Kırmızı ve Kurt +18

By breren

7.4K 876 1.7K

Kurt, kendisinin farkında olmayan yaşlı adama ve Kırmızı'ya gülümseyerek bakmış. Kötü Kurt, düşmanları ile ya... More

Tanıtım
1. Ham
2. Suyun Şifası
3. Kimsin Sen?

Tanıtım

3K 298 690
By breren

Enigma - Je T'aime Till My Dying Day



Bir varmış bir yokmuş bir zamanlar genellikle karanlıklarda yaşayan korkunç bir Kurt varmış. Bu Kurt, acıktıkça ormanda avlanmaya çıkarmış. Kurt tarafından yakalanan kadınların kurtuluşu hiç yokmuş. Bu kadınlar, o gece  kurt tarafından büyük bir zevkle "Hammm" yapılırlarmış. Günün birinde Kurt'un yolu kırmızı başlıklı bir kız ile kesişmiş. Kırmızı başlıklı kız, o kadar küçükmüş ki Kurt'un dikkatini çekmemiş bile. Defalarca kesişen yollarına rağmen birbirlerinin farkında olmadan geçirmişler yıllarını.

Sonra bir gün acıktığı için av peşine düşen Kurt, varlığını belli etmeden sinsi sinsi gezinirken kahkahalarla gülen adamların sesini duymuş. Uzaktan sessiz bir şekilde gürültücü adamları izlemiş durmuş. Sonra adamların neye baktığını fark etmiş. Tıpkı Kırmızı Başlıklı Kız masalındaki gibi kırmızı bir kostüm giyen ufak kızın, zor durumda olduğunu anlamış. Kötü Kurt, yetişkin kadınlarla acımasızca davranırken asla küçük kızlara kötü davranmazmış. Kızı kurtarmak için bir adım attığında Kırmızı Başlıklı Kızın elindeki kırmızı saplı keskin bıçağı fark etmiş. Gülümsemiş keyifle.

"Vahşi küçük kırmızı."

Kurt'un tıslayarak söylediği sözler fısıltı gibi ormanı kaplamış. Az önce kahkaha ile gülen adamlar duydukları fısıltıdan ürkerek arkalarına bile bakmadan kaçmaya başlamışlar.

"Korkaklar."

Kırmızı Başlıklı Kızın bağırarak söylediği söz, kötü kalpli Kurt'u çok güldürmüş. Kurt'un sesinden korkan canlılar sağa sola kaçışmaya başlarken Kırmızı Başlıklı Kız, olduğu yerde cesurca beklemiş.

"Senden korkmuyorum."

Kurt, hiçbir şey söylemeden küçük kızdan uzaklaşmış.

"Çok küçüksün, çok."

Yıllar geçmiş ve bir zamanlar on üç yaşında olan kırmızı başlıklı küçük kız, artık genç bir kız olmuş. On sekiz yaşında olmasına rağmen tıpkı küçüklüğünde olduğu gibi kıyafetlerinde hep kırmızıyı tercih etmeye devam etmiş. Kırmızı Başlıklı Kız, büyükbabasının istediği otları toplamak için ormanın derinliklerine doğru ilerlerken yaralı bir kuş görmüş. Üstünün batacak olmasını umursamadan eline aldığı yaralı kuşla birlikte düşe kalka hiç durmadan evine koşmuş. Kötü kalpli hain Kurt ise yemeğini elinden kaçırmanın siniriyle Kırmızı Başlıklı Kızın eşyalarını bıraktığı yere doğru yürümüş. Yerde duran bez çantayı ve kırmızı saplı bıçağı görünce keyifle sırıtmış.

"Kırmızı, oldukça büyümüş. Tam da ağzıma layık bir yemek olmuş."

Gözlerini kapatan kötü kalpli Kurt, kızın ardında bıraktığı kokusuyla ciğerlerini doldurmuş. Sabırla uzaktan izlemeye başlamış Kırmızı Başlıklı Kızı ve bir gün aradığı fırsatı bulmuş. Kurt, üzümlerin hasat şenliğinde kılık değiştirip insanların arasında kaybolmuş. Her adımda biraz daha yaklaşmış Kırmızı Başlıklı Kıza.

"Bu dansı bana lütfeder misiniz?"

Bütün nezaketine rağmen Kurt'un sesindeki şehvet bütün varlığıyla kendini belli ediyormuş. Şehvetin nasıl bir şey olduğundan habersiz olan Kırmızı Başlıklı Kız, karşısındaki adamda kendini rahatsız eden duygunun adını koymakta zorlanmış. Büyükbabasının öğütlerini hiç unutmadığı için "Kusura bakmayın, ama olmaz," demiş ve yabancıdan uzaklaşmış. Kalbinin yerinden çıkacak gibi olmasının yarattığı adrenalin patlaması yüzünden dans eden insanların arasından uzaklaşıp, evine dönmeye karar vermiş Kırmızı.

"Kırmızı, nereye gidiyorsun? Daha çok erken, üzümler ezilmek için bizim güzel ayaklarımızı bekliyor. Haydi gel."

Kötü kalpli Kurt, benliğini ele geçirmek üzere olan şehvetini kontrolü altına almış. Eteklerini toplayıp üzüm ezerken dans eden kızları daha doğrusu Kırmızı'yı izlemiş. Kırmızı'nın, kan kırmızısı elbisesinin altından görünen beyaz bacakları ile beyninden vurulmuşa dönmüş. O çıplak bacakların her hareketinde ezilen üzümlerin yerinde olmak istemiş. Kızın diz kapaklarına kadar yayılan üzüm sularıyla kaplı beyaz bacaklarını diliyle yavaş yavaş yalayarak temizlemek istemiş. Bir an için gözlerini kapatıp o anın hayaliyle dilini sivri dişlerinin üzerinde şehvetle gezdirmiş.

"Artık yeter çok yoruldum."

Ayaklarını ve bacaklarını yıkamak için çeşmeye yönelen Kırmızı, arkadaşlarıyla birlikte güle oynaya temizlenmiş.

"Kızlar, büyükbabam biraz rahatsızdı, o yüzden gitsem iyi olacak."

"Yarın sana geliriz. Okula dönmeden önce bütün günü birlikte geçirelim."

Arkadaşları ile şehre dönmeden bir günü daha birlikte geçirmek isteyen Kırmızı "Sabah erken gelin. Kahvaltıyı da birlikte yapalım," demiş. Arkadaşlarından ayrıldıktan sonra kestirme olması için ormana dalan Kırmızı, her adımını doğduğundan beri tanıdığı ormanda korkusuzca atmış. Kırmızı önde Kurt arkada ormanın derinliklerine doğru ilerlemişler. Kızı "Hammm" yapma isteği ile baş etmekte zorlanan hain Kurt, kızın ardında bıraktığı kokuyla daha da baştan çıkmış.

"Senin tadına bakmazsam acıdan ölürüm Kırmızı."

Kurt, hevesle kıza doğru adımlarını hızlandırdığında tıpkı yıllar önce olduğu gibi yine sesler duymuş. Olduğu yerde kalıp ne olduğunu anlamaya çalışmış. İki tane adamın, Kırmızı'ya yaklaştığını görünce, avını paylaşmak istemeyen vahşi avcıların yaptığını yapıp saldırmak için anında hazır olmuş.

"Nereye gidiyorsun güzellik? Biraz eğlenmek istemez misin?"

Kırmızı, duyduğu sesle birlikte olduğu yerde kalakalmış. Elini hemen beş sene önce kaybettiği kırmızı saplı bıçağının eşine götürmüş. Adamlar adım adım kendine yaklaşırken bıçağı tuttuğu elini korkusuzca havaya kaldırmış.

"O bıçakla ne yapacaksın güzelim?"

"Hemen gitmezseniz hiç düşünmeden bağırsaklarınızı deşerim."

Kurt, keyifle Kırmızı'nın cesur hareketlerini izlemiş. En ufak tehlikede kızı kurtarmak için adamları göz hapsine almış, saklandığı ağaçların arasından. Kıza doğru ilk hamleyi yapan adamın koluna acımadan derin bir yara açan Kırmızı, bir adım geri gitmiş.

"Seni pis fahişe, bağırta bağırta seni becermezsem bana da Akbaba demesinler. Fahişeyi yakalamak için ne bekliyorsun?"

Akbaba, yanındaki arkadaşına bağırınca ormandaki kuşlar rahatsız edilmelerinin verdiği huzursuzlukla tehdit edercesine sesler çıkarmaya başlamışlar. Aynı anda hareket eden Akbaba ve arkadaşı, kaçmaya çalışan Kırmızı'yı kıskıvrak yakalamışlar. Kızı bir kez bile öpemeden tepelerinde beliren korkunç görünümlü yaratıkla birlikte can korkusu yüzünden kızı yere fırlatıp, hızlıca kaçmaya başlamışlar.

"İyi misin?"

Yerden kalkan Kırmızı, yüzü maskeyle gizlenmiş Kurt'a bakıp "Teşekkür ederim," demiş. Kurt'un aralık ağzından keskin dişlerini görünce  ardına bile bakmadan evine doğru koşmuş. Kırmızı'yı bir kez daha ellerinden kaçıran Kurt ise kızın eve sağ salim vardığından emin olmak için takip etmiş...

"Bu çok güzel değil mi büyükbaba?"

"Yirmi yaşındaki bir kız için her şey güzel oluyor galiba."

Artık yirmi yaşında olan Kırmızı, büyükbabasının sözleri karşısında tekrar gülüp, yaşla adama sarılmış.

"Okulun bitmesine bir sene kaldı. Daha sonra buradan ayrılmamak üzere geri döneceğim. Şehirde iken her şeyi özlüyorum, ama en çok da seni özlüyorum."

Kurt, kendisinin farkında olmayan yaşlı adama ve Kırmızı'ya gülümseyerek bakmış. Düşmanları ile yaşadığı sorunlar yüzünden iki yıldır göremediği Kırmızı'yı artık kontrol etmekte zorlandığı derin bir şehvetle izlemiş uzun süre. Düşmanlarının hepsinden kurtulduğuna göre Kırmızı'yı afiyetle "Hammm" yapabileceğini bilmenin keyfiyle "Artık benden kaçmana imkân yok Kırmızı," demiş, kendinden emin bir ifadeyle...

Continue Reading

You'll Also Like

257K 11.4K 50
Biraz fazla içki içtikten sonra birinin yanında uyanmak bu çağda yeni ve sürükleyici bir hikaye değildi. Ama Korkut Mirzan'nın çarşaflarında uyanmak...
152K 6.6K 29
siz: askerim biçim biçim siz: ölürüm asker için siz: teröristler bana düşmandır siz: asker sevdiğim için Siz: çevik asker giderken siz: teröristler ç...
Zeynep By Jutenya_

General Fiction

553K 38.9K 34
Güzeller güzeli Zeynep... İki adam ve bir kadın. Afran'ın mutlu olmak istediği tek masal prensesi Zeynep'ti. Zeynep'in masalında aşık olduğu prens...
59.6K 3.8K 14
Unutulmuş bir kadın, Yüzbaşı Hazal Unutulmuş. [Kurgudaki kişi ve olaylar tamamen hayal ürünü olup hiçbir kurum ve kuruluşlarla alakası yoktur]