deniz kızı ile sarhoşlar masa...

By mysaddnestear

268K 10.3K 12.9K

[tamamlandı] "Ne yapmamı istiyorsun Domenic, sana abi dememi falan mı? Cidden bunu mu istiyorsun benden?!" "E... More

1| BAŞLANGIÇ
2| SARHOŞ
3| YAKINLAŞMA
4| TEHDİT
5| YAKALANMA
6| İTİRAFLAR
7| GECE
8| BAR
9| SOHBET
10| AİLE
11| DENİZ
12| OKUL
13| YÜZLEŞME
14| KIRIKLIK
15|TERAS
16| ANLAŞMA
17| ŞARKI
18| BEBEK
20| TERCİH
21| SORGU
22| KARŞILAŞMA
23| HİSLER
24| ÇİÇEK
25| KARAR
26| KUTLAMA
27| HASTA
28| YEMEK
29| ANI
30| ÖFKE
31| KISKANÇLIK
32| GÖRÜŞME
33| KARAR
34| ENDİŞE
35| HEYECAN
36| YENİ YIL
37| KAVGA
38| İHALE
39| PARILTI
40| SÜRPRİZ
41| ŞAŞKINLIK
42| HİZMET
43| SONUÇ
44| HAMİLE
45| İLGİ
46| TEKLİF
47| FİNAL

19| KONUŞMA

5.4K 208 177
By mysaddnestear

"Nina! Uyansana kızım. Kış uykusuna mı yattın ya? Bu nasıl derin uykudur?"

Homurdanarak kafamı gömdüğüm sıradan kaldırdığımda dakikalardır ısrarla beni dürten Claire'e yönelttim bezgin bakışlarımı. Uykum yavaş yavaş açılmaya başlamıştı. Tamamen ayılmak için kafamı sağa sola esnetip gerindim.

"Ne var?"

"Öğle arası oldu. İlk dersten beri uyuyorsun. Kalk bir şeyler ye."

Bakışlarımı boş sınıfta gezdirdim. Beni uyandırmak için bahane üretmediğinden emin olmam gerekiyordu. Yoksa her an geri dönebilirdim uykuya. Çünkü dediği gibi gece boyunca dizi izlemiştim.

Nick ile bebek bakmamızın üzerinden 2 gün geçmişti. O günden sonra uyku düzenim iyice bozulmuştu ve ben de gecelerimi dizi izleyerek geçirmeye başlamıştım.

Şu geçen günler zarfında Domenic ile çok fazla konuşma fırsatımız olmamıştı. İşleri anladığım kadarıyla çok yoğundu. Ben de rahatsız etmek istemediğim için yanına uğrayamıyordum.

"Gece yine dizi izledin değil mi? Senin neyine geç saatlere kadar dizi izlemek aşkım ya. Sana yiyecek bir şeyler alıp gelmemi ister misin?"

Claire'in beni bu denli düşünmesi her zaman çok hoşuma gidiyordu. Diğerlerine kıyasla çoğu zaman anaç tavırlar sergileyen genelde o olurdu. Jane aç ayı, Hannah ise erkek düşmanıydı.

Jane öğle aralarında direkt kimseyi bekleme gereği duymadan kantine koşardı. Hannah da ona eşlik eder, kantindeki erkeklere laf atardı. Bazen de sözlü kavgalara girişirdi. Biraz manyaktı yani.

Claire'in sorduğu soruya kafamı iki yana sallayarak cevap verdim. Oturduğum yerden ayaklanırken "Beraber gideriz," dedim. Hem biraz olsun uykum açılırdı ve kendime gelirdim. En azından ben öyle umuyordum.

Claire sıranın üzerinde duran hırkasını alıp üzerine geçirirken sınıfın kapısına doğru ilerledi. Ben de ardından onu takip ettim. Sınıftan çıkıp merdivenlerin olduğu kısma geldiğimizde uykulu uykulu inmeye başladım basamakları.

En sonunda kantine geldiğimizde ne alacağıma karar vermeye çalıştım. Yeni uykudan uyandığım için canım bir şeyler istemiyordu. Karar verdiğimde Claire almak için yanımdan ayrılırken ona kahve istediğimi söylemiştim. Kendisine de çikolata alıp gelmişti yanıma.

Beraber bahçeye doğru ilerlemeye başladık. Jane ile Hannah'ın nerede olduğunu bilmiyorduk ve onları aramakla uğraşacak değildik. Klasik olarak banklara oturup temiz havanın keyfini çıkarır, öyle sohbet ederdik ne olup bittiği hakkında.

Dakikalar sonra banklarda yerimizi alırken "Nasıl gidiyor seninkiyle?" diye sordu bana. Belli belirsiz omzumu silktim. Ardından ekledim. "Yavaş yavaş alışıyor işte benim çılgınlıklarıma."

"Peki şu Noah ne iş?"

"Ne olmuş ona?"

Kafasıyla arkayı bir yerleri işaret ederek "Bahçeye çıktığını gördüğünden beridir seni kesiyor. Yanındaki arkadaşları bir şeyler söylüyor ama hiç oralı değil. Sadece ders çalıştınız sanıyordum," dediğinde gözlerimi devirdim. Onunla olamayacağımız bariz belliydi. Bu yüzden Claire'e açıklama yapma gereği bile hissetmedim...


Okuldan sonra onu bayadır görmediğim için evine gitmeye karar vermiştim. Özlemiştim ve onun da beni özlediğini düşünmek istiyordum. O yüzden soluğu direkt burada almıştım.

Saatlerdir Nick'in evinin önünde oturmuş, onun gelmesini bekliyordum. Bugün kapıdaki güvenliği yerinde göremeyince izin günü falan olduğunu düşünüp umursamamıştım. Lakin güvenlik olmadan da evine girememiştim.

Kapının dibinde kaç saattir oturduğumu bilmiyordum ama hava yavaştan kararmaya başlamıştı. Onu arama gereği duymamıştım. Sadece gün içersinde yaşadığım şeyleri gözden geçirmekle değerlendiriyordum bu boş vakti. Bugün okul fazlasıyla yorucu geçmişti çünkü. Çoğu dersi uyuyarak geçirmeme rağmen.

Bezginlik ile yorgunluk arasında neden Nick'i aramadığımı sorguluyordum kendi kendime. Hava gittikçe soğuyordu. Ben de üstüne üstlük yerde oturmaya devam ediyordum. Kesinlikle soğuk kapacaktım.

Kafamı yasladığım yerde gözlerimin yavaş yavaş kapandığını hissediyordum. Öyle ki bir süre sonra gözlerimi, kendimi zorlasam da açamaz bir seviyeye gelmiştim.

Birden üzerimde hissettiğim dokunuşla gözlerim aniden korkuyla açıldı. Uykulu gözlerle neler olduğunu anlamak amacıyla etrafı incelediğimde gördüğüm kişi ile derin bir nefes aldım. O da uyandığımı görünce geriye çekilip yanımda yerini almıştı. Beni kucaklayıp içeriye taşıyacaktı sanırım.

"Burada olduğunu neden haber vermedin?"

Omzumu silktim. Bakışlarımı ona çevirip göz göze gelmemizi sağlarken Domenic'in kaşları anında çatılmıştı. Büyük ihtimalle gözlerimin kızarıklığı ile şişliği dikkatini çekmişti. Çünkü sabahtan beri bunun farkındaydım ve görmezden gelmeye çalışıyordum.

"Arayıp işlerini aceleye getirmek istemedim."

Kafamı istemsizce onun omzuna yasladığımda bir süre kaldım öyle. Varlığını hissetmek bana iyi geliyordu. Görüşemediğimiz zamanlarda kendi kendime paranoyaklaşıyor, acaba şu an ne yapıyor diye düşünmekten alamıyordum kendimi. Yanındayken ise tüm endişelerim bir anda uçup gidiyordu. Sadece o anı yaşamak istiyordum.

Kafamı yukarı kaldırıp onun yüzünü incelerken bir anda kafasını bana çevirmesiyle dudağı anlık olarak dudağıma değmişti. Lakin bu sefer öpmemişti. Sadece çok yakındık ve bu bile kalbimin yerinden çıkacakmış gibi atmasına yetmişti. Yüzümde gülümseme oluşurken o, gözlerimin içine bakmaya devam ediyordu.

Aramızdaki bu ufak yakınlaşmaya son veren o olmuştu. Ben de daha fazla o şekilde kalmadan geri çekilmiştim. Elimle dağılmış saçlarımı gelişigüzel düzelttim. Nick oturduğu yerden ayaklanıp okul çantamı eline aldı. Ardından "Bacakların üşüyecek. İçeri geçelim," dedi cebinden anahtarı çıkarırken.

Ona uyup oturduğum yerden ayaklandım. Nick'in açtığı kapıdan içeriye girdiğimde hissettiğim sıcaklıkla üşüdüğümün bile yeni farkına varıyordum. Okul eteğinden dolayı açıkta kalan bacaklarım donmuştu adeta.

Salondaki koltuklarda yerimi aldığımda üzerimdeki ceketi kollarından tutup çıkarmaya çalıştım. Aynı zamanda da Nick'in neden başımda dikildiğini anlamaya çalışıyordum.

"Seninle konuşmak istediğim bazı şeyler var."

Ceketi üzerimden çıkardığımda bakışlarımı ona yönelttim. Ciddi duruşuna anlam veremezken "Ne hakkında?" diye sordum saf saf. En fazla ne olabileceğini düşünüyordum.

"Sen ve ben hakkında."

Continue Reading

You'll Also Like

284K 18.3K 25
Açelya hiç hatırlamasa da henüz 5 yaşındayken ailesinin düşmanları tarafından kaçırılmış ve gözlerini bir yetimhanenin revirinde açmıştı. Ailesi sen...
1.4M 32K 43
Tam sınıftan çıkıcaktım ki gelen sesle dikildim kaldım."sen kal ada yapamadığın son soruya bakalım" OLUR OLUR HOCAM BAKALIM. Dırırııırıırıfırı Canı...
1M 27.1K 83
Cinsel içerik, şiddet vb olaylar içeriyor çok sık olmamak kaydıyla lütfen bunu bilerek okuyun!! Kendini bulunduğu durumdan kurtarmakla beraber ona...
1.5M 52.8K 52
Tutsak olan bir kız. Neden esir olduğunu bilmeden yaşadığı dar bir odada, hayatı alt üst olur. Gizemli adamın eşsiz cekimine kapılmadan kurtulmanın y...