VERA

Da seymaozcan2

216K 12.6K 1.5K

Bazı anlar Kaderdir... İnanmadığın her gerçek İnancını yenilemen için bir bedeldir... ✳✳... Altro

1.Bölüm
2.Bölüm
3.Bölüm
5.Bölüm
6.Bölüm
7.Bölüm
8.Bölüm
9.Bölüm
10.Bölüm
11.Bölüm
12.Bölüm
13.Bölüm
14.Bölüm
15.Bölüm
16.Bölüm
17.Bölüm
18.Bölüm
19.Bölüm
20.Bölüm
21.Bölüm
22.Bölüm
23.Bölüm
Kişi Tanıtım Timeeeee😄
24.Bölüm
25.Bölüm
26.Bölüm
27.Bölüm
28.Bölüm
29.Bölüm
30.Bölüm
31.Bölüm
32.Bölüm
33.Bölüm
34. bölüm
Final

4.Bölüm

7.5K 457 9
Da seymaozcan2

Günler birer birer akıp giderken Meryem Esma ile mescitten çıkmıştı.

"Esma benim bir işim var sen önden git olur mu"

Genç kız ayağına giydiği ayakkabılarla

"İş mi?"

Meryem elinde ki not defterini gösterip

"Sahibine vermem lazım, biraz daha bende kalırsa eskiten ben olacağım"

Esma başını olumlu şekilde sallayıp gülümserken

"Tamam hadi git sen ben bir kantine ugrayıp derse geçeceğim"

"görüşürüz"

El sallayıp uzaklaşırken sınıfa gelmişti Meryem. Gözleri arka sıralarda oturan kıza kayarken yüzüne hafif bir gülümseme yayılmış hızlı adımlarla yanına doğru gitmişti.

"Merhaba Eva"

Eva gördüğü genç kızla yüzüne gülümseme yayılırken

"Meryem... O merhaba" demişti

Genç kız elinde ki not defterini kıza uzatırken

"Biraz geçikdi ama çok teşekkür ederim sayende tüm notlarımı eksiksiz alabildim"

Eva genç kızın elinde ki deftere bakarken gözlerini Meryem'e çevirdi yüzüne gülümseme yayılırken Eva'nın telefonuna gelen mesajla masasında ayaklanmış koluna çantasını hızla takarken

"Benim değildi o Meryem, sahibine sen versen olur mu"

"Sahibi? Sana ait değilmiydi"

Eva adım atarken ardından

"Benim gitmem lazım şuan, defter Albert'e ait" demiş Meryem'i bir şoka uğratmayı başarmıştı.

"Albert mi.. Eva!"

Sınıftan çıkan kıza süslenmişti ama Eva çoktan ortadan kaybolmuştu.

Meryem arka masaya çökerken o gün yaşananlar aklına gelmiş Eva'nın Albert geldikten sonra neden not defterini verdiğini anlamıştı.

Ellerini başına sıkıştırıp

"Bela çekiyorum"

Derin bir nefes alan kız Albert'in sınıfa gelmesini beklemişti ama ortalıkta bir Albert yoktu. Doğrusu onu bir kaç gündür görmemişti de.

Bugün son ortak dersleri buydu anlaşılan derslerden sonra anca verebilirdi. Tabi Albert'i bulabilirse ama öyle olmamıştı tabi Albert'i o gün okulda bulamamıştı genç adamı.

Meryem'in gözleri dışarıda yağan yağmura kaydı. Tane tane yağan yağmur ruhunu dinlendiriyordu sanki. Silekleştiriyordu sanki dünyayı.. Bulanıklaştırıyor ve insanı aciz kılıyordu sanki..

Yağmurun eşsiz güzelliğini izlerken okulun kapısından giren Albert'e takıldı gözleri. Yanında bir adam yağmur da ıslanmaması için şemsiye tutuyordu.

Dalgındı.Yağmurun yağdıgından bile bir habermiş gibi.

Demek ki Albert gibi biri de düşüncelerinde boğula biliyormuş. Belki de o umursamaz yüzünün ardında sakladığı koca bir sır vardır. Kim bilir onu böylesi umursamaz yapan şey onun için ne kadar can yakıcıdır.

Meryem kendi kendine söylenirken aklına gelen şeyle

"Not defteri... Unutmuştum"

Derin bir nefes alan genç kız düşünceleriyle koca bir kaosa girerken gün içinde kendisiyle kavga ettiği bile olmuştu. Son dersin ziliyle dersten çıkan genç kız bugün ortak derslerinin olmamasıyla Albert'i aramaya başlamıştı gözleri.

Okulu yavaş yavaş gezerken babası aramış güzel kızının hal hatırını sormuştu. Ne çok özlemişti ailesini en kısa zaman da ziyarete gitmeli idi.

Albert, üç gün önce Annesinin hastalığının aksettiğini öğrenince hızla okuldan çıkmış soluğu kısa sürede annesinin yanında almıştı.

Onu öyle yatakta perişan bir halde görünce gözünden bir damla yol çizmişti genç adamın yüzünde. Bu hayatta tek sığınağını kaybetme korkusu kalbinde koca bir yaraya sebep oluyordu sanki. Çok zenginlerdi belki ama bu dünya da onun tek hazinesi Annesi idi. Tek kıymetlisi

"Anne... "

Yatağının başına çöktüğü annesi verilen ilaçlarla derin bir uykudaydı sanki. Bu haliyle bile dünyada ki tüm kadınlardan güzeldi. Birlikte çok şey yaşamışlar en çok darbeyi de annesi almıştı.

Babası annesinden gençliğini almıştı. Hamile olduğunu öğrendiğinde ise babası oğlunu kullanarak annesi ile aralarında ki bağı uzaktanda olsa devam ettirmişti. Ne yanına bir adam yaklaştırmıştı nede oğluna en küçük sevgi beslemişti.

Babasının tek isteği Albert'in annesi Karmen idi o isteği kadına cehennemi yaşatmış üstelik Cain'nin evli olduğu kadında Karmen'e yapmadığı eziyeti bırakmamıştı.

Karmen için tek mutluluk oğlunun ona bakan şefkatli gözleri idi. Gözünde hala küçük bir çocuk olan oğlunun varlığını bile çok görmüş yatılı bir okula vermişti Albert'in babası Cain.

Cain, sevdiği kadının birine böylesi büyük sevgi beslemesini bile kıskanmıştı. Onun sevgisi büyük bir virüs taşıyordu. Kurturulması mümkün olmayan virüs.

Genç kadının gözleri gece yarısına doğru yavaş yavaş açılırken yanında başını eline gömmüş oğlu ile yüzüne koca bir gülümseme yayılmıştı. Sağ eli ile başını okşarken

"Oğlum" demiş

Annesin naif sesini duyan genç adam kızaran gözleri annesinin sesiyle aralamıştı.

"Anne!"

Oğlunun gözünden damlamak üzere olan bir damlayı sağ eliyle sildi kadın. Onu üzgün görmeye dayanamıyordu.

"Ne zaman geldin"

Genç adam üzmek istemediği annesi ile gözlerini kaçırırken burnunu çekmiş yüzüne yalancı bir gülümseme ekleyerek

"Bir kaç saat önce, sen nasılsın ağrın varmı, aç mısın, bir şeye ihtiyacın varmı"

Oğlunun elini sıkıca tutan kadın

"İyiyim oğlum, şimdi daha iyiyim"

Annesini o halde bırakıp gelememişti Albert annesinin derslerinden geri kalmaması için gitmesini söylesede yanında bir kaç gün daha kalmış güzel yüzüne doyamasa da annesini kırmamış okuluna gelmişti.

Şöför genç adamı okula bırakırken Albert yağan yağmurun hafiften kesilmesi ile okulun büyük bahçemsin de bulunun merdivenlere gitmiş eline aldığı sigarayı dudaklarına götürmüş İçine derince bir nefes çekti.

Nasıl da ilerlemişti annesinin hastalığı bu zamana kadar dayanması bile bir mucizeydi belki de. O gülümseyen yüzünün kireç gibi beyazlaması..

Albert derin bir nefes alıp içinde ki acıyı bastırırken derince yutkundu.

Ya ona bişey olursa..

Genç adamın gözleri kızarırken önüne düşen gölge ile başını sağ tarafına çevirdi. Rüzgarın etkisiyle başörtüsü savrulan Meryem'e beklemiyordu ama gözleri bir kaç saniye genç kızda takılı kaldı. Yağmurdan sonra çıkan gün ışı onun yüzüne nur olarak inmişti sanki.

"İyi misin"

Gelen soru ile başını önüne çeviren Albert elinde ki sigarasından son bir nefes çekip ayağının altında ezdi.

"Bunu sormak için mi geldin"

Derin bir nefes alan genç kız önğne doğru savrulan örtüsünü ardına çekmiş çantasından çıkardığı not defterini uzatmıştı.

"Teşekkür ederim"

Genç adam uzatılan not defterine bir kaç saniye baktıktan sonra ayaklandı. Eline aldığı Mavi kaplı defterle

"Bunun karşılığını ödemelisin"

Genç kızın kaşları hayretle havalanırken

"Ne"

"Üç gündür yoktum.. Girmediğim dersleri anlat"

Meryem gözlerini kapayıp bir nefes verirken ardını dönüp geldiği yolu gitmeye başlamıştı taki

"Bugün akşam saat 7 de burda bekleyeceğim"

Genç kız öfkesini kontrol etmeye çalışarak ardını döndü.

"Çok mı boş vaktin var"

"Hayır"

"O zaman önem vermediğin birşey için çabalamanın anlamı yok"

"Neye önem vermiyorum"

Meryem genç adama tamamen dönüp kollarını birbirine bağlamıştı.

"Hayatı pek ciddiye almıyor gibisin bu yüzden geçen derslerinin de bir önemi olmamalı"

Genç adam başını olumlu şekilde sallarken not defterini iki elinde tutmuş karşısında ki kıza göstererek

"Her hangi bir eksik varmıydı"

Genç kız neyi ima ettiğini anladığın da

"Hayır"

"O zaman önem vermediğim bir şeyi neden bu kadar ciddiye alayım"

Haklıydı Albert. Tüm notlar eksiksiz yazılıydı. Hatta bir düzen dahi vardı. Cidden bu adam göründüğünün aksine neden bu kadar farklıydı.

"Akşam 7 de.." demiş Albert uzaklaşırken Meryem arkasından bir adım atmış

"Gelemem" demişti.

Genç adamın adımları çıkmak üzere olduğu merdiven basamağında dururken gözlerini ardında ki genç kıza çevirdi.

"Başka bir planın mı var"

"Hayır"

"Hmm o zaman bana olan nefretinden olmalı"

"Hayır"

Genç adamın hafif şaşkınlıkla kaşları çatılırken bedenini genç kıza çevirdi.

"O zaman sorun ne"

"Sizinle yanyana olmam... Caiz değil"

"Caiz?"

"Yani yabancı bir erkekle yanyana olmam sakıncalı demek"

Albert'in gözleri düşünceli bir şekilde yükselirken geçmişte yaptığı şeyler aklına gelip başını sallayarak

"Anladım.. Merak etme tipim değilsin"

Genç kızın gözleri "Ya sabır" çekerek kayarken

"İster ol ister olma lütfen bunu başkasından isteyin"

"Tamam o zaman kalabalık bir ortam da anlatırsın... İhtiyacım olmasa senden böyle birşey istemem... Akşam görüşürüz"

Gözden kaybolan adamla Meryem gözlerini sıkıca kapayıp yerinde hafifce debelenmişti.

"Af aff!!"

Hamza uzaktan kendi kendine konuşan kızı izlerken onu hiç bu hali ile görmemişti. Demek sinirlenince böyle oluyordu. Yüzüne gülümseme yayılırken genç kızla göz göze gelmiş Meryem hemen ciddiyete bürünürken kolunda ki çantasına sıkıca yapışık odasına gitmeye başlamıştı. Tabi kendisine kızmayıda ihmal etmiyordu.

Arkadaşlar yorumlarınız mutlaka bekliyorum.. İyi geceler dilerim

Continua a leggere

Ti piacerà anche

538 52 7
Jeon Jungkook ruh eşi olan deltadan korkan bir vitaydı ve ondan kurtulmak istiyordu. Bunun için arkadaşları ile beraberken konuştukları büyücüyü bulm...
348K 22.4K 23
17 Yıl sonra gerçekleri öğrenen Bade, yıllardır onu arayan abilerine giderse. Azıcık dram. Bolca eğlence. Bolca aksiyon. Bir tutam da kaos. Daha...
101K 6.4K 17
Yurt dışında yaşayan eğitimini orada tamamlayan yılda bir kaç kez ailesini görmek için Mardin'e gelen Arslanoğlu aşiretinin genç ve yakışıklı ağası A...
131K 7.4K 27
Uzun uzun açıklamaları ilk etapta yapamayacağım sanırım, ama... okursan pişman olmaz mışsın; yani okuyanlar böyle söylüyorlar :))