༲ 25 ༲

11.4K 793 426
                                    

"Yine de korkutucusun."

"Neyim korkutucu aptal?"

Yoongi kollarını birbirine dolamış çatık kaşlarıyla yer de oturan Felix'e bakıyordu.

"Kuyruğun ve kulakların yok. Hem gerçek aşkı bulduğunda cidden kayboluyorlar değil mi? O halde sen aşık mısın?"

Ben aşık mıydım? Aşkın ne olduğunu biliyor muydum? Bu hissettiğim duygular aşk mıydı? Yoongi'nin hiçbir fikri yoktu. Hoseok'u görünce nefesi düzensizleşiyor, eli ayağı birbirine dolaşıyordu. Göz göze geldiklerinde ise istemsizce utanıp gözlerini kaçırıyordu. Bunların hepsi aşka çıkıyorsa eğer, evet Yoongi aşıktı.

"Sanırım."

Felix duyduğu cevapla gülümsedi. Yoongi ise aklında ki düşünceler içinde kaybolmuştu. Kızgınlığını atlatalı yarın 1 hafta olacaktı. O günden sonra Hoseok'a yaklaşma konusunda tereddütlüydü. Çünkü utanıyordu ve istemsizce kendisini kaçarken buluyordu. Çalan kapıyla düşüncelerine ara verdi ve bakışlarını Felix'e kaldırdı. İkili aynı anda parmaklarını birbirine uzattı.

"Sen açıyorsun."

"Sen açıyorsun."

Yoongi kaşlarını çattı ve Felix'e baktı.

"Küçük olan sensin velet gidip o kapıyı aç."

"Of ya."

Felix yalancı bir sinirle ayağa kalktı ve kapıyı açmak için salondan çıktı. Yoongi ise ev de kimsenin olmaması rahatlığıyla iyice yayılmıştı. Kulağına dolan adım sesleriyle kafasını kapıya doğru çevirdi. Felix'in kaş göz hareketleriyle arkasını gösterdiğini anlamıştı.

"Jimin?"

"Efendim hyung."

Cılız ve çatallaşan ses tonunu duymasıyla endişeyle siyah saç tutamlarına sahip gence baktı. Jimin yavaş adımlarla Yoongi'nin yanına ilerleyip koltukta ki boş alana oturdu. Felix de hemen tekli koltuğa oturup sorunun ne olduğunu anlamak ister gibi gözlerini dikti.

"Kaç günden beri yanıma gelmiyorsun bir sorun mu var? Hem sen kızgınlığa girmedin mi? Neden kuyruğun ve kulakların hala var?"

Jimin tek tek yüzüne çarpan sorularla derin bir nefes verdi. Buraya gelirken ağlamamak için kendini tembihlemişti. Ama ağlayacağını elbet de biliyordu. Kurumuş dudaklarını ıslatarak araladı.

"Hyung ben gerçek aşkı bulamadım."

Jimin'in dediği şeyle ikili şaşkınlıkla ona baktı. Gerçek aşkı bulamayan kedi çocuklar bir süre sonra kederlerinden ölüyorlardı. Yoongi'nin yüzüne çarpan gerçeklikle ne yapacağını bilemedi.

"Emin misin? Namjoon'un sana karşı bakışları normal değildi farkında mısın? Hem kızgınlığına gireli ne kadar oldu?"

"Hyung seninle aram da sadece 2 gün vardı. Şimdiye kadar şu lanet şeylerin kaybolması gerekmiyor muydu?"

Jimin dolu gözlerini ellerinden kaldırıp Yoongi'ye baktı. Alt dudağı titremeye başlamıştı ve ağlamamak için kendini sıkıyordu.

"Hyung ben ölmek istemiyorum."

Sağ gözünden damlayan yaş tombul yanakta yol aldı.

"Saçmalama Jimin ölmeyeceksin. Şuan cidden saçmalıyorsun. Öyle bir şey olmayacak."

Daha fazla ağlayan Jimin'le, Yoongi yanına doğru kaydı ve kollarının arasına kendinden küçük olan bedeni aldı. Tek dileği öyle bir şeyin olmamasıydı.

CàtBoy ༲ Sopè ༲Where stories live. Discover now