Creatures of the Night ◈ the...

By adelaidediyebiri

114K 12K 19.5K

Büyücüler dünyası en karanlık günlerine doğru giderken karanlığın ortasında yükselecek olan dehşet herkesin... More

0.0 | kont dracula
karakterler | creatures of night
0.1 | ani teklif
0.2 | hogwarts'ta sıradan bir gün
0.3 | dolunay'da bir gece
0.4 | tehlikeli bir ısırık
0.5 | sirius black ve değişim
0.6 | arkadaşlar ve aile
0.7 | sen...
0.8 | leona dracula
1.0 | james potter çuvallıyor
1.1 | slytherin maçı
1.2 | keyifli bir sabah kahvaltısı
1.3 | leona çapulcular ile tanışıyor
1.4 | keyifsiz bir sabah kahvaltısı
1.5 | tehditler ve teklifler
1.6 | prior'un ürkütücü kuzeni
1.7 | kostüm alışverişi ve vampir efsanesi
1.8 | asil ve köklü dracula ailesi
1.9 | maureen'in çevirdiği işler
2.0 | cadılar bayramı partisinde
2.1 | ilk öpücük ve ilk kavga
2.2 | saklanmış gerçekler
2.3 | çılgın-jamie-planları
2.4 | gerçeklerle geçen gece
2.5 | kont dracula'nın planları
karakterler | everybody wants to rule the world 「Ⅰ」
karakterler | everybody wants to rule the world 「Ⅱ」
2.6 | sarı zarflı mektup
2.7 | gazetedeki korkunç haber
2.8 | baykuşun gizli haberi
2.9 | kazıklar
3.0 | yoldaşlık toplantısı
3.1 | dracula ailesine ziyaret
3.2 | leona dracula'nın görevi
3.3 | dracula ailesinden mektup
3.4 | şatoda tehlikeli bir gün
3.5 | gizli bir oda ve gizli bir bilgi
3.6 | olağanüstü bir düello
3.7 | dracula'nın tehditleri
3.8 | önemli bir piyon
3.9 | sinsi bir yılan
4.0 | eksik duyulan kehanet
4.1 | minik harry potter
4.2 | sır tutucu
4.3 | kırmızı gözler ve orman
4.4 | görünmezlik pelerin'i
4.5 | victoria'nın tutsağı
4.6 | fedakarlıklar ve vedalar
4.7 | en değerli varlık aile
4.8 | kanın derinliklerindeki güç
4.9 | dracula'nın son hamlesi
5.0 | buruk bir cenaze töreni
son | bu bir veda değil
「au」 karakterler | night of the nights
「au」 0.1 | keşfedilen kehanet
「au」 0.2 | istanbul'da bir gün ve uyanış
「au」 0.3 | beş yüz yıl sonra dünya
「au」 0.4 | yoldaşlık ile toplantı
「au」 0.5 | tehlikeli anlaşma
aşkı harcamanın 80 yolu

0.9 | normalleşme çabaları

2.2K 249 337
By adelaidediyebiri


Çapulcular için bir hafta sonra aşağı yukarı her şey eski haline dönmüş gibiydi, neredeyse...

Sirius'un Hastane Kanadı'ndan sapasağlam çıkmasından sonra Çapulcular eski hallerine dönüyorlardı. O sabah ise Sirius dışında hepsi kahvaltıya geç kaldıkları için acele içinde yatakhane odasında dolanıyorlardı.

Peter, çantasına kitap doldurmakla meşguldü. James, fark etmeden ayağına farklı iki çorap geçirmişti. Remus bunu fark etmişti fakat ona bunu söylemeye fırsatı olmamıştı. Kravatını bağlamaya çalışıyordu dolap aynasının önünde fakat nasıl oluyorsa her seferinde kravatın düğümü sıkışacağı yerde düğümü açılıyordu.

Yatağının içinde, battaniyelere sarınmış olan Sirius ise yatağından gerinerek Çapulcuların koşuşturmasını zevkle izliyordu. Bu zamana kadar aralarında sabah uykusuna en düşkün olanları hep Sirius olmuştu. Onu sabah kahvaltısına kaldırmak büyük bir işti. Her zaman da kahvaltının en sonuna yetişir ve ucu ucuna derse gelirdi.

Ama artık Sirius Black'in kahvaltı gibi dertleri yoktu. Sıcacık yatağına uzanıp onları izlemek işte bu yüzden eğlenceliydi. Sirius sabahları kan içmenin daha zevkli olduğunu fark etmişti. Ayrıca bu işi odada başkası yokken yapmak istiyordu. Arkadaşlarının önünde kan içmek o kadar da eğlenceli bir iş değildi. Her ne kadar Sirius için olağanüstü bir çekici kokusu olsa da arkadaşları kan kokusuna karşı hala hassastı.

"Beceremeyeceksin, Aylak." dedi Sirius ayna önünde kravatını çekiştiren Remus'a. "Gel buraya da bağlayayım."

Remus, memnuiyetsizce çekiştirdi yakasını. O da yapamadığını anlamıştı. Sirius'un yatağına doğru yöneldi.

"Hızlı ol, Pati." dedi Remus Sirius'un yatağının kenarına oturarak. Kravatı boynundan çıkarıp arkadaşına uzattı. Mavi pijamalı Sirius, odaklanırken her zaman yaptığı gibi dilinin ucu dudaklarının üzerinde Remus'un kravatını düzgünce bağladı ve Remus'a geri uzattı. Bu sırada James de hazırlanmış ve Peter çantasının hazırlıklarını bitirmişti.

"Size afiyet olsun, çocuklar. Ben de gençlik iksirimi içip Tılsım dersinde size yetişirim." Kapıdan çıkan çocuklara el salladı Sirius. Gençlik iksiri, kan içeceğim demenin en kibar yoluydu Çapulcular arasında.

James de kapıdan çıkarken Sirius'a el sallamış ve ardından kapıyı arkasından kapatmıştı. Arkadaşlarını takip ederken James'in kafası allak bullaktı. Son bir hafta S.B.D. sınavlarının hepsinden on kat daha zor geçmişti.

Kafasına yediği Bludger yüzünde uzun süre baş ağrıları çekmesi bir yana, kendine gelemeden Sirius'un başına gelen kötü olay James'in tüm ayarlarını bozmuştu. Üstüne üstlük olanların telafi edilemeyecek şeylere yol açması... Sirius'un gerçekten bir vampir olması... Bu gerçekler kolay sindirilir şeyler değildi. Hala alışmış hissetmiyordu.

Üstelik onun siyah gözlerini gördüğünde... Şükürler olsun ki şifacılar Sirius'un diğer arkadaşlarının sorması ihtimaline karşılık gözlerine lens denen muggle icatından vermişlerdi. Gündüz Sirius lensleri gözlerine takıyordu ve eski gri gözlerine kavuşuyordu. Fakat uyumak için çıkardığı zamanlarda James siyah gözleriyle ürperiyordu. Belki birkaç hafta sonra Sirius'un bu yeni haline iyice alışacaktı.

Ah, tüm bu sorunlar olmasa bile James Potter'ın hayatında başlı başına büyük bir sorun vardır. Yaklaşık bir yıl veya daha uzun süredir süren bir sorundu bu. Varlığıyla bir afet olan Lily Evans'tan başkası değildi tabii bu sorun. İki haftadır tüm yaşananlara rağmen kafasının içindeydi.

Aslında son zamanlarda ondan uzaklaştığını söyleyebilirdi. Arkadaşları mesele olduğu için James ister istemez kendini uzaklaştırmıştı Lily'den. Aslında bu durumdan hoşlanmıyordu fakat James Potter artık yetişemiyor hissediyordu her şeye. Yavaş yavaş gücü çekilmişti. Üstelik Lily'e olan hisleri bitmemiş olsa da hislerinin karşılığı olacağı umudu bitmiş gibiydi.

James, Büyük Salon'a bu düşüncelerle girerken girdiği anda ilk göz göze geldiği kişinin Lily olması nedeniyle boynundan aşağı inen bir ürperti hissetti. James'in ela gözleri Lily'nin yeşil gözlerinin içinde kayboldu bir saniye. Bu duraksamada az daha bir alt dönemi eziyordu.

"Dikkat et, Jamie." dedi Remus az daha ezecek olduğu birinci sınıfın arkasından özür dileyen James'e.

"İyiyim ben," dedi James. Tekrar Lily'i görebilmek için masayı taradı ancak artık kızlardan biriyle sohbete dalmış görünüyordu. James ondan gözlerini ayırıp Remus'u takip etmeye döndüğünden Lily'nin onun arkasından göz ucuyla baktığını görmemişti.

Remus, James ve Peter, Gryffindor masasına oturdular. Sessizce yemek yiyorlardı. James o an yemeklerdeki neşesinin çoğunu Sirius ile paylaştığını fark etti. Onsuz Çapulcular eksik kalıyordu.

Dalgın James, elini çenesine koymuş sessizce tabağındaki zeytinleri avlıyordu. Birden yanına oturan birinin sesli bir şekilde ismini söylemesiyle James yerinde zıpladı.

"Korkma, korkma, Potter." Maureen'den başkası değildi bu. "Sadece benim."

James sandalyesini düzeltti ve sonra Maureen'e döndü. "Günaydın Maureen." dedi sakin bir sesle. Sabahları enerjisiyle etrafını ateşe veren James'ten eser yoktu.

"Günaydın." dedi Maureen ve ardından Remus ile Peter'a eliyle selam verdi. "Size de günaydın beyler. Sirius yok mu?"

"Artık kahvaltılara inmeyi tercih etmiyor." dedi Remus tekdüze bir sesle Maureen'e.

"Pekalaa." dedi Maureen Remus'un cansız haline anlamsızca bakarak. "Neyse, Potter. Senin için gelmiştim. Bu akşam için hazır mısın diye sorayım dedim."

"Evet, evet, hazırım." dedi James kafa sallayarak. Yalan söylüyordu. "Bu akşam şey için-" kafasını kaşıyarak bu akşam ne olduğunu düşündü.

"Maç." dedi Maureen James'i tamamlayarak.

"Eveet!" dedi yapay bir neşeyle James. "Maç- tabi yaa. Tam formumdayım, kaptan."

Fakat yine yalan söylüyordu. James Potter, gelmiş geçmiş tüm maçlarının arasında ilk defa akşam olacak bir maçı unutuyordu. Bu büyük bir utançtı Potter için.

Maureen pek tatmin olmuş görünmüyordu. "Nedense yalan söylüyormuşsun gibi hissettim, Potter." dedi şüpheli bir sesle.

"Ne yalan mı?" dedi James kahkaha atarak. "Hiç tarzım değildir, Maureen." James hangi ara bu kadar yalancı birine dönüştüğünü anlayamadı.

"Eğer hala baş ağrıların varsa veya Sirius hakkında endişeleniyorsan oynamak zorunda değilsin. Kimse travmalarını bir haftada atlatmak zorunda değil." dedi anlayışlı sesle Maureen. Ela gözleri James'in ela gözlerine dikilmişti. James ise gözlerini ondan kaçırmıştı ve tabağına bakıyordu.

"İyiyim, Maureen. Gerçekten. Bu akşam şeylere- toz yutturacağız." dedi neşeli olmaya çalışarak. Fakat hangi binaya karşı olduklarını dahi unutmuştu.

"Ravenclaw'lara?"

"Kesinlikle." dedi James onaylarcasına. Aklından ise fena derecede acınası göründüğü geçiyordu. Bu maçta kesinlikle olağanüstü iyi oynayıp kendini kanıtlaması gerektiğini düşündü James.

"Yine de gün içinde vazgeçersen bana söyleyebilirsin, Potter. Halam bu maçta olmanı istiyor fakat bu kadar dalgın olacaksan daha odaklı birini bulabilirim."dedi Maureen James'in omzuna elini koyarak. Maureen'in kendisini bu kadar iyi anlıyor olması James'i utandırmıştı. Üstelik kendisine karşı açık sözlü olması da bunu artırıyordu.

"Vazgeçmeyeceğime emin olabilirsin, Maureen." dedi James kararlılıkla. Takımını birazcık dalgın olduğu için asla yarı yolda bırakmazdı.

"Öyleyse, görüşürüz." dedi Maureen eline bir elma dilimi alarak ayağa kalkarken.

"Görüşürüz." diye el salladı James arkasından.

* * *

"Derse on dakika var, Lily." dedi Dorcas dalgın arkadaşının sırtına elini koyarak. Bu hareketi Lily'i yerinde titretmişti. "Derse gelmiyor musun?"

"Siz gidin." diye mırıldandı eline yasladığı başını Dorcas'a döndürerek Lily Evans. "Ben size yetişirim." Şu an utanç duyduğu bir şekilde James ve Maureen'i dikizlemekle meşguldü.

Kızlar birbirlerine endişeli endişeli bakışlar attılar fakat yine de Lily Evans'ı kahvaltı masasında yalnız bırakıp Tılsım dersliğine yol aldılar. Lily ise, yeşil gözlerini ayırmadan Maureen'i izlemekle meşguldü. Evet, Lily insanları takip etmekten nefret ederdi fakat Maureen ve James'i takip etmek içgüdüsel bir dürtüydü. Engelleyemediği biçimde ikisini bir arada gördüğünde neler çevirdiklerini merak ediyordu.

Tamam, tamam, dürüst olursak James ile olan geçen seneki büyük kavgadan sonra James ile de olan Severus ile de olan o azıcık iletişimi tamamen kopmuştu. O zamandan beri Lily ikisini de her ne kadar hayatlarına girmek isteseler de hayatından çıkarmıştı. Buna da oldukça memnun hissetmişti uzun süre.

Fakat Maureen tüm işleri bozuyormuş gibi hissediyordu Lily. Her zaman öyle yapardı. Lily'nin günlerce beklediği, yıllarca uğraştığı şeyleri hiçbir şeymiş gibi göstermekte üstüne yoktu Maureen'in. Bu yüzden araları bozuktu zaten. Maureen can sıkıcı bir biçimde Lily'nin çabalayarak ulaştığı şeylere hiç uğraşmadan ulaştığı için Lily'nin yaptıklarını tiye alıyordu.

Lily elbette James ve Maureen'i kıskanmıyordu. Onları koltukta uyuyakalmış yakaladıktan sonra ikisinin daha sık konuşmaya başladığını fark etmişti. İkisi zaten Quidditch takımından olmaları nedeniyle zaten yakınlardı ama Lily ikisinin artık daha yakın olduklarını ve neredeyse James'in iki haftadır bir kere bile kendisinin peşinde gezmediğini fark etmişti.

Lily başta bunu fark ettiğinde sevinmişti ancak James'in ilgisini Maureen ile kaybetmesi... İşte bu Lily'e gerçekten koyuyordu. Üstelik yine iki haftadır James'in birden sakinleşmiş birine dönüşmesi de Lily'nin dikkatinden kaçmamıştı. Sirius'un yaralanmasında sonra James hemen hemen kimseye sataşmamış, Lily geçerken hava yapmamış, Severus'a bile dokunmamıştı derslerde. Peki bunun nedeni Maureen ile olan muhabbetleri nedeniyle James'in artık daha kontrollü biri olması mıydı yoksa başka bir şey mi vardı?

Lily'nin korkusu birinci seçenekti tam olarak. Kabul ediyordu, James bu kadar kendini göstermek konusunda abartmasa ve herkesi lanetleme hakkına sahip olduğunu düşünmese Lily ona bir şans verebilirdi. Ancak James öyle olmayı tercih etmemişti, Lily için. Ama Maureen ile yakınlaşmalarından sonra James neredeyse tüm sinir bozucu alışkanlıklarını bırakmış görünüyordu. Bu nedenle Lily, James konusunda başarısız olurken Maureen'in iki hafta içinde onu bu kadar değiştirmesi Lily'i hırslandırıyordu.

Maureen, James'in omzuna elini koyup gülümseyerek birkaç cümle söyledi. Lily onları duyamayacak kadar uzak bir mesafedeydi. James'in arkası dönüktü ve yüz ifadesini göremiyordu. Hayret, her zaman James'in elleri saçlarını havalandırmak için hareketlenirdi. Ancak şimdi saçı hiç umurunda değilmiş gibi görünüyordu.

Gerçekten, aralarında ne vardı? Lily erkekler konusunda bile Maureen'den geri kaldığı gerçeğini sindiremiyordu. Lily hırslı veya yarışı seven bir insan değildi fakat bu mücadeleyi Maureen başlatmıştı ve Lily'nin meydan okumalara karşı koyamama gibi bir sorunu vardı.

Maureen'in kalkmasından sonra Lily yakalanmamak için bakışlarını çevirip yemeğiyle oynuyormuş gibi yaptı. Biraz sonra da çantasını alıp dersliğe yöneldi.

* * *

Sirius Black, yüzünün üzerine iki sarı iki kırmızı çizgi çekmişti. Sarı-kırmızı kazağını giymiş ve altına bir kot pantolon çekmişti. Saçlarının üst tarafını, ıslak ve rüzgarlı havada ağzına dolmaması için arkadan bağlamıştı. Saçının önündeki perçem parçaları alnına düşmüştü sağ ve sol taraflardan. Bu akşam ilk Gryffindor maçı vardı, evet. Ve Sirius Black bunu dibine kadar yaşayacaktı.

Geçen sene son maçta James'in arkasından Bludger fırlatıp tam sayı yapacakken direklere çarpasına neden olan Hufflepuff Vurucusunun arkasından mikrofonda biraz salladığı için McGonagall onu maç anlatımından kovmuştu. Sirius buna başta üzülse de pişman değildi.

James'in birkaç gündür olan durgun hali Sirius'un dikkatini çekmemiş değildi. Hatta bir süre Sirius ısırıldığı gece yediği ağır darbenin kafasında bir şeyleri değiştirip değiştirmemiş olduğunu düşünmüştü. Maureen ise daha mantıklı bir açıklamada bulunmuştu James adına, onun depresyona girdiğini söylemişti. Kafaya aldığı darbe, Sirius'un vampir olması derken geçirdiği travmaların buna sebep olabileceğinden bahsetmişti. Sirius muggle hastalıklarına hakim değildi fakat depresyonun ne olduğunu iyi biliyordu. Evden kaçtığında kısa süreliğine hayata karşı olan hassasiyetini kaybetmişti ve James'in de böyle bir şey yaşıyor olması Sirius'u üzüyordu.

Üstelik bu dalgın haliyle maça çıkacak olması da germişti Sirius'u. Ona zarar gelsin istemiyordu.

James, maç öncesi hazırlanmak için çoktan çıkmıştı odadan. Remus ve Peter ise kütüphanede çalışacaklarını ve oradan direkt maça geçeceklerini söylemişti. Sirius ise haliyle yalnız kalmıştı.

Şatodan çıkmış olan bir grup öğrencinin arkasından, tanıdık birini görüp peşine takılma isteğiyle rahat rahat yürüyordu Sirius. Serin, hafif bir çiseli bir hava vardı. Neyseki yeterine sıkı giyindim, diye düşündü, Sirius.

Quidditch sahasına giden yolda, Sirius tanıdık bir yüzle göz göze gelmesiyle kocaman el salladı. Utangaç Ravenclaw'lu Leona Dracula'dan başkası değildi bu.

Kız ilk öncelikle Sirius'un kendisine el sallayıp sallamadığını anlamayıp çevresine bakındı. Ardından gerçekten kendisine el sallandığını fark ettiğinde zaten soğuktan kızarmış yüzü biraz daha kızardı.

Sirius, birkaç öğrencinin arasından geçip Leona Dracula'ya yaklaştı. "Merhaba, Leona." dedi neşeyle kızın yanına varmasıyla.

Leona'nın kafası karışmış görünüyordu ama hemencecik kendini toparladı. "Merhaba, Sirius Black." dedi neşeyle.

Baştan aşağı bronz-mavi renkleriyle donanmıştı Leona. Yanaklarında kalp şeklinde bronz ve mavi boyalar vardı. Atkısını boynuna sarmış ve önü açık olan cüppesinden Sirius gibi kendi bina renklerinde bir kazak giydiği görülüyordu. Saçlarını ise arkadan bağlamış ve üstüne yine bina renklerinde olan çizgili bir bandana takmıştı. Sirius bandanaya dikkatli bakınca onun kravatı olduğunu anlaması uzun sürmedi.

"Nasıl gidiyor, Leona?" dedi Sirius Leona'ya bakarak. "Sana Leona diyorum, umarım bir sıkıntı yoktur. Dracula demek biraz- korkutucu geliyor kulağa."

"Tabii, Leona diyebilirsin." dedi kız gülümseyerek. "Tüm arkadaşlarım öyle der zaten."

"Harika." dedi Sirius. Ardından ekledi. "Sen de bana Sirius diyebilirsin. Eh, yabancı sayılmazsın sonuç olarak."

Leona kaşlarını kaldırıp gülümsedi. Anlaşılan bunu beklemiyordu.

Aslında, Sirius Leona ile olan rastlantısından sonra pek görüşmemişti kendisiyle. Bazen koridorda karşılaştıklarında ona selam veriyordu ve halini hatırını soruyordu. Onun selam vermesinden sonra Ravenclaw kızlarının kırkırdması hoşuna gidiyordu biraz da.

Sirius kendisinden hoşlanan kızları çevresinde tutmazdı pek. Birkaç defa aşk iksiri yutturulmaktan zor kurtulmuştu. Ancak Leona'nın enerjisi saf ve içten geliyordu Sirius'a. Bu nedenle onunla iletişimi kesip uzaklaşmak istememişti. Üstelik tüm bunların dışında, Çapulcular ile, diğer Gryffindor'lar ile çok eğleniyordu ancak bu sene hayatında farklı bir rengin de olmasını istemiyor değildi. En azından birkaç arkadaş edinebilirdi farklı binalardan.

"Ravenclaw ve Gryffindor'un bu maçta karşı karşıya olması büyük şanssızlık." dedi Sirius sahaya giriş kısmına geldiklerinde. Haliyle ikisi de farklı takımları desteklediği için farklı yerlerde oturmak zorundalardı.

"Evet." diye mırıldandı Leona.

"Ama önümüzdeki Slytherin maçında, seninle izlemek eğlenceli olurdu." dedi Sirius. Uzaktan söyledikleri flörtöz bir havada gelebilirdi fakat Sirius hayatının her alanında flörtözdü. Ancak yüz ifadesini samimi bir gülümsemeyle de taçlandırmıştı. Bu genel olarak sık yaptığı bir şey sayılmazdı.

"Slytherin Gryffindor maçı mı, Slytherin Ravenclaw maçı mı?" dedi Leona tek kaşını kaldırıp Sirius'a bakarak.

Sirius bu cevabı beklemiyordu. Omuz silkti. "Hangisi olursa."

"O zaman, anlaştık." dedi Leona gülümseyerek. "Sonra görüşürüz, Sirius."

"Hoşçakal Leona."

Leona, Ravenclaw tribünlerine doğru yol alırken bir süre gidişini izledi Sirius. Ardından Remus ve Peter'ı bulmak üzere kendi tribünlerine yürüdü.

Bu kızın olayı neydi, bilmiyordu Sirius fakat diğer kızlardan farklı hissettirmesi hoşuna gidiyordu.

* * *

Selam, selam, selam. Yeni bir bölümün sonuna geldik! 

Diğer bölümde görüşmek üzere

Continue Reading

You'll Also Like

233K 17.5K 35
Lisa Cooper, yanlışlıkla Sirius Black'e aşk iksiri verir.
11.3K 840 15
(. . . ⏳ ) ━━ . ❪ 𝔣𝔩𝔢𝔠𝔥𝔞𝔷𝔬 ❫ ❛ bu bir veda mı? ❜ ⚔️ , Narnia halkının krallarına ve kraliçeler...
14.2K 8 1
𝐌𝐀𝐑𝐕𝐄𝐋, 𝐖𝐈𝐙𝐀𝐑𝐃𝐈𝐍𝐆 𝐖𝐎𝐑𝐋𝐃 | Maria Stark kendisine ağır gelen gizemlerle baş etmeye başladığında; Regulus Black ona destek olarak he...
40.6K 3.4K 18
❝Ophelia demiş bana annem, kendimi boğduğum nehir senin maktüllerinin kanındanmış. ❞ Watty's 2018 Uyarlamacılar Kazananı #Marvel etiketinde 1. sıra 2...