CàtBoy ༲ Sopè ༲

By satanishappy

372K 29.9K 25.6K

༲ Jung Hoseok, küçük kedi Min Yoongi'yle kurduğu bağın farkında değildi. ༲ More

༲ 1 ༲
༲ 2 ༲
༲ 3 ༲
༲ 4 ༲
༲ 5 ༲
༲ 6 ༲
༲ 7 ༲
༲ 8 ༲
༲ 9 ༲
༲ 10 ༲
༲ 11 ༲
༲ 12 ༲
༲ 13 ༲
༲ 14 ༲
༲ 15 ༲
༲ 16 ༲
༲ 17 ༲
༲ 18 ༲
༲ 20 ༲
༲ 21 ༲
༲ 22 ༲ M ༲
༲ 23 ༲
༲ 24 ༲ M ༲
༲ 25 ༲
Soru-Cevap
༲ Final ༲
༲ Özel Bölüm ༲
👋🏻

༲ 19 ༲

11.2K 1K 2K
By satanishappy

Kısa yazıyorsun diyenlere inat upuzun bir bölümle karşınızdayım. Ee o zaman yorumlarınızı eksik etmeyin zbdjzhx
Valla bu bölüme bol bol yorum istiyorum söyleyeyim yoksa yb yok bb zxhsjxhh

Hoseok neredeyse yarım saattir önünde ki belgeyle bakışıyordu. Genç kız belgeyi ona yollamıştı ama ortalık da yoktu. Hoseok'a bu biraz şüpheli gelmişti ama şuanlık sorun yoktu. Sonuçta Yoongi'ye ulaşabilecekti ve şimdiden içi içine sığmıyordu. Çalan kapıyla düşüncelerinden arınıp oturduğu yerden kalktı. Hızlı adımlarla kapıya vardı ve kulpu aşağıya indirdi.

"Hoş geldiniz."

"Hoş bulduk."

Önde Namjoon hemen onun yanında Jin ve arkalarında Taehyung'la Jungkook duruyordu. Hoseok içeri girmeleri için kapıyı açtı.

Şimdi herkes salonda oturmuş Taehyung'a bakıyordu. Taehyung ise elinde ki belgeleri masaya dizmişti. Bir köşede de Yoongi'nin belgesi duruyordu. Taehyung dikkatli bir şekilde Yoongi'nin belgesiyle diğer belgeleri inceledi. Daha sonradan yüzünde ki gülümsemesiyle meraklı bakışlara döndü.

"Öncelikle bu belgede ki imza bir erkek tarafından atılmış."

Sol elinde ki Jimin'in belgesini gösterdi. Namjoon'dan istemişti çünkü lazım olacaktı. Diğer belgeleri de gösterip imzanın aynı kişi tarafından atıldığını gösterdi.

"Fakat Yoongi'nin belgesinde ki imza bir kadın tarafından atılmış ve biliyorsunuz ki kedi çocuk sahiplendirenler belirli insanlar, bu insanlar da herkes tarafından biliniyor. Adımın üstüne yemin edebilirim böyle bir kadın yok."

Eliyle imza sahibini gösterdi.

"Ayriyetten Jimin'in belgesinde gördüğünüz gibi soyismi isminden sonra gelmiş ama Yoongi'nin belgesinde tam tersi. Eh bu da sahte olduğunun 2.göstergesi."

Herkes şaşkın bakışlarla konuşan Taehyung'a bakıyordu. Jimin'in belgesini ve diğer belgeleri de masaya sırasıyla dizdi.

"Şimdi bu belgelere bakınca basılan kaşe sahiplendiren ismin tam üstünde."

Bu sefer Yoongi'nin belgesini alarak onlara gösterdi.

"Ama bu belge de kaşe ismin hemen altında."

"Tanrı aşkına bunları nereden biliyorsun?"

Jungkook şaşkın bakışlarıyla sevgilisinin dibine girdi.

"Eh herkes Kim Taehyung değil. Zehir gibi çocuğum."

Taehyung kıkırdayıp göz kırptı. Jungkook da yanağına küçük bir öpücük bırakıp geri çekildi.

"Yani orjinal belgeyi nasıl bulacağız?"

Taehyung, Hoseok'un sorusuyla ona doğru döndü.

"Ortada orjinal belge yok. Orjinal belgeyi oluşturmam için bana 2 saat vermeniz yeterli."

Hoseok olumlu bir şekilde kafasını salladı.

"Ha bir de şunu demedik."

Jungkook herkesin dikkatini kendi üzerine çekti ve konuşmaya devam etti.

"Biz dün kedi çocukların olduğu yurda gittik ve bütün çocukları araştırdık ama Yoongi'yi bulamadık."

"Yani orada yok mu?"

Hoseok anında düşen yüzüyle sormuştu.

"Elbet de orada."

Bu sefer konuşan Taehyung'du.

"Yani çok gezdiğimiz için Yoongi'yi sakladığı yeri bulduk. 2.kat koridorun sonunda ki oda da. Kapısında temizlik personeli yazıyor. Adım gibi eminim Yoongi o odanın içinde."

Hoseok sinirle ayağa kalkmıştı.

"O halde onu gidip alacağım."

Öne doğru adım atmıştı ki kolundan tutulup tekrar koltuğa oturtulmuştu.

"Aptal aptal hareketler yapma. Taehyung orjinal belgeyi hazırlasın ve getirsin biz de bir plan yapıp Yoongi'yi oradan çıkarırız. Ayriyetten bu adamın orada ki çocuklara işkence yaptığını biliyoruz bu kayıtları da Jungkook bulacak."

"Çünkü ben akıllılık yapıp her girdiğim odaya küçük kameralar yerleştirdim."

"Ne ara yaptın öyle bir şey benim niye haberim yok?"

Taehyung kaşlarını şaşkınlıkla kaldırmış Jungkook'a bakıyordu.

"Ee herkes bir Jeon Jungkook değil."

"Çok ego kastınız. Hadi herkes işinin başına."

Namjoon elini çırparak bütün dikkatleri kendine çekti.

"Gerçekten bunları yaptınız mı?"

Hoseok'un sesinin titremesiyle şimdi herkes ona bakıyordu. Hoseok anında dolan gözleriyle kafasını eğdi.

"Aptal ağlama. Yoongi'yi bulunca daha çok ağlayacağını biliyoruz. İyice sümüklü oldun zaten."

Jin ona takılarak güldürmüştü. Odada ki herkes de ikiliye bakıp gülmüştü.

"Biz kalkalım belgeyi bugün eline ulaştırırım."

"Ben de aynı şekil kamera kayıtlarını ulaştırırım."

"Görüşürüz çocuklar."

Hoseok ikiliye sıkıca sarıldı. İkili el sallayarak evden çıktı.

"Şimdi bizim planımız ne?"

Namjoon soru sorar bir şekilde ikiliye baktı. Jin ise gözlerini devirerek Namjoon'un omzuna bir tane vurdu.

"Aramızda zeki olan sensin, bir zahmet onu da düşün."

"Seni görünce aklım başımdan uçuyor o yüzden düşünemiyorum."

Namjoon yarım ağız gülerken bir yandan da göz kırpmıştı.

"Iy iğrençsin."

Jin ona dil çıkarıp omzuna bir tane daha vurmuştu.

"Benim bir planım var aslında."

"Ne planı?"

İkili aynı anda sormasıyla birbirlerine bakmışlardı. İlk gözünü kaçıran Jin oldu ve bakışlarını Hoseok'a çevirdi.

"Eğer siz ikiniz oraya kedi çocuk bakmak için gidip adamı oyalarsanız ben de Yoongi'yi alabilirim."

"Güzel bir fikir!"

Jin neşeyle konuştu.

"Fakat bir sorunumuz var."

"Yine ne sorunu?"

Namjoon kaşlarını çatarak Hoseok'a baktı. Hoseok ise muzipçe gülerek Jin'e döndü.

"Maalesef ki adam seni tanıyor ve sanırım kılık değiştirmen gerekiyor."

"Ee bundan ne kolayı var?"

Jin ise merakla Hoseok'un diyeceği şeyi bekliyordu.

"Bir kadın kılığına."

"Siktir oradan!"

~°~

Aradan 2 saat geçmiş Jin peruğunu düzeltiyordu.

"Böyle bir şey yaptığıma inanamıyorum."

"Bence güzel oldun."

Jin sinirle Namjoon'a bakmıştı. Namjoon ise kıkırdayıp geriye çekilmişti. Sonuçta Jin'den dayak yemek istemezdi.

Tekrardan herkes salona toplanmıştı. Taehyung elinde ki belgeyi ve görüntülerin olduğu flashı masaya koydu.

"Orjinal belge ve görüntüler."

"Teşekkürler çocuklar size çok minnettarım."

"Önemi bile yok. Sadece Yoongi'yi al ve gel."

Jungkook'la Taehyung işlerinin olduğunu söyleyip gitmişti. Şimdi oda da üçü kalmıştı.

"Bak sakın Jin çok konuşma bırak Namjoon konuşsun bana ne kadar zaman kazandırabilirseniz o kadar iyi."

"Tamam tamam konuşmayacağım."

Jin fermuar çeker gibi yapıp oturduğu yerden ayaklandı.

"Cidden kadınlar bunlara nasıl dayanabiliyor? İyi ki topukluyla falan uğraştırmadınız beni yoksa iyi bir dayak yerdiniz."

Üstünde ki büstiyeri düzeltip pantalonunu yukarı çekiştirdi. Aynadan kendi görüntüsüne baktı ve kıkırdadı.

"Kız olsam ilk kendime verirdim."

"Bence sen bana verebilirsin."

"Tanrı aşkına Namjoon sen ne ara bu kadar arsızlaştın?"

Hoseok ikiliye umutsuz vaka gibi bakıyordu.

"Jin'le takıla takıla."

"Siktir oradan."

"Al işte."

Namjoon, Jin'in bu haline gülüp kendisini dışarıya attı. Hemen ardından da Jin çıkmıştı. Hoseok kapısını kilitleyip ikilinin peşinden ilerledi. Herkes arabaya yerleşince Namjoon gaza basıp yurda doğru sürmeye başladı.

Aradan 10 dakika geçmesiyle araba yurdun önündeydi. Herkes arabadan inmiş Hoseok da köşeye çekilmişti. Bakışları Jin ve Namjoon'un üstündeydi. Jin, Namjoon'un koluna girmiş, kaşlarını çatmıştı.

"Şu kaşlarını çatıp durma."

"Ne?"

Namjoon, Jin'in alnına bastırmış kaşlarının düzelmesini sağlamıştı. İkili yurda ilerleyip girdi. Hoseok da kafasında ki şapkayı iyice alnına doğru çekti. İkilinin gözden kaybolmasıyla kendiside arkalarından ilerledi. Bugün Yoongi'yi bulacak ve bu cehennemden çıkaracaktı.

Yavaşça yurdun kapısına yaklaştı ve içeriye doğru baktı. Etrafta kimseyi göremiyordu ve koca yurtta tek bir çıt çıkmıyordu. Yavaş adımlarla kapıdan içeri girdi ve gözleriyle etrafı taradı. İleri de sağ da merdivenleri görmesiyle seri adımlarla oraya doğru ilerledi. Merdivenleri ikişer ikişer çıktı ve 2.kata ulaştı. Kafasını koridora doğru uzattı ve seslerin geldiği yöne dikkatlice baktı.

Yavaş adımlarla koridor da ilerledi. Açık kapıyı görünce duvara yaslandı şimdi sesler daha fazla geliyordu. İkisi zaten Namjoon ve Jin'in sesleriydi. Hoseok adamın önünü kapattıklarını fark edince çaktırmadan açık kapının önünden geçti ve derin bir nefes verdi. Böyle şeylere alışık birisi değildi. Bir an önce Yoongi'yi alıp bu lanet yerden çıkıp gitmek istiyordu.

Seri adımlarla ilerleyip koridorun sonuna vardı ve bakışlarını kapıların üstünde ki yazılarda dolaştırdı. 'Temizlik Personeli' yazısını görünce derin bir nefes verdi ve kapı kolunu tuttu. Tek dileği bu kapının ardında küçük bebeğini görmekti. Kapının kulpunu aşağıya doğru indirdi ama açılmayan kapıyla sinirle kaşlarını çatmıştı. Şerefsiz herif tabiki de kapıyı kilitlemişti. Elini çekerek geldiği yolu tekrar geri gitti.

Açık kapıya yaklaştı ve kafasını içeriyi görmek için uzattı. Hala oradalardı ve derin bir konuşma içindeydiler. Hoseok telefonunu çıkarıp Jin'i aradı. Odanın içini melodik ses doldurunca bütün bakışlar Jin'e dönmüştü.

"Üzgünüm telefona bakıp geleceğim."

Jin elinde ki telefonuyla kapının dışına çıktı ve etrafa bakınıp Hoseok'u gördü. Ona yaklaştı ve fısıldadı.

"Aptal niye arıyorsun?"

"Anahtar lazım ve kapı kilitli."

"Ne bok yiyeceğiz?"

"Üstünde taşıyordur dikkatli bak ve onu ne yapıp ne edip al."

"Tamam buralarda ol. Olmadı yere falan atarım anahtarı ya da veririm bir şekilde."

Hoseok onu onaylamış geriye doğru yürümüştü. Sağına bakıp bir boşluk görmesiyle oraya girmişti. Şimdi kafasını o boşluktan uzatmış ne olacağını izliyordu. Jin tekrardan odaya girmişti.

"Artık çocuklara baksak mı? Sabırsızlandım da ben."

Jin sesini incelterek konuşmuştu. Umarım adam anlamazdı ve zor duruma girmezlerdi. Adam oturduğu sandalyeden kalktı. Jin'in dikkatini anında kemerinde takılı olan anahtarlar çekmişti. Şimdi onları nasıl alacaktı? Aklına gelen planla hızlıca Namjoon'a döndü.

"Hayatım sen lavaboya gidicektin sanki."

"Ne?"

Namjoon tek kaşını kaldırmış bir şeyler ima etmeyen çalışan Jin'e bakmıştı. Bir planı olduğunu anlayıp kafasını olumlu anlamda sallamıştı.

"Ah şey doğru lavaboya gitmem gerekli. Acaba nerede?"

"Sağ tarafa dönün görüceksiniz."

"Tamam, teşekkürler."

Namjoon odadan çıkmış seri adımlarla lavaboya gitmişti. Jin ise gülümseyerek adama bakmıştı. Adamın kendisini süzmesiyle sinirlendiğini hissedebiliyordu. Eğer ki işin ucunda Yoongi olmasaydı yumruğu adama çakmıştı.

"Biz de baksak mı? Sevgilim hemen gelir zaten."

"Olur buyrun."

Adam eliyle kapıyı gösterdi. Jin de seri adımlarla ilerledi hemen arkasında da adamın ayakkabı seslerini duyabiliyordu. Kapıdan çıkıp sola dönmüşlerdi ki Jin arkasını dönüp ayağı kaymış gibi yapmıştı ve adamın üstüne doğru düşmüştü. Adam da onu tutmak için kollarını beline dolamıştı.

"Ah çok üzgünüm ayağım kaydı."

Jin gülümseyerek eliyle adamın kemerinde ki anahtarı yavaşça çıkardı ve Hoseok'un yaklaşmasıyla anahtarları ona fırlattı. Hoseok hava da yakalayıp eski yerine geri döndü.

"Sorun yok, yerler biraz kayıyor."

Jin geriye çekilip önüne düşen saçı parmağıyla geriye doğru itekledi. Namjoon'un onlara yaklaşmasıyla gülerek ona döndü. Namjoon yanlarına gelince Jin elini tuttu.

"O halde bakalım artık."

"Tabii buyrun."

Hoseok gözden kaybolan bedenlerle elinde ki anahtarla tekrar aynı kapının önüne gelmişti. Şimdi hangisi hangi kapıyı açıyordu bilinmezdi. Dikkatlice anahtarların üstüne baktı ve silik yazıları okumaya çalıştı. Kaç tane anahtar geçtiğini bilmiyordu ama sonunda istediği anahtarı bulmasıyla zaferle gülümsedi.

Derin bir nefes vererek anahtarı deliğe soktu ve yavaşça çevirdi. Açılan kilit sesiyle ne ile karşılacağını bilmediğinden gerildiğini hissedebiliyordu. Kapının kulpunu indirerek aralanan kapıyı itekledi ve tamamen açılmasını sağladı. Koridorun ışığının içeriye vurmasıyla gözlerini kıstı ve içeriye baktı. Kimseyi göremeyince kaşlarını çattı. Yoongi burada yok muydu?

Odanın içinde duyulan hıçkırıkla Hoseok gözlerini araladı. Seri adımlarla içeri girdi ve gözlerinin karanlığa alışmasını bekledi. Etrafa baktı ve bebeğini görmesini diledi. Hemen kenarda, yer de oturan küçük bedeni görmesiyle ona doğru yaklaştı.

"Yoongi?"

Tek dileği o bedenin Yoongi olmasıydı başka hiçbir şey istemiyordu. Yavaşça dizlerinin üstüne çöktü ve küçüğün kafasını dizinden kaldırdı. Yoongi'nin yüzünü görmesiyle dudaklarından derin bir nefes döküldü.

"Yoongi güzelim?"

Yoongi duyduğu tanıdık sesle baygınlıkla gözlerini araladı ve karşısında ki bedene baktı.

"Yine hayal görüyorum değil mi?"

Susuzluktan boğazı acıyordu ve sesi fısıltıyla çıkmıştı.

"Hayır güzelim seni buradan çıkarmaya geldim."

"İyi hissetmiyorum."

Hoseok dolu gözleriyle Yoongi'nin zayıflayan yüzünü incelemişti. Onu çok özlemişti ve şimdiden yormak istemiyordu. O yüzden eve gidince ve kendini toparlayınca onu bol bol öpecekti.

Hoseok, Yoongi'yi kendisine çekerek kucakladı. Yoongi gözlerini kapatarak özlediği kokunun boynuna kafasını dayadı. Ve Hoseok bu saatten sonra kimin kime ait olduğunu çok güzel gösterecekti.

~°~

Benden bu kadarr xhsjzh
Umarım hoşunuza gitmiştir *-*

Continue Reading

You'll Also Like

409K 37.4K 33
Kore'nin nesillerdir düşman olan iki sürüsü; Kim'ler ve Jeon'lar aynı davete katılır. Beklemedikleri şey ise attığı yumruk ile ruh eşi oldukları orta...
119K 9.2K 38
sadece erkeklerin olduğu bir üniversitede gay yönelimin odağı ve tüm dikkati üzerine çeken Jungkook, bu durumdan sıkılan ve onu bu rahatsızlıktan ko...
1.3K 149 8
yoongi bir uyusturucu baronuydu hayatı gayet sakindi taki kucağındaki bebekle genç ve güzel bir adam ona çarpasıya kadar
59K 3.4K 25
Yeni okuluna başlayan Jimin oldukça heyecanlıydı. Okulda onu nelerin beklediğinden habersiz güzelce hazırlanmış ve okuluna ilk adımını atmıştı. Daha...