Rehine [ZeyKer]

By tamamyayazar

887K 20.9K 1.1K

-Git! -Gitmeyeceğim. -Sana git dedim! -Ben de sana gitmeyeceğini söyledim. -Neden? -Seni seviyorum... More

Rehine [ZeyKer]
Karakterler-Tanıtım
1.Bölüm -Doğum günü kaçırılması!
2. Bölüm - Olanları anlama aşaması!
3. Bölüm- Tutmasam kaçıyordun!
4. Bölüm - Uzun yolumuz!
5. Bölüm - İntikamlar vazgeçilmek içindir!
6. Bölüm - İnkar ve Şaşkınlık!
7. Bölüm - Git+Gitme!
8. Bölüm - Artık bitti!Gidiyorum!
9. Bölüm - Zor günler!
10. Bölüm - Artık seviyorum!
11. Bölüm - Aşk diye!
12. Bölüm - Bizim evimiz?
13. Bölüm - Ben hamileyim(!)
14. Bölüm - Senin kız anman,benim kıskanmam!
15. Bölüm - Tatlı fotoğraflar!
16. Bölüm - Zeynep'e ne oluyor?
17. Bölüm - Bir şey olursa?
18. Bölüm - Hiç romantik değilsin!
19. Bölüm - Çağrı?
20. Bölüm - Yalan!
21. Bölüm - Benimsin!
22. Bölüm - Fingirdek Yağmur!
23. Bölüm - Cahillik işi!?
24. Bölüm - Sarhoş hariç ne olursan ol gel!
25. Bölüm - Zoraki evlilik teklifi!?
26. Bölüm - Kısasa kısas!
27. bölüm - Kıskançlık oyunları~Kerem'i anlamak!
28. Bölüm - Bu düğünde ne ararsan var!
29. Bölüm - Film içinde film çekmek?
30. Bölüm - Seven insan kıskanır!
31. Bölüm - Bir büyük erkek dansçı meselesi!
32. Bölüm - Hep seni seveceğim. ♥♥
33. Bölüm - Seçim vakti!
34. Bölüm - Dakika bir, gol bir!
35. Bölüm - Trip atmak kadına yakışır!
36. Bölüm - Hormonsal değişim mi?
37. Bölüm - Laf sokma sanatı için Zeynep'i seçin!
38.Bölüm - Şaka,şaka,yani şaka değil mi?
39. Bölüm - Sen çok iyi bir baba olacaksın!!
40. Bölüm - Siz, sadece siz!
41. Bölüm - Alışveriş Time!
42. Bölüm - Mutlu bir hayat!
43. Bölüm - Huzurla sevmek!
44. Bölüm - Hayatımın anlamları!
45. Bölüm - Anne, baba olmak!
46. Bölüm - Karanlık gökyüzünde bir yıldız!
48. Bölüm - Bitmesin hikayemiz!
49. Bölüm - Çocukla çocuk olmak!
/Final/ 50. Bölüm - Mutlu bir sonsuzluk!

47. Bölüm - Can yakan bir aşk!

8.8K 277 41
By tamamyayazar

Selam Arkadaşlar. 

Biliyorum çok beklettim.

Ama inanın sınavlardan anca fırsat bulabildim. Ve ilk fırsatta yazdım. Neyse lafı fazla uzatmıyor, anlayışınızı bekliyorum.

Beğeni ve yorumları eksik etmeyin lütfen.

İyi Okumalar. :)

4 Ay Sonra

Zeynep'in Ağzından

Z-Niye bu kadar büyüttün anlamıyorum. Rahatla biraz. Bak bu akşam Kayra'nın doğum günü. Hadi daha hediye almaya gideceğiz. Hem kararım kesin artık.

K-Saçmalamayı kes Zeynep. Çekim falan yok. Yok!

Z-Ben ne diyorum sen ne diyorsun?

K-Ben ne dediğimi gayet iyi biliyorum. Sizin reklama ihtiyacınız falan yok. Unut dergi işini.

Sıkıntıyla oflayıp yerimden kalktım.

Ağır adımlarla Mert'in odasına çıkarken sabır dileniyordum.

Kerem aşağıda söylenmeye devam ederken kapıyı kapatttım.

Geçen hafta iş adamları ve kadınlarını konu alan bir dergi bizim şirketimiz hakkında da röportaj yapmak istemişti.

Benim şirketim olduğu için röportaj benimle yapılacaktı.

Tabi yanında da fotoğraf çekimleri. Ve kapak olacaktık.

Ama Kerem sanki bir yaz dergisine bikiniyle poz verecekmişim gibi bunu da abartmıştı ve istemiyordu.

Sürekli bizim reklama ihtiyacımız olmadığını söylüyordu.

Yine de böyle ünlü bir dergiden gelen teklif beni çok mutlu etmişti ve kabul etmek istiyordum. Bu fırsatı kaç kere yakalayabilirdim. Hem benim açımdan da farklı bir deneyim olurdu.

Yavaş yavaş hareketlenmeye başlayan Mert'i kucağıma aldım.

Z-Annem uyandın mı sen?

Yavaşça boynuma sokuldu. Küçük bir bebek olmasına rağmen çok akılıca davranıyordu.

Boynunu öpüp dışarı çıktım. Aşağıya inmeye başladık.

Z-Kerem, hazırlan hadi. Geç olmadan gidelim.

Yavaş hareketlerle ayağa kalkıp yanıma geldi.

Alnımdan ve dudağımdan öpüp fısıldadı.

K-Kabul etmeyeceksin değil mi? Şaka yaptığını söyle. Söyle artık Zeynep.

Ses tonundan yorgunluğu belli oluyordu.

Son haftada şirketten geç saatlerde gelip erkenden gidiyordu. Kafasını kurcalayan toplantılar,ihaleler vardı ve ben de O'na hiç yardımcı olmuyordum. Ama O da beni anlamıyordu.

Yine de kararlılıkla başımı hayır anlamında salladım. Şaka falan yapmıyordum.

Z-Kerem.

Bir kez daha dudağımdan öptüğünde direncimi kırabilecek kadar bir sevgi duyduğumu farkettim.

Son günlerde bu konu yüzünden sıkça tartışmıştık ve aramızın bozulacağından çok korkmuştum. Korkuyordum.

Benden ayrılıp gözlerime baktı. Sanki beni yakıyordu.

K-Kıskanıyorum anlamıyor musun?

Birden bağırınca kucağımda irkilen Mert'e baktım. Ağlamaya başlamıştı.

Z-Sessiz ol. Oğlumuzu korkutuyorsun.

K-Bıktım Zeynep anlamıyor musun. Senin bu inadından bıktım. Neden bir kere de beni dinleyip söylediğim şeyi hemen kabul etmiyorsun? Bir kere ya, bir kere.

Göğsüme sokulan Mert'in saçlarına  bir kaç öpücük kondurup sakinleşmesini bekledim.

Z-Kerem! Tek sorun kıskanman mı yani?

K-Evet başka ne olacaktı? Ne dememi bekliyorsun?

Hâlâ sakinleşmemişti ama bağırmıyordu.

Z-Bir haftadır bir sürü bahane ürettin. Hepsi buna mı dayanıyordu?

K-Ne sanıyorsun Zeynep? Dergiye kapak olursan herkes seni görecek, sana hayran olacak. Bunun bana ne hissettirdiğinin fakında mısın? Kendini benim yerime koy! Hepsi çok sevdiğimden.

Şöyle bir düşününce O'na hak verecek gibi olmuştum ama bu beni ve oğlumu korkuttuğunu göremezden gelememi sağlamıyordu.

Z-Direk gelip bana söyleyebilirdin. Ne gerek vardı bu tür şeylere. O kadar önemli bir iş yapmadığımı bile söyledin bana. Beni ne kadar üzdü farkında mısın? Üstelik bunu senin söylemen.. En başından beri kıskandım desen belki de olay buralara kadar gelmeyecekti Anında kapanacaktı. Nereden biliyorsun benim de sırf inadına yapmadığımı? Hiç bir şeyin farkında değil misin?

K-Farkındayım tabi. Seni kararından döndürmek için yapmadığım şey kalmadı. Ama hiç vazgeçmedin Zeynep. Anında kıskandığımı söylesemde benimle dalga geçeceğini düşündüm. Benim hiçbir şeye izin vermeyen, kıskancın teki olduğumu düşünebilirdin. Bu konuda yaşadıklarımızı hatırlamıyor musun? Yine güven problemi yaşamaktan korktum.

Z-Hatırlamam hiç bir şeyi değiştirmiyor. Yine de teklifi kabul edeceğim Kerem.

K-Zeynep, beni deniyor musun? Eğer öyleyse daha fazla dayanamayacağım.

Z-Ne yapacaksın dayanamayıp ha? Ne? Beni kırıyorsun, oğlumuzu korkutuyorsun. Bir kere de bizi düşün. Şu an bu tartışmayı yapacağımıza sen oğlunla ilgilenebilirdin. Koltukta sarılmış oturuyor olabilirdik. Ben de senin bu hareketlerinden bıktım. Kendine gel artık!

Gözlerini şaşkınlıkla kırpıştırınca dediklerimi gözden geçirdim. Ağır konuşmamıştım değil mi? O da benim inadımdan bıktığını söylemişti.

K-Bunu nasıl söylersin Zeynep. Ben sizi değil de kimi düşünüyorum sanıyorsun?

Takıldığı nokta bu mu olmuştu.

Ağzımı açacağım sırada elini kaldırıp beni susturdu.

K-Neden her kavgamızda ailedeki yerimden vuruyorsun beni? Bizi düşünmüyorsun diyorsun, baba olmamla ilgili şeylerden bahsediyorsun? Değiştiğimi görmüyor musun? Ya da bundan koktuğumu, kötü bir baba ya da eş olmaktan koktuğumu. Sen bunların farkında mısın Zeynep? Sen beni kırdığının farkında mısın?

Z-Ne güzel karşılıklı birbirimizi kırıyoruz değil mi?

Öfkeden patlama noktasına gelmiştim ama kendimi tutuyordum. Aklıma saçma fikirler gelmişti. Onları kovmazsam kötü şeylerin olacağı belliydi.

K-Kırmayalım o zaman.  Nasıl olacak?

Birden sakinleşen ses tonuna sinirlenmiştim. Hep böyle yapıyor suçu bana atıyordu. Ne yazık ki ben O'nun kadar hızlı duygu değiştiremiyordum.

Z-Ya sen neden böylesin? Ne biçim davranıyorsun ya?

K-Zeynep nasıl davranacağım?

Z-Bana Zeynep deme!

Çıldırmışım gibi yüzüme baktı.

K-Ne dememi bekliyorsun?

Kötü bir espri aklıma geldiğinde kahkamı serbest bıraktım. Kucağımda Mert sallanırken Kerem O'u alıp koltuğa yatırdı. Sinirlerim bozulmuştu. Son zamanlarda yapılan bu kavgalardan bıkmıştım.

K-Ne oluyor, iyi misisn?

Z-Sen gerçekten beni mi düşünüyorsun şimdi?

K-Yeter artık Zeynep!

Z-Bana bağırma Kerem!

K-Sen de bağırttırma o zaman!

Z-Ne yani ben mi bağır diyorum?

K-Saçma davranışlar yapmasan ben de bağırmam!

Gözlerimden yaşlar süzülürken sesimiz benim bile kulağımı tırmalıyordu. Mert'i düşünen tarafımı bile yok sayıyor, sakinleşemiyordum.

Z-Saçma davranışlar yapıyorum öyle mi?

K-Öyle.

Z-Benden bıktın öyle mi?

K-Öyle.

Z-Tamam o  zaman ben de senden bıktım. Ayrılalım bitsin!

Ağzımdan çıkan cümle eve bomba etkisi bırakmış gibi olduğunda susmuştuk. Mert de ağlamayı kesmişti. Bir şeyleri anlıyor gibiydi.

K-Ne?

Ellerimin ve vücudumun inanılmaz bir şekilde titrediğini farkettim.

Daha önce hiç bir nedenden dolayı bu kadar sinirlenmemiştim.

Bu sefer neden böyle olmuştu bilimiyordum ama içimde savaşan farklı iki taraf vardı ve bu sefer ben hangisini dinleyeceğimi seçemiyordum.Genellikle iyi tarafı dinlediğim belliydi.

K-Zeynep?

Gözyaşlarım yanağımdan kayıp yere düşerken olduğum yere oturdum. Ne düşüneceğimi bilmiyordum.

K-Zeynep şaka mı yapıyorsun?

Şaka yaptım diyemiyordum.

Hadi gel sarılalım diyemiyordum.

Deminki öfkeli biz gitmiştik. Sinirli Kerem gitmişti.

Karşımdaki adam çok masum duruyordu.

Masum ve olacaklardan korkmuş.

Kerem'in hâlâ ayakta olduğunu görünce içim sızladı.

Göz altları son günlerde mordu ama şimdi de kızarmıştı. Bunun nedeneinin kızgınlık ve üzüntü olduğunu bilecek kadar iyi tanıyordum O'nu.

Ne kadar zamandır sessizdik bilmiyordum ama Kerem'in sesiyle ürperdim.

K-Cevap vermeyecek misin?

Ne sorduğunu da unutmuştum. Beynim uğultularla doluydu. 

Yine de zihnimi zorlayarak ne dediğini düşünmeye çalıştım. Kahretsin! Aklıma gelmiyordu.

Ben boş boş bakarken çalan telefon sesiyle toparlandım.

Cebimdeki telefonu çıkartıp baktım. Yağmur arıyordu. Büyük ihtimalle heyecanından bahsedecek erken gelmemizi isteyecekti.

Z-Efendim.

Tahriş olmuş boğazımdan çıkan çatallı ses beni bile korkutmuştu.

Y-Hey, iyi misin sen?

Z-Evet, ne oldu?

Heyecanı baskın gelmiş olmalıydı ki üstelemedi.

Y-Ya çok heyecanlıyım Zeynep. İnanabiliyor musun oğlum bir yaşına giriyor. Bu çok farklı ve güzel bir duygu. Muhteşem. Ee sen ne zaman geleceksin. Bak erken gel tamam mı? Her şeyi kaydedeceğim, ileride izletmek için. Ya yerimde duramıyo-

Z-Yağmur benim kapatmam lazım.

Ne olduğunu sormasına izin vermeden kapattım.

Yerimden hızla kalkıp Mert'i kucağıma aldığımda emzirmeye başladım. Bizim yaptıklarımızın cezasını o çekemezdi.

Ağlamaktan yorulmuş olmalıydı ki gözleri kapanıyordu.

Uyuduğuna emin olduktan sonra yukarı çıkıp yatağına yatırdım. Başına bir öpücük kondurup salona indiğimde Kerem koltuğa oturmuştu.

Hareketlerim buzdan bir heykeli andırmayacak kadar soğuktu ve beni bile üşütüyordu ama aldırmadım. 

Z-Kerem bak bu olanların devamını gece konuşalım tamam mı? Lütfen. Şimdi ben gidip ikimiz adına bir hediye alayım ve sen de hazırlan. Ben gelince de giyinirim çıkarız. Aramızda olanları anlatıp da Yağmur  ve Can'ın mutluluğunu gölgelemeyelim. En azından şimdilik.

Son cümle canımı yaksa da bir şey demesine fırsat vermeden kendimi kapıdan dışarı attım. Gözyaşlarım gözlerimi terkederken tüm bunların kâbus olmasını diliyordum.

☆★☆★☆★☆★

Z-Tebrikler canım. Daha nicelerine inşallah.

Aldığımız hediyeyi Yağmur'a uzatıp Kayra'nın başına bir öpücük kondurdum. Az önce pastayı kesmişşlerdi ve şimdi de tebrikleri kabul ediyorlardı.

Biz ve Melislerden başka kişiler de vardı. Baya uğraştıkları belliydi.

Yağmur'a da sarıldığımda heyecanı belli oluyordu.

Y-Teşekkür ederim canım benim. Bak sizin de az kaldı.

Kafamı sallayıp gülümsemeye çalıştım. Böyle mutlu bir gün yaşayıp yaşamayacağımızı merak ediyordum.

Köşede oturan Kerem'in yanına gidip kucağındaki Mert'e baktım.

Z-Uykusu mu geldi?

Yavaşça kafasını salladığında yaşadıklarımızndan sonra pek de konuşmadığını farkettim.

Ben de konuşmak istemiyordum ama durumu toparlamam lazımdı. Kerem'in yorgun olduğunu söyleyip geçiştirmiştim. Onlar da pek üzerinde durmamışlardı.

Yarım saat kadar daha oturup sohbete katılmadan durduktan sonra herkesin toparlanması üzerine biz de kalkmıştık. Evde bizi nelerin bekleyeceğini bilmiyodum ama böyle de olmazdı.

Kısa zamanda evimize geldiğimizde Kerem Mert'i yatırmak için odasına çıkmaya başladı.

Ben de peşlerinden gidip kendi odamıza girdim. Zorla giydiğim elbiseyi çıkartıp makyajımı sildim.

Elimde olsa kendimi yatağa atar ve sabah kadar da ağlardım.

Dakikalar geçtikten sonra Kerem'in hâlâ gelmediğini görünce aşağıya indim. Koltukta başını ellerinin arasına almış oturuyordu.

Gidip yanına oturdum. Bir süre sonra konuşmaya başladı.

K-Ne olacak şimdi?

Z-Bilmiyorum.

K-Ne konuşacağız?

Z-Bilmiyorum.

K-Nasıl bu hale geldik biz Zeynep. Aşkımız sevgimiz hiç birine yetmedi mi? Ben ayrılmak istemiyorum ama sen...

Kafasını kaldırıp bana bakınca akmak için bekleyen gözyaşım yanağımdan indi.

K-Şu an o yaşı silmemek için kendimi zor tutuyorum.

Z-Ben de göğsüne kıvrılıp yatmamak için kendimi zor tutuyorum.

İtirafımdan sonra ciğerlerimden kopan bir hıçkırık içimi yakıyordu.  Titreyen ellerimi sıktım.

K-Ağlama! Söyle.

Ne söyleyeceğimi de bilmiyordum. Neden sabahki tartışmayı biz yapmamışız gibi konuşuyorduk. Her şeyde neden bu kadar zorlanıyorduk. Neden ben de ayrılmak istemiyorum diyemiyordum. 

Kırılan kalplerimizi ya da yalnızlıktan sızlayan bedenimizi neden  sarmıyorduk?

Kafamı sağa sola salladığımda ayağa kalktı.

K-Konuş Zeynep susma. Konuş. Sabah söylediklerinin arkasında dur. Ayrılalım diyebilecek kadar cesaretli olan kadın nereye gitti? Sen hiç bir şeyi bilmiyorsun, ben hiç bir şeyi bilmiyorum ne olacak böyle? Ayrılma nedenimiz ne söyle? Ben  mi göremiyorum yoksa biz mi? Ne?

Yerimden kalkıp hızla göğsüne sarıldığımda ani hareketimle bir kaç adım gerilese de kısa sürede toparladı.

Ama neden ellerini belime sarmıyordu.

Sarmalıydı.

Beni kollamalıydı.

Güven verici kollarının altında kaybolmalıydım.

O çok sevdiğim kokusunu koklamalıydım. Çaresizliğin ve kırgınlığın değil.

Kolarını omzuma koyup beni ittirdiğinde üşüyen ellerimi bedenime sardım.

Gözünden akan bir damla yaş için neleri feda etmezdim?  Gözyaşlarımı silip arkasından baktım. 

Alt kattaki misafir odasına girmişti. Evden gitmediğine şükretmeliydim. Sonumuzun ne olacağını bilmiyordum ama bekleyecektim.

Sarsak adımlarla odamıza gelip yatağa yattığıma üşüyen bedenimi ne yapacaktım? Ya üşüyen ruhumu? Ya sonsuza dek üşürsem?

Zayıf ve çelimsiz kollarımı kendime doladığımda Kerem'in sıcak ve güçlü kollarını aradı bedenim. 

Aşkımın canımı yaktığı ilk olay değildi ama en kuvvetlisiydi.

Continue Reading

You'll Also Like

805K 65.6K 13
arkadaşlarıyla birlikte orduya katılan jungkook, ilk görüşte etkilendiği komutan kim taehyung'a cinsel içerikli mesajlar atmaya başlar. taekook, tex...
24.2K 2K 30
Önümdeki sisin ardını görmeye çalışmaktan pes etmiş ardıma nereden geldiğime bakmıştım. Gördüğüm tek şey zifiri karanlıktı. Simsiyah bir boşluğun içi...
684K 21.5K 63
Bir tarafta , Onun için her şeyi göze alan, mavi hayalleri bir olan bir kız; Bir Diğer tarafta , Sevdiği kadın için siyah hayatından çıkmaya çalışan...
37.9K 1.3K 15
Alaca karanlıktan bile daha karanlık bir siyah ateş ve onun tam aksine beyazlar içinde ışıl ışıl parlayan bir anka kuşu düşünün ikisinin birleşimi At...