"Lan onu bunu bırakın."kaşlarımı çatıp Doğukan'a döndüm.
"Ben ishal olmuşum."
"Amına koduğumun malı bize ne lan!"hala ortada ne olduğunu anlamaya çalışıyordum.
"Kanka geçer o geçer."
"Geçer dimi Naz hep böyle kalmayacak?"
"Kalmayacak bebitocum biraz daha az öpersen eğer bizi kalmaz."diyip elimle Çisil ve Berrak'ı gösterdim.
"Allah'ım sen aklıma mukayyet ol yarabbim ben tuvalet havası çekmeye gidiyorum."
"Git git belki kendine gelirsin bok kafa."Tolga'nın dediği şeyle işaret parmağını kaldırarak geri döndü.
"Sulu bok kafa olucak o bebitom."gülerek arkasından baktım.
"Abi akşam atarız bir el."
"Ne o?"merakla masaya yaslandım.
"Yaşın tutmuyor küçük kız ikile."birden meraklı suratım ciddileşip dik dik Tolga'ya bakmaya başladım.
"İyiki 2 yaş büyüksün keşke yaşın kadar boş yapsan."diğerleri gülerken onun yüzüne yapmacık bir sinir yerleşmişti.
"Bora sen bu kızı çok mu poh pohladın acaba ben sana ne öğrettim tek poh pohlayacağın karı Doğukan demedim mi lan?"
"Ne diyorsun lan götünü şak şaklattırma bana."
Poh poh!
Şak şak!
Poh poh!
Şak şak!
Poh poh!
Şak şak!
"Tuvalette tecavüze uğradım ben!"Doğukan koşarak yanımıza gelip sandalyesine oturdu.
"Ne diyorsun lan?"gözlerini irice açıp Baran'a baktı.
"Bizim yan sınıfta ki Kemal yok mu Kemal namusuma el sürmeye kalkıştı vicdansız herif."
"Naptı be?!"Çisil dayanamayıp kolunu sarstı.
"Tam benim malum işi halletim kafamı bir yana çevirdim peçete bitmiş amk yandan da sesler geliyor dedim bir dal versene kutsal dilimden anlamadığı için bir baktım kafama sigara fırlatıyor lan peçete peçete deyincede sinirlenip yukardan bakıp söylendi pipimi görmemiştir mazallah sapıklığımı yapar falan."
Ben kahkahamı tutmaktan kızarırken bazıları göz devirdi bazılarıda kafasına vurdu.
Son teneffüsün bitmesiyle kantinden çıkıp sınıflara dağıldık üzerimdeki uyuşukluk yüzünden daha fazla dayanamayıp kendimi sıraya bıraktım.
"İzninle 40 dakika şuraya nöronlarımı salıcam rahatsız etme."
"Her gün salıyorsun zaten en son boynuma salıyordun."sırıtmasıyla başımı sıradan kaldırıp anında ona döndüm.
"Ne saçmalıyorsun ben uyurken salya akıtmam bile rahatsız etme diye söylemiştim."
Gözlerini kısıp ıslık çaldı"hemde ne salya ne salya sanarsın havai fişek gösterisi."
Yavaştan yanaklarım ısınmaya başlarken başımı cama çevirdim"burnun Züleyha hocanın topuzuna kadar uzadı."
"Senin salyalarda ne kadar uzar bir dahakine onu ölçücem.
Oflayıp omzuna vurmaya başladım"kes şunu salyam falan yok."
Allah'ım bana şu üstünde oturduğum sandalyenin sabrını verde tüm götlere rağmen ayakta durabileyim.
"Ben artık bir şey demiyorum."
"Bencede kes artık nöronlarımı kıskanmayıda bırak mallara bedava."
"Ondan böyle elini kolunu sallayıp her yere saçıyorsun şimdi anladım."
Dişlerimi dudağıma geçirip bir şey söylemeye çalışarak önüme döndüm.
Annemin sabırda olur Allah'ım fark etmez yani.
___
"Ben sana demedim mi kızım şu gereksizi takımdan çıkar diye rahat duramayıp formasını bile sikmiş."
Sude hanım maça üç gün kala formasını yırtıp becermişti birde güya köpeğim delmişte bilmem ne ödevimide yemiş de tam olsun artık hangi aç insan yırtıcı bir aslan edasıyla üstüne atladıysa forma sağlam kalmamış.
Ulan gözünüz doysun be!
"Yedek dolabından bakacağız orda mutlaka forma vardır artık bedenini ne yapıyorsa yapsın bir maçı daha onun yüzünden iptal edemeyiz."
"Oynamayıda becerse daha az konuşucam."kendi kendime mırıldanırken bakışlarımı karşıma çevirdim.
Gördüğüm manzarayla ister istemez gülümsemiştim hepsi gülerek bir şey anlatırken aynı zamanda gülmekten bir birlerinin omuzlarına vuruyorlardı.
Bora yapma oğlum ağzın öyle kalacak.
Dışardan görüldüğü gibi içtende çok güzel bir dostlukları vardı zaten bildiğime göre ilkokuldan beri arkadaşlardı.
"Bir ara içeriz kanka buna."
"Hiç gülesim yoktu amk."Baran gerçekten gülmekten gelen göz yaşlarını baş parmağıyla siliyordu onu ilk defa bu kadar gülerken görüyordum samimiydi ama aşırı küfür ediyordu.
Berrak'ta onun bu kadar gülmesine şaşırmış olucak ki konuya dahil oldu"ne o?"
"Doğukan mercimeyi fırına koymaya başlamış."
Ellerini ağzına götürdü"ne diyorsun?!"
"Nasıl lan?"ben bile inanmamıştım.
"Sinem Sinem Sinem."elini yanağına dayayıp baygınca tavana bakmaya başladı.
"Sinem Kobal mı lan?"hani o kadar ihtimal vermiyordum.
"Benim Sinem'im o Selena kılıklıdan daha güzel."iç çekip bakışlarını bu sefer cama çevirdi.
"Lan sen büyüyor musun bakalım?"Bora elini onun ensesine koyup sarstı.
"Ne biliyim abi aşksa eğer beni büyüten her yerim büyür inşallah."
"Kim bu Sinem?"bu sefer Tolga'ya bakıp iç çekmişti.
"Komşu kızı Sinem annemlerin yan eve taşınmışlar annem zorla tanışmaya benide götürdü...iyiki götürmüş aşığım artık Sinemime."
Kaşlarımı kaldırıp ciddiliğini süzdüm"biraz ağırdan alsaydın kanka ağır başlı bir kız olmalısın."
Çisil gülüp Doğukan'ın omzunu sıvazladı"üzülme be kanka yaparız bir şeyler."
"Yaparız dimi çiş."Çisil sinirini gizlemeye çalışıp yüzüne sahte bir gülümseme takındı.
"Yaparız tabi."anında yerinde dikleşip garsona el işareti yaptı.
"Abi bana bir kahve ayılayım bu aşktanda doğru düzgün plan kurayım Sinem'im için."garson zaten kahve lafını duyup gittiğinde gerisini kendi kendine söyledi.
"Kardeşim ayıp ediyorsun iki şak şakla ayıltırdık biz."Bora'nın dediğiyle aklıma yine o şey takıldı.
Poh poh!
Şak şak!
Poh poh!
Şak şak!
"Yok Bora be- benim aslanım saolasın kullanmıyorum."
"Anlat bakalım şu Sinem'i sen."
"Ah ah kara gözlü balım benim nasıl desem o evin direği ben direk vidası saçları adeta bermuda şeytan üçgeni akıntısı gibi dalgalı."
"Ulan dua ette seni çekebilsin."kaşlarımı çatıp Tolga'ya baktım.
"Demeyin öyle ya bakmayanlar utansın!"
O kız Doğukan'ıma gel-e-cek!
Hadi bakalım!