CAN AĞA bir deli rüzgâr ...(b...

cemretrkmn3 tarafından

931K 59.2K 29.3K

BiTTi! "Allah güney rüzgarına arap atını yaratmasını buyurmuş,öyle olsun demiş rüzgar.. ardından bir rüzga... Daha Fazla

tanıtım
1.Bölüm;" KAN ÇiÇeKLeRi"
2.Bölüm;" karlı kayın"
3."bölüm; saçları bahtından daha karaydı!"
4.bölüm "Aslan yatağına tilki giremez."
5.bölüm
6.bölüm
7.bölüm
8.bölüm
9."bölüm"
10"BÖLÜM"
11.bölüm
12. bölüm
13. bölüm
14.bölüm
15.bölüm
16.bölüm
17 bölüm
18.bölüm
19.bölüm
20. bölüm
21.bölüm
22.BÖLÜM
23.bölüm
24.bölüm
25.bölüm
26. bölüm
27. bölüm "nabız!"
28. bölüm
Bölüm 29
30.bölüm
31.bölüm"kendine iyi bak,"
32.bölüm
Bölüm 33 "zülfikar"
34.bölüm
Bölüm 35
36. bölüm
37bölüm
38.blm"küheylan"
39bölüm
40. Bölüm
41 kere maşallah
42.bölüm +180000
43.blm"O gecenin Sabahı..."
44.bölüğğğğmmm🏋️‍♂️🏌🏿‍♀️🏂
45. Bölüm
46.bölüm
47! "Aşk iradeni zorlamalı.."
48|Can'ın Can'ı|
49!
50!"Ibret"
51!
52! "El gibi "
53!
54;"yüreğin bilmez yüreğimi!"
55.bölüm
56. Bölüm "doğum günü!"
57."bölüm;hint kumaşı!"
58"
59"
60"
61"
62"
63"
64" Felek!
65" sığmazam!
FİNAL
Hasan&Elçin
Ismarlama aşk!
Özel bölüm

Özel Bölüm 2

6.4K 442 161
cemretrkmn3 tarafından

"Ben ne yaptın pekmez?"diye Fısıldadı Can.

"Sen aileni korudun."dedi pekmez.pek ala biliyordu canın içindeki yangını.

"Hayır!"dedi genç adam.Yumruk yaptığı elini duvara vurarak;"ben içindeki deli rüzgara kapıldım."

"Sen mecbur olmadığın hiç bir şey yapmadın... sen kötü birşey yapmadın."

"Ben içimde ki deli rüzgara teslim ettim küçük bir çocuğu, o çocuk büyüyecek,herkes diyecek babanı öldürdü amcan diyecekler babanın katili amcan diyecekler."

"Hayır!"dedi pekmez kocasına daha çok sarılarak."hayır!"dedi hıçkırarak.

"O zaman o çocuğun içindeki deli rüzgar kimleri yakacak?"

"Sen kötü bir şey yapmadın!"dedi pekmez.

"O Aslan parçasının içinde yanan deli rüzgarın acısını kim çekecek pekmez?" Dedi genç adam.

  Can'ın hissettiği acıyı yüreğinin en derinlerinde bile hissetti genç kadın.

   Pekmez bir süre sessiz kalmasını fırsat bilen Can;"yalnız kalmaya ihtiyacım var.Çıkar musun?"dedi.

   Pekmez şaşırmıştı. Önce kollarını çözdü genç adamın belinden sonda başını salladı.Sonra gözünden izinsizce akan yaşları sildi. 

    "Nasıl istersen."dedi. Ama Can cevap vermedi başı akan suyun altında içindeki deli rüzgara kafa tutuyordu yine.

  Pekmez bornozuna sarılmış,genç adama bakmıştı.Elinden de dilinden de bir şey gelmiyordu. Telafi kelimesi  yoktu. 


  Araba da karanlık sokakta ilerliyordu.Elçin gözünden akan yaşı elinin tersiyle sildi.

"Ağlama artık."dedi.Hasan.

"İçimden geliyor."diyerek içini çekti Elçin."durduramıyorum kendimi."derken daha çok ağlamaya başladı.

Hasan arabayı sağa çekerek;"biraz hava al istersen."dedi.

  Elçin başını sallayarak arabadan sessizce inmişti.Her şey üst üste gelmişti. Bütün Hasan ile bir arada olmak bir de üstüne canı gibi sevdiği Can abisinin böyle bir acıyla yaşamasına şahit olmak genç kızın içinde kopan Fırtınanın bütün dizginlerini koparmıştı. 

  Elçinin daha fazla ağlamasına dayanamayan Hasan,parmaklarını burun kemiğine baktırarak,derin bir nefes alarak arabadan indi.  Genç kızın yanına gelip.

"Ağlamakla hiç bir şey çözülmüyor."dedi.

"Biliyorum."

"Bende biliyorum."

"Ağlamakla çözülmüyor ama elimizden bir şey de gelmiyor.Can abim çok iyi bir insan.Bunların hiç
Birini hak etmiyor."

"Ağlamakla çözülseydi sorunlar en çok ben ağlardım Elçin."

"Ağlama..."dedi.Elçin içini çekerek önüne gelen saçlarını geri iterek.  "Ağlarım ki sana kavuşa bileyim."

"Yapma!"dedi Elçin zaten kendini zor tutuyordu.

"Biliyorum bugün parkta söz verdim.Bu konuları konuşmayacaktım."

"Sözünü tut o zaman."

   "Biz bunu hak ediyor muyuz Elçin,ya biz Can'ın çaresi yok tamam elimizden bir şey gelmiyor ama ya biz...birbirimizi böylesine severken.-"

    "SUS ARTIK!"diye bağırdı Elçin. Daha fazla dayanamayacaktı."biz birbirimiz için ölsek bile annen beni istemedikçe ben seninle evlenmem.Şu gökle yer birleşir de ben seninle evlenmem."

     Elçin öfkeyle konuşmuştu ne dediğini bilmeden bir yerden sonra düşüncelerini kalbi kaldırmıyordu.

    Hasan'ın gözleri kısıldı beyninin içinde sarsıntılı uğultular oluşmaya başladı.

   Yutkundu sonra dudaklarını ıslatarak ısırdı."yani-"dedi. Bir adım ilerleyerek,"yani beni seviyordun, bana evet deme sebebin annem mi?"dedi.Zoraki yutkunarak,"Elçin sen beni seviyorsun."

   "Sevmek mi?"dedi Elçin artık ağlamaktan şişmiş gözlerini silerek."ölüyorum görmüyor musun aptal."

  Hasan'ın kafası iyice karışmıştı."sen Can'a üzüldüğün için ağlamıyor musun?"dedi.Yüzüne aptal bir sırıtma ifadesi  gelmişti. Sanki aşkının imkansızlık haberini almamış gibi rahatlamıştı. 

"Ben uzun zamandır ağlıyorum Hasan.otobüs beş dakika geç gelse ağlıyorum.Yemek tuzsuz olsa ağlıyorum.En sevdiğim tişörtüm ütüsüz olunca ağlıyorum."

Hasan genç kızın kolundan tutup kendine çekti. "Gel buraya küçük aptal.Ne yapacağım ben seninle."

"Unut beni Hasan.Yalvarırım sevme beni."

"Bak sen?"dedi umursamaz tavırla uzun saçlarını okşarken."Kader hanımla karşı karşıya gelemem olmaz yapamam unut beni artık."dedi Elçin ama bu sözlerin kalbine bir ok gibi sağlandığını gizlemeye çalıştı.

"Ben Senin beni sevmediğini söylediğin zamanlarda bile senden geçmemişim fıstık şimdi senden geçer Miyim?"

"Yapma işte pişman etme beni annen razı değil."

"Ederiz fıstığım onu da ikna ederiz.Hele bir önce sen ikna ol."

"Neye ikna olacağım ben Hasan niye böyle rahat rahat konuşuyorsun niye bu kadar mutlusun anlamıyorum?"

"Niye mutlu olmayayım aşkından öldüğüm kız zaten benim için ölmüş..."dedi fısıltıyla sonra yüzünü avuçları arasına aldı."şimdi sen beni gerçekten seviyor musun?"

"Yapma Hasan korkutuyorsun beni şoka falan mı girdin? İmkansızlıktan bahsediyorum sen beni seviyor musun?diyorsun Allah aşkına hem ben neye ikna olacağım?"

"Savaşmaya fıstığım savaşmaya!"dedi dudaklarını genç kızın dudaklarına değdirdi ama öpmedi nefesleri ortalarında bir fırtınaya eş değerdi.

  Genç kız Hasan'ın kollarında bir yaprak gibi titrerken,Hasan genç kızın koparacağı kelleleri bile hesap ediyordu. Yeterki bir He,desindi.




   Bütün evdeki bayram havası ,küçük Ali'nin bir lafıyla bir toz bulutu gibi dağılmıştı.  Mutfak tarafındaki bahçede bekleyen Asaf,Melek'in yapacağı kahveyi bekliyordu.

  Sonunda ikisi baş başa kalabilmişti.Yaren ve Dilay sultan Küçük Ali'yi çiftlik evine götürmüştü. Can Daha fazla üzülmesin Küçük Ali'nin içli sesini duyup daha fazla içten içten erimesin diye düşünmüşlerdi. Maral da odasına çekilince Asaf ,Melek'in ağlayan gözlerine daha fazla dayanamayıp bir kahve istemişti.

"Eline sağlık,"dedi kahveyi önüne  uzattığı tepsiden alırken."

İçini çeken Melek,"afiyet olsun."dedi.

Karşısına oturmak için ilerlerken,"Yanıma gelsene."dedi Asaf.

Melek şaşırmış bir şekilde duraklayıp etrafta göz gezdirdi.

"Şey nasıl yani yanına mi?"

"Evet Melek,tam buraya yanıma."

"Bilmem ki nasıl olur?"dedi tedirgin bakışları konakta geziniyordu.

"Kucağıma otur demiyorum gülüm yanıma diyorum."

"Of Asaf."derken Melek bakışlarını kaçırdı.

"Hep of Asaf zaten bir kere  de Aşkım hayatım den ne istersen öyle olsun demiyorsun."

Asaf,Melek'in kızaran yanaklarını öpmemek için zor duruyordu.

  Melek,Asafın yanına sitemle oturken;"koyun can dersinde kasap et derdinde."diyerek söylendi.

  "Benimki de can gülüm biraz da bana acı,gözünün önünde bu yaşımda en verimli çağımda kurup gidiyorum."

"Ne yapayım Asaf efendi?"dedi Melek gözlerini kocaman kocaman açmış bir şekilde.

"Kaç bana,"dedi göz kırparak.

"Hah-"dedi Melek ;"çok beklersin."

"O zaman benden günah  gitti."dedi Asaf kahvesini yudumlayarak.

"Ne yapacaksın?"

"Valla artık ne anladıysan."

Melek her kadın gibi kıskançlık hissine kapıldı. Ayağa kalkıp;"demek başka kadınlara gideceksin.Gidersen git Asaf efendi."

"Nereye gideyim nereye?"dedi Asaf şaşırmış bir şekilde.

"İşte o gideceğin kadınlara."

"Ben öyle mi dedim?"derken hemen Melek'in elini tuttu. "Ne dedin!"

"Benden günah gitti dedim"

"O ne demek oluyor işte bas baya beni aldatacaksın.Bende bunu kabul etmeyip seni iki kaşının ortasından yok yok tam popondan vuracağım."

Asaf ağız dolusu kahkaha atarak;"den zaten beni vurdun gülüm ama ne kaşımın ortasından ne de kısmetimden sen beni kalbimden vurdun."

"Ağzın iyi laf yapıyor Asaf efendi!keşke okul yolunda kariyer hedefleseydin."

"Sana işlese bir de."diyerek iç çekti Asaf.

"Ben de böyleyim işte."dedi Melek omuz silkerken.

"Sana kurban ederim bu Urfa'yı ben."dedi Asaf Meleği kendine çekip sarılırken.

"Ya ya! Edersin hem sen benden  günah gitti derken ne demek istedin."

"Ben kaçıracağım artık seni demek istedim ne diyeyim gülüm."

"Ciddi değilsin.Öyle bir şey yapıp amcamı kahredemezsin bu aile hala kaçan annemin bedelini öderken bana bu işin şakasını bile yapamazsın Asaf."

Asaf Melek'in mavi gözlerinin etrafında ağlamaktan çizgi çizgi kan çökmüş gözlerine baktı."haklısın."dedi yutkunacak sonra da utandığı bakışlarını kaçırdı.  

"Düşüncesizce konuştum.Niyetim biraz seni neşelendirmekti."

Melek Asafın uzun parmaklarına dokundu."seni çok seviyorum Asaf."diye fısıldadı.

Asafın gözleri bir Yıldız gibi parladı.

"Ben sana kurban olurum Meleğim."

"Biliyorum ama olma ne san bana kurban ol ne de benim için birinin canını yak. Beni sevdiğini söyleyip bir ömür benim yanımda sadece benim yanımda ol yeter."dedi,gözleri dolarken.

"Sen öyle güzel bir kadın öyle güzel bir anne öyle güzel olacaksın ki;bana senden başkası ,evime senden başkası soframa senden başkası yakışmayacak."

"Sen de çok güzel bir eş,vefakar bir baba olacaksın buna öyle inanıyorum ki bir an bile şüpheye düşmüyorum. İçim çok rahat ama bu beklemek seni yoruyor diye üzülüyorum."

Genç adam ellerini Melek'in beline doladı biraz kendine doğru çekti. Melek de ellerini adamın omuzlarına getirdi uzun saçlarını geriye doğru savurdu.

"Beklemek ne kelime içim gidiyor.Şu kapıdan sensiz çıkmaya dayanamıyorum. Yatağa yattığımda kokun yanımda olsun istiyorum Melek ama sen bu beklemeye değersin."

"Sana çok aşık olayım vicdan azabından öleyim diye mi bu lafları ediyorsun?"

"Bir kere öp diye ediyorum."

Melek içten bir şekilde gülümseyerek adamın ensesindeki saçlarda buluşturdu parmaklarını.

  Asaf tedirgin bir şekilde Melek'ten azar yemeye hazırlanırken;genç kız usul usul yanaşıyordu. Asaf titreyen dudaklarına baktı genç kızın. 

  İstiyordu ama ürkekti. 

   Asaf  öylece duruyordu.Genç kadının ona gelişini izlerken şuracıkta can verse gözü arkada kalmayacaktı.    Sonunda genç kızın kirpikleri değdi yanaklarına ılık nefesi vurdu yüzüne.sonra bir serinlik geldi dudaklarına kana kana içilesi bir ıslaklık.

  Genç adam kendi dudaklarına değen dudakları yavaş yavaş öperken genç kız kollarında eriyordu. Hiç acele etmedi Asaf yavaş yavaş bu anın tadını çıkardı aklına kalbine ince ince işledi.

  Gece karanlığa dönünce yıldızlar  parlıyordu. Pekmez akan göz yaşlarını silerken duvarda asılı duran udu geldi gözünün önüne  yavaş adımlarla gidip duvardan aldı.

   Pencerenin kenarına oturup Can'ın söylediklerini düşündü. 
Multi!!!
Bir acı rüzgar esince
Sallanmadık dal mı kalır (leyli de leyli)
Dost dostunu arzularsa
Aşılmadık yol mu (da) kalır (leyli de leyli)

Fısıltı gibi söylüyordu Pekmez kelimeler boğazından zorla çıkıyordu sanki.

  İçerden gelen ud sesini duyan Can ayna da kendi yüzüne nefretle bakmaktan vaz geçip havluyu beline sarıp odaya geçti.

  Aynanın önünde duran sigara paketine uzanıp odaya baktı kızı yatağın yanında  beşiğin de uyuyordu.sigarayı aldığı yere bırakıp pekmeze sırtı dönük bir şekilde oturup dinlemeye devam etti.


Minnet eylersem o yare
Olur mu derdime çare (leyli de leyli)
Hiç kimsem yok yaram sara
Sarılmadık dert mi kalır (leyli de leyli)
 

Pekmez ağlayarak başladığı mısralara daha güçlü devam etti. Can avuçları arasına aldı başını. Dirseklerini dizlerine dayadı.

İsmail'em der bu demden
Gönlüm ayrılır mı senden (leyli de leyli)
Bulursa sevdiği yari
(Arayıp da bulsan yari)
Sevilmedik yar mı (da) kalır (leyli de leyli)

  Ud son kes es verip pekmez derin bir nefes aldığında,        
   Can  öylece duruyordu. Pekmez dolaba yönelip geceliklerini giydi. 

   Can hiç konuşmadı...

   Pekmez hiç konuşmadı...

    Canın yanından geçip küçük kızını izledi beşikte.uyuyan her şeyden habersiz sevimli yüzüne baktı.

    Birden arkasında hissettiği kas katı bedenle irkildi ama hemen rahat ve derin bir nefes aldı. Canın belini çevreleyen ellerinin üstüne ellerini sardı.

   Can karısına sarılıp kendine çekerken şakaklarına öperken derin bir nefes aldı. 

   "Sen kendine ne kadar kızarsan kız Can,Canım ben biliyorum.Sen sevdiklerin ailen için yapabileceğini bilsen cehennemi nefesinle söndürürsün."diyerek genç adama daha çok verdi sırtını istiyordu ki Can bir şey desin ama ses vermiyordu.

"Canım onun için iyi ol artık."dediğinde Can yine bir cevap vermedi.Pekmez başını çevirip Cana baktığında dolu gözlerle kızına baktığını gördü. Pekmezinde gözleri dolunca içi yandı. Genç adam karısına daha sıkı sarılıp göz yaşlarını karısının saçlarına sakladı.

   Pekmez o gece bir karar verdi. Belki Can ağa bu işi hiç sevmeyecekti ama sabah odadan elin de valizi ve küçük kızıyla sessizce çıktı. 

  Can uyandığın da bomboş odayla karşılaştı alışıktı bu manzaraya ya kızı çok huysuzlanmıştı yada karısı açlıktan ölmemek için mutfağa kendine sofra kurmuştu. Can çok da derin uyumamıştı ama pekmezin gidişini de duymamıştı. Odada hazırlanıp evde karısını aramaya başladı. Merdivenlerden inerken;

Mutfaktan çıkan Maral'a ;"nerde pekmez kahvaltı mı ediyor?"diye sordu.

Maral;"yok amca bu sabah hiç görmedim.bende uyuyorlar sandım." Diyerek şaşkınca sordu.

"Neredeler o zaman?"

"Bilmem ben hemen bir odalara bakayım."diyerek bütün evi dolandı Maral.

Ama canın karşısına geldiği gibi;"evde ablam ben bir de den varsın amca!"dedi.

Can hemen telefonuna sarıldı.

Bir kaç kez çalan telefon sonunda açıldı.

"Nerdesin?" Dedi.

Maral gözlerini devirdi. Bu erkekler...

"Ne?"dedi Can kaşlarını çatarak,"tamam geliyorum."diyip kapattı.

"Amca neredeler miş bana da söylesene?"

"Çiftliğe gitmişler bende kahvaltıyı kızımla yapmaya gidiyorum."

"Biz de gelseydik ya?"derken amcasının peşinden koşuyordu Maral.

"Şimdi sizi bekleyemem isterseniz şoförle gelin."diyip kapıyı çekerek çıktı.

Maral:"beş dakika beklese kızı kocaya kaçacak sanki!"diye amcasına söylene söylene ablasını uyandırmaya çıktı.

  Can çiftliğe geldiğinde arabasını her zaman park ettiği yere park edip arabadan indi. Çardakta kahvaltı yapan hanımlar el sallayarak küçük Ali'ye Can'ı gösteriyorlardı.

Küçük Ali ,Can'a doğru koşarak küçük kollarını kaldırdı;"BABA!"diye bağırarak geliyordu.

Can gözlerini kapatarak başını salladı.

"Halüsinasyon görüyorum,"diye düşünerek derin  derin nefesler almaya çalıştı.

Gözlerini tekrar açtığında Ali önünde belirmişti.

Eğilip kucağına aldı küçük Ali'yi;"Baba biz sabah ata bindik annem dedi ki baban da gelecek ata bineceğiz bugün akşama kadar benimle oynayacakmışsın."

Can'ın titreyen dudakları;"Baba mı?"diye bildi.

"Canım babam,"diyerek canın boynuna sarıldı küçük Ali."niye bana babam olduğunu söylemedin bana."diyip Can'ın kulaklarını tutarak yanağından öptü.

Pekmez kucağında kızıyla gelerek;"baban önce kahvaltı yapsın değil mi Ali."dedi.

"Evet anne, artık saklambaç bitti.Babamı da annemi buldum." Dedi.

Can ağlıyordu  göz yaşları genç adamı zorluyordu.

Pekmez'e;"Neden?"diye sordu.

"Onun senden başka kimsesi yok ve sadece onu babası gibi sevecek birine ihtiyacı var bunu senden daha iyi yapabilecek kimseyi tanımıyorum."

"Ya büyüdüğünde."

"O zamana daha çok var bunu o zaman düşünürüz."

Can ile pekmez ayak üstü bunun doğruluğunu konuşurken,Ali Öyle bir "baba"diye bağırdı ki Can'ın kalbi titredi.

"Oğlum,"diyip gözlerine baktı.

Ali gülümseyip ona oynamak istediği oyunları anlatırken,Can;"oğlum." diyip kokusunu içine çekti.

"Oğlum..."

BÖYLE BÖYLE bir iki bölüm daha gelir bir 10 bölüm falan yazarım ne dersiniz??

Eeeee nasıl buldunuz??

Özlemiş misiniz??

Kız öpüldünüz!

Özlendiniz💕

Okumaya devam et

Bunları da Beğeneceksin

254K 19.3K 46
ÇELİŞKİ-İKİ YABANCI Öyle yaman bir çelişkiydiki onun aşkı; sevdasının dorukları uçsuz bucaksızken ihanetin acısı kalbinin en ücra köşelerini dahi sız...
182K 7.8K 30
"Hazar olmaz.." Beni kendine çekip "Benimsin kızım ...bırakmam seni"dedi ve sol gözünde acıyla eşlik eden göz yaşı düşüp saçlarıma karıştı. Ben ne y...
3.4K 234 7
Bugün Gül ve Baran'ın kaderi yazılmıştı hemde bir iftira ile. Genç kızın namusunu dile vurmak kolay mıydı, üvey anası için kolaydı. İbrahim bey bel...
325K 26.3K 40
*Asker Kurgusu* Güneş Milan Aksu, annesinin günlüğünü okuyarak babası hakkında herhangi bir bilgiye ulaşarak onu bulmak ister. Fakat günlüğü okurken...