SOĞUK SEMT

By ElaSelviNur

182K 10K 2.6K

Sessizlik. Burda öyle bir sessizlik vardı ki; Rüzgâr olduğunda sallanıp, dalına tutunamayan yaprağın yere dü... More

❌ 1. BÖLÜM ❌
❌ 2. BÖLÜM ❌
❌ 3. BÖLÜM ❌
❌ 4. BÖLÜM ❌
❌ 5. BÖLÜM ❌
❌ 6. BÖLÜM ❌
❌ 7. BÖLÜM ❌
❌ 9. BÖLÜM ❌
❌ 10. BÖLÜM ❌
❌ 11. BÖLÜM ❌
❌ 12. BÖLÜM ❌
❌ 13. BÖLÜM ❌
❌ 14. BÖLÜM ❌
❌ 15. BÖLÜM ❌
❌ 16. BÖLÜM ❌
❌ 17. BÖLÜM ❌
❌ 18. BÖLÜM ❌
❌ 19. BÖLÜM ❌
❌ 20. BÖLÜM ❌
❌ 21. BÖLÜM ❌
❌ 22. BÖLÜM ❌
❌ 23. BÖLÜM ❌
❌ 24. BÖLÜM ❌
❌ 25. BÖLÜM ❌
❌ 26. BÖLÜM ❌
❌ 27. BÖLÜM ❌
❌ 28. BÖLÜM ❌
❌ 29. BÖLÜM ❌
❌ 30. BÖLÜM ❌
❌ 31. BÖLÜM ❌
❌ 32. BÖLÜM ❌
❌ 33. BÖLÜM ❌
❌ 34. BÖLÜM ❌
❌ 35. BÖLÜM ❌
❌ 36. BÖLÜM ❌
❌ 37. BÖLÜM ❌
❌ 38. BÖLÜM ❌
❌ 39. BÖLÜM ❌
❌ 40. BÖLÜM ❌
❌ 41. BÖLÜM ❌
❌ 42. BÖLÜM ❌
❌ 43. BÖLÜM ❌
❌ 44. BÖLÜM ❌
❌ 45. BÖLÜM ❌
❌ 46. BÖLÜM ❌
❌ 47. BÖLÜM ❌
❌ 48. BÖLÜM ❌
❌ 49. BÖLÜM ❌
❌ 50. BÖLÜM ❌
❌ 51. BÖLÜM ❌
❌ 52. BÖLÜM ❌
❌ 53. BÖLÜM ❌
❌ 54. BÖLÜM ❌
❌ FİNAL ❌
❌ GAZEL ARSLANOĞLU ❌
❌ GİRAY DEMİRSOY ❌

❌ 8. BÖLÜM ❌

4.5K 249 20
By ElaSelviNur

❌ Gidenlere kanıp sende meyl etme, giden gitti sen kal ölene kadar.
                                                   (Seksendört)


YAĞIZ'IN  ANLATIMINDAN;

Mırıldanma sesleri ile gözlerimi açarken oturduğum yerde dikleşip ayağa kalktım. Dün gece Poyraz gittikten sonra ben depoda kızın yanında kalmıştım. Başında beklerken de uyuya kalmıştım. Tekrar gelen sesler ile kıza bakarken sesler ondan geliyordu. Ona doğru yaklaşıp biraz daha yakından baktım. Yüzü ter içinde kalmıştı ve durmadan bir şeyler sayılıyordu. Ilerde duran masanın üzerindeki suyu almak için oraya giderken, suyu alıp ona doğru gittim. Pet şişenin kapağını açtığım gibi deponun da kapısı açılmıştı. Giray abi ve Poyraz içeriye girerken ikisi de dikkatle beni inceliyordu. Giray abi elimdeki suyu görmesi ile soran gözlerle bana bakarken şişenin kapağını kapatıp yere koydum.


"Ne yapıyorsun sen? Ne zamandır benim kararlarıma karşı gelir oldun sen Yağız?"


Giray abinin sesi ile bende ona bakarken, kötü bir şey yapmadığımı kendime tekrar ediyordum.

"Kâbus görüyordu, ben iyi gelir diye şey etmiştim."

"Iyi bir daha şey etme o zaman. Yoksa bende şey ederim."


Kıza doğru gelmesi ile ben geri çekilirken, az önce yere koyduğum şişeyi alarak kapağını açtığı gibi kızın yüzüme dökmesi bir olmuştu. Derin nefes alarak uyanan kız, kocaman olmuş gözleri ile etrafa bakmaya başladı. Kaşları çatılmış bir şekilde etrafa bakarken sonunda gözleri bizi bulmuştu. Ilk önce Giray abiyi bulan gözleri hemen sonrasında Poyraz'ı ve sonunda beni bulmuştu. Alnına düşen saçını geri itmek için elini kullanacaktı ki malesef ki zincirler buna müsade etmedi. Kaşları iyice çatılan kız  ellerini oynatmayı kesmiş öylece Giray abiye bakıyordu.


"Nerde olduğunu veya kim olduğumuzu ya da senden ne istediğimizi sormayacak mısın?"

Giray abinin sözlerini umursamayan kız boş bakmaya devam ediyordu.


"Nerde olduğum veya kim olduğunuz ya da ne istediğiniz umrumda bile değil. Öldürecek misin? Hemen yap! Hiç durma. Eğer ben burdan çıkarsam senin yapmadığını yapar seni ve yandaşlarını öldürürüm."


Kızın dedikleri  ile kaşlarım şaşkınlıkla havaya kalkarken Poyraz'da benim gibiydi. Giray abi kendisine gelen ilk tehdit karısında afallamış şekilde öylece kıza bakıyordu.


"Senin aksine biz senin ne halt olduğunu biliyoruz."


Giray abinin daha fazla sinirlenmemesi için söze Poyraz atlamıştı. Kız dediğine karşılık kaşlarını  havaya kaldırırken, sırıtmaya başlamıştı.


"Hadi ya! Anlat da notunu vereyim."


Dediği şeyle Ppyraz sinirlenirken hızla ona doğru atıldı. Poyraz'ın ona dogru gitmesi ile hızlı davranıp kolundan yakaladım. Poyraz önce kolunu tuttuğum eline daha sonra da bana baktı sonra da kolunu sertçe benden kurtarıp yerine geçti.


"Sen Arslanoğulları'nın küçük varisisin."


Poyraz'ın gevşekçe söylediği sözler üzerine kız gözle görülür bir biçimde  gerilirken bu sefer  kaşlarını çatmıştı.


"Ben onların hiçbir şeyi değilim. Benim sadece adım var onların soy ismine ihtiyacım yok."


"Niye onlardan bu kadar uzaksın?"


Ulan Poyraz! Her boku biliyor ama yine de kıza soruyordu.


"Hani benim ne halt olduğumu biliyordunuz. Neyse asıl siz söyleyin beni neden kaçırdınız?"


Sorduğu soru ile gözlerim Giray abiye kayarken oldukça düşünceli olması beni de düşündürüyordu. Gerçekten de biz bu kızı neden kaçırmıştık? Giray abi arkasını dönerken sert sesi koca depoyu doldurmuştu.


"Zincirleri biraz daha sıkın! Ben gelene kadar ne su ne de yemek verilmeyecek."


"Neden bunlarla uğraşıyorsun Koca Adam? Yoksa çakmağını aldım diye mi böyle yeni gelin gibisin ha?! Ne yapacaksınız yapın benim sizin kadar boş vaktim yok. Bir sürü iş beni bekliyor."


Giray abi olduğu yerde dururken bedeninin daha da genişlediğinden sinirlendiğini anlayabiliyordum.  Arkasını dönüp hızla kıza doğru yürürken tam önünde durup eliyle boğazını kavrayıp sıkmaya başladı. Kız hiçbir şey yapmadan ona bakarken Giray abi tıslarcasına konuştu;


"Bana bak sen kim oluyorsun da benimle bu şekilde konuşuyorsun! Hangi cesaretle lan! Bana bak kızım ben senin o piç abilerine ve o piç kuzenine benzemem gözümü bile kırpmadan keserim nefesini. Sakın beni sınama anladın mı? Anladın mı lan?!"


Kızın yüzü kızarmaktan domates gibi olmuşken yavaşça başını salladı. Giray abi elini boğazından çektiği gibi kız delice öksürmeye başlayınca ona doğru yaklaştım.


"Yağız bu kız burda olduğu sürece bu deponun önünden bile geçmeyeceksin. Aksi halde olacaklardan emin ol ki ben sorumlu değilim!"


Bu sefer hızla depodan çıkıp gitmişti. Kız hala öksürmeye devam ederken onu orda bırakıp bende depodan çıktığım gibi arabama binmişim. Bu iş ne olurdu bilmiyorum ama umarım Giray abi doğru bir karar verirdi.


GİRAY'IN  ANLATIMINDAN;


Direksiyondaki parmaklarımı biraz daha sıktım. Direksiyona baskı yapan parmak boğumlarım iyice beyazlarken, yanan kırmızı ışıkta durdum. Ellerimi şakaklarıma koyup sertçe ovalarken başımın ağrısı daha da artmıştı. Başım ağrıyınca gözlerime vuran birisiydim ve şu anda da o lanet şey tekrar ediyordu. Gözlerimi kısıp yanan yeşil ışıkla yola devam ettim. Nihayet eve geldiğim zaman, arabayı bahçeye rast gele park edip indim. Eve doğru yürürken arabayı da kumandasından kilitlemiştim. Cebimden çıkardığım diğer anahtar ile önümdeki  büyük kapıyı açarak eve girdim. Evdeki sessizlik ile yüzümde hafif tebessüm oluşurken vakit kaybetmeden merdivenlere yönelerek odama girdim. Üzerimdeki ceketi çıkartıp koltuğun üzerine fırlatırken telefonu,cüzdanı ve anahtarları komedinin üzerine koyup gömleğimin düğmelerini açmaya başladım. Gömleği omuzlarımdan çıkartırken bir yandan da banyoya doğru ilerliyordum.  Gömleği kirli sepetine atarken peşinden pantolunu ve çamaşırımı da sepete atmıştım. Kendimi kabinin içine sürükleyip suyu açtım. Ne soğuk ne sıcak olan su başımdan aşağı süzülmeye başladı.


Şu kız hakkında ne yapacağıma henüz karar vermemiştim. Kız oldukça iyi bir keskin nişancıydı. Dünya sıralamasında bile ilklerde yer alıyordu üstelik de ailesi ile görüşmüyordu. Hatta onların adını dahi duymak istemiyordu. Aklıma gelenler ile kaşlarım çağrılmıştı.


"Sen Arslanoğulları'nın küçük varisisin."


"Ben onların hiçbir şeyi değilim. Benim sadece adım var onların soy ismine ihtiyacım yok."


Madem onlardan bu kadar nefret ediyor ve onları istemiyor belki bizim tarafımızda olurdu? Sonuçta ne kadar istemese bile onlarda yaşamıştı ve onların zaaflarını iyi bilirdi. Bize bu konu da yararı olabilirdi. Üstelik iyi bir nişancıydı ve en önemli detayda bu oluyordu. Ama sorun şu ki bakalım kız kabul edecek miydi? Bizim tarafımıza geçse bile ona hemen her şeyi açamazdık. Sonuçta o da bir Arslanoğlu'ydu. Üstelik bizim guruba girmek de öyle kolay değildi. Birçok testten geçmesi gerekiyordu bunun en önemlisi de Güven testiydi. En iyisi zamana bırakmaktı. Bakalım yeşil kafa dediği gibi sadece adı mı vardı yoksa Arslanoğulları gibi sahtekâr mıydı?

Suyu kapatıp kabinin içinden çıktım ve dolaptan aldığım gri havluyu belime doladım. Banyodan çıkıp oldukça  büyük ve ferah olan odama girdim. Banyo kapısının hemen yan tarafında olan giyinme odasına girdim. Alt çekmeceyi açıp ordan siyah CK çamaşırımı alıp havluyu belimden çözdüm. Çamaşırı giyip, siyah düşük bel olan eşaofmanı da bacaklarından geçirip giydim. Üzerime hiçbir şey giymezken boy aynasından kendime baktım. Vücudumdaki dövmeler ilgi odağım olurken dışarda göstermeyi pek sevmezdim. Hepsinin ayrı ayrı anlamı varken çoğunluğu aldığım kurşun ve bıçak gibi yaraları kapatmak içindi. Aynanın önünden çekilip odaya girdim. Komedinin üzerine bıraktığım telefonumu alıp odadan çıktım ve alt kata indim. Salona girmeden mutfağa geçerken buzdolabını açıp ne var ne yok diye baktım. Içimdeki ateşi söndürme niyetli dolabın kapağındaki su şişesini aldım ve kafama diktim. Soğuk su içimdeki ateşi biraz olsun dindirirken nedense içine bir sıkıntı düşmüştü. Karnımın aç olmamasından geri odaya çıkarken telefonu komedine koyup yatağa yattım. Başımın ve gözlerimin de ağırması nedeniyle gözlerim anında kapanırken çoktan uykuya geçiş yapmıştım.


Yakınlardan gelen ses ile huysuzca hormurdanıp kaşlarımı çattım ve gözlerimk açtım. Telefonumun sesi tekrar odayı doldururken açıp kulağıma götürdüm.


"Ne var lan?"


Poyrazın nefes nefese gelen sesi ile yattığım yerde doğrulurken ne diyeceğini bekledim.


"Abi çok kötü bir şey oldu. Abi kız... Kız kaçmış."


Hassiktir!



BÖLÜM  SONU

Continue Reading

You'll Also Like

105K 6.9K 63
Kaybolmuş bir şehirde, gökyüzünün şehire olan isyanını dile getiren yağmurun üzerimi ıslatmasıyla sığındığım bir durakta, yara bere içinde bırakılan...
1.1M 39.9K 58
alev:OĞUZ BEN ASIK OLDUM!!! oğuz:YİNE KİME AMK????!! alev:acar'a oğuz: siktir!
15.5M 135K 25
•YENİDEN YAZILIYOR! Ellerimi yüzünden çekerken omuzlarına attım. Üzerime iyice eğilirken hareketleri içimde ki ıslaklık ile rahatça hızlandı. Belim a...
7.2M 164K 15
Dilsiz bir kızın kalbi tüm kötülükleri kendisine çekiyordu. Hiçbir kalp bu kadar değerli olmamıştır. Yeşil, Ötanazi Okulu'na sürgün edildiğinde o yıl...