Tuğçe;
-Ulan Kuzey salağı ne yapıyorsun?
.....
-Ne??
.....
-Niye haber vermiyorsun oğlum?
......
-Aferin Kuzey aferin
.........
-Tabiki de hayır.
......
-Oğlum diyelim yaptım teyzem duyarsa ne diyeceğim?
......
-Ya bir tarafların tutuşunca direk Tuğçe yetişir dimi? Yok canım yok seni böyle yapan benim hep ben sana yüz veriyorum.
.........
-Tamam...tamam Allah'ın cezası tamam.
.......
-İyi tamam sonra görüşürüz. Kendine dikkat et.
Telefonu kapatıp balkondan içeri girdim. Gerçekten ömrüm şu ikisini birleştirmeye çalışmak ile geçmişti. Hayır yani biraz normal olsanız da direk söyleseniz sevdiğinizi. Yok illa araya bir ekşın sokacaklar. Yeminle ömrümü tükettiler. Odama geçip üzerimi değiştirdikten sonra aşağı kata indim. Tam kapıdan çıkacakken annemin sesi ile durdum.
-Nereye Tuğçe
Heh şimdi nanayı yemiştim. Ne diyecektim?
-Tuğçe ne haltlar karıştırıyorsun sen? Yine
Sanki her gün bir şeyler karıştıryorum birde yine diyor. Aslında karıştırıyor olabilirim ama bundan annemin nasıl haberi oluyor ki. Bir ben birde bizimkiler biliyor ne yaptığımızı. Ulan yoksa bizi mi takip ediyor? Saçmalama be Tuğçe kadının işi gücü yok sizi mi takip edicek pehhh.
-Anne bir şeyler karıştırdığım yok nereden çıkartıyorsun böyle şeyleri? Alt tarafı İlaylara gidiyorum.
-İyi tamam git.
Oha ilk defa bir olayı uzatmadan izin verdi. Eee elime böyle bir şans geçmişken neden böyle yaptığını sorgulayacak değilim. Annemin ani ruh değişiliklerine yakalanmamak için hızlıca evden çıktım.
Caddeye çıktığımda kendi kendime söyleniyordum. Yanımdan geçen herkes bana tip tip bakıyor üstüne birde "cık cık cık yazık" diyorlardı. Yazık olup olmadığını sizden öğrenmeye mecburmuyum ben. Ben biliyorun zaten bana yazık olduğunu milletin aşkının ızdırabını ben çekiyorum.
Karşımda gördüğüm şeyle gülmeye başladım. Koşarak yanına gittim.
-Nabersin hacı görüşmeyeli neler yaptın hangi civarlarda gezdin?
Köpek bana havlarken eğilip kafasını sevmeye başladım. Bundan hoşlandığını belirten sesler çıkartıyordu.
-Eeee hacı sen tek mi çıktın dışarıya?
Köpek bana normal bir şekilde bakmaya devam ederken ;
-Diyorum ki senin kavak ağacı nerede?
Köpek arkamda ki bir noktaya bakıp havlamaya başlayınca bende kafamı çevirip arkama bakmıştım.
-Onun adının hacı olmadığını söylemiştim
-Aman be ha hacı ha Rıfkı hem hacı diyincede bakıyor.
-Ama senin yüzünden ismini unutucak.
Gülerek hacının kafasını okşadım.
-Amma uzattın be kavak ağacı
-İsmim Kavak değil ağacı hiç değil.
-Ya sen ne değişik birisin bir sus yeter her dediğime bir itirazın var kardeşim.
Önümdeki köpek krem renkli bir köpekti ve çok güzeldi. İnsanın baktıkça bakası geliyordu.
-Biliyor musun bende çok istemiştim eve köpek almayı ama annem çok karşı çıktı. Bende sokak köpeklerine falan bakıyorum ama seninki ayrı bir güzel.
Kavak ağacı yanıma gelip köpeğinin yanına diz çöktü. Elini köpeğe uzattı çok geçmeden de hacı kafasını Kavak ağacının elinin üzerine koydu.
-Evde bir arkadaşın olması çok iyi helede bu bir köpekse her istediğini yapıyor. Tamam belki her önüne gelen terlik ile oyun oynayıp yırtıyor olabilir ama alışıyorsun.
-Hacı hiç yakıştıramadım sana bunu, ne demek terlikleri yırtmak.
Köpek başını eğip bana bakmamaya başlayınca Kavak ağacı;
-Sana küstü, biraz kırılgandır da.
-Ya seni yerim demek küstün bana.
Hacıyı sevdikten sonra yerimden doğrulup ayağa kalktım.
-Ee gitsem iyi olucak bu arada ben Tuğçe diyerek elimi uzattım. Karşımdaki Kavak ağacıda ayağa kalkıp elini uzattı bende Azel
Azel ismi bana bir yerden tanıdık geliyor ama Allah Allah nerede duydum acaba.
-Memnun oldum diyip elini sıktım.
Azel" bende memnun oldum"
-Neyse Azel sonra görüşürüz şimdi gitmem lazım
Azel" görüşürüz"
****
İlay'dan
Tuğçe" İlay, kuzum nasılsın bakalım?"
İlay" iyiyim vallahi turp gibiyim"
Tuğçe"Off bak bunu sana söylememem gerekiyordu ama söylemezsem kendimi kötü hissederim. Eğer söylersemde ölürüm off "
İlay" Tuğçe ne saçmalıyorsun?"
İlayda'nın mutfakta uğraşmalarının belirtileri olan bardak seslerini duyunca İlay'a dönüp sessizce konuşmaya başladım.
Tuğçe" Kuzey İzmir'e gitmemiş İlay"
Duyduğum şey ile bir kaç dakika gözlerimi kırpmadan Tuğçe'ye baktım. Dalga mı geçiyordu benimle yoksa gerçektende Kuzey gitmemişmiydi. İyide gitmediyse neredeydi? Şimdiye kadar neden ortaya çıkmadı?
İlay" neredeymiş?" gözlerim dolmuştu. Neden bu kadar savunmasızdım neden Kuzey'in ismi geçince bile kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyor? Peki neden ağlıyorum o beni bırakıp giderken ağlıyacağımı düşünmemişmiydi? Bilmiyor mu benim duygusal biri olduğumu?
Tuğçe " ağlama sakın ağlama.......tamam Kuzey kuzenim ama yaptığı şey.....yaptığı şey normal değil İlay biliyorsun."
İlay" nerede?"
Tuğçe" sakin ol İlay"
İlay" ne sakini görmüyor musun halimi mutluymuş gibi davranmaktan bıktım anlıyor musun? Saçlarıma bak, görüyorsun dimi rengarenkler neden? Ben sana söyleyeyim Kuzey'i unuttum deme şeklim sözde bu. Hayatıma bakıcam deme şeklim bu ya ben 2 haftadır nelerle uğraşıyorum. Bazen, bazen diyorum keşke o mesajı atmasaydım. Ne heyecanla atmıştım dimi o mesajı" gözlerimden akan yaşları silip " bir umut dedim Tuğçe belki arkadaşlıktan daha ileri gidebiliriz diye düşündüm ama olmadı"
İçeriye koşarak giren İlayda'nın bakışları ilk önce Tuğçe'ye sonra yerde oturmuş hüngür hüngür ağlayan bana dönmüştü.
İlayda" İlay ne oldu? Ne oldu ikizim niye ağlıyorsun? Hani bir daha asla ağlamıyacaktık. Ağlarsak mutluluktan ağlıyacaktık"
İlay" Gitmemiş İlayda gitmemiş"
İlayda" Kim? Kim gitmemiş İlay?"
Burnumu çekip " Ku-Kuzey gitmemiş"
İlayda" o zaman hangi delikteymiş"
Arkadan gelen ses ile Tuğçe'ye döndüm " yazlıkta....bizim yazlıkta eniştemin yanına hiç gitmemiş otobüse bindikten 15 dakika sonra İstanbul'dan çıkmadan otobüsten inmiş. Eniştem ile konuşmuş teyzeme burda olduğunu çaktırmamışlar. Tabi bize de....."
İlay" beni gördü dimi Tuğçe acı çektiğimi, tamam belki hiç sevgili olmadık, tamam belki bana ümitde vermedi ama benim onsuz yapamıyacağımı biliyor. Ya kabulüm yağ kabulüm arkadaşça yanımda kalmasına bile kabulüm"
İlayda" İlay artık kendine gel lütfen bir daha söylemiyeceğim"
İlay" Ne yapıcaksın İlayda kendime gelmem için tokat mı atıcaksın öncelerde olduğu gibi. Ya seni seven biri var, senin peşinden koşan biri. İlayda benim sevdiğim benden kaçıyor bende yüzsüz gibi onu düşünüyorum peşinden gitmek istiyorum."
İlayda yanıma oturup sıkı sıkı sarıldı "Şşt tamam sakin ol İlay sakin ol. Sen yüzsüz değilsin ki"
Tuğçe" Kuzey mal hatta ultra mal"
Tuğçe yanağından akan bir damla göz yaşını arkadaşları görmeden silmişti. İlayda ise ne yapacağını bilmiyordu. Bir yandan Kuzey'i suçluyor bir yandan haklı buluyordu kendiside aynı durumun içerisindeydi gitmesi mi gerekiyor kalması mı gerekiyor bilmiyordu. Ama kardeşini, canını böyle gördükçe Kuzey'e kızıyordu kalsa ne olurdu? Arkadaşı olarak yanında dursaydı bunca senenin hatrına ne olurdu diye düşünüyordu.