.
.
O günün ardından iki gün geçmişti. Hayatları devam ediyordu sonuçta geçmişte kalmanın bir anlamı yoktu bu saaten sonra.
Jimin bu güne mutlu uyanmıştı. Bahar yavaş yavaş kendini göstermeye başlıyordu ve böyle havalar omega olan kurtlara iyi geliyordu.
Jimin gibi diğer omegalarda mutlu uyanmıştı. Içlerinde bilmedikleri bir heyecan vardı sanırım.
Sabahın erken saatlerinde uyanmıştı yeong. Omega babası ile kahvaltısı yapacaktı. kendini oldukça enerjik hissediyordu. Gözleri her zaman meydanda geziniyordu. Tanıdık beden görüş açısına girdiğinde sevinçle ayağa kalktı.
"Hyung. "Küçük alfa koştu ve gelen omegaya sarıldı. Bir haftaya yakındır görmüyordu onu. O yokken kimse onunla oyun oynamamıştı. Bu yüzdendir jimin'e olan düşkünlüğü.
"Günaydın. "
"Günaydın jimin. "Arkadaşı olan omega konuşmuştu. Onların olduğu yere ilerledi ve kütüklerden birisine oturdu.
"Hyung. Hadi oyun oynayalım. Sen yokken kimse benimle oynamadı. "Küçük alfa dudaklarını büzmüş ve jimin den ilgi bekliyordu. Jimin onu yanına çağırdı ve dizlerine oturmasını sağladı.
"Önce yemek yiyelim. Sonrada dilediğin kadar oynaya biliriz. "
Birlikte masada olan etten ve lapadan yediler. Hergün aynı yemekleri yiyiyorlardı. Çünkü başka seçenekleri yoktu. Kurtlar ya protein yerlerdi yada karbonhidrat. Bu besinler onları dengede tutabiliyordu.
Jimin yemek yerken karşısında ki omega ile sık sık sohbet etmişlerdi. Yakında buradan gideceklerini öğrenmişti. Güney bölgesinde olan inşaat bittiği için Jungkook oraya taşınmayı teklif etmişti. Herkez tarafından da onay verilmişti. Ormanın buralarını sevmişlerdi.
"Hyung eğer doyduysan oyun oynaya bilir miyiz? "Bıkkınlıkla söylendi küçük alfa. Büyüklerin konuşmasından hiçbir şey anlamıyordu. Bu yaşlarda onun aklı sadece oyun için çalışırdı.
"Hadi bakalım. Ne oynamak istersin. "Birlikte ayağa kalktılar ve yavaş yavaş yürümeye başladılar.
"Buldum. Ben şimdi kaçacam ve sende beni yakalamaya çalışacaksın. Sonrada ben seni yakalamaya çalışacağım. "Seyong karşısında ki sanki bir çocukmuş gibi neler yapacaklarını tek tek anlattı.
"Üç dediğimde kaçmaya başla o zaman. Bir, iki, üç. "Küçük alfa kakkaha atarken koşmaya başladı. O küçük bir alfaydı ve jimin'e göre hızlı koşuyordu.
Ikiside gülerken seyong bir ağacın arkasına ilerledi. Orada biraz durdu ve jimin'i izledi. Jimin yavaşlamış ve etrafına bakıyordu. Küçük alfa olduğu yeri belli etti ve jimin'in o tarafa yönelmesini sağladı.
"Hadi hyung. Beni yakalasana. "Jimin biraz hızını artırdı ve küçük alfayı yakaladı.
"Şimdi sıra sende hyung. Koş hadi. "Jimin aldığı talimat ile koşmaya başladı. Gerçek hızını kullandığı için küçük alfa ile arasında fazla bir mesafe vardı.
"Hadi ama seong. Bu kadar yavaş mı koşacaksın. "Jimin yüzünü küçük alfaya dönmüş ve arkasını göremiyordu şu an.
"Sen yavaş koşuyorsun. "Küçük alfa hızını artırırken tatlı sesiyle sitem etti.
Jimin, seyong'un hızlandığını anladığında arkasına dönüp koşacaktı ki çarptığı beden sayesinde yere düşmüştüler.
Jimin kafası, altında ki bedenin kafasına çarptığın da ikisinde acı dolu bir inleme bıraktı. Jimin daha fazla onun üstünde yatmamak için hızla alfanın üstünden kalktı.
Gördüğü tanıdık sima yüzünde küçük bir buse oluşturmuştu. Taehyung 'tu bu. Yaşadıkları o tatsız olaydan dolayı taehyung ondan özür dilemiş ve arkadaş gibi devam etmişlerdi.
"Ah jimin. Kafan çok sert. Kafamı parçaladın resmen. "Kafasında ki kızarıklığı ovalarken sitemle söylendi taehyung.
"Hah. Yalancı. Eğer arkamda olmasaydın çarpmazdım sana. "
"Eğer bir anda üstüme atlamasaydın ikimizinde canı yanmazdı. "Jimin yalancı bir sinirle hızla alfanın ayağına vurdu. Ayağa kalktı ve üstünde ki tozları sildi.
"Hyung oyunumuzu bozdun. Ceza olarak sende bizimle oynuyorsun"Küçük alfa hızla ikisinin yanına geldi ve taehyung 'u azarladı.
Taehyung tam istemediğini söyleyeceği zaman jimin onu engelledi. "Seyong haklı. Kalk ve bizi yakalamaya çalış. "Jimin elini küçük alfaya uzattı ve birlikte taehyung tan kaçtılar.
Taehyung 'un yüzünde gülümseme oluşurken hızla ayağa kalktı ve koştu. Bir alfa olduğu için fazlasıyla hızlı koştuğu için onların arkasına ulaşmıştı bile. Bilerek yavaşladı ve onlara kaçmaları için fırsat verdi.
Seyong sonunda pes ettiğinde bağırdı. "Yeter bu kadar ben çok yoruldum. "Onunla birlikte koşan jimin'i durdurdu ve nefes almaları için birbirlerine fırsat verdiler.
Taehyung ikisinin de nefes nefese kalışını mutlulukla izledi.
"Hyung ben daha fazla oynamak istemiyorum. "Küçük alfa kaybetmişliğin verdiği sinirle babasının yanına ilerledi. Kaybetmekten nefret ettiği bariz ortadaydı.
Taehyung oyun bittiği için üzülürken, yapması gereken işlerin başına geçmek için Jungkook 'un yanına gitmesi gerekiyordu. Yerde oturan bedene elini uzattı ve kalkmasına yardım etti.
"Sizin çadırın oraya kadar yarış yapıyoruz tamam mı? "
"Ama gerçek gücünü kullanmak yok. "Taehyung olumlu anlamda kafasını salladı ve başlamak için yanyana geldiler.
Taehyung talimat verdi ve koşuyu başlattı. Taehyung dediği gibi gerçek gücünü kullanmamış, omeganın onu geçmesine izin vermişti.
Jungkook 'un yanına geldiklerinde durmak için yavaşladılar. Ikiside ellerini dizlerine koydular ve nefeslerinin düzene girmesi için derin derin nefes aldılar. Jimin çok yorulduğunu düşündüğü için yere oturdu.
"Sen o zaman işi olmayan alfa ve betalara haber ver. Önemli eşyalar bugün gitsin. Taehyung sizin başınız da olacak. Sorunsuz bir şekilde bu işi halledelim. "Jungkook karşısında ki alfaya neler yapması gerektiğini açıklıyordu. Bu iki gün içinde taşınma işinin bitmesini istiyordu.
Orta yaşlı alfa onayladı ve taehyung ile birlikte tekrardan meydana indi. Taehyung ne yapması gerektiğini iyi biliyordu. Jungkook bu konularda herzaman ona güvenmiş ve liderlik etmesine izin vermişti. Kendi yanında yabancılık çekmesini istemiyordu. Çünkü taehyung 'un ona olan siniri hala bitmiş değildi. Bu yüzden aralarını iyi tutmak istiyordu.
"Niye kendini bu kadar yoruyorsun. "Jungkook dizleri üzerinde eğildi ve omegası ile yüz yüze gelmesini sağladı.
"Hava çok güzel değil mi? Bu havalarda koşmak çok iyi geliyor. "Jimin kafasını sağ tarafa eğdi ve göz teması kurmasını sağladı.
"Yarın yeni evimize gidiyoruz. Artık çadırda yatmak zorunda değilsin. "Jungkook biliyordu ya. Jimin iyi bir evden geliyordu. Her zaman yumuşak yataklarda ve sıcak bir evde yaşamıştı. Eğer onu sevmeseydi şehirde daha güzel yerde de kalabilirdi.
Jimin küçük parmaklarını alfanın yanaklarına koydu ve kendi yüzüne yakınlaştırdı. "Eğer seninle birlikte olacaksam nerede kaldığım hiç önemli değil. Senin kalbin bana en güzel yeri veriyor. "Jimin gözlerinin renginin değiştiğini hissetti. Bu yüzdendir ki alfanın da gözleri kırmızıya çalmıştı.
Jimin alfanın yanaklarını ve gözlerinin altında olan mor halkaların üzerinde gezdiriyordu parmaklarını . Lider alfa olmak çok zordu. Jungkook herkezin rahatlığı için çok fazla uğraş veriyordu. Bazen işine fazlasıyla adapte oluyor ve kendisini de unutuyordu.
"Sen benden daha fazla yorgun gözüküyorsun. "Jimin ilgi ile söylendi. Bir yandan yanaklarını sevmeye devam ederken bir yandan da rahatlatıcı feromon salgılıyordu.
"Seni mutlu görmek bütün yorgunluğumu alıyor. "Alfa yüzlerini biraz daha yakınlaştırdı. Burunları birbirine değerken, ikiside bu yakınlığı seviyordu. Sadece birbirlerinin kokularında ve gözlerinde koybolmak onlara iyi geliyordu.
Jungkook dudaklarını birleştirmemiş, karşı taraftan bir atak beklemişti. Jimin de çok geçmeden dudaklarını birleştirmişti.
Dudakları arzudan çok sevgi ile birleşmişti. Ince dudaklara önce dil darbelerini bırakıyor sonra kalın dudakları arasına alıyordu. Yavaş ve hissedilir bir öpücük bıraktı ve geri çekildi.
Bu küçük etkileşim bile içlerinde olan kurda çok iyi gelmişti.
Jimin, Jungkook 'un yorgun olduğunu bildiği için Jungkook 'un vücudunu kendi vücuduna yasladı. Biraz dinlenmesi için saçlarını okşuyor ve arada küçük buseler konduruyordu siyah ipeksi saçlara.
Jungkook, jimin verdiği rahatlıkla göğsünde uyuya kaldı. Birkaç gündür iyi uyuyor sayılmazdı. Ama şimdi Jimin 'in küçük kolları arasında olmak ona çok iyi geliyordu...
Devam edecek..
Bölüm sonu...
1100 kelime
Herkez bu ikiliyi çok seviyor galiba jsjsjs
Diğer bölümden ^×^