Tiny | Larry

By gamzellimm

92.8K 6.1K 9.4K

"Hey Harry! Bak bugün okulda kimi buldum?" karşımdaki çelimsiz oğlanı inceledim. "Kim bu?" "Harry biraz kiba... More

Karşılaşma
Ufaklık
Umurunda Değilim.
Ona Ufaklık Deme!
O Çok Ağlıyor!
Küçük Koala
Abim!
Özür Dilerim
Senden Hoşlanıyor.
Ne Demek Yakışıyorlar?
Naif Ve Sıcak
Neden Hatırlamıyorum?
Onunla Evlenecek Misin?
Utanma Benden!
Sürpriz
Ayağına Mı Kapanayım?
Nefret Ediyorum!
Tattoo
Final
Özel
Özel 2
🙏🏼
Uyarlama!

Pasta

3.1K 229 251
By gamzellimm

"İyi misin?" burnunu çekip bana gülümsedi.

"İyiyim, merak etme." baş parmağımı sol elmacık kemiğinde gezdirdim.

"Eğer istersen evimize dönebiliriz."

"Hayır, daha Tobby için pasta yapacağım, unuttun mu?" gülümseyip alnını öptüm. Annesiyle konuşmuş ve tartışmışlardı. "Gidelim mi? Baban beni gördüğünde yine çok sevinecek." kahkaha atıp ayağa kalktım.

"Gel bakalım. Onu öyle rahatsız görmek hoşuma gidiyor."

"Jane'in sana öyle yakın olmaya çalışması da beni rahatsız ediyor." onu kollarımın arasında sıkıştırıp yürümeye devam ettim.

"Jane daha çocuk bebeğim, kendince bizi mutlu etmeye çalışıyor."

"Bizi değil, seni mutlu etmeye çalışıyor." gülümseyip arabanın kapısını açtım. Arabaya binip hareket ettirdim.

"Sen kıskanıyor musun?"

"Evet." deyip omuz silktiğinde şaşkınca ona baktım. İlk defa kıskandığını tek seferde kabul etti. "Yola bak Harry. Neden şaşırıyorsun ki? Kıskandığımı saklayacak değilim." evin önünde durup onu kendime çektim yanaklarını ısırıp öptüm.

"Ya çocuk mu seviyorsun? Bu ne böyle?" yanağını son kez öpüp arabadan çıktım. Louis'de yanıma geldiğinde elini tutup eve ilerledim. İçeri girdiğimizde Tobby, Louis'nin köpeğinin peşinden koşturuyordu. Bu görüntüye gülümseyip onun dikkatini çekmek için ıslık çaldım. Bana bakıp gülümseyerek yanıma koştu. Koltuk altlarından tutup havaya kaldırdım.

"Özledin mi beni?" kahkaha atarak kafasını salladı. Louis yanına gelen köpeği kucağına alıp öptü.

"PASTA!" Tobby heyecanla bağırarak Louis'ye baktı.

"Sen ve abin ellerinizi yıkayıp mutfağa gidin bende köpeğimi odaya bırakıp geliyorum." Tobby'i banyoya götürüp elini yıkamaya başladım.

"Köpük, köpük" deyip ellerini çırpmaya başladı. Gülüp ellerini tuttum.

"Evet köpükler çok güzel ama üzerimize köpük gelmemesi lazım. Louis bizi mutfağa almaz, tüm pastayı kendisi yer." gözlerini kocaman açıp şaşkın bakışlarını gözüme dikti.

"Hepsini mi?" kafamı salladığımda ellerini musluğun altına tuttu. Suyu açıp ellerini durulamasına yardım ettim. Kolundaki kızarıklığın üzerinde parmağımı gezdirdim.

"Koluna ne oldu Tob?" küçük elleriyle ağzımı kapattı.

"Şşt sessiz ol, düştüm. Annem duymasın." kaşlarımı çatıp ellerini ağzımdan çektim.

"Ne zaman düştün?" bileğimdeki bilekliklerle oynamaya başladı.

"Köpekle oynarken." ellerini ve ıslattığı ağzımı kurulayıp mutfağa götürdüm. Louis malzemeleri çıkarmaya başlamıştı. Onu tezgahın üzerine bırakıp dolaptan buz aldım.

"Onu ne yapacaksın?"

"Tobby düşmüş, kolu kızarmış."

"Çok acıdı mı aşkım?" Tobby'nin yanına gelip yüzünü ellerinin arasına aldı.

"Öpersen geçer." deyip kolunu uzattı. Bücüre şaşkınca baktım. Louis kıkırdayıp kolunun kızaran yerini öptü. "Geçti bile." deyip Louis'nin boynuna sarıldı.

"Buzu koyalım morarmasın." Louis ondan uzaklaşıp benim için yer açtı. Buzu koluna hafifçe dokundurup hala Louis'ye bakıp gülümseyen yüzüne baktım. "Louis pastayı yapmaya başlayabilirsin." Kıkırdayıp yanağımı öptü. O bir şeylerle ilgilenirken Tobby'nin yüzüne doğru eğildim.

"Sevgilimden uzak durmalısın bücür." omuz silkip Louis'yi izlemeye devam etti. "Tobby git ablanı bul, ben pasta getiririm sana."

"Hayır." deyip yeri gösterdi. Onu yere bırakıp ne yapacağını izledim. Louis'nin yanına gidip başını bacağına yasladı. Louis ona bakıp gülümsedi. Kucağına alıp tezgaha bıraktı.

"Bir şey isteyeceğin zaman bana söyle ki düşmeyesin, tamam mı?" kafasını sallayıp gözlerini kırpıştırdı. Kollarımı göğsümde birleştirip arkamdaki tezgaha yaslandım. "Harry, benim için süt getirir misin?"

"Tobby getirsin." sesimin aksi çıkmasını engelleyemedim. Kaşlarını çatıp bana baktı. Yanıma gelip belime sarıldı. Başını omzuma koyup çene kemiğimi öptü.

"Kardeşini mi kıskanıyorsun aşkım?" gülümseyip kollarımı sırtına sardım.

"Canavar gibi. Kendini öptürmeye çalışmalar falan-" Tobby uzandığı şeyi alamayıp ayağa kalktığında düşücekken tişörtünü ensesinden tuttum. Havada asılı kalırken Louis şoka girmiş gibi bakıyordu. Derin bir nefes verip Tobby'i kucağıma aldım.

"Tobby, sana istediğin şeyi bana söyle demiştim." Louis'nin gözleri dolduğunda ona da sarılıp alnını öptüm.

"Tamam güzelim, zaten korktu. Biraz su verir misin?" bardağa su doldurup bana uzattı. Tobby'nin içmesini sağlayıp ıslanan gözlerini kuruladım. "Louis ve ben senin için pasta yaparken sende biraz çizgi film izle. Sonra da birlikte pasta yeriz." kafasını sallayıp titreyen çenesini durdurmaya çalıştı. Louis onun yanağını öpüp gülümsedi.

"Ağlama aşkım, amacım seni üzmek değildi. Sadece sana bir şey oldu sandım." Tobby kafasını sallayıp burnunu çekti. Onu salona götürüp televizyonun karşısına oturttum. Rastgele bir çizgi film açıp mutfağa döndüm. Louis pastayı yapmaya devam diyordu. Arkasından sarılıp ensesini öptüm.

"Sen ondan daha çok korktun." Elimi kalbinin üzerine koyduğumda çok hızlı atıyordu. "Sakin ol Lou, bir şey olmadı işte. Kendini de suçlama."

"Ama benim yüzümden oldu."

"Saçmalıyorsun. İşine bak, çocuk pasta bekliyor senden." karnındaki kollarımı sıkılaştırıp saçlarını öptüm. "Bir saniye bana bakar mısın?" Bana bakıp kaşlarını çattı. Ne yaptığımı anlamaya çalışıyordu. Dudağımın dudağına bastırıp yumuşak bir öpücük bıraktım.

Boğaz temizleme sesi geldiğinde Louis benden uzaklaşmaya çalıştı. İzin vermeyip kapıya baktım. "Ne yapıyorsunuz?"

"Öpü-" karnıma yediğim dirsekle sözümü tamamlayamadım. "Yani Tobby, Louis'den pasta istedi. Onu yapıyoruz." Louis karnında birleştirdiğim ellerimi açmaya çalıştıkça sıkılaştırdım.

"Anladım. Bella ve Jane nerede?"

"Bekçileri olmadığım için bilmiyorum." Gözlerini devirip kapıya ilerledi. Kapıdan çıkmadan önce bana baktı.

"Az önceki yaptığınız şeyi ortalık yerlerde yapmayın. Odanızda istediğinizi yaparsınız ama unutmayın bu evde küçük bir çocuk var."

"Dedi hergün karısının kendisini çocuğunun yanında yalamasına izin veren adam." Babam kaşlarını çatıp mutfaktan çıktı.

"Fazla zorluyorsun Harry, adam haklı." başımı omzuna yaslayıp yanağını öptüm.

"İstediğim yerde istediğim kişiyi öperim. O bana karışamaz."

"Adamın evinde kalıyoruz sevgilim, onun kurallarına uymak zorundayız." omuz silkip hızlıca hareket eden ellerini izledim. "Harry arkamdan çekilecek misin? Rahat hareket edemiyorum."

"Abi, ben acıktım." kapının önünde duran ufak sarı kafaya baktım. Kollarımı Louis'den çekip yere eğildim. Koşarak kucağıma zıpladı.

"Annen nerede Tob?" alt dudağını büzüp bilmediğini belirtti. Bu ne biçim kadın böyle, çocuğuyla ilgilenmiyor bile. "Senin için ne hazırlamamı istersin."

"Muz ve süt!" diye bağırıp ellerini çırptı. Gülümseyip kafamı salladım. Dolaptan muz çıkarıp bir kasenin içinde ezdim. Üzerinde de muz döküp karıştırdım. Bardağa boşaltıp onu sandalyesine oturtup, sütü önüne bıraktım. Louis bayağı yol katetmiş gibi duruyordu.

"Yardım etmemi ister misin Lou?"

"Hayır hallediyorum."

~~~

"Tobby, abini rahat bırak biraz." Tobby omuz silkip yüzünü göğsüme daha çok yasladı. Saçlarını karıştırıp öptüm.

"Pasta?" diye mırıldandı mayışmış sesiyle.

"Getirecekler şimdi." pasta servisi yapılırken babamın karısı ayağa kalktı.

"O Tobby için çok büyük." kaşlarım istemsizce çatıldı.

"Saçmalıyorsunuz, küçücük dilim."

"Annesi daha iyi bilir Harry." Louis sessizce mırıldandığında bakışlarımı ona çevirdim.

"Annesi çocuğu saatlerce yalnız bırakmayı iyi bilir. Ne kadar isterse o kadar yesin çocuk." tabağı kadının elinden alıp Louis'ye verdim. Pastayı Tobby'ye yedirmeye başladı. "Beğendin mi Tob?" dilin dudaklarında gezdirip kafasını salladı.

"Çok güzel." Louis gülümseyip yanağını öptü. Pastanın tamamını yedirdikten sonra ayağa kalktı. O mutfağa giderken bende Tobby'yi annesine verdim.

"Biz odama çıkacağız, iyi geceler." Bella'nın saçlarını öpüp merdivenin yanında bekledim. Louis geldiğinde elini tutup yukarıya doğru çekiştirdim. Arkamdan babamın homurdandığını ve Bella'nın ona bizi rahat bırakmasını söylediğini duydum.

"Harry, yanlış yapıyorsun." odaya girip kendimi yatağa bıraktım.

"Hangi konuda?"

"Tobby annesi ne diyorsa onu yapmalı. Şimdi senden yüz bulursa hep aynı şeyleri ister ve onunla senin kadar hiç kimse ilgilenmez. Annesinin dediklerini dinle." ellerimi yatağa yaslayıp doğruldum.

"Kadın tüm gün boyunca yoktu Louis. Çocuğu ne yapıyor, aç mı, umurunda bile değil kadının. Küçücük çocuk elbette pastayı çok yemek isteyecek." yanıma gelip bacağıma oturdu.

"Farkındayım ama biz gittiğimizde de aynı ilgiyi bekleyecek, göremediği zaman yine o üzülecek." kollarımı beline sarıp başımı omzunda dinlendirdim.

"Dikkat ederim." başını başımın üzerine yaslayıp yanağımı okşadı. "Kokun çok güzel." Kıkırdayıp kollarını boynuma sardı. "Bunu hep söylüyorum değil mi?"

"Hoşuma gitmediğini söyleyemem." burnumu boynuna sürtüp öptüm.

"Hmm, demek öyle?" Kıkırdayıp ensemdeki saçlardan tutarak kafamı geri çekti. "Keşke bu evde olmasaydık, kendimi bu kadar kısıtlanmış hissetmezdim." bakışları dudaklarıma indi. Parmağı dudağımın üstünü okşarken kendimi tutmak daha da zorlaşıyordu.

"Uyusak mı? Yoksa pek iyi şeyler olmayacak." kafasını sallayıp kucağımdan kalktı.

~~~

Su almak için odadan çıkıp merdivenleri inmeye başladım. Babamın, ve karısının sesleri geliyordu.

"Oğlumuzu nasıl etkilediğini görmüyor musun gerçekten?"

"Sussan lütfen, sadece kardeşiyle iyi anlaşmaya çalışıyor."

"İy mi anlaşmaya çalışıyor? Oğlumu da kendisi gibi serseri yapmaya çalışıyor ama sen bunun farkında değilsin. Belki de kıskanıyor. Kendisi bu kadar ilgi görmediği için onu kendine benzetmeye çalışıyor. Onun daha fazla burada kalmasını istemiyorum." sessiz kalıp geldiğim yöne geri döndüm. Birkaç adım atmıştım ki tekrar konuştu.

"Tobby uyumadan önce bana ne söyledi biliyor musun? Louis'yi Harry gibi öpmek istediğini söylediği. Daha üç yaşında bir çocuk bir erkeği dudağından öpmek istiyor."

"Yeter bu kadar. Onlar gittikten sonra unutacaktır. Sen ve beni gördüğünde de Jane'i öyle öpmeye çalışıyordu. Gördüğü her şeyi denemeye çalışıyor işte." odaya geri dönüp yatağa girdim.

"Harry?"

"Benim." Bana dönüp yüzüme baktı.

"Bir şey olmuş, yüzünden belli."

"Yarın başka bir yere gidiyoruz. Bu evde daha fazla kalmak istemiyorum."

"Birisi bir şey söyleyip canını sıktı değil mi?" beline sarılıp yakınıma çektim. Burnumu boynuna bastırdım.

"Sadece gidelim işte."

Continue Reading

You'll Also Like

45.3K 3.8K 13
Kim Taehyung öğrencisine fazla mı ayrıcalık tanıyordu? Daha ona sınav cevaplarını verdiği kısma gelmedik. Yaş farkı !
5.2K 416 19
Bizim çiçeğimiz kesinlikle bir sarı gül; dostluk, arkadaşlık, ama aynı anda biten bir aşk, ayrılık demek.
164K 17.2K 53
Jungkook, erzağının bitmesiyle kendine yiyecek birşeyler ararken, Taehyung'un liderlik yaptığı bir küçük bir şehirle karşılaşır. Jungkook, açlığını d...
23.7K 2.5K 43
YiZhan Umarım severek okursunuz 💜