ARYA

By pile16

121K 11.5K 24.6K

Selin ve Ali evleniyor...Kısa bir süre sonra da bebek haberi alıyor çiftimiz...Çiftimizin bebeklerini kucakla... More

Tanıtım
1.BÖLÜM
2.BÖLÜM
3.BÖLÜM
4.BÖLÜM
5.BÖLÜM
6.BÖLÜM
7.BÖLÜM
8.BÖLÜM
9.BÖLÜM
10.BÖLÜM
11.BÖLÜM
12.BÖLÜM
13.BÖLÜM
14.BÖLÜM
15.BÖLÜM
16.BÖLÜM
17.BÖLÜM
18.BÖLÜM
19.BÖLÜM
20.BÖLÜM
21.BÖLÜM
22.BÖLÜM
23.BÖLÜM
24.BÖLÜM
25.BÖLÜM
26.BÖLÜM
27.BÖLÜM
28.BÖLÜM
29.BÖLÜM
30.BÖLÜM
31.BÖLÜM
32.BÖLÜM
33.BÖLÜM
34.BÖLÜM
35.BÖLÜM
36.BÖLÜM
37.BÖLÜM
38.BÖLÜM
DUYURUCUK
39.BÖLÜM
40.BÖLÜM
41.BÖLÜM
42.BÖLÜM
44.BÖLÜM
45.BÖLÜM
46.BÖLÜM
47.BÖLÜM
48.BÖLÜM
49.BÖLÜM
50.BÖLÜM
51. BÖLÜM
52.BÖLÜM
53.BÖLÜM
54.BÖLÜM
55.BÖLÜM
56.BÖLÜM
57.BÖLÜM
58.BÖLÜM
59.BÖLÜM
60.BÖLÜM
61.BÖLÜM
62.BÖLÜM
63.BÖLÜM
64.BÖLÜM
65.BÖLÜM
66.BÖLÜM
67.BÖLÜM
68.BÖLÜM
69.BÖLÜM
70.BÖLÜM
71.BÖLÜM
72.BÖLÜM
73.BÖLÜM
74.BÖLÜM
75.BÖLÜM
76.BÖLÜM
77.BÖLÜM
78.BÖLÜM
79.BÖLÜM
80.BÖLÜM
81.BÖLÜM
82.BÖLÜM
83.BÖLÜM

43.BÖLÜM

960 106 155
By pile16






Selin'den


Arabamızla Çeşme'ye doğru ilerliyoruz.Trafik hafta içi olması sebebiyle oldukça sakin sayılır.İlerlerken,hafif bir rüzgar sesi kulaklarımızı dolduruyor.Ama bu çok güzel.Çünkü bu sayede arabamızdan indiğimizde boğucu bir sıcakla karşılaşmayacağız.

Güneş tepemizde tıpkı düğün günümüzde olduğu gibi pırıl pırıl parlıyor.Yanımda sevdiğim adam,karnımda minik bebeğim keyifle yolculuğun tadını çıkarıyorum.Bu arada içimden bu güzel yolculuk yaklaşık bir saat süreceği için dualar ediyor,bir yandan da sessizce Aliş'in mutlulukla gülümseyen yüzünü izliyorum.

Aradan 1-2 dakika geçip de sessizlikten biraz sıkıldığımda

"Mavi,radyoyu açsam rahatsız olur musun?"

diye soruyorum.

"Neden rahatsız olayım güzelim?Aksine müzik bu ortama bence de çok yakışır."

diye cevaplıyor sorumu.

"Peki o zaman."

diyerek radyonunun düğmesini çeviriyorum hemen.

Çevirir çevirmez de Ferhat Göçer 'in son zamanlarda çok severek dinlediğim "Sen elimden tut" şarkısının yumuşak melodisi ve anlamlı sözleri duyuluyor radyodan.Aliş şarkının ilk sözleri kulağına çalındığında,

"Ne kadar da bizi anlatan sözler bunlar bebeğim.Daha önce nasıl fark etmedim ki ben?"

diyor.Sözleri üzerine gülümsüyorum ve

"Son günlerde işlerin o kadar yoğun ki,fark etmemiş olman çok normal Bitanem."

diyerek yanıtlıyorum onu.

"Doğru,haklısın ama ben bu yoğunluktan hiç şikayetçi değilim Koca Göz.Bütün çabam sana,miniğe güzel bir hayat sunmak ve babamın bana olan güvenini boşa çıkarmamak."

diyor benim sözlerime karşılık olarak.

"Ben ve minik halimizden çok memnunuz canımın içi.Hayatımız şu anda da çok güzel.Çünkü sen bizim yanımızdasın ve o güzel yüreğinin bizi sunduğu sevgi hayatımızı güzelleştiren en önemli şey.Bunu sakın unutma! Ayrıca Haluk Abi'nin sana olan güveni artık sarsılmaz eminim ben."

diyorum bu kez de.Ali'nin yüzü sözlerim karşısında bir anda ciddileşiyor ve

"Ama sen de şunu aklından hiç çıkarma güzelim,tıpkı bu şarkıda söylediği gibi sen elimden tutmasaydın,beni sabırla ve büyük bir özveriyle tüm hırçınlığıma rağmen sevmeye devam etmeseydin biz şu an şu durumda olamazdık kesinlikle."

sözleri dökülüyor dilinden.

"Aslında şöyle desek daha doğru olur sanırım Mavi,ikimizde birbirimiz için en gerekli zamanlarda birbirimizin yanında olup destek olmayı başaramasaydık şu an bu noktada olamazdık aşkım."

diyorum sözlerine karşılık olarak.

"Nasıl yani?Biraz daha açar mısın?"

diye soruyor bu kez.

"Şöyle ki,ben annen hastanede yatarken senin yanına gelip sana destek vermeseydim ya da sen babam onca yıldan sonra yeniden hayatıma girmek istediğinde yanımda olmasaydın belki de biz birbirimizi hiç fark etmeyecektik Aliş."

diyorum sorusuna cevap olarak.

"Yani,kısaca söylemek gerekirse doğru zaman doğru yer öyle mi güzelim?" dediğinde

"Evet çok doğru söyledin Mavi.Tam da öyle gerçekten."

diyorum yüzümdeki gülümseme büyüyerek.Hemen

"Neyse,şimdi bu duygusal konuşmaları bir kenara bırakıp güzel havanın ve Çeşme'nin tadını çıkarmaya odaklansak nasıl olur güzelim?"

diyerek konuyu değiştiriyor Mavi.

"Olur tabi Aliş.Mesela neden söz edelim istersin peki?"dediğimde

"Çeşme'de ilk nereye gitmek istediğini söyleyerek başlayabiliriz aslında."

diye cevaplıyor sorumu.

"Söylerim tabi de,gülmek yok tamam mı sevgilim?" diyorum.

"Olur da,sen ne söyleyeceksin çok merak ettim şimdi." diyor.

Sözleri üzerine "Hımmm? Şeyyy! diyerek sözleri ağzımda gevelemeye başlıyorum birden.Bir süre bu halimi izledikten sonra

"Ne Selin'cim?Bu kadar utanıp sıkılacak ne var söylesene? Yine senin ve miniğin canı bir şey mi çekti yoksa?"

diyerek ardı ardına sorularını sıralamaya başlıyor yüzünde muzip bir ifadeyle.

"Bak ben daha şöyleden gülmeye başladın bile Mavi."

diyorum yüzümü hafifçe buruşturarak.

"Şu an öyle tatlı görünüyorsun ki güzelim,dayanamadım naapim?"dediğinde

"Yüz buruşturmanın da sevimlisi,tatlısı mı olurmuş Aliş? Dalga geçme benimle."

diyorum sesimde sahte bir kızgınlıkla.

"Valla dalga geçmiyorum Gamzeli Güzel.O gül goncası dudaklarını böyle büzüp,yüzünü de hafif buruşturunca öyle tatlı oldun ki,trafikte olmasak  seni şu an dayanamaz ve öperdim."

diyor hemen.Sonra da

"Hadi ama,artık söyle aşkım.Söyle ki hemen bulalım.Siz de afiyetle yiyin olur mu?"

diyerek devam ediyor sözlerine.

"Tamam söylüyorum o zaman Aliş.Önce şöyle kocaman bir kase profiterol istiyoruz prensesimle."

diyor ve

"Bol bol çikolatalı olacak amaaa!"

diye de sürdürüyorum sözlerimi.

"E tamam,bu hiç sorun değil ki bebeğim.Hemen Çeşme'nin en güzel pastanesine gider ve yeriz."

diyor Aliş gülümseyerek.

"Ama isteyeceklerim daha bitmedi ki Mavi."

diyorum bu kez de.

"Nasıl yani?Dahası da mı var?"

diyor mavi okyanuslarını şaşkınlıkla açarak.

"Evet,var tabi! Neden şaşırdın ki?Profiterolden sonra bir de bir tabak dolusu sakızlı kurabiye istiyoruz biz kızımla."

diyerek cevaplıyorum sorusunu itiraz kabul etmeyen bir ses tonuyla.

"Hımmm,demek profiterol sonrası bir de koca bir tabak sakızlı kurabiye öyle mi aşkım?

diye soruyor bu kez de.

"Öyle Maviş kedi.Yoksa bir itirazın falan mı var?"

diyorum önce.Ardından da

"Bizi,biricik Gamzeli Güzelini ve prensesini kıracak mısın yoksa?"

diye devam ediyorum sözlerime.Bir yandan da en dayanamadığı şeyi yaparak yavru köpek bakışları atmaya başlamamla

"Selinnnn! Yapma şunu yaaa!"

diyor hemen.

"Neyi yapmayayım aşkım?"

diye soruyorum masum masum.Ama aslında neyi kast ettiğini bal gibi biliyorum tabi!

"Öyle bakma işte! Tıpkı savunmasız bir yavru köpek gibi.Lütfen,dayanamıyorum güzelim."

diyerek cevaplıyor sorumu. Sonra da

"Tabi ki istiyorsan sakızlı kurabiye de yeriz ama,benim tek derdim o kadar yemekten sonra size bir şey olmaması."

diye devam ediyor konuşmasına.

"Ha yani bütün derdin bizim sağlığımız,kilo almam ve çirkinleşmem değil öyle mi?"

diyorum hafifçe gülümseyerek.

"Tabi ki güzelim! Aşkolsun! Bunu kaç kez konuştuk Bitanem.Sen 100 kiloya da çıksan,benim gözüm senden başkasını görür mü kızım?Benim gözlerim seninle tanıştığımdan beri başka kadınlara kör.Hala bunu anlamadın mı sen?"

diyerek hemen yanağıma bir öpücük konduruyor.

Sözleri karşısında gözlerim dolu dolu oluyor yine.Eh!Hamilelik hormonları sağ olsun.

"Çok seviyorum seni Okyanus Gözlüm!"

diyerek hemen ben de yanağına bir öpücük bırakıyorum .Ardından üzerime inanılmaz bir ağırlık çöktüğünü hissediyorum.Sabah 6'da uyanınca bu normal tabi.Hafifçe esnedikten sonra da

"Alişşş!Bizim çok uykumuz geldi aşkım.Biraz kestirsek sen bizi Çeşme'ye gelince uyandırırsın olmaz mı?"

diyip başımı hemen koltuğa yaslıyorum.Uykuya dalmadan önce son duyduğum Ali'nin

"Tabi ki uyuyan güzeller!Siz keyfinize bakın,iyi uykular!

diyen o güzel sesi oluyor.


Ali'den


Çeşme'ye doğru yola çıkalı epey bir zaman geçmesine rağmen,trafik hala çok yoğun değil.Bu yolculuğu haftasonu yapmadığımız için şanslıyız sanırım.

Bu durumdan çok memnunum doğrusunu isterseniz.Çünkü bu sayede mışıl mışıl uyuyan güzel karımı doya doya izleme şansına sahibim.

Bir yandan Selin'i izliyor,bir yandan da uyumadan önce konuştuklarımızı düşünüyorum.

Gerçekten de bizim ilişkimizi en iyi tanımlayacak sözler "doğru zaman ve doğru yer"olabilir kesinlikle.

Şimdi size bu söylediğim garip gelebilir belki ama,iyi ki annem o gece hastanede kalmak zorunda kalmış da ben Selin'in o güzel kalbini fark etme şansına sahip olmuşum.

Yine iyi ki başlangıçta çok karşı olmama rağmen babam Güneş ablayı kendine eş olarak seçmiş.Bu evlilik babamın büyük değişiminin ilk basamağı çünkü.

Bu evlilik şu an bitmiş olsa da,eğer hiç yaşanmamış olsaydı biz babamla sahip olduğumuz gerçek baba-oğul ilişkisini hiç yaşayamayacaktık büyük olasılıkla.

Aklımda bu düşünceler eşliğinde başımı Selin'den yana çevirdiğimde,yine ellerini karnının üzerinde sıkıca kenetlemiş şekilde derin derin uykusuna devam ettiğini görüyorum.Bu durum beni hafifçe gülümsetiyor.

Artık çoğunlukla böyle uyuyor zaten.Hep bir şekilde ufaklıkla yakın olmak istiyor sanırım.Sadece Selin mi?Ben de öyleyim aslında.

Bazen geceleri uyandığımda,elimi hep Selin'in karnının üzerinde buluyorum.Henüz bir hareket fark etmemiş olsam da çok güzel bir his Selin'in karnına dokunmak.

Zihnnimden bu düşünceler geçerken,Çeşme'ye yaklaştığımı fark ediyorum.Artık iyi bir pastane bulup Selin ve miniğimizin o profiterolü ve sonra da sakızlı kurabiyeleri bir an önce yemesini sağlamam gerek.Çünkü eğer Selin o dediklerini yiyemezse neler olur düşünmek bile istemiyorum.

Neden derseniz?Hamilelik sonrası hormonlar nedeniyle Selin'in vereceği tepkileri tahmin etmek hepimiz için çok zorlaştı.

Bir an çok neşeliyken,bir anda gözleri dolu dolu olabiliyor.Ya da sebepsizce öfkelenip,onu beğenmememden endişe ediyor.

Oysa az önce ona da dediğim gibi,o 100 kiloya bile çıksa benim zerre umrumda olmaz.O Selin çünkü.Benim biricik karım,bebeğimin annesi.Ama en önemlisi beni her halimle seven,içimi görebilen dünyadaki tek insan.En iyi arkadaşım.

Bir yandan aklımdan bu düşünceler geçerken bir yandan da telefonumdan Çeşme'nin en ünlü pastanesini bulup,telefonun yönlendirmesi sayesinde kısa sürede pastaneye ulaşıyorum.İlk işim arabayı gölgelik bir yere park etmek oluyor.

Sonra da uyanması için Selin'in yanağını hafifçe okşuyorum.Çok geçmeden

"Alişşş,geldik mi aşkımmm?"

diyerek açıyor o koca gözlerini.Uykulu haliyle görseniz öyle tatlı ki!

"Geldik Bitanem.Hadi inelim de benim biricik prenseslerim şu profiterole bir an önce kavuşsun."

diyerek gülümsüyorum.

"Sen bitanesin ve biz seni çooook seviyoruzzzz!"

diyip iniyor arabadan hemen.Ben de onu takip ederek elini tutuyorum ve birlikte pastaneden içeri geçiyoruz.

Selin hemen cam kenarında güzel bir masa bulup oturuyor.Tercihi yine pastanenin iç tarafında bir masa.Çünkü dış mekanları daha çok sevmesine rağmen,miniği dışarının sigara dumanından mümkün olabildiğince korumak istiyor benim güzel karım.Ve bu onun ne kadar mükemmel bir anne olacağının en önemli göstergelerinden biri bence.

Biz yerimize oturur oturmaz güler yüzlü bir garson,siparişimizi almak üzere yanımıza geliyor hemen.

Garsonun sorduğu

"Ne alırsınız efendim?"

sorusuna Selin'in cevabı

"Hımmm,ben önce bol çikolatalı bir profiterol ve ardından bir tabakta sakızlı kurabiye rica ediyorum "oluyor.

Garson Selin'in siparişini aldıktan sonra bana ne istediğimi soruyor.Ben de tercihimi bir porsiyon dondurmalı sakızlı muhallebiden yana kullanıyorum.

Garson siparişlerimi alarak yanımızdan ayrılınca da

"Evet güzelim,tatlılarımızı yedikten sonra ne yapacağımıza bir karar verdin mi?"

diye sorarak sohbete başlıyorum.

"Bilemedim ki aşkım?Aslında hava çok güzel.Bir plaja mı gitseydik?"

diyerek cevaplıyor sorumu.

"Olabilir ama eğer plaja gidersek,sen yüzmek de istersin güzelim ve denizde ayağına kramp giriyor biliyorsun."

diyorum sözlerine karşılık olarak.Sonra da

"Bu bebek için tehlikeli olabilir belki."

diyerek devam ediyorum.

"Çok haklısın Mavi,bak ben bunu düşünemedim.O zaman bu seçeneği eliyoruz.Senin bir fikrin var mı peki?

diyor sözlerim üzerine.

"Mesela Çeşme kalesini gezebiliriz.Hatta içinde bir müze varmış onu da görürüz bu arada.Sonra da Çeşme çarşına doğru yürüyüş yaparız olur mu bitanem?"

diyorum hemen.

"Güzel fikir,sevdim Mavi." diyor

"Eh!O zaman buradan sonra istikamet Çeşme kalesi"

dediğimde bugünki planımızı belirlemiş oluyoruz.

Biz rotamızı kararlaştırmayı bitirdiğimizde siparişlerimizde geliyor.Selin hemen profiterolden bir kaşık alarak

"Hımmm,bayıldımmm Mavi!"

diyor önce.Sonra da

"Senin sakızlı muhallebinden de takabilir miyiz babası?"

diye soruyor yüzünde muzip bir ifadeyle.

"Tabi ki aşkım! Sorulur mu?"

dediğimde hemen bir kaşık da benim muhallebimden alıp ağzına atıyor.Henüz tatmaya fırsat bulamadığım için

"Beğendin mi güzellik?"

diye soruyorum.

"Evet,evet!Çok lezzetli.Acaba sen kendine yeni bir tane daha mı söylesen Mavi?"

diyor gülümseyerek.

"Ha demek sakızlı muhallebiden de deneme istiyor benim prenseslerim."

diyorum hemen.

"Peki,sakızlı kurabiyeler ne olacak Selin'cim?"

diye devam ediyorum.

"Düşündüğün şeye bak Aliş! Onları da yanımıza alırız.Kaleyi gezdikten sonra bir çay bahçesine oturup çay eşliğinde yeriz,ya da akşam otelde de yiyebiliriz .Olmaz mı?Ha aşkım?"diyor.

"Aslında olabilir tabi de,sen yine de dikkatli ol güzelim.Bu güzel gün hastanede bitmesin.Sonra ikimiz de çok üzülürüz,biliyorsun." dediğimde

"Tamam Mavi,merak etme sen."

diyerek tatlısını bitiriyor Selin.Kalan sakızlı muhallebiciyi de ben tamamlıyorum.

Tatlılarımız bitince ilk işim garsona seslenip hesabı ödemek,ardından da sakızlı kurabiyeleri yanımıza almak üzere paketletmek oluyor.

Sonra da pastaneden ayrılıp,Çeşme kalesine doğru ilerlemeye başlıyoruz Selin'le el ele...


Minik 'ten


Çeşme ve Ayaçatı denen o yeyleye dideyken,anye yadyo diye bişey açtı.

Açay açmas da biy amcanın sesi duyuydu hemen.Demek yadyo açıyınca böye oyuyoymuş.Bab-ba çayan şaykıyı çok beyendi.Anye ve onu anyatıyoymuş,öye dedi.

Demek menim anye ve bab-bamın aşkyayı tıpkı şaykıyaydaki gibi.Ye güsey!Çok şansyı biy bebek oyduumu biy kes daha anyadım.

Anye ve bab-ba biybiyleyi için hep doyu zamanda doyu yeyde oymuşlay.Mu ne demek biymiyoyum men ama öye dediley.Hem çok da kolay biy aşkyayı oymamış.Ama oysun!Sonuçta aşklayı kasanmış yine de.Önemyi oyan da mu deyip mi saten?

Böyle konuşuylayken menim canım çikoyata istedi yine.Anye munu anyadı tabi ve bab-baya söyedi hemen.Gayiba mu sıyada anyenin canı da bişey istemiş oyucak ki,sakıslı kuyabiye diye bişeyden de konuştulay.O nediy men hiç biymiyoyum ama anye sevdiyine göye mende seveyim heyayde!

Bab-ba bise çikoyata buymak için yoya devam edeyken,anye ve men uyduk.

Uyanınca o çikoyata yiycemis yeye deymiştik çoktan.

Pyofiteyoy ve sakıslı muhayyebi çok güseydi.Ama bab-ba muhayyebiden misim yüsümüsden çok as yedi mayesef.Yine hiç kısmadı bise ama.Çünkü mizi çok seviyoy biyiyoyum men.

Tatyıyay mitince ,kuyayibiyeleye yey kaymadığı için onlayı yanımıza aydık.Başka biy yeyde çayla yicemişiz.Anye öye dedi.

Şimdi Çeşme Kayesi diye biy yeye ditmek için yüyüyoy mizimkiley.

Bakayım nasıy biy yey o kaye ve daha neley bekliyoy mizi  mu Çeşme ve Ayaçatı denen yeyleyde?

Göyüşmek üseye! Seviyoyum sisi!




Merhabalar herkese😊😊😊

Umarım güzel bir tatil dönemi geçirmiş ve iyice dinlenmişsinizdir🙏🙏💞

Tatilin son günlerinde keyifle okumanız dileğiyle 🙏🙏 Umarım bölümü beğenirsiniz ☺️💞💞

İkinci dönemin,birinci dönemden çok daha güzel geçmesi en büyük dileğim🙏🙏Seviyorum sizi ♥️♥️🌹🌹😘😘

Bölüm Alselzede  arkadaşımıza yaş günü hediyesi olsun 🙏🙏 Nice mutlu yaşlara güzelim🎊🎊🎁🎈🎈🎂🎈🎈🎈

Continue Reading

You'll Also Like

37.6K 2K 12
"kurtarıcısına aşık kız... klişe hikaye." "komşu kızına platonik aşık çocuk mu söylüyor bunu?" ya da asi'nin şebnem'in kızı olarak doğup büyüdüğü ve...
817K 66.3K 13
arkadaşlarıyla birlikte orduya katılan jungkook, ilk görüşte etkilendiği komutan kim taehyung'a cinsel içerikli mesajlar atmaya başlar. taekook, tex...
1.2M 126K 41
soyu tükendi kurbağa prenslerin
232K 21.6K 27
010 ***: hamileyim jungkook: sen kimsin