YENİLENEN UMUT

By tilkininikizi377

3.6K 512 625

Hiçbir zaman umudunu yitirmeyen, ruhu yaralı kişilere ithafen... ◆◇◆ İki yaralı ruh iyi gelir mi birbirine? B... More

Giriş
Y.U-1/ Kıvırcık Saçlar
Y.U-2/ Dert Ortağı
Y.U-3/ "... Umudum olur musun?"
Y.U-4/ "Her şey güzel olacak"
Y.U-5/ Hayal Kırıklığı
Y.U-6/"Dayanamıyorum..."
Y.U-7/ Kanatsız Kelebek
Y.U-8/"DİLBERİM"
Y.U-9/ Bir Defter Meselesi
Y.U Tanıtım Videosu
Y.U-10/ Can Yakmayan İntihar
Y.U-11/Gitmek Daha İyi Gibi
Y.U-12/Mürekkebi Dağılmış Mektup
Y.U-13/..Gitmeseydin Dinlerdin..
Y.U-14/Umut
Y.U-16/"Benim olur musun?"
Y.U-17/ "Oğlum.."
Y.U-18/Tarifi Olmayan Mutluluk
S O N
Son Söz

Y.U-15/Hiç Var Olmamış Gibi

61 11 27
By tilkininikizi377


Oy vermeyi unutmayın ^^


*
Bitmeyen bir bilinmezliğin içindeyim. Sonu gelmeyen bir boşlukta düşmekteyim. Elimi uzatıyorum, tutan yok. Zamanında gittiğim için sırtını dönmüş şimdi bana.
Hissediyorum. Her şey eskisi gibi olamayacak. Kırıldı onun o masum yüreği. Ağlattım o derin bakan gözleri. Bana dokunmaya kıyamayan elleri, şimdi benim yüzümden çiziklerle dolu.

Kendini tanıttıktan sonra yavaş yavaş yürüdü yanında ki ile beraber. Sağıma, tam karşıma, en arkadan üçüncü sıraya oturdu. Bakmadı bana. Bir kez bile benim olduğum tarafa çevirmedi göz bebeklerini.

Yutkundum.

Öyle güzel bir sevgisi vardı ki, gitmeme rağmen  aldırmayıp gelmişti yanıma.

Ama kırgın gelmişti. Üzgün ve hüzünlü gelmişti. Öyle ki üzüntüsünden sebep omuzları düşüktü. Eski parıltı yoktu gözlerinde.

Gözlerim dolu dolu ona odaklandım hoca derse devam ederken. Ona baktığımın farkındaydı biliyordum. Bu yüzden belkide dönüp hiç bakmıyordu. Onun yerine tam karşıya, tahtaya dikmişti kahvelerini. Hiç kıpırdamadan oturuyordu.

"İyi misin sen?" Diye fısıldarken koluma dokunan Ece ile irkilerek ona döndüm. Gözlerimi hızlı hızlı kırpıştırırken başımı salladım. Yalan söylüyorum, inanma. Ben hiç iyi değilim. Kırdığım bir kalbin parçalarının altında ezilmekteyim.

"Onları tanıyor musun?"

Duraksadım. Çok mu belli etmiştim?

"Sol tarafta oturanı tanıyorum."

Adını söyleyemedim gamzeli oğlan. Zira söyleseydim hazırda bekleyen yaşları tutamazdım. Ece soru sormadı daha fazla ve önüne döndü. Başımı yavaşça çevirip tekrar ona baktım.  Daha sonra yanında oturan ve önceden hiç görmediğim kişiye. Göz göze geldik, bana bakıyordu çünkü. Tepkisizce tekrar önüme dönüp bende tahtayı izlemeye başladım.

Ne diyebilirdim ki, Umut özür dilerim mi? Ya da, ben böyle olsun istemedim mi? Ne dersem diyeyim biliyorum ki o kalp kırıklığı geçmezdi. Ne dersem diyeyim belkide eskisi gibi olmazdık.

Zilin sesini işittiğim anda başımı hızla sağıma çevirdim. Umut yanındaki ile birlikte ayağı kalkmıştı. Nefesimi tutup sınıftan çıkışını izledikten hemen sonra bende sınıftan çıktım. Etrafıma bakınıp merdivenleri inmeye başladım.

Ve, önümdeydi. Yanında ki çocukla bir şeyler konuşuyordu. Yutkundum.

Kahretsin, ne diyecektim?

"Umut.."

Yanında ki kıvırcık saçlı seslenişim ile baktı ama Umut hiç oralı olmadı. Onlar önde ve ben biraz arkada okuldan çıktık. Dayanamayıp yanlarına hızlıca yürüdüm.

"Umut.."

Gerisi gelmiyordu. Gerisi koca bir boşluktu şuan. Bana ifadesizce bakıp adımlarını durdurdu. Kalp atışlarım heyecandan hızlanmıştı.

"Ben.. yani.. biraz konuşalım mı?"

Kaşları çatıldı. Yüzünde bana yabancı olan bir ifade belirdi.

"Anlamadım, tanışıyor muyuz?"

Dudaklarım şaşkınlıkla aralandı. Nefes almayı unuttum bir an.
Gerçekten beni tanımamazlıktan mı gelecekti? Kendime küfür ettim. Bunlar hep benim suçumdu.

"Yapma böyle.."

Diye mırıldanmıştım ki elini uzattı ve gülümsedi. Samimiyetten uzak acı barındıran bir gülüştü bu.

"Ben Umut, sen?"

Yutkundum. Bakışlarımı eline çevirdim. Eğer tutarsam elinin verdiği his ile ağlayabilirdim.
Yüreğim ağlıyor, yüreğim acıyor. Titreyen sağ elimi ona uzattım ve elimi sıkmasına izin verdim.

"Eda."

Tekrar gülümsedi. Elim hâlâ elindeydi. "Memnun oldum Eda."

Ardından elini benden çekip bana arkasını döndü ve dışarı çıktı. Gözümden bir damla aktı. Yavaşça çeneme doğru düştü ve kendini boşluğa bıraktı. Öğrencilerin girip çıktığı kapıya baktım bir süre. Yanımdan geçip gidenler anlamayarak bana baktılar.

Umursamadım.

Umursayamadım Umut. Bunun yüzünden belkide bu bencilliğim. Şimdi anlıyorum ki sende öğrendin. Sende öğrendin benden. Sevgi kırıklığını benden öğrendin..

"Eda, iyi misin?"

Gözlerimi kırpmadan başımı ona çevirdim usulca. Atakan'a. Tedirgindi bakışları, anlamaya çalışıyordu. Dişlerimi birbirine bastırdım.

Ama maalesef bir hıçkırık kaçtı ağzımdan. Ellerimle ağzımı kapattım ve gelen diğer hıçkırıklarımı yuttum.

Bazen ağlayışları ertelemek zorunda kalırsınız. Kimse size acımasın diye yutmak zorunda kalırsınız o hıçkırıkları. Üzgünüm. Ama bazen ağlamak yorar insanı, bu yüzden bazen kötüdür ağlamak.

"Hey hey.. ne oldu!?"

Kolumu tuttu beni sakinleştirmeye çalışırken. Korkuyla geri adım atıp ondan uzaklaştım. Umut buradaydı. Yanlış anlayabilirdi.

"O.."

Diye mırıldandım boğuk sesimle. Ellerimi ağzımdan çekip tebessüm ettim. Fark ediyor musun bilmem ama, dudaklarımın kıvrımında acılarımı sakladım.

"..Geldi."

Duraksadı. Ardından ellerini cebine koyup başını eğdi ve tebessüm etti. Onunki de öyleydi, buruktu tebessümü. Herkes acısını saklıyordu belkide gülüşlerine.

"Anladım. Hadi gel, elini yüzünü yıka. Millet öcü görmüş gibi sana bakıyor."

*

UMUT

12/A  sınıfının önünde Ayaz ile durmuş birbirimize bakıyorduk. Görmeye hazır değildim. Evet belki aylar geçmemişti ama hazır değildim işte. Özlemiştim. Deliler gibi o gülüşünü, saçlarını, minik burnunu, kirpiklerini, bakışlarını..

Ben ona bağlanmıştım. O alkoldü ve ben bağımlısıydım. Yahut o annemdi ben onun çocuğuydum. Ya da ben çiçektim, o benim suyumdu. Kısacası o olmadan ben olmazdı ki..

"Yanlış tepki verme bak. Konuştuğumuz gibi en baştan başlayacakmış gibi olacak. Tanımıyormuş gibi yapacaksın. Tamam mı?"

Dediklerinin hepsini es geçtim. Başımı iki yana sallayıp korkuyla,

"Hazır değilim ben onu görmeye."

Dediğimde güldü. Elini saçlarının arasından geçirirken omuz silkti.

"Banane."

Derin bir nefes aldım. Ayaz kapıya tıklayıp yavaşça açtı. Ellerim titriyordu heyecandan. Onun ardından özgüvenli ama aslında kırık adımlarla sınıfa girdim. Herkesin bakışları bize dönerken ben başını kaldıran kıza baktım. Tepki vermemek için dişlerimi sıktım. Dudakları şaşkınlıkla aralanırken gözlerimi ondan çektim.

Yaralar kabuk bağlar, bağlar ama geç iyileşir. Küçük bile olsa geç iyileşir. Benim ruhum yaralı, diğer yaralardan daha farklı. Bu yüzden işte merheme ihtiyacım var.

Senin için Eda, senin için güzelim.. kilometre önemsiz benim için, dünyanın diğer ucunda da olsan yine sana gelirim ben. Sen gitsen de..
Benden gitsen de ben yine gelirim.

Çünkü sen olmadan ruhum ızdırapta, dayanamıyor yaralara. Bu yüzden geldim.

Hocaya kendimizi tanıttıktan sonra boş olan sıraya oturduk. Ayaz'ın ailesi sayesinde ikimizide bu sınıfa aldırmıştık.

Sıraya otururken ellerimi birleştirdim. Göz aklarıma düştü kıvırcık saçları, dönüp bakmadım. Bakamadım yahut.. bakamazdım veyahut.

"Sana bakıyor."

Diye fısıldadı Ayaz kulağıma yaklaşıp. Yutkundum.
Üzgünüm güzelim, fazla kırıldım şu son günlerde. Anlamışsındır sen zaten. Hissetmişsindir. Seni suçlayamam evet, ama fazla kırıldım be. Öyle ki erkek adam ağlamaz lafı işlemez oldu bana.

Zil sesinin ardından sınıftan çıkıp bahçeye inmeye karar verdik. Deniyordum aslında, gelecek mi yanıma diye.

Ve..
Geldi.

"Umut.." diye seslenişinin ardından içim titredi. Cevap vermedim. Gözlerim dolmasın diye kendimi zorladım. Sesini..

Sesinin tınısını özlemişim.

Bir kez daha seslenip yanıma geldiğinde durup ona baktım. Tanımıyormuş gibi yapmak.. canımı yakıyordu ama mecburdum.

Elini avcumun içine koyduğunda fark ettim. İkimizin elleri de titriyordu. Ne kadar yorgun olduğunu dinledim bakışlarından. Hak verdim gidişine ama geride kalanlar haksız mıydı?

Elimi çektim elinden ve hızlıca çıktık okuldan. Okulun arkasına gittiğimizde zil etrafta yankı yapıyordu. Duvara bir tekme attım öfkeyle.

"Yapamam ben oğlum. Ona yabancıymış gibi bakamam. Haklı çünkü anasını satayım. Annesi öldü. Ben.. ben nasıl bencilce davranayım!?"

Elimle ensemi ovarken Ayaz karşıma geçti.

"Israr etmeyeceğim kardeşim. Ne yapıyorsan onu yap. Ama o kadar incildikten sonra nasıl kıza içten gülümseyebilirsinki? Tamam okul çıkışı konuş. Hatta o gelirse konuş. Ama her ona baktığında aklına gelmeyecek mi hâlâ yanında taşıdığın şu mektup!?"

Duraksadım. Hızla ona döndüm.

"Saçmalıyorum. Cidden saçmalıyorum. Çıkışta konuşacağım. Çünkü bir sonuca varmaz ona böyle davranmak."

Cevap vermedi ve başını salladı. Beraber okula girip sınıfa çıktık. Gözlerim onun sırasına kaydı ama boştu. Sırama oturduğumda tanışmak için yanımıza gelenlerle konuşmaya başladık. Daha doğrusu ben susuyordum Ayaz konuşuyordu.

Sınıf kapısının açılma sesiyle bakışlarımı oraya çevirdim hızla. Görüş açıma Eda girdiğinde kalp atışlarım hızlandı. Ağlamıştı.
Ben ağlatmıştım onu.

Hiç var olmamış gibi davranmıştım.

Bana bakmadan sırasına geçerken sınıfa sarışın bir erkek girdi. Adımları Eda'ya yöneldiğinde kaşlarım çatıldı.
Elini sıraya koyup ona doğru eğildiğinde yerimden kalkmamak için kendimi tuttum.

Ancak elini omzuna koyduğunda hızla ayağı kalktım. Ona kimse dokunamazdı.
Ayaz bileğimden tutup bana engel olduğunda sinirle ona döndüm.

"Sakin ol."

Dudaklarımı ıslatıp geri sıraya oturdum. Sarışın, bana dönüp baktı bir süre. Dudakları iki yana kıvrıldı ve doğrulup Eda'nın tam arkasında ki sıraya oturdu.

Sakin ol Umut. Sırası değil.

~

Bu kitabı ne olursa olsun, ölmediğim sürece, bitireceğim. Ne olursa olsun final yazısı görünecek ekranda.

Kimse okumasın, kimse bakmasın bike açıp. Ama bu benim duygularımı, acılarımı ve hislerimi döktüğüm tek ve en güzel kitap.

Kurgu eğlenceli değil evet, hatta sadece dram diyebilirim. Ama ister beğenin ister beğenmeyin, bu kitabı kimse okumuyor diye silmeyecek, aksine kurguyu Allah izin verirse bitireceğim.

Burası benim hayal dünyam ve ben hayal dünyamdan vazgeçmeyeceğim.

İyi geceler

🌹

Continue Reading

You'll Also Like

10.4K 736 40
•Kesit• "Şimdi sıra sende." Dedi. "Ne?" "Öpme sırası diyorum, sende. Aklını bu kadar çabuk başından alacağımı bilmezdim." Dedi gülerek. "Öpmek sı...
7.3K 1K 31
#2 - söz / 8 Mayıs 2023 SADECE KURGUDUR, GERÇEK DEĞİLDİR! Binbaşı Özgür Özçelik, Firuze Aladağ'ın gözünden...
533K 25.1K 51
Burak: Ne istiyorsun? 055*: Bu kadar kaba olma ya. 055*: Alt tarafı bir soru soracaktım. Burak: O zaman sor, ders çalışmam lazım. 055*: Alıkoyduysam...
5M 277K 29
Sarhoş olduğu gece bir adamla birlikte olan Kayra, sabah uyandığında kendini tanımadığı bir adamla bulur. Evden apar topar kaçan Kayra, birlikte old...