ATALANTE 2 | [TAMAMLANDI]

By eliftturan

838K 77.5K 25.1K

"Ben delirmedim sadece yaşanılanları kimseye inandıramıyorum." | Seri 3 kitaptan oluşmaktadır. Serinin ilk ik... More

Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Duyuru
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28
Bölüm 29
Bölüm 30
YENİ YIL
Bölüm 31
Bölüm 32
Bölüm 33
Bölüm 34
Bölüm 35
Bölüm 36
Bölüm 37
Bölüm 38
Bölüm 39
Bölüm 40
Bölüm 41
FİNAL
ATALANTE 3

Bölüm 5

16.8K 1.7K 196
By eliftturan

Hastaneye gittiğim zaman sormam gerekenler vardı. Bu soru her şeyi açığa çıkartacaktı. Mutfaktan çıktıktan sonra yemek masasına sessizce oturdum. Babam ve Dasha da uyanmış ve masaya gelmişlerdi. Babam 'günaydın' dedikten sonra nasıl hissettiğimi sordu. Berbat!

"İyiyim baba."

Dasha yanıma otururken kahvaltımızı yapmaya başladık. Hiçbir şey yemek istemiyordum ama bu diyet programına bir süre uymam gerektiği konusunda annem ısrar ettiği için daha fazla konuşmaması adına yiyordum. Bugün hastaneye gittiğimizde annemden gizli soruşturmalıydım.

Kahvaltıdan sonra üzerimi değişmiş ve babamı işe, Dashayı okuluna uğurlarken annemle birlikte hastaneye gitmiştik. Bekleme koltuklarında otururken ayağa kalktım.

"Tuvalete gitmem gerekiyor."

Annem başını olumlu anlamda sallarken 'ama hızlı ol birazdan çağıracaklar' dedi. Başımı olumlu anlamda salladıktan sonra hızla arkamı dönerek ilerledim. Alt kata indiğimde görevli hemşirelerin olduğu yere doğru ilerledim.

"Merhaba. Bir şey sorabilir miyim?"

Hemşirelerden biri düzenlediği evraklara ara vererek 'buyurun' dediğinde tekrar söze girdim.

"Bu hastanede yatmış hasta hakkında bilgi almam mümkün mü?"

Kadın 'yakını mısınız' diye sorduğunda 'hastanın kendisiyim' dedim. Kadın bir süre suratıma baktıktan sonra devam ettim.

"Kaza sonucu hastaneye kaldırılmışım. Acaba bu hastaneden komada kaldığım süre zarfında hiç çıkışım yapıldı mı?"

Kadın suratıma bir süre baktıktan sonra 'kimliğinizi alabilir miyim' dedi. Bu aklıma hiç gelmemişti. Ceplerimi arıyormuş gibi yaptığımda 'ah onu unutmuşum' diyebildim.

"Doğruluğunu teyit etmeden size bilgi veremem."

"Peki anladım. Kimliğim ile geleceğim."

Kadın başını olumlu anlamda salladığında koşarak üst kata çıktım. Anneme bir şeyler çaktırmadan bu işi halletmeliydim. Kimliksiz tabii ki olmazdı salak Despina!

Annemin yanına ilerlediğimde 'nerede kaldın' diye sordu. 'geldim işte' derken annem ayaklanarak kapıyı tıklattı ve içeri girdi. Ben de onunla birlikte içeri girerken fazlasıyla huzursuzdum. Hemen iyi olduğuma onları inandırmak ve artık rahat bırakılmak istiyordum. Hangi cevabı duymak istiyorlarsa onlara onu verecektim. Dürüst olmayı asla düşünmüyordum.

Doktor güler yüzle bizi selamlarken ciddiyetimi bozmadan işaret ettiği koltuğa oturdum. Annem fazlasıyla güler yüzlüydü tabii.

"Merhaba Despina. Seanslara gelmeyi kabul etmene sevindim."

Yapmacık bir şekilde gülümsediğimde Doktor Henry'nin bunu anladığını düşündüm. Bu tavırlarımı anlamaması için aptal olması gerekirdi.

Henry anneme önemsiz bir kaç soru sorduktan sonra annemi dışarı çıkarttı. Odada tek kaldığımda biraz gerilmiştim.

"Uyanarak bizi çok şaşırttın Despina. Bu çok nadir görülen bir olay."

Yine yapmacık bir şekilde gülerken ellerimi iki yana açarak 'şans işte' dedim. Doktor Henry buna gülerken konuşmasına devam etti.

"Uyandığında birilerinden bahsetmişsin. Bunları bana da anlatır mısın?"

Bilmiyormuş gibi yaparken 'birileri mi' dedim şaşkın bir şekilde. Doktor Henry kaşlarını çatmış düşünceli bir şekilde suratıma bakarken 'Azrail, Şaya gibi isimler' demişti. Biraz heyecanlanırken gülümsedim. Acaba yalan söyleyerek hata mı yapıyordum?

"Evet, hatırladım. Uyurken gördüğüm rüyalardı."

Doktor Henry benimle konuşurken sürekli önündeki defterine notlar alıyordu. Bu beni çok fazla gerginleştirirken neler yazdığını da merak ediyordum.

"Rüyalarından bahseder misin biraz?"

Bir anlık sessiz kaldığımda Doktor Henry konuşmam için bekliyordu.

"Hangisinden bahsetmeliyim? Çok uzun."

Önündeki deftere tekrar bir şeyler yazdığında olduğum yerde kıpırdandım. Rahatsız oluyordum.

"Sürekliliği olan rüyalar mı?"

"Evet, düzenli ilerleyen rüyalar."

Rüyalar kısmını bastırarak söylediğimde Doktor Henry kısa süreli bakmış ardından tekrar bir şeyler yazmıştı.

"Gördüklerinin rüya olduğunu mu söylüyorsun?"

Yapmacık bir tavırla gülerken 'elbette' dedim.

"Sürekli olarak ailene Azrail denilen kişiyi soruyormuşsun. Onların da o kişiyi gördüğünü iddia ediyormuşsun."

Olduğum yerde kıpırdanırken 'en başta inanmakta zorlandım' dedim ve konuşmaya devam ettim.

"Sonuçta yaşadığımı sandığım bir olay örgüsü içerisinden çıkarak uyandım. Gerçek olduğunu düşünüyordum."

Tekrar defterine bir şeyler yazdığında nefesimi seslice dışarıya verdim. Yazmaya devam mı edecekti böyle? Hakkımda ne yazıyordu?

"Gördüklerinin gerçek olmadığını mı savunuyorsun?"

Sorduğu soruya karşılık heyecanlanırken biraz kekeleyerek 'evet' dedim. Aniden bunu sorması beni biraz şaşırtmıştı. Tekrar defterine bir şeyler yazdıktan sonra kalemi bırakarak ellerini birleştirdi. Bu konuyu es geçerek koma öncesi hayatıma dair sorular sormaya başladı. Okuduğum okul, anlaştığım arkadaşlarım ve kişilik özellikleri, hangi derslere yatkın olduğum ve yapmaktan hoşlandığım aktiviteler. Bunların ne işe yarayacağını kestiremesem de sorduğu her şeyi istediğim ölçüde cevaplamıştım.

Uzun bir süre hayatım hakkında konuşmuştuk. Doktor Henry en sonunda kalmamı istediği, benim gibilerin bulunduğu yer için 'kalmak istemediğine emin misin' diye sordu.

"Senin gibi gençler var. Her gün yaptıkları sosyal aktiviteler ve konuşma seansları ile çok eğleniyorlar. Hem de gözetim altında tutuldukları için süreç daha hızlı ilerliyor."

Suratımı olabildiğince ciddi tutarak 'hayır' dedim.

"İstemiyorum ve fikrim değişmeyecek."

Doktor Henry başını olumlu anlamda salladıktan sonra artık gidebileceğimi ve seanslarıma düzenli gelmemi söyledi. Ayaklandıktan sonra odadan çıktım. Annemin burada olmadığını görünce telefonumu açarak annemi arayacaktım ki tüm numaraları sildiğimi hatırladım.

Bir süre numarayı hatırlamaya çalıştıktan sonra en sonunda hatırlamış ve annemi aramıştım. Bir yere kadar gittiğini hemen döneceğini söylediğinde oturarak onu beklemiştim. Acaba Doktor Henry söylediklerime inanmış mıydı? Yaşanılanların gerçek olduğumu ben biliyordum ama bunu ispatlayamazdım. Ailemin neden hatırlamadığına dair bir fikrim olmasa bile her şeyin gerçek olduğuna inanıyordum. Azrail beni almak için gelecekti. O zamana kadar bu böyle devam edecekti.

Koltukta otururken karşımda Dennisi gördüğümde fazlasıyla şaşırmıştım. O da beni gördüğünde şaşırmış ve biraz telaşlanmıştı. Aynı şekilde ben de telaşlanmıştım. Dennis bana doğru ilerlerken benimle konuşmaması için içimden dua ediyordum. Doktor Henry'nin odasını göstererek 'sen de mi' dediğinde ona göz devirdim. Yanıma oturduğunda nefesimi seslice dışarıya verdim.

"Neden geliyorsun?"

Tekrar göz devirirken 'sanane bundan' diyebildim. Nedense bu çocuğa ters çıkışasım geliyordu. Ben burada kalmayacaktım, kimseyle tanışmak istemiyordum.

Dennis nefesini seslice dışarıya verdiğinde 'neden böyle davranıyorsun anlamıyorum' dedi. Bunu biraz üzgün söylediği için kendimi suçlu hissetmiştim.

"Çünkü kimseyle konuşmak istemiyorum."

Dennis başını olumlu anlamda salladığında 'neden burada olduğunu anladım' dedi. Bu beni öfkelendirirken onu öldürecekmişim gibi baktım.

"Öfkeni kontrol edemiyorsun değil mi? Bu yüzden geliyorsun seanslara. Öfke kontrolü için."

Bu fazlasıyla komiğime giderken güldüm. Dennis 'neye gülüyorsun' dediğinde cevap vermedim.

"O kadar basit değil. Deliyim ben. Bulaşmasan iyi edersin."

Dennis söylediğime gülerken ben gülmüyordum.

"Deliye benzemiyorsun."

"Daha henüz bir şey görmedin."

Kurduğum cümle fazlasıyla ciddiyet barındırdığı için Dennis'in gülen suratı düşmüştü. Aslında onun neden burada olduğunu merak ediyordum. Bunu asla sormayacaktım. Dennis tekrar söze girdi.

"Hangi okulda okuyorsun?"

"Okumuyorum."

Dennis söylediğim şeye karşı şaşırırken 'neden' diye sordu. Böyle her haltı merak mı edecekti bu? Nasıl susturabilirdim ben bunu?

"Bir seneyi geçen bir komadan uyandım ve haliyle ortada okul falan kalmadı."

Dennis söylediklerimi anlamamıştı. Şaka yaptığımı falan sanıyordu. Bu hiç umurumda değildi açıkçası.

"Ben de okulu bir süre dondurdum."

Bakışlarımı Dennise döndüğünde merakıma yenik düşmemeye çalışıyordum. Sormayacaktım!

Doktor Henry'nin kapısı açıldığında bakışları bizim aramızda döndü.

"Tanışıyor musunuz?"

Ben 'hayır' derken Dennis 'evet' demişti. Bu göz devirmemi sağlarken şu an çok huysuz davrandığımı biliyordum. Tam gıcık olunacak bir tipteydim. Kollarımı birleştirmiş bir şekilde oturuyordum. Dennis bir şey diyecek gibi olduğu sıra annem göründü. Annemi gördüğüm gibi ayaklandığımda Dennis diyecek olduğu şeyi demedi. Bir şey söylemeden anneme doğru ilerleyerek hastaneden çıktık.

"Nasıl geçti?"

"Normal."

Annem arabaya binmeden önce beni durdurdu.

"Yüzmeye devam etmek istemez misin? Doktoruna sordum yüzmende bir sorun yokmuş hatta iyi gelebileceğini söyledi."

Cevap vermediğimde 'çok iyi çello eğitimi veren bir öğretmen buldum' dedi. Bunlar benim çok istediğim şeylerdi ama eskidendi. Şu an bunlar umurumda değildi.

"Söylemeye devam edeceksiniz değil mi?"

Annem yerinde kıpırdanırken 'sana iyi gelecek şeyler yapmanı istiyorum' dedi.

"Hayatını düzene sokarsan çok daha iyi hissedeceksin. Bir şeylerle meşgul olmak her zaman daha iyidir. Hem arkadaş da edinirsin."

Arkadaş kısmına göz devirirken içimden tekrar kimseyle arkadaş olmak istemediğimi tekrarlıyordum. Çünkü ben burada kısa süreli vardım. Dönecektim.

Başımı olumlu anlamda sallarken 'yüzme olabilir' dedim. Annem sevinirken 'tamam bak kabul ettin caymak yok' dedi. Gülerek başımı olumlu anlamda sallarken annem de gülümsedi.

"Dennis ile birlikte gidersin. O da taşındığı gibi bir yüzme kursuna yazılmış."

Annemin kurduğu cümleye karşılık kaşlarımı çatarken yüzümü buruşturmuştum.

Neden her yerde Dennise rastlamak zorundaydım?

...... 

Ballar bölümü oylamayı ve bölüme yorum yapmayı unutmayın. <3

Continue Reading

You'll Also Like

186K 15.5K 41
Av oyunlarını bilir misiniz? Hani bir ormana hayvanları salarlar, en hızlı avcıyı bulabilmek için. Avcılar için bir zevk ve güç gösterisi olan bu oyu...
21.6K 252 19
Şahsıma kurulan şeytani bir kumpas sebebiyle ayak kölesi oldum. Bu durumdan nasıl kurtulacağım (Şantaj Kölesi hikayesinin 2.sezonudur. 35 bölümden de...
584 371 15
Birgün baksam ki gelmişsin...
25.8K 2.7K 33
Serinin beşinci kitabıdır.