The miracle of god TAEJİN/VJİ...

By taejinizmm

12K 1.2K 877

Kim Taehyung büyükbabasının sandığını karıştırırken bulduğu antika saatle zaman yolculuğu yapar. Geldiği yerd... More

iflas
Çatı katı temizliği
Zamanda sıkışmak.
Titreyen kalp
Fake love
Yine mi sen?
Hırsız
Tanrı 'nın Misafiri
yıldız bahçesi
Sevgi
Merak?... evet
Misafir değilsin
Black swan
Sope
Görünen son
Son akşam Yemeği
"Sevgili sevgilim, Çocuğumuz seni biliyor."

Zaman

836 88 45
By taejinizmm

Burası neresiydi? Nereye düşmüştüm ben...

Gözlerini açarak etrafa baktım. Bilmediğim bir odaydı sanki. Ama o evde böyle oda olduğunu sanmıyorum. Çünkü boyumu aşan kapılar gördüm. Iki kapı vardı.

Bir an önce buradan çıkmalıydım. Pencereye baktım. Biraz yüksekti. Atladığımda zarar gelmezdi galiba.
Hem en fazla ne olurdu ki?

Alt tarafı ayağım kırılırdı. pencereye çıkarak gözlerini kapattım. Kendimi ikinci kattan aşağı bıraktım. Ayağım bükülmüştü.

Acılı bir şekilde inledim. Ayağa kalkarak ayağımın üstüne basmaya çalıştım. Galiba yakınlarda hastaneye gitsem iyi olacaktı.

Evden uzaklaşarak yola çıktım. Yolun gittiği yeri topallayarak takip ediyordum. Yanımdan sadece bir insan geçmişti. Ve günlük hanboklardan giyinmişti.

Meydana geldiğimi düşününce derin bir nefes aldım. Fazla insan yoktu. Etrafta dükkanlar vardı ve ışıklı tabelalar yerine kapıda isimleri yazılıydı.

Hava bulutlu,yağmur yağacak havası vardı. Bir an önce kalacak yer bulmalıydım.

Neredeydim ben? Nereye düşmüştüm, bu insanlar kimdi, neden eski zamandaki gibi davranıyorlardı?

Çok soru vardı aklımda. Köşede birşeyler satmaya çalışan pazarının yanına gittim.

" Bayım,bakar mısınız? Bugün günlerden ne? Hangi tarih?"

"Sen bana bunak demeye mi geliyorsun? Hadi git işine! Yoksa seni döverim serseri!"

Fırlatmaya çalıştığı sebzeden kendimi kurtardım. Bir kez daha deneyecektim şansımı.

"Hayır Bayım. Bugün ayın kaçı? Hangi yıldayız?"

"Hala devam ediyor gitsene işine!"

"Özür dilerim efen-"

"Tamam chuna. Uzatma. Çocuk işte."

Adam kolumdan tutarak uzağa sürüklemeye çalışıyordu beni.

"Delirdin mi sen? Bu soruyu soracak başka ihtiyar bulamadın mı? Dalga geçecek başka birisini bul."

"Hayır efendim. Ben ciddiyim. Bakın burası neresi bilmiyorum bile. En son evimde temizlik yapıyordum.

Anneme yardım için. Ben burada ne arıyorum bilmiyorum bile."

Adam durup yüzüme baktı.

" Adın ne senin?"

"Kim Taehyung efendim."

"Peki kim taehyung, hastaneden falan kaçmadın değil mi? "

"Ha-hayır efendim. En son evimdeydim."

"Beni takip et."

Yapacak başka bir şey yoktu. Onu takip ediyordum. Pazarcıların ara sokağından geçiyor,selam verdiklerine bakıyordum. Bu sürede benimle asla konuşmuyordu.

Sonunda bir yere geldiğimizde durduk. Bir evdi. Bahçe avlusunu taşlarla ayıran ve tahta kapının önünde duruyorduk.

"Şimdi bana bak. Karım çok konuşur. Susmak nedir bilmez.başının etini yer. Bu yüzden birşey yapmam. Senin kim olduğunu öğrendiğimizde ne yapacağımıza da karar vereceğiz."

Kafamı sallayarak onu onayladım.
Kapıyı açarak içeri girdik.

Bahçe de sadece bir at arabası görmüştüm. Ve ondan biraz uzağa bağlanmış iki siyah at.

Adam evin kapısını açarak içeri girdi.

"Hayatım. Bak kim geldi. Bir misafir."

"Sana kaç defa diyeceğim misafir getirme diye. Tanrı aşkına! Yine hangi alkoligi getirdin? Neden bir kez olsun benim-"

Kadın beni görünce sustu. Üstümü süzdü. Pek garipsememiştim. Çünkü gelene kadar herkes baktığı gibi bakıyordu. Kot pantolonum ve siyah sweatimle uyumlu değil miydim yoksa?

"Bu da kim? Ve nerden buldu bu üstündekileri. Tam bir sirk çalışanı gibi."

Bunu iltifat  olarak algılamam lazım mı?

"Hayır. O bir yabancı hayatım."

"Ve sen kolundan tutup eve mi getirdin?"

"Sadece yardım edeceğiz."

Ve adam kadının kulağına yaklaşarak bir iki şey dedi. Kadın gülümseyerek bana baktı.

"Ahh! Ne akıllı ama. Neyse sen acıkmışsındır. Yemek getireyim sana."

*a be ordan bi yarasa çorbası msfndkfk çok kötü şakaydı. Biliyorum özür dilerim. Ama türk genlerini taşıyorum. By sıralar sürekli nele twitler okudum*

Kadın gittikten sonra adam oturunca bende oturdum. Ondan sürekli adam diye bahsetmek saygısızcaydı.

"Hyung? Adın ne acaba? "

"Ben Park Sungjin. Ve karım Park Sunmi ."

Kafamı salladım.

"Bugünün tarihi nedir efendim? Gerçekten dalga geçmiyorum."

"19 Şubat 1435. Günlerden ise cuma. Neden böyle soru soruyorsun?"

"Efendim... Ben buraya ait değilim. Burayı bilmiyorum bile? Hangi şehirdeyiz? Hala korede miyiz?"

"Evet. Busan. Ama neden?"

"Size saçma gelecek ama anlatacağım. Inanip inanmamak size kalmış."

Karısı da gelmiş ve karşıma bağdaş kurarak oturmuştu. Onlara bir kolye bulduğumu ve burada bir odada uyandığımı anlatmıştım.

Ağızları açık dinlemişler, olanak vermemişlerdi.

"Nerede o saat?"

"Şey,bilmiyorum. Sanırım o geldiğim yerde kaldı. Nasıl gideceğim yardım edin lütfen."

Sungjin derin nefes alarak Taehyung a baktı.

"Sen burada bekle. Ben hekim Jaehyung u çağıracağım."

"Ama efendim bu dediklerim doğru ben deli değ-"

" Aman be çocuk! Bir yerinde birşey var mı diye bakacak. Sana inanacağım.'

Adam giderken kadın merakla çocuğun yanına oturdu.

"Gelecekten geliyorsun ha? Kanıtla o zaman. "

Taehyung hanbokunun ipini çözerken kadın telaşla gözlerini kapattı.

"Ne yapıyorsun terbiyesiz! Uslu dur!"

"Yanlış anladın abla. Elbiselerimi göstereceğim. Bu zamanda böylesi olması imkansız."

Taehyung gelecekten geldiği kıyafetleri ona gösterdi. Pantolonu,sweati ve gümüş saati.

Kadın şaşkın gözlerle onu süzdü.

"Vay be. Demek gelecek böyle giyinecek. "

Taehyung kafasını salladı. Kadın saatine bakarken konuşsa da Taehyung onu dinlemiyordu. Buradan gidecek yolu bulmalıydı. Düştüğü yer neresiydi ? Saati geri bulabilecek miydi.

Sungjin yanında geldiği genç adamla birlikte kapıdan girdi.

"Gelirken attan düşmüş, galiba uzak bir yerden geldi. Sadece onun bir yarası var mı diye bak. "

Genç doktor kafa sallayarak Taehyung a baktı.

"Adın ne?"

"Kim Taehyung efendim."

Adam biraz şaşırmıştı. Ne de olsa bu soyadı bu dönemlerde taşıyan sayılı kişiler vardı.

"Peki Taehyung bir soylu aileden gelmediğine emin misin?"

"Bilmiyorum. Nerden bilebilirim? Soyumu araştırmadım ya da büyük büyük büyük buyu-"

"Haha onun kusuruna bakma Jaehyun. Uzak yoldan geldi. Belki başka bir ülkeden. Soyadı normal. "

"Peki Taehyung kaç yaşındasın?"

" 20."

"Kolunu ver."

Taehyung hekime kolunu uzattı. Daha sonra doktor Taehyung un her yerini kontrol etti.

" Birşeyi yok. Sapasağlam. Sadece kolu morarmış düşünce. Çok mu yüksekten düştün Taehyung?"

"Sayılır. Sanki bir kitaplığın üstünden en alttaki kitaba düşmüş gibi."

"Bunlar normal. Biraz istirahat et. "

Hekim ayağa kalkınca Sungjin de onu kapıdan ağırladı.

"Bu çocuk ne olacak Sungjin."

"Ona gidiş yolunu bulana kadar bize yardım edecek hayatım."

Taehyung olduğu yerden duvara vurdu. Bir tarihe sıkışmak nedir? Ne türlü bir şanssızlıktı.

"Tanrım neden beni büyük dedelerimin yaşadığı zamana gönderdin ki!? Ileri göndereydin ya! Uzaylılarla yaşardım."

"Bir dakika uzaylı ne demek ? Uzay? o ne ya! "

Kadının sorularını es geçerek sessizce oturmaya devam etti.

Bölüm sonu~~~

Açıkçası 700 tane Taejin kitabı olmasına çok kırıldım.

Bu kadar sağlam momenti olan shipin daha fazla ilgi görmesini beklerdim.

Başka shiplar için 5 binlerce kitap yazılırken bu güzeller için 700 çok az :(

O yüzden yazmayı unutuna kadar

Yüzlerce taejin yazacağım. Karşımıza kadınlarıyla çıkana kadar birbirlerine abi kardeş olduklarını gerçekten söyleyene kadar.

Öyleyse birazcık güzel fotolar görelim👎

Çok aşık oldum

Continue Reading

You'll Also Like

247 77 6
Jungkook sadece sevmek istemişti... Jikook Taegi Namjin Taegi Etiketinde 247. sıraya girdi💗 Jhope Etiketinde 449. sıraya girdi💗 Jhope Etiketinde 40...
756K 13.5K 14
"Hiç romantik olamayacağım. Sana o kadar derece yaptırdım, bunun bedelini benimle evlenerek öder misin?" Kendi kurduğu cümleye güldükten sonra sesli...
MANİLYA +18 By .

Short Story

19.7K 155 12
-"Elinde ki yüzükle birlikte benim altıma giremezsin , küçük hanım ." Dediği şeyle sağ elimde ki yüzüğe gözüm ilişti . Benim için hiç bir şey ifade e...
840 116 6
Yarı text bir fic. Jungkook ile Yoongi'nin üniversitede tanışıp başlayan aşk hikâyesidir. Başlangıç: (27.11.22)