𝚅𝙴𝚁𝙸̇𝚃𝙰𝚂

By matenoya

3.1K 543 402

Ölü ruhum şuan bir çöplüğe yaslıydı ve terkedilmişti. Ev sıcaktı. Bakışlarım bir anda salonun her köşesinde d... More

IVV1:
IVV2
IVV3
IVV4
IVV5
IVV6
IVV7
IVV8
IVV9
IVV10
IVV11
IVV12
IVV13
IVV14
IVV15
IVV16
IVV17
IVV18
IVV19
IVV20
IVV21
IVV22
IVV23
IVV24
IVV25
IVV26
IVV27
IVV28
IVV29
IVV30
IVV31
IVV32
IVV33
IVV34
IVV35

Giriş.

804 45 21
By matenoya


Parmak boğumlarım arasında sırayla çevirdiğim fırçanın baş kısmını tutup yumuşak kıllar üzerinde işaret parmağımı oynattım. Karşımda temiz bir tuvali harmanlayan renkler ve belirsizliği temsili bir karalama vardı.

Bir şeylerin oluru olmazdı.

Düşünüldüğü gibi resmedilmeyen... eserler.

Yetenekli olmadığından dolayı; çizilemeyen rüyaların güzelliğini anlatamama ve bunun gibi küçük eksiklikler.

Karşımda kat trilyon değerine bahse girecek eserime, son yarım saattir gözlerimi dikmiş bakıyordum. Gözlerim artık kararmaya başladığında; fırçanın üzerindeki parmağımı hareket ettirmeyi kestim.

Gözlerimi bir an olsun ayırmadan baktığım resmin üzerine- az önce fırçayla oynarken kirlettiğim baş parmağımı bastım. Kulağıma dolan şarkı bir piyanonun muazzamlığından değilde telefonumdan geliyordu.

Cılız ışık bile artık odamı aydınlatmayacak kadar yorgundu.

Gerçek değildi. Ne yaptığım resimler ne de etrafıma da ki onca dönen fiilen olaylar. Bu yüzdendir inançsızlığım. Beni yücelten insanların aksine bir hiçtim. Kusur dolu eserlerim saatlerce önünde durup baktırıyordu. Aslı şuydu ki insanlar kendilerinin yapamadığı her şeye gardını düşürürdü.

Elde etmek için oynanan oyunlar, kaybedilen dostluklar. Ölen duygular. Hepsi tonlarca kusura bastırılmış her şey için hak görülürdü.

Daha önce ailem olmadı. Bir piyanom bile olmadı. Çünkü.. Her neyse.

Fırçayı yanımda duran; üzeri kağıtlar, fırça ve yarısı kurumuş boyalarla dolu masanın üzerine sakince bıraktım. Şarkı başa sarmıştı.

Ama ben sondaydım.

Gözlerimi tekrar önümde duran kusura diktim. Kafamı defalarca kez sallayıp kendimi ayıplamaya başladım. Bir kaç günü anılayan boyalı elimi anlıma bastırıp baş ağrımı dindirmeye çalıştım. Şarkı olmadığı yerdeydi. Boya kokusu ciğerlerime doluyordu ve ben büyük ihtimalle paralel evrende ölü olan bir adamdım.

Tuvali elime alıp hızla ayağı kalktım ve odanın diğer ucuna- diğer tuvallerin arasına- fırlattım. Yırtılan sert kumaş ve etrafa saçılan tahta parçalarını gözümü kırpmadan izledim. Zaten yaptığım tek şey buydu.

Adımlarım bu defa odanın dışında son buldu. Uzun koridoru süsleyen tablolarıma baktım. Kulağıma dolan şarkının sözlerine eşlik etmeye başladığımda tek tek tabloları duvardaki yerinden çıkartıp üst üste koymaya başladım. Merdivenin bir kaç basamağı adımlarımın ardında kaldığında zorlukla taşıdığım tabloları sıkıca tutmaya çalışıyordum.

Onlar bu evin lanetiydi.

Benim, ben olduğumu hatırlatan ağır kokulu ölülerdi.

Donuk bakışlarımla geçtiğim soğuk havanın kaynağı gökyüzüne baktım. Bugün evim bana küçük geliyordu. Dinlediğim şarkı hiç tarzım değildi. Üzerimde hatırı sayılır bir dostumun hediyesi; kazağı vardı. Hiçbiri beni yansıtmıyordu.

Duyamadığım şarkının sözlerine hâlâ eşlik ederken çoktan sokağın başındaki konteynıra ulaşmıştım. Artık kollarımın uyuşmasına sebep olan tabloları kirli demir kutunun yanına koydum.

Bir kaç dakika orada durup tablolarıma veda ettim. İçten içe -inancımın yettiği kadarıyla- duada ediyordum. Omuzlarımı düşürüp tabanım üzerinde dönüp evime doğru yürümeye başladım. Sokak sessiz ve rüzgarlıydı. Bakışlarımı nerede tutmam gerektiğini bilmediğim için yere eğip ayaklarıma bakarak yürümeye devam ettim.

Bir anda bedenimi sarsan baskının sahibine, kafamı kaldırıp bakmaya çalıştım. Mahçup ve kısa bir özrün ardından bakışlarını yüzümden çekip,  yanımdan geçen adama diktim gözlerimi.

O hemen yanımdan çekip gittiğinde, neden bu olayın bile ruhumun incinmesine neden olduğunu anlamadan yürümeye devam ettim.

Eve girdiğimde, salonda varlığını unutturmuş köpeğim bile karşılamıyordu artık beni. Kapıyı ardımdan kapattığımda kulağıma dolan şarkıyla tekrar başa  sardığını anladım.

Bundan ne anlamam gerekti?

Ölü ruhum şuan bir çöplüğe yaslıydı ve terkedilmişti. Ev sıcaktı. Bakışlarım bir anda salonun her köşesinde dolaşıp çarptı her köşesine. Bir resim aradım, aile resmi. Bir kadın yahut bir çocuk resmi. Anıları barındıran bir kaç resim aradım.

Bir köşede donup kaldım. Benim evimde hiç kimsenin resmi yoktu ve hatırıma düştü ki ben.. Bunun eksikliğiyle tablolarıma sığınmış ve hayatımı buna adamıştım.

Continue Reading

You'll Also Like

MAHKUM By yağmur

Mystery / Thriller

1.9M 107K 31
Azılı bir suçlu. Masum bir doktor. Ve bu onların aşka düşüş hikâyesi. (01.08.2019)
İHTİLÂF By Emine

Mystery / Thriller

15.7K 1.9K 3
Tutmak için çıldırdığım elleri vardı. Öpmek için delirdiğim gözleri. Bir kez olsun dokunmak için feryat ettiğim çehresi vardı. Asla vazgeçemeyeceğim...
EDHO By Eylül

Mystery / Thriller

4K 271 14
Yaşamını sığdırabildiği hayatının aniden tersine dönmesi ve bununla birlikte hayatın ona sunduğu acımasız acılarla baş başa kalmış bir genç kadının y...
14.9K 2.5K 30
Tesadüf mü? Kader mi? Hangisinin gücüne inanırsınız? Bir ölüm bir karşılaşma. Her son bir başlangıçmıdir yoksa bir bitiş mi? Adalet arayan bir avuka...