Some people got the real problems
Some people out of luck
Some people think I can solve them
Lord heavens above
I'm only human after all,
....
I'm no prophet or messiah
Should go looking somewhere higher?
Rastgele bir şarkı mırıldanırken yola bakıyordum. Kamptan kaçarcasına ayrılmıştım. İzin vermemişlerdi ama sonradan engel olamadılar. Anlatıklarının gerçek olduğunu biliyordum ama bunlar tamamen deli zırvasıydı!
Bende inanmak istememiştim ve ilk otobüsle evime dönüyordum. Ben melezsem annem bunu biliyordur diye düşündüm çünkü babamın ben küçükken öldüğünü söylemişti ve tanrılar ölmezdi..
...
''Anne?''
Anahtarlarımı her zaman cebimde taşırdım ve eve o şekilde girebilmiştim. Anlaşılan annem evde yoktu bende o sırada duş almaya karar verdim.
Duştan sonra altıma bol lacivert kot üstüne de aynı renk tişört giymiştim; yani tamamen lacivert giyinmiştim. Hiç bir şey olmamış gibi dolaptan bir elma aldım ve televizyonda en sevdiğim diziyi izlemeye başladım.
''Anne?''
Biri anahtarla kapıyı açmıştı. Kapı kapandıktan sonra annemi elinde poşetlerle gördüm. Benim siyah saçlarımın aksine çok güzel sarı saçları vardı; ve benim yine siyah gözlerimin aksine mavi gözleri vardı. Birbirimize benzemiyorduk herhalde babama benziyorumdur diye düşündüm.
''Danna?'' Gülümsedim, annemin sesini bile özlemiştim. Elindeki poşetleri bırakmasını bekledim sonra ona sıkı sıkı sarıldım. Afallasa da sonra o da bana sarıldı.
''Sen iyi misin, tatlım?''
Sonra anneme her şeyi anlattım. Onunsa tek yaptığı gülümseyerek beni dinlemek olmuştu. O zaten bunları biliyordu, değil mi?
''Babam kim?''
Gözlerini kaçırdı.
Ellerine bakmaya başladı.
Ve sonra her şeyi anlattı.