılmıştı .
Yaptığı her şeyden deliler gibi pişman olan bir Sinan içindi bu sözler....

*

*********************
Bugün günlerden neydi?

Melek bir türlü bugünü hatırlıyamıyordu.

"Off kafayı yiyeceğim, dün şeydi ben hatta dün şey yapmıştım.."

Düşündü.

Düşündü.

Düşündü..

Sonunda anladı..

Neyimi?

Dünle ilgili hiç hiç bir şey hatırlamadığını!

Neden böyle olmuştu ?

Bu durumuna anlam veremeyince korkarak yataktan kalktı .Yusuf doktoru bulup hemen bu durumunu anlatmak istedi. Odadan çıktı, duvardan destek alarak Yusif beyi aradı evde.

En sonunda onu yukarıdaki kütüphanede bulunca kapıya vurdu.

"Melek kızım sen neden ayaktasın!Dinlenmen gerekiyor senin."

"Yusuf amca bir şey oldu."

"Ne?"

"Ben bugünü yada dünü hatırlamıyorum.."

Melek bunların kötü şeylerin işareti olduğunu hissediyordu..

Gözleri doldu çaresiz bir şekilde Yusuf doktora sorduğu soru yürekleri sızlatan cinstendi.

"Bunlar ne demek.. Yusuf amca ?Ben kendimden geçeli çok oldu ama evladlarım.. Onlardan vazgeçemem... Biliyor musun Sinan bana ne derdi biliyor musun? Ben çocukları dünyaya getirdikten sonra eski hayatıma geri gitmem için bırakacağını söylerdi... Ama Allah biliyor kalbimi ben bunu bir kez bile düşünmedim. Evlatlatlarımı bırakıp gitmek istemedim.. Ben hiç onlardan vazgeçmedim geçemedimde çünkü ben anneyim... Lütfen beni kurtar bu şeyden. Lütfen.."

Yusuf doktor dolan gözlerini ağlamamak için kıprıştırdı.

"Kızım sana baba sözü seni önce sağlığına sonrada evlatlarına kavuşman için elimden geleni yapacağım. Söz.. Sana baba sözü!. "

"Yusuf amca babalar sözlerini tutarlar mı?.."

Yusuf bey Meleğin ne demek istediğini anlamadı Melek konuşmasına devam edince anlamıştı..
Boğazında kalan bir yumru hissiyle beraber.

"Benim babam ben küçücükken ölmüş. Bana hiç söz vermedi.. Ben bu sözü bilmiyorum..."

"Tutarlar kızım tutarlar.."

Melek başının hafif dönmesiyle yere doğru düştü.

"Melek!"

"İyiyim.. Başım döndü sadece."

"Ah sen tam bir keçişin kızım. Neden ayağa kalkıyorsun ki! Duvardaki düğmeye basman yeter ben hemen gelirdim?.."

"Şey.. Ben o düğmeleride hatırlamıyorum galiba.."

Yusuf doktor bakışları ölen kızından farkı olmayan Meleğe baktı. Meleğin bu hâline ciğeri dayanmadı gözünden akan yaşları silip Meleğe sarıldı.

************************************

Necla hanım üç gündür uyuyan kızının başında oturmuş saçlarını sevdi yavrusunun...

"Allahın izniyle iyi olacaksın yavrum, yavruların için kuzum..."

Necla hanım ağlamaktan daha fazla konuşamadı.

*************************************

Necla hanım gece yarısı Meleğin odasından çıkıp, Torunların odasına doğru giderken ağlama sesi duydu. Kolidorun sonundaki ışık yanan odaya doğru yürüdü. Aralıklı kapıdan içeri baktı Sinanı secdede ağlarken görünce gözleri şaşkınlıkla açıldı.

Sinan kimdi, namaz kılmak kim!

Geri düşündü biranlık yaptığı yanlışı görünce arkasını dönüp torunlarının odasına doğru gidecekken Sinanın duasını duyunca duvardan destek alarak yere çöktü.

Oda sessizce ağlayarak Sinana eşlik etti. Beraber amin dediler.

"Ben hatalıyım Allahım bu hatamı, günahımı biliyorum.. Kendi adaletimi sağlamak istedim ve o ip benim boynuma geçti. Pişmanım.. Affet Allahım affet..
Ey Allahım! Ya Rabbi! "Cebrail'in kanadında yazılı ismin hürmetine, Mikail'in kanadı üzerinde yazılı ismin hürmetine, İsrafil'in alnında yazılı ismin hürmetine, Azrail'in avucunda yazılı ismin hürmetine, ve senin verdiğin Münker ve Nekir ismi hürmetine ve kullarının sendeki sırları hürmetine, İslam'ı kendisiyle tamamladığın ismin hürmetine, ve Adem'in senden öğrenip cennetten indirildiği zaman kendisiyle sana seslendiği ve senin de kabul ettiğin ismin hürmetine. Şit'in sana seslendiği ismin hürmetine, arşı taşıyan melekleri kendisiyle güçlendirdiğin ismin hürmetine, Tevrat'ta, İncil'de, Zebur'da ve Furkan'da yazılı ismin hürmetine. Kullarına rahmetini sonsuza kadar ulaştırdığın ismin hürmetine, sözlerin tamamı hürmetine, İbrahim ateşe atıldığında hangi isminle sana seslendi de ateş soğuk ve selamet olduysa işte o ismin hürmetine. İsmail kesilirken hangi isminle seslendi de onu kesilmekten kurtardıysan işte o ismin hürmetine. İshâk hangi isminle sana yalvardı da sen onun ihtiyaçlarını karşıladıysan işte o ismin hürmetine. Hûd hangi isminle sana seslendiyse işte o ismin hürmetine. Yakûp sana hangi isminle dua etti de sen onun gözlerini ve çocuklarını ona geri verdiysen işte o ismin hürmetine. Dâvut hangi isminle sana seslendi de sen onu yeryüzüne halife yaptıysan ve demiri onun elinde yumuşattıysan işte o ismin hürmetine. Süleyman hangi isminle sana dua etti de sen onu yeryüzüne kral yaptıysan işte o ismin hürmetine. Eyyûb hangi isminle sana seslendi de sen onu içinde bulunduğu sıkıntılardan kurtardıysan işte o ismin hürmetine, Meryem oğlu İsa hangi isminle sana seslenip de onunla ölüyü dirilttiysen işte o ismin hürmetine. Mûsa hangi isminle sana seslendi de sen ona Tûr'da hitap ettiysen işte o ismin hürmetine Firavunun karısı Âsiye sana hangi isminle seslendi de sen onu cennette rızıklandırdıysan işte o ismin hürmetine. israiloğulları sana hangi isminle seslendiler de denizi geçirdiysen işte o ismin hürmetine. Hızır hangi isminle seslendi de onu suda yürüttüysen işte o ismin hürmetine, Muhammed SAV sana mağarada hangi isminle seslendi de sen onu kurtardıysan işte o ismin hürmetine" senden istiyorum.Bana yardım et Rabbim..Peri kızının iyileşmesini istiyorum..Benim yüzümden acı çekiyor,Rabbim onun bütün acısını ondan alıp bana ver..Bu hikayede acı çekemeye tek hakeden benim..Allah'ım sen onu koru..Be i ve çocuklarıma onun yokluğunu yaşatma. Hiç şüphesiz sen cömertsin, büyüksün. Bize yardım et Rabbim. Allah yeter. O ne güzel vekildir. İyilik yapmaya da kötülükten kaçmaya da güç kuvvet sadece yüce ve büyük Allah'tandır. Allah efendimiz Muhammed'e, ailesine ve âshâbına (arkadaşlarına) salat ve selâm etsin!..Amin."

Necla hanım akan göz yaşlarını silip sesizce odasına gitti.

Sinan Seccadede biraz daha durdu. Sonra kalkıp odasına gitti elini yüzünü yıkadı. Fatihi arayıp Cami ile ilgili son durumu ögrenmek istedi.

"Efendim abi."

"Caminin son durumu ne Fatih?"

"Abi bir haftaya bitiyor ."

"Bu kadar çabuk olacağını düşünmemiştim. Afferim Fatih sağol. "

"Abi üç bin kişi çalışıyor ,sen en kısa zamanda olsun deyince."

"Tamam Fatih iyi yapmışsın. Fatih bu arsayı bana bırakan Fevzi Tülbudakla ilgili araştırma yaptın mı?"

"Yaptım abi yarın dosyayı sana getirim. "

"Tamam Fatih ."

Sinan telefonu kapatıp odadan çıkıp Meleğin yanına üst kata çıktı odaya girdi hasta yatağında yatan peri kızına baktı. Dolan gözlerini sildi. Kafasını yere eğip içeri girdi. Kapıyı kapatıp Meleğin yanındaki sandalyeye oturdu.
Ağlamaktan bu aralar sesi bir garipti Sinanın...

Meleğin elini tuttu avuçlarının içine aldı.

"Peri kızı.."

Sinan derince yutgundu..Bu aralar boğazında bir şeyler takılıp kalmıştı gitmiyordu...

"Affet beni.. Affet.."

"Sen uyanıkken gelemiyorum yanına.. Anca geceleri bekliyorum seni görmek için çünkü yüzüne bakacak yüzüm yok peri kızı .."

Sinan avuçlarının içinde tuttuğu Meleğinin elini öptü.

"Affet beni.."

Sinan kapının açılmasıyla göz yaşlarını sildi. Ayağa kalktı Meleğin elini tekrar yatağa koydu. Yusuf bey Meleğin değerlerini kontrol ederken Bir yandanda Sinana bakıyordu. Sinan daha fazla konuşacak gücü olmadığı için giderken Yusuf bey konuştu.

"Kaç bakalım Canavar."

Sinan işittiği sözler ile durdu. Yusuf beye döndü kaşlarını çatıp Yusuf beye baktı. Yusuf bey elindeki kağıtları bırakıp Sinana baktı.

"Niye çattın kaşlarını? Gerçekleri duymak hoşuna gitmiyor galiba!"

Sinan gece gece Yusuf beyle tartışmak istemediği için arkasını dönüp odadan çıkmak istemedi.

"Dur bir yere gitmiyorsun bak buraya gör."

Sinan,Yusuf beyin kağıtları göstermesiyle ona baktı.

"Sen Gündüzleri kaçsanda o hep kapıya bakıyor bir tarafı seni istiyor bir tarafıda sana canavar diyecek kadar nefret ediyor. Sen Melek uyurken gelince onun canını yakmadığını mı sanıyorsun ?Bak işte o işler öyle olmuyor, bu kız uyurken bile senin geldiğini hissediyor kaç gündür yaptığım testlere göre garip. Ama ona iyi geliyorsun. Bu kızın şuan burda olma sebebi sensin bu kıza bir hayat borçlusun, ve borçunu öde."

"Nasıl yani bir dakika. Melek beni seviyor mu?.. Ama bu imkansız o peri kızı ben canavar.."

"Ben Meleğin yanındayım o neyi isterse onu desteklerim.. Bir baba gibi .Onun fikirlerini sorgulamam."

"Bu gece aldığım en güzel şey bu galiba.. Yada rüya olmalı bu. Melek beni seviyor.. Ne çok isterdim bunun gerçek olmasını.. Çok çok isterdim ama gerçekler böyle değil doktor. "

"Kalp böyledir işte katilini sever. Melekte katilinden nefret ediyor olsada, seviyor onu."

Sinan ,Yusuf beyden bakışlarını çekip Meleğe baktı.

"Inşaallah doğru şeyler söylüyorsundur doktor.. Ben ona aşıkken onunda beni sevmesini ne çok isterim.."

"Zamanı gelince kendi gözlerinle şahit olacaksın. Her kader vaktine esirdir."

Sinan duyduğu bu hoş söz ile mırıldandı.

"Her kader vaktine esirdir.."

"Ama evlâd şunu da unutma."

Yusuf bey küçük kağıda bir şeyler yazıp Sinana uzattı.

"Aklında bulunsun unutma bunu."

Sinan, Yusuf beyin kağıda yazdığı kelimelere baktı okudu .

*******************
Herkes uyurken erkenciydi bugün Sinan.

Sinan kendi eliyle hazırladığı kahvaltı tepsisini alıp, Meleğin yanına çıktı.

Tepsiyi terasa masaya hazırladıktan sonra uyuyan Meleğine baktı sandalyeye oturup Meleği izlemeye daldı.

Aklına gelen fikirle kalkıp odasına gitti. Çekmeceden aldığı defter ve kalemle tekrar Meleğin yanına çıktı.
Ses yapmadan yerine oturdu. Cebinden çıkardığı telefonuyla Meleğin resmini çekti. Resme bakıp tebessüm etti.Tekrar telefonunu cebine attı


Defterin kaldığı yerden sayfasını açıp uzun bir zamandır gizlice yaptığı işe devam etti.
Her zaman ki gibi sayfanın üstünde resim için alan bırakıp, Peri kızının yüzüne söyleyemediklerini kağıta dökmeye başladı.

Sen şimdi uyuyorsun ya tıpkı gökyüzünün en parlak yıldızı gibisindir.
Hep tatlısın hep güzel hep asude.
Ömrümün orta yerine düştün sen bir yıldız gibi.
Şimdi benim kalbimin yön göstereni sensin her karanlıkta kaldığında.
Sensin geceleri başımı yastığa koyduğumda huzurum, sensin merhametim, sensin ab-ı hayatım.
Sen söylenebilecek en güzel sevda türküsü.
Sen acılarımı dengeleyen mutluluk terazim.
Sen her gün yorumunda sonsuz huzur yazan aşk burcum.
Seni ararken kalbime her sensizlik gününe bir çentik atmıştım gözyaşlarımla.Şimdi bir gülüşün bin çentiğimi siliyor biliyor musun..

Biliyor musun çok seviyorum seni ben.
Ben çok seviyorum, bilemezsin ne kadar beklediğimi seni çok sevebilmeyi.
Şimdi güpgüzel uyu ve musmutlu rüyalar gör ikimize.
Ki ben güzel gülüşünün resmi gitmesin diye gözümün önünden, gözlerimi kapatmak istemem gece sabaha kadar.
Sen öp bizi birbirimize sarılmış rüyalarda sonsuza kadar.

Sinan gözünden akan yaşın deftere düşmesiyle yazdıklarına son verip defteri kapattı. Gözünden akan yaşları sildi. Uyuyan Peri kızına baktı.

Melek gözlerini açıp odaya bakarken gözündeki bulanıklık giderken her şey netleşmeye başladı.

Karşısında Sinanı görmeyi beklemiyordu. Şaşkınlık içinde ona bakarken, Sinan birden yakalanmanın panigiyle bakışlarını kaçırdı.

Melek, Sinanın bu hâline bir anlam verememişti. Ne yani şimdi uyurken Sinan onumu izlemişti!

Kızaran yanaklariyla yataktan doğrulmaya çalıştı.

Sinan ,Meleğin hareketlenmesiyle Meleğe yardım etti.

"Teşekkür ederim. "

"Günaydın Peri kızı?"

"Günaydın. "

"Şey ben sana kahvaltı hazırladım, terasa kurdum."

"Sen. Kahvaltı. Ölmem değil mi?"

Meleğin gülerek sorusuna Sinan kaşlarını çatıp baktı.

"Tamam tamam çatma kaşlarını teşekkür ederim. "

Necla hanım odaya elinde tepsiyle girerek ortamın havasını değiştirdi. Karşısında Sinanı görmeyi beklemediği için bir Sinana bir kızına baktı.

"Günaydın kızım, bende sana kahvaltı getirmiştim. "

"Anne bugün Sinan senden önce davranmış galiba. "

"Yaa öylemi o zaman ben bunları götüreyim."

Melek terasdaki hazırlanmış masaya baktı Sinanın hazırladığı masada tek kişilik kahvaltı vardı.

"Anne götürme onu ,terasa koyabilir misin?"

Sinan, Meleğe baktı.

"Benim hazırladığım kahvaltıyı ye-"

"Hayır onu yiyeceğim korkma ama sende bana eşlik edeceksin. "

Necla hanım kızının yüzündeki gülümsemeyi görünce elindeki tepsiyi terasdaki masaya koynak için yürüdü.

"Anne ben alıyım tepsiyi sen yorulma. "

Necla hanım bu sözü Melekten yada Keremden duysa şaşırmazdı ama ilk kez Sinanın ona Anne dediğine şahit olmuştu. Aynı dün geceki gördükleri gibi.Sinan bu ara eski Sinanla alakası yokmuş gibi davranıyordu.

Necla hanım ayakta öylece kaldı. Sinan önüne geçip tepsiyi aldı.

"Ellerine sağlık Anne."

"A..afiyet olsun o.oglum."

Necla hanım bakışlarını Sinandan çekip kızına baktı.

Arkasını döndü odadan çıktı. Arkasında Sinana şaşkın bir şekilde bakan kızını bırakıp.

Sinan elindeki tepsiyi masaya bırakıp Meleğe baktı.

"Hadi geliyor musun? Ben çok acıktım. "

Melek ,Sinanın ona seslenmesiyle bakışlarını kaçırıp kekeleyerek konuştu.

"E..eli.limi yü.zümü yıkmayıp ge..li.yorum."

Melek yatakgan kalkarken kolunda hissettiği elle Sinana dönüp baktı.

"Peri kızı tek başına ayağa kalkmaya çalışma, en son neler yaşadığını hatırlıyorsun değil mi?"

Melek kafasını salladı.

Melek banyoya kadar yardım eden Sinana dönüp baktı.

"Tamam ben bundan sonrasını hallederim. "

"Bayılıp düşebilirsin ama olmaz."

"Yok artık, sende benimle gel içeri. "

"Olur. "

"Saçmalama Sinan."

Melek ,Sinanın bu haline gülerek baktı.
Sinan elini Meleğin yanağındaki çukura dokundurdu.

"Böyle daha güzelsin. Bence sen hep gül. Gamzeli peri kızı olmak sana daha çok yakışıyor. "

Melek, Sinanın ona yaptığı iltifat karşısında yanakları yanmaya başladı. Derince yutgundu.

Elinin tersiyle Sinanın alnına dokundu.

"Ateşinde yok."

"Evet yok olması gerekiyordu peri kızı ?"

"Sinan sen iyi misin, Sen bana böyle şeyler söylemezdin, acaba kafana darbe falan aldın?"

Sinan ,Meleğin sözlerine kahkaha atarak güldü .

"Hadi kahvaltıda seni bekliyorum."

Melek banyoya girdi. Işlerini halledip elini yüzünü yıkadı. Aynadaki kendi yansımasına baktı. Tebessüm etti, çıkan gamzesine elini dokundurdu.

Sinan bugün ne garipti?

Davranışları.

Sözleri.

Gamzeli peri kızı demişti ona.

Annesine Anne... Demişti.

Dolan gözlerini tavana doğru kaldırdı baktı ağlamamak için.

Şimdi onun Annesine Anne demesi niye öyle içinde bir acı olmuştu?..

Mertden ,Rüya ve Yıldızdan Sinanın hakkında bilgi almıştı zamanında.

Belkide Sinanın annesinin vefat etmiş olduğunu bildigi yüzünden böyle olmuştu.

Yada Sinanın gözleri önünde annesini kaybettiğini bildiği için o olayı yaşadı biran kim bilir...

Yanaklarından akan damlaları sinirle sildi.

Kim olursa olsun bu hayatta Annesiz, babasız büyümeyi hiç ama hiç bir çocuk haketmiyordu...

Ağzından kaçan hıçkırık seslerini Sinan duymasın diye eliyle ağzını kapattı.

Yere çöküp oturdu. Sırtını dolapa yaslandı . Ağlamamak için elleriyle karnını sıktı.
Aklına gelen düşünceleri kafasından atmak için parmaklarını daha cok karnına batırdı.

Nerden gelmişti bu düşünceler aklına !

Üç evladını düşündü.Belki onunda fazla ömrü yoktu, evlatlarına aynı Sinan gibi annesiz bir hayat yaşayabilirlerdi...

"Git lütfen git aklımdan.. Allahım sen yardım et lütfen.."

Melek beynindeki düşüncenin etkisiyle kalbinde hissettiği ağırlıkla ,acıyla gözlerini daha çok sıkıp parmaklarını karnına geçiriyordu.

"Melek! Melek sakin ol! Beni duyuyor musun! Bak tamam ellerini çek, gözlerini aç ben burdayım korkma.."

Melek uzaktan gelen Sinanın sesiyle gözlerini açtı.Karnına bakan Sinana baktı. Derin derin nefes almaya çalıştı.Sinan ayağa kalktı aynanın kenarında duran temiz havluyu aldı.

"Tamam, sakin ol peri kızı ."

Melek kafasını karnına doğru çevirdi. Beyaz tişörtü ve elleri kanlar içinde kalmıştı, bunu nasıl başarmıştı!!

Melek ellerini gevşetip karnından çekti.

Tişörtün üstündeki metal desenler,karnını sıktığı sıra hepsi elini altında kaldığı için karnına bağırdığını yeni anlamıştı.

"Tamam korkma izin ver yarana bakacağım. "

Melek kafasını karnından çekip üzgün bir ifadeyle Sinana baktı.

"Hangisine?.."

Sinan ,Meleğin sözleriyle kafasını kaldırıp Meleğin gözlerinin içine baktı. Melek kafasını yana yatırıp tekrar sordu.

"Hangi yarama bakacaksın hangisine?.."

Sinanda kafasını yan yatırıpMeleğe baktı. Boğazında oluşan yumruyla konuştu.

"Yapma.."

Melek, gözleri dolan Sinanın gözlerinin içine baktı..

Gözler kalbin aynasıydı ya hani .

Melek o gözlerin içinde pişmanlıktan cayır cayır yanan bir Sinan görmüştü.

Sinandan bakışlarını kaçırdı.Tişörtünü yukarı doğru hafif kaldırdı. bir kaç saniye sonra karnında hissettiği havlu ile gözlerini kapattı. Bir iki dakika sonra karnında hissettiği şu damlaları ile gözlerini tekrar açtı.Sinana baktı kafasını eğmiş öylece havluyu karnına hafifçe bastırıyordu. Melek karnına damlayan şu damlalarına baktı..

Sinanın çenesinden tutup kaldırdı.

"Ağlama..."

"Affet beni sana yaşattığım tüm acılar için affet beni peri kızı.. Affet bu canavarı. Rabnim şahit olsun sana açtığım bütün yaraları kapatacağım ,kapatmak için mücadele etecegim.. "

Melek Sinanın akan göz yaşlarını silip ,Sinana baktı boğazında oluşan yumru ile konuşamadı sadece hafifçe kafasını salladı .

"Kahvaltıya geç kaldık galiba..."

Sinan ,Meleği kucağına alarak ,odaya geçti. Yatağa dikkatli bir şekilde bırakıp dolaptan yeni bir tişört çıkardı.Banyota tekrar gidip pamuk,sargı bezi ve bant getirdi.

Kenarda duran temiz tişörtü eline aldı.

"Giydiriyim mi, yoksa ke-"

"Giydiriyim."

Melek ,Sinanın yardımıyla tişörtü çıkarıp temiz tişörtünü giydi. Sinan kirli tişörtü banyoya kirlilerin içine attı.

"Kahvaltını yap ,ben işlerimi halledip geri gelirim."

Sinan üzgün haliyle konuşup giderken , Melek ayağa kalkıp Sinanın elini tuttu.

"Gitme.."

Sinan dönüp Meleğe baktı.

"Kalırsam seni üzülmekten ,sana tara açmaktan başka bir halta yaramıyorum ama.."

"Ama siz verdin bana.. Sen kapatacaksın bu yaralarımı."

"Sarılabilir miyim sana ,buna uzun zamandır çok ok ihtiyacım var.."

Melek, Sinana hiç bir şey demeden kendi sarıldı.


"Benimde çok ihtiyacım var.."

**

İnstagtamda yaptığımız oylama sonucu.

Continuă lectura

O să-ți placă și

2.9M 206K 53
Kayra: Kuryeniz çok yakışıklıydı vallahi! Çiçek Pastane: Lütfen, kuryemizin aklını çelip iş performansını düşürmeyiniz Çiçek Pastane: Hem kuryelerin...
119K 6.6K 51
Bizim silahımız vardı. Benim elimde fırça ve paletten onun ise sahiden silahı vardı. Çizime zarar verme kaç yıldan başlar bilmem ama cezan sadece bi...
407K 21.6K 33
"Ne bağırıp duruyorsun? Konağı ayağa kaldırdın!" Karşımda dikilen adama yumruğumu gerçirmemek için içimde verdiğim mücadeleden söz bile edemezdim. E...
1.1M 79.6K 46
Hayaller Zümrüdü Anka kuşunun rengarenk tüyler ile bezeli kuyruğuna tutunup, Kaf Dağı ardına uçmak gibiydi bazen. Benimde hayallerim vardı, en toz pe...