Vulcanus [bxb]

بواسطة vampiryazar

549K 50K 26.5K

Lunaparkta sürekli çıkışı kaybeden bir çocukla ve onu her seferinde çıkışa götürmeyi görev bilmiş diğer bir... المزيد

~bölüm bir~
~bölüm iki
~bölüm üç
~bölüm dört
~bölüm beş
~bölüm altı
~bölüm yedi~
~bölüm sekiz
~bölüm dokuz
~bölüm on
~bölüm on bir~
~bölüm on iki
~bölüm on üç
~bölüm on dört~
~bölüm on beş
~bölüm on altı
~bölüm on yedi~
~bölüm on sekiz
~bölüm on dokuz
~bölüm yirmi~
~bölüm yirmi bir~
~bölüm yirmi iki
~bölüm yirmi üç
~bölüm yirmi dört~
~bölüm yirmi beş
~bölüm yirmi altı
~bölüm yirmi yedi~
~bölüm yirmi sekiz
~bölüm yirmi dokuz
~bölüm otuz~
~bölüm otuz bir
~bölüm otuz iki~
~bölüm otuz üç~
~bölüm otuz dört
~bölüm otuz beş~
~bölüm otuz altı
~bölüm otuz yedi
~bölüm otuz sekiz~
~bölüm otuz dokuz
~bölüm kırk
~bölüm kırk bir~
~bölüm kırk iki~
~bölüm kırk üç
~bölüm kırk dört
~bölüm kırk beş
~bölüm kırk altı~
~bölüm kırk yedi~
~bölüm kırk sekiz~
~bölüm kırk dokuz
~bölüm elli~
~bölüm elli bir~
~bölüm elli iki~
~bölüm elli üç
~bölüm elli dört
~bölüm elli beş~
~bölüm elli altı~
~bölüm elli yedi
~bölüm elli sekiz~
~bölüm elli dokuz~
~bölüm altmış
~bölüm altmış bir
~bölüm altmış iki~
~bölüm altmış üç~
~bölüm altmış dört~
~bölüm altmış beş~
~bölüm altmış altı~
~bölüm altmış yedi
~bölüm altmış sekiz
~bölüm altmış dokuz
~bölüm yetmiş
~bölüm yetmiş bir
~bölüm yetmiş iki
~bölüm yetmiş üç~
~bölüm yetmiş dört~
~bölüm yetmiş beş~
~bölüm yetmiş altı~
~bölüm yetmiş yedi~
~bölüm yetmiş sekiz~
~bölüm yetmiş dokuz~
~bölüm seksen
~bölüm seksen bir
~bölüm seksen iki~
~bölüm seksen üç~
~bölüm seksen dört
~bölüm seksen altı~
~bölüm seksen yedi
~bölüm seksen sekiz
~bölüm seksen dokuz~
~bölüm doksan~
~bölüm doksan bir~
~bölüm doksan iki~
~bölüm doksan üç~
~bölüm doksan dört
~bölüm doksan beş~
~bölüm doksan altı
~bölüm doksan yedi~
~bölüm doksan sekiz~
~bölüm doksan dokuz
~bölüm yüz
~bölüm yüz bir~
~bölüm yüz iki (final)~
ÇOK MUTLU OLACAKSINIZ
🌈özel bölüm🌈
+sevgililer günü özel bölümü
özel bölüm🐇💖

~bölüm seksen beş~

3.8K 323 136
بواسطة vampiryazar

Evrim
Aynı gün, 02:43

Buz kesmesi uzun sürmeyen ellerimle kapıyı araladım.

Başımı kapıdan çıkardım ve etrafı kolaçan ettim.

Bahçenin kapısına düşen gölgeyi gördüğümde gülümsedim. Orada bekliyordu.

Kapıyı arkamdan kapattım. Ellerimi ceketimin ceplerine sokup yavaş yavaş karanlığa yürüdüm.

O karanlılığın en dibinde olsa, sırf o var diye yürümekten asla korkmayacaktım.

Paranoyak tarafım, babam veya başka birisi camdan görecek diye başımı eğmeme sebep olmuştu. Ceketimin içine giydiğim kapüşonluyu sonunda başıma çektim ve kendime insanları-bu-saatlerde-bıçaklıyorum, kafayı-çekiyorum imajı verdim.

Çağıl tellere yaslanmış telefonuyla oynuyordu.

Beni gördüğünde "Me-Merhaba,"dedi.
"He-Heyy..."

Soğuktan konuşamıyorduk.

Telefonunu cebine soktu. Bir şey demeden belimden beni nazikçe kendisine çekti.

Başımı göğsüne gömdüm.

Ellerini belimde birleştirdi. Ben de sırtına kollarımı uzatarak sessiz kaldım.

Şampuanın kokusu ciğerlerime dolmuştu, vücudum tatlı bir uyuşmayla gevşedi.

Boynumu öptü ve kokumu içine çekti.
İstemsizce mırladım, kendimi kedi gibi hissediyordum.

Bu sefer saçlarımı öptü. Tutuşunu sıkılaştırırken kendimi kollarına atmak istedim. Hayatımda böyle bir his yaşamamıştım. Sadece rahatlatmıyordu, içimi huzurla dolduruyordu.

"Aşkın size verebileceği en değerli şey nedir peki?*"diye mırıldandı Çağıl.

"Huzur."

Hafifçe güldü. "Bizim okumadığımız bir kitap var mı acaba?"

"Ben okumadım, Gülin okuyordu. Ondan görmüştüm."

"Tüh, varmış. Kitabı sevdi mi peki?"

"Evet, Gülin kadın erkek demeden haklara çok önem verir. Cinsiyetçilikten iğrenir."

"Deli gibi de Virgina Wolf okuyor olmalı o zaman."

"Doğumgününde tüm kitaplarını almıştık. Bir saat sevinçten ağladı."

İkimiz de güldük.

Başımı arkaya atarak gözlerine baktım. "Sen de sevmiş gibisin."

"Feniçka'yı mı?"

Başımı salladım.

"Tabii. Bir erkek cinsiyetçiliğe hala devam ediyorsa, Evrim, o dünya üzerinde acınacak insanlardan ilkidir."

"Haklısın ama aslında erkeklere bu öğretiliyor. Çocukken bize bu aşılanıyor."

"Bundan kurtulmak bizim elimizde sevgilim. Kendi görüşlerimiz olmadıktan sonra hayat bomboş olmaz mı sence de?"derken gülümsüyordu.

"Keşke fikirlerimizi yaşatabilsek."

"Düşüncelerimiz ölmez ki."

Başımı tekrar göğsüne yaslayıp iç çektim. "Üniversitede nasıl?"

"Ne nasıl?"dedi tatlı bir sesle.

"Farklılıklar."

"Cinsel yönelimimi önemsemeyen bir sürü insanla arkadaş oldum. Bunu mu sormuştun?"dedi eli belimde gezinirken.

"Evet, tam da bunu sormuştum. Lisede üzerimize böcek gibi basıyorlar."

"Biliyorum meleğim. Ben de yaşadım,"dediğinde meraklı bakışlarım tekrar ona yöneldi. "Sen bunu neden sordun birden? Rahatsız mı ediyorlar?"

Zeki oluşu sinirimi bozuyordu.

"Evet... İbne dedi ve ben de sanırım belli ettim. Yani öğrensin, sıkıntı değil ancak bir sürü hocayla uğraşmak istemiyorum. Hele din hocalarını görmek dahi istemiyorum. Bana yanacağımı söyleyecekler. Lut Kavmi'ni anlatacaklar."

Göz devirdim.

"Sen seviyorsun Evrim. Bunda utanılacak bir şey yok. Dedikleri Tanrı varsa ve sevmeyi yasakladığını iddia ediyorlarsa Tanrılarını bilmiyorlar demek."

Uzanıp dudaklarını öptüm.

Çağıl beni arkamdaki arabaya yaslayarak dudaklarıma karşılık verdi.

"Babana yakalanacağız tekrar,"dedi nefeslerinin arasından.

Dilimi burnuna sürterek güldüm. "Horul horul uyuyor."

Öpücüğü diliyle alevlendirdi. "Lise bittiğinde bu aptallarla uğraşmayacaksın."

"Beni kaçıracak mısın?"dedim kesik nefeslerle.

Boynumu öptüğü an sessiz sokakta öpücüğün sesi yankılandı, gülerek başımı arkaya attım. Vücudum arabaya eğik duruyordum.

"Evet, Uzaklara götüreceğim seni."

"Şu an götürdün,"dedim fısıltıyla.

Derin bir nefes çekti. "Bayılıyorum sana, Tanrı'm..."

Bedenimi kaldırıp arabaya oturdum. Üzerime eğilerek tekrar beni öpmeye başladı. Dudaklarım şimdiden sızlıyordu.

Dudaklarımızı ayırdı. Karnıma ve dizime ufak öpücükler bıraktı.

"Seni kimsenin bilmediği bir yere götüreceğim. Kimsenin aşkımıza dokunamayacağı bir yere götüreceğim,"dedi fısıltıyla.

Dizlerimden aşağı öpücüklerle gezindiğinde rahatlamanın verdiği o uyuşma hissiyle inledim.

"Hoşuna gidiyor mu sevgilim?"

Kapattığım gözlerimi araladım. Gülümsüyordu.

"Yaramazlığa değmiş,"dedim sırıtarak.

Beni kucaklayarak etrafında döndü, ikimiz de kahkahalarımızı bastıramadık.

"Şimdilik yakın bir diyarda yetinelim mi?"

"Nereye gidiyoruz?"dedim şaşkınlıkla.

Beni kucağından indirmezken güldü.

*Feniçka kitabından alıntı. Geçen bitirdim, kadın erkekte eşitliğe inananlara öneririm :')













واصل القراءة

ستعجبك أيضاً

BİNBAŞIM بواسطة Liliuum_

القصة القصيرة

72.7K 3.4K 27
"Ne bekliyordun?" "Hiçbir şey beklemiyordu-." Cümlemi tamamlamama izin vermedi. "İki güzel söz, bir güzel bakış, iki sarılış. Başka! Başka ne oldu! N...
Hocam+18 بواسطة E.

القصة القصيرة

33.3K 346 12
Öğrencisine takıntılı olan bir öğretmen ve hiç bir şeyden haberi olmayan o kız..
56.3K 3.4K 24
! Kitap bana aittir.! İ𝑐𝑙𝑎𝑙&𝐴𝑟𝑎𝑚 𝑧𝑒𝑚ℎ𝑒𝑟𝑜ğ𝑙𝑢 🥀28.08.2023🥀 Kuma yoktur.. Bazı tesadüfler tamda beklemediğimiz anda gelir.bizi bir çır...
16.4M 667K 73
''Bön bön çocuğu izleyeceğine yemeğini ye.'' ''Seni mi izlememi tercih ederdin?'' iğnelemem ona koymamış olacak ki, çapkınca sırıttı. ''Kusura bakma...