Tiny | Larry

By gamzellimm

92.7K 6.1K 9.4K

"Hey Harry! Bak bugün okulda kimi buldum?" karşımdaki çelimsiz oğlanı inceledim. "Kim bu?" "Harry biraz kiba... More

Karşılaşma
Ufaklık
Umurunda Değilim.
Ona Ufaklık Deme!
O Çok Ağlıyor!
Küçük Koala
Abim!
Özür Dilerim
Senden Hoşlanıyor.
Ne Demek Yakışıyorlar?
Naif Ve Sıcak
Neden Hatırlamıyorum?
Onunla Evlenecek Misin?
Utanma Benden!
Sürpriz
Ayağına Mı Kapanayım?
Pasta
Nefret Ediyorum!
Final
Özel
Özel 2
🙏🏼
Uyarlama!

Tattoo

2.8K 203 139
By gamzellimm

Tişörtünü giyerken son umut kırıntılarım da bitmişti.

"Asma yüzünü Harry. İki haftadır buradayız annemin yanına sadece bir defa gittim. Haklı olarak özlemiş beni. Onunla biraz zaman geçirip akşam yine geleceğim." omuz silkip ona arkamı döndüm. "Şuna da bakın, Harry ben soğuk ve sinirli bir insanım Styles küçük bir çocuk gibi hareket ediyor."

"Git hadi, neden buradasın hala?" kollarını karnıma sarıp başımı başımın üstüne koydu.

"Sevgilim neden böyle yapıyorsun? Akşam çok geç olmadan evde olacağım zaten." gülümsememi son anda durdurdum. Bana böyle kelimelerle hitap ettiğinde söylediği şeyler daha güzel geliyordu.

"Annen boynundaki hala geçmeyen morlukları görünce ne yapacaksın?"

"Hayallerime kavuştum derim." gülümseyip ona döndüm. Ensesinden kendime çekip dudaklarımızı birleştirdim. Birkaç saniye sonra geri çekildi.

"Hayallerim bana kavuştu demeliydin." Kıkırdayıp ayağa kalktı. "Louis gerçekten buna gerek var mı? Annen buraya gelsin."

"Bugün Tobby gelecek ve hatırlatmak istiyorum ki çocuğu bana yaklaştırmıyorsun. Annem buraya gelip ne yapacak, senin beni Tobby'den uzak tutma çabalarını mı izleyecek?" ona sinirli bir bakış atıp odadan çıktım.

"Yine mi küstün? Gel öpeyim de barışalım."

"Sen git kendini öp." arkamdan kıkırdadığını duydum. Gözlerimi devirip mutfağa girdim. Kahve makinasını çalıştırıp fincan çıkardım. Sırtımda hissettiğim ağırlıkla bir adım öne sendeledim.

"Demek kendimi öpeyim?" fincanı tezgaha bırakıp bacaklarından tuttum.

"Sen iyi alıştım böyle sırtıma zıplamaya, bak tutmam yapışırsın yere." kulağımın altını öpüp kollarını ve bacaklarını sıkılaştırdı. "Git annen taşısın seni."

"Ama burnumdan getirdin, yeter. Sadece 2-3 saat." oflayıp kafamı salladım.

"Tamam, hadi git." yüzümü kendisine doğru biraz çevirdi. Dudağımı öpüp sırtımdan indi.

"Seni seviyorum. Beni istediğin zaman ararsın." O çıkarken kahveyi fincana boşaltıp salona geçtim.

~~~

"Tobby hadi seninle bir oyun oynayalım." heyecanla yüzüme baktı. "Louis'yi en uzun süre öpmeyen kazanır. Eğer Louis'yi öpmezsen sana çikolata alırım."

"Fıstıklı olandan mı?" kafamı salladım.

"Fıstıklı olandan." ellerini çırpıp kıkırdadı. "Ama oyunu Louis'ye söylemek yok."

"Tamam." Bella ve Louis yanımıza geldiklerinde ona bakıp gülümsedim. Tobby'nin saçlarını karıştırıp yanıma oturdu.

"Yorgun musun?"

"Evet annemle alışverişe çıktık. Tüm gün oradan oraya çekiştirdi beni."

"İstersen duş al biraz rahatlarsın." kafasını sallayıp ayağa kalktı.

"Yemek yediniz mi?"

"Evet." Bende Louis'nin arkasından odaya kadar yürüdüm. Odaya girdiğimiz andan belinden tutup kendime çekerek öptüm onu. Benden ayrılıp kıkırdadı.

"Bu ne içindi?"

"Özlediğim için. Bella ve Tobby'i göndereceğim biraz sonra biraz film izlemeye ne dersin?" kollarını omzuma atıp düşünüyormuş gibi yaptı.

"Olabilir. Zaten tüm gün yoruldum, kollarında dinlenmeye ihtiyacım var."

"Hmm demek öyle. O zaman hızlı ol." alnını öpüp salona geri döndüm. Hadi siz gidin artık. Evdekiler merak etmesin."

"Çikolata?" gözlerimi devirip mutfağa gittim. İki tane çikolata alıp yanlarına döndüm.

"Al bakalım bücür." ayakkabısını giydirip dışarıya kadar kucağımda taşıdım. Arabanın arka koltuğuna oturtup kemerini bağladım. "Sonra görüşürüz Tob." yanağımı öpüp gülümsedi. Onlar uzaklaşana kadar arkalarından bakıp eve girdim. Mutfaktan atıştırmalık bireyler alıp salona döndüm. Film seçip Louis'nin gelmesini bekledim.

"Aç kollarını." gülümseyip kollarımı açtım. Koridordan koşturarak yanıma geldi. Kollarımın arasına girip sıkıca belime sarıldı.

"Güzelim beni öldürmeye mi çalışıyorsun. Biraz nefes alsam fena olmaz." kollarını gevşetip başını göğsümden kaldırdı. "Şaka yaptım, gel buraya." gülümseyip eskisi gibi konumlandı.

"Filmi boşverelim. Sessizce oturalım." sesi mayışmış gibiydi.

"Eğer uykun varsa yatak odasına götüreyim seni."

"Burası iyi." saçlarını okşayıp öptüm. Başını göğsümden kaldırmadan bana baktı. Gülümseyip burnumu burnuna sürttüm.

"Bu çilek kokusu da ne?" dudağını büzüp bilmiyormuş gibi yaptı. "Sanırım ben nereden geldiğini biliyorum." önce yanaklarını öptüm. Sonra dudaklarımı yanağına sürterek dudağına kadar ilerledim. Alt dudağını dudaklarımın arasına aldım. Çilek tadıyla ve kokusuyla kendimden geçtiğimi hissettim. Dudaklarımızı arasında birkaç santim fark bırakacak kadar geri çekildim. Kendi dudağımı yalarken dilim onu dudağına da değdi.

"Bulabildin mi?"

"Buldum ve çok beğendim." dudağımı tekrar yalayıp dudağımda kalan çilek tadını almaya çalıştım.

"Çilek seviyorsun yani?" cıkladım.

"Çilekli Louis dudağı seviyorum." Kıkırdayıp yanağımı öptü. "Bugün ne yaptım biliyor musun?"

"Ses tonun kızacağım bir şey yapmışsın gibi geliyor."

"Tobby'e seni öpmemesi için rüşvet verdim. O da bir tane çikolataya sattı seni." alnını göğsüme yasladı.

"Şaka yaptığını söyle."

"Üzgünüm ama şaka yapmıyorum."

"Tanrım! Harry o küçücük bir çocuk. Ona böyle rüşvet vermemelisin. Ayrıca çok çikolata yediriyorsun, yapma. Fazlası zararlı olur." iç geçirip sesimi incelttim.

"Tamam anne." göğsüme vurup kaşlarını çattı. Gülümseyip burnunu öptüm. "Şu çilekli şeyden yine mi sürsen. Hatta istersen yatak odasına birlikte gidelim sürerken yardım ederim."

"Sapıksın Harry."

"Ama benim bu halimi seviyorsun."

"Maalesef ki öyle."

"'Maalesef ki' mi?" burnunu ısırdığımda beni ittirmeye çalıştı.

"Şaka yapıyorum aşkım. Seni her halinle seviyor olmaktan mutluyum."

~~~

Kucağımda çapraz yatarken kolumdaki dövmelerin üzerinde parmağını gezdiriyordu.

"Bende dövme yaptırmak istiyorum."

"O nereden çıktı şimdi? Canın acır, olmaz yaptıramazsın." masum bakışlarını atarken gözlerimi kırpıştırdı.

"Lütfen Harry, küçük bir şey yaptırırım. Canımın acıdığını hissedersem hemen bıraktırırım." parmak uçları yanağımda dolaşmaya başladı.

"Eğer canın acırsa hemen vazgeçeceksin." gülümseyip yanağımı öptü. Ona böyle çabuk yenilmekten nefret ediyordum. "Burada yaptıracaksan seni ilk dövmemi yaptırdığım yere götüreyim. Londra'dakine göre eli daha hafif."

"Tamam ben hemen hazırlanırım." kollarımı sıkılaştırıp kalkmasını engelledim.

"Böyle çok sevimlisin. Değiştirme üzerini." Çünkü benim kazağımı giymişti ve bu çok sevimli duruyordu. Kıkırdayıp kafasını salladı. Dövmeciye gitmek üzere evden ayrıldık. On dakikalık bir yolculuktan sonra hiç değişmeyen yere baktım. Louis'nin elini tutup içeri girdim. Vücuduna yeni dövmeler eklenmiş adam beni gördüğünde duraksadı.

Kollarını açarak yüksek sesle "Harry!" dedi. Louis'nin elini bırakmadan tek kolumla sarıldım.

"Selam Troy." benden ayrılıp Louis'ye baktı. "Erkek arkadaşım Louis."

"Vay canına! Bir erkek arkadaşın var ve sen rahatça onun elini tutup benimle tanıştırabiliyorsun. Normalde asla böyle şeyler yapmazsın."

"Aşk insanı değiştirebiliyor." Louis gülümseyip koluma sarıldı. "Her neyse sevgilim dövme yaptıracak ama çok acımaması lazım. Eğer acırsa yüzünden anlarım ve hemen bırakmanı isterim."

"Tamam aşk böcekleri, kataloğa bakın siz ben içeriyi hazırlayayım." kafamı sallayıp Louis'yi kataloğların olduğu koltuğa çekiştirdim. O şekilleri incelerken ben onu mimiklerini izliyordum. Bazen yüzünü buruşturuyor, bazense hayranlıkla bakıyordu.

"Harry bunu istiyorum." gösterdiği şekle baktığımda kaşlarımı çattım.

"O uzun sürer ve canın çok yanar bebeğim, olmaz. Daha küçük bir şeyler seç."

"Ama bu senin gemi dövmenle uyumlu olurdu." gülümseyip alnını öptüm.

"Başka bir zaman yaptırırız onu. Şimdi daha küçük bir şeyler olsun." oflayarak kataloğu kapattı.

"Sen bir şeyler çiz, itiraz etmeden kabul edeceğim." Bu işime gelmişti kenarda duran kağıt kalemi aldım. "Sakın nokta falan yapmayı düşünme."

"Nereden anladın öyle bir şey yapacağımı?" omuz silkip iç çekti. "Tamam, sen benim dövmelerimle uyumlu bir dövme istiyorsun değil mi?" kafasını salladı. "O zaman şöyle yapalım." kolunu gösterdim. "Burada bir yazı yazıyordu. Tırnak içine alınmamış bir yazı." söyleyeceğim şeyi anlamış gibi gülümsedi.

"Tırnak işareti yaptırmamı istiyorsun?" kafamı salladım. "Tamam. Eğer canımın acımadığını anlarsam bir tane daha istiyorum."

"Kabul."

"Seçtiniz mi?" Louis'nin koluna bakındım.

"Bileğine tırnak işareti istiyoruz. Sonra duruma göre başka bir şey daha yaptırabiliriz." kafasıyla onaylayıp diğer odayı gösterdi. Birlikte odaya girdiğimizde Louis'nin gözleri odada gezindi. Koltuğa oturduğunda alt dudağını dişledi.

"Hala vazgeçebilirsin." kafasını iki yana sallayıp gülümsedi. Kolu steril bezlerle silinirken her adımı dikkatle izliyordu. Her şey tamamlanıp dövme tabancası çalıştığında irkildi.

İç geçirip alnını öptüm. "Kalk gidelim güzelim." diye mırıldandım.

"Devam edin lütfen." gözlerimi kapatıp sabır diledim. Elimi tutup gülümsediğinde elinin üzerini öptüm. İğneler vücuda değdikçe dudağı daha da büzülüyor, gözleri kısılıyordu.

"Harry sende bir şey yaptıracak mısın?"

"Hayır, şuan yeterince dövmem var." Louis dudaklarını birbirine bastırmaya başladığında ofladım. Dudaklarımı dudaklarına bastırıp dikkatini dağıtmaya çalıştım. Bir süre öyle kaldık.

Troy "Bitti." dediğinde geri çekildim. Dudağımı ıslatıp koluna baktım. Son işlemler yapıldığında elini tutup kaldırdım.

"Diğer istediğin şeyi başka zaman yaptırırız. Yeter bu kadar." itiraz etmek için ağzını açtığında kaşlarımı kaldırdım.

"Böyle yapınca korkunç oluyorsun." kollarını göğsünde birleştirdiğinde gözlerimi devirip ücretini ödemek için odadan çıktım.

~~~

Sonraki bölüm final!!!

Continue Reading

You'll Also Like

191K 20K 34
taehyung kırmızı defterini kaybeder 290423, tk ☁️
82.3K 4.9K 31
Kore'nin sayılı zenginlerinden çapkın, evli ve homofobik Byun Baekhyun kazara bir erkekle yatarsa ne olur?
433K 35.6K 27
Melez Kaplan Taehyung, Melez Tavşan Jungkook ile sevgili olmak istiyordu Ha birde onu altında inletmeyi... [texting+düz yazı] #3 - taekook [13.08.202...
1.7K 296 15
"Şarkıların anlamlarında saklı trilyonlarca duygu, milyonlarca anlam vardır Baekhyun. Bu kadar duyguyu ve anlamı senden saklayamazdım daha fazla deği...