PINAR

By Tardela

42K 3K 1.2K

Tamamlandı✓ "Bu bileklik sadece sizde mi var? Ya-a-ni..." "Evet. Yani ben yapmıştım. Satın almadım." Yüzüne a... More

•••BİLEKLİK•••
°°°RÜYA°°°
~O~
|ACI|
{KALP ACISI}
≈KALP ACI'M≈
<FERYAT>
//TAKİP//
«ÖZÜR»
"TEŞEKKÜR EDERİM"
"Allah'a emanet..."
MUTLULUK💐
SENİ SEVİYORUM 💕
EN GÜZEL HEDİYE 🌸🌸
YEŞİL GÖZLÜ ÇOCUK
🌱MERYEM🌱
🦋BOSNA'M🦋 ~SON~
🌸İKİNCİ ORTAK KİTAP 🌸
🌻AYKIZ🌻
Özel Bölüm 🐥 Meryem'e Kardeş

HASTA💦

1.1K 92 24
By Tardela

Selamün Aleyküm Kardeşlerim. Bu bölümü fu__zel 'e hediye ediyorum. Umarım beğenirsin kardeşim 🌸 Buyrun bölüme ❣️

ATEŞ'TEN

"Ateş... Bir şey soracağım..."

Sol kolumun üstüne yatmış güzel karımı biraz daha kendime çekerek konuşmaya başladım.

"Söyle Pınar'ım..."

Karanlıkla örtülmüş gökyüzünde yıldızları seyrederken üzerindeki yeşil elbisesiyle kalp atışlarımı hızlandıran kadınım, yeşilin içinde bana döndüğünde gözlerinin içine bakarak dinlemeye başladım.

"Sen neden bana 'Kalp Acım' diyordun?.."

Meraklı gözlerle bakan tatlı karıma yaklaşıp alnından öptüm. Bu hareketime gülümsemiş, bana doğru dönerek başını kalbime yakın olan tarafa gömmüştü. Başı çenemin altında kalıyordu. Dayanamayıp mis gibi kokan saçından öptüm.

"Kalp Acı'mdın, çünkü kalbimde yerini almıştın. Sen aklıma geldikçe kalbime ağırlık çöker, yaralanmış misali ağrırdı. Aklıma seninle mutlu olma düşüncesi geldiğinde yanardı. Yanması hayat belirtisiydi çünkü. Umudun belirtisi... Suskun, yaralı olmazdı. Yumuşak esintili, hastanın ilk iyileştiği kıvamındaki sevinci gibi sarardı o an beni. Yanması o tadı bırakırdı bende. Ağrımasını da severdim. Sen sebeptin çünkü ona. Sebep sen... Sensen sebebi, ağrıması bile güzeldi."

Kalp atışlarımın hızlanmasıyla biraz tedirgin olmuştum. Uzun zaman sonra bu kadar sert çarpıyordu. Canım karımla olmak sakinleştiriyordu kalbimi. Ama ondan ayrı olan zamanlarımda şu anki durumları yaşıyordum.

Kolunu bana sarmasıyla kendime geldim. Yanımda oluşu beni iyi hissettiriyordu. İster istemez yüzümde bir gülümseme belirdi. Kolumu ona sardığımda sesini duymuştum.

"Sevmeni sevdiğim adam..."

Ardından başını benden uzaklaştırıp gözlerimin içine bakarak konuşmuştu. Kalbim şimdi farklı bir atışı tadıyordu...

"Benimle kal..."

BİRKAÇ GÜN SONRA

PINAR'DAN

"Bence burası uygun. Hem güneş de fazla vurmuyor..."

Canım kocacığımın yere bağdaş kurup tatlı gülümsemesini bana sunmasıyla gözlerimi etrafta küçük bir gezintiye çıkardıktan sonra ona dönerek başımı salladım.

Hafta sonu olması üzerine piknik yapalım diye bir fikir sunmuştu. Bende evimizin bahçesini düşünerek içim heyecanla dolmuş, tereddütsüz kabul etmiştim.

Evimiz diğer evlere göre uzakta kalıyordu. Böylelikle rahatça piknik yapabilirdik.

Hızla sofrayı kurmaya başladım. Bu hareketimle yerinden kalkıp yardıma gelmişti canım kocacığım. Sofrayı kurduğumuzda çoktan yemeğe başlamıştık bile. Piknik bizim için kahvaltı olmuştu. Canım eşimin seslenmesiyle ona doğru baktım.

"Bugün yine çok güzelsin..."

Sesini duymuştum ama söylediğini anlamamıştım. Bugün dedi ama... Kaşlarımı indirip konuşmaya başladım.

"Bugün..."

Gülerek bana baktığında kaşlarımı çatıp etrafıma baktım. Ses sonuçta ileri gider, duyulur... Birisi gelse ben ne yapacaksam... Ah Pınar ah... Sesle görüntü aynı değil bir kere. Aynen katılıyorum. Ben kendi kendime mi konuşuyorum şimdi. Ah Ateş ah...

"Çok güzel..."

Kaşlarımı hafif çatarak eşime bakmayı sürdürdüm.

"Bugün yine çok güzelsin..."

Yüzümün yanmasıyla başımı eğdim. Ben utanmıştım. Hemen öyle söylenir mi ama... Sarı elbisemle yüzümün kızarıklığını çoktan fark etmiştir bile. Ben şimdi ne yapacağım...

Aklıma gelenle şu anki durumumu unutmuş, gülmeye başlamıştım. Allahım... Kendimi tutamamanın verdiği gerginlikle hızla ağzımı kapattım. Gülmekten kısılan gözlerim eşliğinde az da olsa canım eşimi görebiliyordum. Kaşlarını çatarak şaşkın hâlde bana bakıyordu. Gülmemi az da olsa susturduğumda konuşmak için çabaladım.

"Pi-ikn-nik yapmakt-tan hoşla-anır mısı-ınız?"

Artık gülmem daha çok şiddetlenmişti. Şimdi ise ağzımı kapatmak yerine iki elimle yüzümü kavramıştım. Kendimi durduramıyordum.

Üstümde hissettiğim ıslaklıkla irkildim. Ellerimi yüzümden çekip oturduğum yerden kalkmıştım bile. Başımı çevirdiğimde Ateş'in hortum... Hortum... Alelacele kaçmaya başladım. E tabi o da üstüme üstüme... Ya ama bu haksızlık... Bir yandan kaçarken diğer yandan ikinci hortumu aramaya başlamıştım bile. Çimenlerin arasında kırmızı bir şey fark ettiğimde sırıtıp o tarafa doğru koştum. Hortumu elimle kavrayınca çoktan canım kocamı ıslamaya başlamıştım. Yüz ifadesi çok komikti. Bu hâline su yüzüme gelmese rahatça gülmek isterdim ama buna şükür diyerek gülebildiğim kadar gülmeyi sürdürdüm.

Kulağıma dolan sesle elim hareketsiz kalmıştı. O-o gülüyor muydu? Ya hayır!.. Bende mi komik gözüküyorum... Hortumu hemen yere bırakıp ıslak olan saçımda acı çeken tokamı çıkardım. At kuyruğu bağladığım için saçlarım ıpıslak olmuştu. Saçımdan tokamı çıkardığımda saçımı havalandırmaya başlamıştım bile. Havalandığına emin olup saçımı arkaya attığımda karşımda Ateş'i görememiştim. Bu adam nerde Allah aşkına... İki kol ile sarılmamla irkildim.

"Yakalandın..."

Canım kocacığımın sesiyle gülümsemiş, aklıma gelenle sırıtıp konuşmaya başlamıştım.

"Yakalandık..."
.
.
.

Öğle namazımızı kıldıktan sonra mutfağa doğru adımlamıştım. Hava sıcak olsa bile ıslanmak bizi üşütmüştü. Allahtan bir şeyimiz yoktu. Yani öyle gözüküyor. Çay suyu koyup ocağın altını açtım. Isınmak için çay içmek iyi olacaktı. Umarım öyle olurdu.

Mutfaktan çıkıp salona doğru ilerledim. Salona geldiğimde Ateş'in eliyle alnını sildiğini gördüm. İçime ister istemez korku salınmıştı.

"Ateş... İyi misin?"

Elini hızla alnından çekip gülümseyerek bana baktı.

"İyiyim... Hem sen nerdeydin?"

Kaçamak cevabından huzursuzlanıp yanına doğru adımladım. Yanına geldiğimde şaşkınca bana bakıyordu. Hareketlerini görmezden gelip sağ elimle alnına dokunarak ateşini kontrol etmeye başladım. Alnına dokunmamla çekmem bir olmuştu. Yanıyordu... Telaş olmuş hâlde yüzüne ardından kollarına dokunmaya başladım. Gerçekten de ateşi vardı, hem de çok...

Panik olmuş bir şekilde hareket ederken iki bileğimden tutuldum. Başımı kaldırdığımda kaşlarını çatarak bana bakan canım kocamı görmüştüm. İster istemez gözlerim dolmuştu. Ardından dilim görevini yapmaya başlamıştı bile. Pınar'ı tutana aşk olsun!..

"Ya ben sana demedim mi hemen üstünü değiştir diye. Ne diye hemen yapmazsan. Ter içindesin farkında mısın? Şu haline bak! Beni delirtmek mi istiyorsun?.."

Sözümü kesmesiyle konuşmamı şimdilik sonlandırmıştım.

"Pınar... Sakin ol! Tamam bir şey yok! Biraz ateşim var o kadar..."

Sinirden gülerek ağzımı açtım.

"Biraz mı?.."

Gülmesiyle afallayarak ona bakakalmıştım.

"Ben bu sahneyi bir yerlerden hatırlıyorum ama..."

Kaşlarımı çatmış, neyden bahsettiğini düşünmeye başlamıştım bile. Allah Allah!..

"Ödeştik karıcığım..." N-ne!..

"Hasta olduğunun farkında değilsin herhalde..."

Rahat tavırla konuşmaya başlamıştı. Bu adam gerçekten hastaydı. Ben ne diyorum ya...

"Evet hastayım. Sana hastayım..."

Şu an utanmanın sırası değil Pınar... Karşılık vermezsem kendini haklı düşünebilir. Haklı olmayan Ateş!..

"Ha ha ha..." deyip arkamı döndüm.

Ateş Bey bakıyorum da yani duyuyorum da gülmeyi ihmal etmiyor... Ah Ateş ah... Şu an saçma bir şekilde aklıma gelenle mutfağa doğru ilerlemeye başladım. Ee ocakta çay suyu vardı. E yani...

Çayı demledikten sonra salona doğru ilerledim. Ateş tekrar üzerini değiştirmiş, koltukta elini alnına koymuş bir şekilde uzanıyordu. Başımı iki yana sallayarak yanına doğru adımladım.

"İyi misin?"

Başını sallayıp yerinde doğrulmaya başladı. Bu hareketine engel olmak adına ellerimle omuzlarını bastırdım.

"Kalkmıyorsunuz Ateş Bey..."

Başını sallayıp gülümsedi.

"Niye benim sözümü dinlemiyorsun?"

Gözlerini kaçırıp elimi tuttu. Kaşlarımı çatarak ona baktım. S-sen... Sofra... Pınar!.. Ahh!..

"Ağzını açma karıcığım. Ben hâlimden memnunum. Hem yanımdasın. Ben doktorumu seviyorum..."

Kaşlarımı çatıp ateşini kontrol etmeye başladım. Ateşi vardı... O ateşin sadece isminde kalmasını istiyorum. Bilmez misin adam...

"Birazdan geliyorum..." deyip ayağa kalktığımda kendine çekip kollarını bana sarmıştı. Ah Beyim ah...
.
.
.

ATEŞ'TEN

Koltukta uzanmış, canım karımın koşuşturmasını izliyordum. İzliyordum çünkü kalkamıyordum. Kalkmaya çalışsam onun kaşları ardından sesi... Öyle işte...

"Biraz daha kendini iyi hissediyor musun?"

Başımı bilmem kaç kere salladığımı bilmeden salladım. Evet dedim ya Hatun...

"Evet karıcığım evet. Sen yanımda oturursan daha iyi olacağım..."

Kaşlarını çatıp ateşimi ölçmeye başladı. Başını bir sağa bir sola sallayıp bana döndü. Düşünüyordu anlaşılan. Bu hâline istemeden sırıttım.

"Öyle olsun..." Ha şöyle, bence de...

İşaret parmağını bana doğrultup ciddi bir yüz ifadesiyle konuşmaya başladı. Kusura bakma karıcığım. Tatlılığın, ciddiliğinin önüne geçiyor. Gülmemi belli etmemek için dudağımı ısırıyordum. Allahım yardım et...

"Bir daha..."

Sözünü kesip hemen atıldım. Ne yapayım karıcığım, dediğin olmaz...

"Seni seviyorum."

Kaşları hafif inmiş bir şekilde bakakalmıştı. Kendini toplayıp tekrarladı.

"Bir daha..." Ve yine...

"Seni seviyorum..."

Kaşları normale döndüğünde gülümsedim. Bunun üzerine kaşlarını çatacakken hemen atıldım.

"Seni seviyorum..."

Ellerini yüzüyle kapatıp biraz bekledikten sonra yavaş yavaş ellerini yüzünden çekmişti. Konuşmaya başladığında önce gülmek istesem de sonucunda yine gönlüme tahtını kurmuştu. Tek kelimeyle şükür sebebi...

"B-ben!.. Ah be... Bende seni seviyorum..." Bende Hatun bende...

Yorumlarınızı bekliyorum 🌸Kendinize iyi bakın. Allah'a emanet olun 🥀

Continue Reading

You'll Also Like

181K 5.8K 50
Zorlu bir sevda'nın hikayesi... Alev bordolunun biricik aşkı,kalbine gömdüğü sevdası. Orman gözleriyle bordolusunun kalbini yakan biricik doktoru...
236K 15.1K 27
|Tamamlandı| Yirmi üç yaşındaydı. Okulunu yeni bitirse de iş bulamamış, evden kovulmuştu. Evden çıkarken annesinin ona yalan söylediğini, dedesinin y...
236K 21.9K 61
Hayatın pamuk iplikleriyle bağlı olduğunu bilmekle yaşamak çok farklı şeylerdi. Rüya hayatının bağlı olduğu pamuk ipliklerini bütün korkularına rağ...
84.4K 6.2K 32
Afitap:Bana bak pide hırsızı! Afitap:Ben o pide kuyruğunda kaç saat bekledim biliyor musun? Afitap:Şu mübarek Ramazan ayında hırsızlık yapmaya utanmı...