Bölüm yeni düzenlemeler ve eklemeler ile yenilendi.
21.06.2017
***
Nikah dairesinde işimizi hallettikten sonra hala şaşkınlığımı atlatamamış şekilde arabaya biniyoruz.. "Kerem resmen tüm hazırlıklar için 23 günümüz var.." diyorum saf saf Kerem'e bakarak.
Şen şakrak bir halde gülmeye başlıyor. "Güzelim tamam işte ne güzel.."
"Halletmemiz gereken bir sürü şey var.."
"Hallederiz bitanem sen sakin ol."
Ay birisi çıkıp bana şu adamda ki rahatlığın kaynağını anlatsın, Allah aşkına ya.. Ben diyorum ki 23 günümüz var adam diyor ki olsun hallederiz..
Eve geldiğimizde ceketlerimizi yerleştirip içeride bizi bekleyen Sayer&Yılmaz ailelerinin yanına geçiyoruz.. "Hoşgeldiniz.."
"Ee ne yaptınız nikah tarihini?"
"Ayy aynen, inşallah yakındır aldığınız tarih.."
Destur bismillah kapıdan anca adımımızı attık.. İnsan önce bir hal hatır sorar, oturun bir soluklanın der.. Karnınız aç mı, bir şeyler yemek ister misiniz diye sorar.. Ama yok, varsa yoksa nikah, düğün!
"İşte biz nikah için işlemleri falan yaptık sonra nikah dairesine geçtik adam dedi ne zamana istersiniz dedi Kerem'de yakın bir zaman olsun dedi, görevli baktı deftere bayağı bir kurcaladı falan.. Hani yani ben 2 ay sonra için falan bekliyordum.. Bu böyle pat diye oldu yani bir anda tamam demiş olduk.. Ne bilelim sonuçt..."
Benim çenem durmak bilmezken iyice saçmalamaya başladığım konuşmamı babamın sesi bölüyor. "Kızım tamam anladık, sonuç ne? Ne zamana aldınız?"
Babamın cümlesinin bitmesi üzerine yeniden taramalıya bağlamış şekilde hızlı ve düşünmeden konuşmaya devam ediyorum. "İste bende tam olarak olayın orasına gelecektim babacığım ama senin lafın giriverdi araya.. Neyse işte adam bir bize baktı bir deftere baktı sonra döndü dedi ki bu ayın 26'sı.. Bizde tamam demiş olduk ama hiç bir art niyetimiz yoktu yani.. Sonuçta 1 ay sevişmek için bekleyen insan 2 ay da bekleyebilir değil mi ama..?
Az önce anne babalarımızın yanında ne dedim ben?!
•°•°•°•°•°•°•
Sabah telefon alarmımın 06:30 da çalmasıyla inanılması güç şekilde yataktan fırlıyorum..
Kerem saat 07:30 da geleceği için rahat bir nefes alıp herkesin uyumasını fırsat bilerek banyoya geçiyorum ve küvete sıcak suyu doldurup her zaman yaptığım gibi suya papatya yapraklarından atıp içine giriyorum.
İşte bunu çok seviyorum. Tüm negatif düşünceler akıp gidiyor sanki zihnimden..
Yaklaşık yarım saat kadar küvetin içinde durduktan sonra duşumu alıp çıkıyorum. Odama geçip üzerime rahat birşeyler giydikten sonra saçlarımı kurutup kıvırcık halleriyle salık bırakıyorum..
Herkes hala uyduğundan dolayı aşağı inip güzel bir kahvaltı hazırlamaya başlıyorum.. "Çay hazır, portakal suyu hazır, omletler hazır, masa hazır, domatesler hazır.. Mm tamam ya herşey hazır.." diyorum kendi kendime şarkı ritmi mırıldanarak. "La, lara, la, ta, ta tata, lara, tata, la.."
"Oo kıvırcığım keyifler yerinde sanırım, masalar hazırlanmış, şarkılar mırıldanılıyor falan.." anneannemin sesiyle bir anda irkilerken dün yaptığım saçma konuşmanın ardından yüzüne bakmaya utanıp bir şeyler kesmeye devam ediyorum.
"Öyle anneanne.."
"Günaydııın.."Melis ve Yağmur içeriye girip masadan bir zeytini ağzlarına atıyorlar. "Yine döktürmüşsün anneanneciğim.."
"Ben hazırlamadım ki kızım.. Zeynep yapmış hepsini.."
Kapının çalmasıyla muhabbeti bırakıp, kapıyı açmaya gidiyorum. "Hoşgeldin sevgilim.."
"Hoşbuldum güzelim.." bir anda gülmeye başlıyor. "Neyse ki 2 ay değil sadece 22 gün sabretmemiz gerekecek."
"Ya Kerem.. Kapa çeneni.." diyorum istemsizce gülerek.
Babamlar ve teyzemler de aşağıya indikten sonra oturup kahvaltımızı ediyoruz. Herkesin beğenisini aldığımdan dolayı halâ süren utancımla birlikte gülümseyip masadan kalkıyorum.
Kerem emlakçıyla daha önceden konuştuğu için adam bugün erkenden bize evleri göstermeye başlayacak..
Arabaya binip emlakçıya geldiğimizde Kerem'le birlikte içeriye giriyoruz.. "Merhaba Kerem Bey, hoşgeldiniz.." diyor hemen ayağa kalkıp ilk önce Kerem'le ardından da benimle tokalaşarak.
"Hoşbulduk, size güvenip geldik biliyorsunuz 22 gün sonra düğünümüz var ve ev işini hemen halletmemiz lazım."
"Merak etmeyin Kerem Bey, ben sizin için elimde ki en iyi beş evi seçtim.. Bugün size onları göstereceğim büyük ihtimal de içlerinden birisini beğenirsiniz diye düşünüyorum.."
"Tamam, o zaman bakmaya gidelim mi? Çünkü süremiz kısıtlı ve yapmamız gereken çok iş var." diyorum az önce oturduğum yerden hızla kalkarak.
"Tamam, buyrun gidelim o zaman."
Emlakçıyla birlikte evlere bakmak için yola çıktığımızda kısa süre sonra ilk eve geliyoruz. Oldukça büyük, bahçeli ve havuzu olan bir ev..
Etrafı süzercesine baktıktan sonra Kerem'in elini tutup emlakçının arkasından içeriye giriyoruz. İlk kat büyük bir salon, mutfak, küçük bir oda ve bir banyodan oluşuyor.. Ardından üst kata çıkıp odaları gezmeye başlıyoruz. Bu katta bir çok oda var ama hepsi küçük küçük.. I-ıı beğenmedim bu evi..
"Kereem!" diyorum sessizce Kerem'in kolundan çekiştirerek. "Beğenmedim ben bu evi, üst katta ki odalar çok küçük ayrıca ev cadde üstünde çok ses gelir."
Başıyla onaylarken emlakçıya beğenmediğimizi düzgün bir dille açıklayıp diğer evleri görmek için tekrardan yola çıkıyoruz. Bir süre arabayla ilerledikten sonra şehrin biraz daha dışında kalan bir eve geliyoruz. Bu sefer diğer eve göre daha küçük bir bahçeye sahip ama bu da fena değil yani..
İçeriye girdiğimizde iğrenç bir kokuyu iliklerime kadar hissettiğimde burnumu tıkayıp kendimi hemen dışarıya atıyorum..
Burnum tıkalı şekilde Kerem'e dönüyorum. "Bu koku ne böyle be?"
"Bilmiyorum ama burnumun direği kırıldı desem yeridir yani.. Abi bu mu senin en iyi beş evinden birisi şaka mı yapıyorsun ya?"
Emlakçı ne yapacağını bilemez halde telaşlanıp kapıyı açıyor. "Yani Kerem Bey, evde bir sorun oluştu herhalde en iyisi biz diğer evlere gidelim."
Diğer evlere gittiğimizde birisini Kerem beğenmedi bahçesinde havuzu olmadığı için diğer evi de ben beğenemedim yani ne biliyim o evden acayip bir enerji aldım, benim altıncı hislerim kuvvetlidir kesin o evin altında yatır matır vardır. Bak görürsünüz eğer birkaç gün sonra haberlere falan çıkarsa Zeynep demişti dersiniz..
Son eve geldiğimizde evin dışı gerçekten muhteşemdi. Umarım içerisi de bu şekilde güzeldir.
Oldukça büyük bir bahçesi ve yine büyük bir havuza sahip. Kerem'in yüz ifadesine baktığımda evin dışına tam puan vermiş gibi gözüküyordu. İçeriye girdiğimizde giriş katta oldukça büyük salon ve mutfak bulunuyor, ikinci katta ise, 3 tane büyük oda, banyo ve 2 tane de balkon bulunuyor. Büyük ihtimal büyük odaların birisi yatak odası, birisi oturma odası ve sonuncusunu da ileride çocuk odası olarak kullanırız. Büyük odaların birisinin içinde banyo olduğunu fark ettiğimde burasının kesinlikle yatak odası olmasına karar kılıyorum.
Sonuçta yatak odasında banyo önemli? Ne var canım, doğanın kanunu yani bu?! Sonrasında duş almak lazım.. Ya da başka şeyler içinde şey olabilir tabi.. Neyse..
Kerem'le birbirimize bakıp gülümsüyoruz. "Alıyoruz."
•°•°•°•°•°•°•
"Ya Kerem, oturma odası da biraz renkli olsun olur mu?"
"Tamam güzelim.."
Gözüme kestirdiğim ilk oturma odası takımının yanına gidiyorum.. "Kereem.. Çok güzel çok tatlı, bunu alalım.."
"Bu da alınacaklar listesine yazılıyor Lale Hanım.."
Elinde ki kağıda bir şeyler not alıp gülümsüyor. "Tamamdır Kerem Bey.. Gerçekten Zeynep Hanım'ın zevkleri çok iyiymiş.. Şuana kadar seçtiği tüm mobilyalar gerçekten çok zevkli."
Sarı yelloz seni! Alttan alttan nasıl cilve yapıyor. "Yaa.. Mobilya zevkim olsun, kıyafet zevkim olsun, sevgili zevkim olsun , inanılmaz iyidir!"
Kadın kafasını yapmacık bir sırıtışla olumlu anlamda sallıyor.
Tüm mobilyalarımızın siparişini verdikten sonra perdelerimizi hallediyoruz.. Akşam 8'e doğru küçük süs eşyalarımızı da alıp kendimizi arabaya atıyoruz. "Kerem.. Yorgunluktan ölüyorum."
"Güzelim.. Herşeye rağmen evimizi, eşyalarımızı herşeyi tamamladık."
Derin bir nefes alıyorum.. "Ayy evet sevgilim yarın mobilyalarımız geliyor.. Onları yerleştirdiğimizde herşey tamam! Yani en azından evimiz tamam olacak."
Evi bir günde satın alıp tüm belge rapor vs. halletmek, eşyalarımızı alıp hemen yarın gelecek olması tabi ki: SAYER gücü arkadaşlar.
Kerem beni eve bıraktığında kendimi hemen odama çıkarıp yatağa fırlatıyorum..
Ohh be tüm günün yorgunluğunu uyuyarak atmak istiyorum !
Siz 13 saat aralıksız ev alışverişi yapmak nedir bilir misiniz? Bilmezsiniz tabi.. Çünkü biz bugün Kerem'le resmen Guinnes Rekorlar kitabına resmen adımızı altın harflerle yazdırdık.
•°•°•°•°•°•°•°•°
"Evet aynen öyle yerleştirilecek."
Mobilyanın yerini değiştirip görevli kişi bana dönüyor. "Oldu mu Zeynep Hanım?"
"Evet teşekkürler." diyorum gülümseyerek.
Son olarak yatak odasınında mobilyaları yerleştirildiğinde herşey tamamlanmış oluyor.
Evde ki ustaya parasını verip yolladığımda bende mutfağa geçip yemek takımlarımı, bardakları vs. yerleşyiriyorum ki Kerem geldiğinde herşey tamam olsun.
Allah'tan sabah erkenden Nurgül ve bayan bir arkadaşı geldi de temizliği bitirdiler yoksa hayatta bugün bu ev yetişmezdi.
İnanması her ne kadar zor olsa da şuan herşey o kadar güzel ve yolunda ki.. Dünyanın en güzel, en şanslı, en mutlu kişisi benim sanki! Kerem'le 21 gün sonra düğünümüz var ve artık evimizde herşeyiyle hazır.
Kapıyı Kerem'in anahtarla açıp içeriye girmesiyle, oturduğum koltuktan kalkıp yanına gidiyorum ve o eşsiz dudaklarını dudaklarımla buluşturuyorum.
"Güzelim evimiz çok güzel olmuş." diyor şaşkınlıkla etrafa göz atarken.
"Evimiz.." hafif gülümsüyorum. "Bizim evimiz, senin ve benim.. Yalnızca ikimizin evi.."
Kerem belime sarılıp kulağıma fısıldıyor. "Ve ileride küçücük ayaklarıyla paytak paytak yürüyen çocuklarımızın bizi aile yaptığı.. Ailemizin evi.."