Lie [Vocaloid]

By usamamo

6.4K 592 206

Boşluk üstüne boşluk. Artık ondan ayrı kalacak gücüm yok. Tek çare ölmek mi? More

Lie
Butterfly on Your Right Shoulder
Sweets and Bitters
and Taboo...
Cantarella
Kiss
Witch
Circus Monster
Lie: Final

Destiny Colors

1.1K 85 37
By usamamo

Her bölüme, duruma uygun bit Gakupo x Luka şarkısı atmayı planlıyorum ama bulamayabilirim :D Multideki şarkı süper, tavsiye ederim :)

[Megurine Luka]

Miku'yla sınıflarımıza giderken gözlerim yine onu aradı. Bahçenin her tarafını taramaya başladım. Zaten mutlaka dikkat çekmesi gerekirdi. Mor, uzun, havalı saçlar, yapılı bir vücut.

"Yine mi, Luka? Artık sıkmaya başladı ama." Miku'nun oflayan sesini yok saydım ve bakınmaya devam ettim. 

"İstersen sen devam et. Ben burada kalacağım." diye mırıldandım.

İç çekerek yanıma geldi. "Olmayacak şeyler için edilen hevesin sonu hüsrandır, Luka." dedi uğursuz bir ses tonuyla. "Bunu senin arkadaşın olduğum için söylüyorum, yanlış anlama."

"Git, Miku." dedim sertçe.

"Sonra gelip omzumda ağlarsın ama..." diye mırıldandı ve sınıfa sallana sallana gitti. Mavi, uzun saçlarının arkasından bakmakla yetindim. Normalde iyi bir arkadaştı ama söz konusu Gakupo olunca nedense böyle bir tuhaf oluyordu. Ona güvenmiyor olabilir miydi ki?

Sonunda okul kapısından içeri o girdi. Arkasından bakakaldım. Mavi gözlerini bu uzaklıktan seçebiliyordum. Birkaç arkadaşıyla konuşmaya başladılar. Ben de uzaktan onları izliyordum.

Aniden bir eli sırtımda hissedip o tarafa döndüm. "Luka!" Rin'in çınlayan şirin sesini duydum. "Burada ne yapıyorsun?"

"Bir şey ilgimi çekti de onu izliyordum." dedim gülümseyerek. Miku dışında kimsenin bu ilgimden haberi yoktu ve olmamalıydı da.

"Tuhaf biri olduğunu zaten anlamıştık." bu da Len'di. İkisi bir süredir zıt kişiliklerine rağmen çıkıyorlardı.

"Len! Çok kabasın!" diye bağırdı Rin ağlamaklı bir sesle.

Len "Tch." dedi ve okulun kapısına doğru yürümeye başladı.

Rin hemen peşinden koşturdu. "Gelince hemen hangi erkekten hoşlandığını bana söylersin!" diye bağırdı ve yoluna devam etti.

Bahçedeki herkes dönüp bana baktı.

Gakupo da bana bakıyordu.

Tüm okul birinden hoşlandığımı duymuştu.

Baştan aşağı kıpkırmızı olarak arkamı döndüm ve son hız sınıfıma gitmeye başladım. Rin'i gördüğüm yerde suratının ortasına okkalı bir yumruk atacaktım.

Tabii Len atmama izin verirse.

Hızla sınıfıma koşup sırama oturdum. Sensei'in gelmesini beklerken bahçedeki olayı düşünüyordum. Aptal Rin! Ona bahsetmememe rağmen inatla anlamış ve bunu tüm okula duyurmuştu! Birileri bu kızdan yahni yapmalıydı.

Sensei intikam düşüncelerimi susturarak içeri girdi. Matematiği anlatmaya koyuldu. Ben de önüme laf olsun diye bir defter açtım. Şu anda ders dinleme havamda değildim.

Aniden önüme beyaz, buruşmuş bir defter kağıdı uçtu.

Olanları duydum.
~H.M.

İyi, ne güzel, duyduysan bana ne, Miku? Ona ters bir bakış attım. Benimle ilgilenmiyordu, defterine bir şeyler çiziyordu. Resimle hep ilgilenmişti. Hızla kağıda bir şeyler çiziktirdim.

Ee, duyman bir şeyi değiştirir mi?
-Luka.

Kağıdı sakince katlayıp ona uzattım. Çaktırmadan elimden aldı. İki saniye kadar bir süre kağıda çatık kaşlarla bakıp cevabı hızla yazdı.

Neden bu kadar ters olmak zorundasın? Burada senin iyiliğini düşünüyorum. Gakupo... İyi değil işte.
~H.M.

Onun hakkında son hükmü verebilecek kadar iyi niyetli olduğunu sanmıyorum.
-Luka.

Kağıdı katlamak yerine hızla buruşturdum. Sadece sinirlerimi bozmayı sevdiği için bunu yapıyordu. Gakupo herkes için iyi bir sevgili olabilirdi.

Şu 19. Yüzyıl konuşmandan anladığım kadarıyla, bu bir 'Sütten çıkmış ak kaşık değilsin' meselesi? Neyse, zaten her şey bittiğinde, yine omzunda ağlanan ben olacağım. Ne kadar çabuk, o kadar iyi.
~H.M.

Nota şok içinde baktım. Nasıl bu kadar hain olabilirdi? O inci gibi olan yazısının altında nasıl şeytanlıklar vardı?

Sana inanmıyorum! Nasıl bu kadar pislik olabilirsin?! Benim yanımda olman gerekmiyor muydu?!
-Luka.

Miku elimdeki notu aldı ve okumadan yırttı. Bu; "Konuşma bitmiştir." anlamına geliyordu. Cevabım artık umrunda değildi. Sadece kendi bildiğini okuyordu. Bu huyundan daima nefret etmiştim.

Her ne kadar en sonunda söylediği olsa da.

Teneffüs zili çalınca, ayağa kalktım ve Miku'ya bakmadan sınıfın dışına yürüdüm. Yüzünü falan görmek istemiyordum.

Öğretmenler odasında, uzun süre önce şans eseri bulduğum demir anahtarı elimde tartarak, gizli yerime koştum. Sürem kısıtlıydı, teneffüs bitene kadar buradaydım ama sonra dönmeliydim.

Terasın kapısı gıcırtı çıkarmadan açıldı. Rüzgarı suratımda hissederken, yavaşça yürümeye başladım. Gitarlarımı sakladığım yere yaklaştım.

Burayı benim dışımda kimsenin kullanmadığından emin olunca, birkaç parça eşyamı stoklamaktan zarar gelmeyeceğine karar vermiştim. Böylece beni rahatlatan şeyler artık burada yer edinmişti. Başta da, koyu pembe gitarım.

Elime aldım ve ünlü bir şarkıyı yavaşça söylemeye başladım, bir yandan da gitarımla tanıdık notaları tıngırdatıyordum.

Watashi no koi wo higeki no JULIET ni shinai de
Koko kara tsuredashite…

Sonna kibun yo

PAPA to MAMA ni oyasumi nasai
Seizei ii yume wo minasai
Otona ha mou neru jikan yo

Musekaeru miwaku no CARAMEL
Hajirai no suashi wo karameru
Konya ha doko made ikeru no?

Aniden tanımadığım bir ses duydum. Hayır, aslında bu sesi oldukça iyi tanıyordum. Şarkıyı benim yerime o devam ettirdi.

Kamitsukanaide  yasashiku shite
Nigai mono ha mada kirai na no MAMA
No tsukuru okashi bakari tabeta sei ne

Gitarım müziği bozacak şekilde durdu. Öylece kalakaldım. "Ga-Gakupo..." şaşkınca mavi gözlerine baktım. Elleri cebinde, gözlerini huzurlu bir şekilde kapatmış ve hafifçe gülümsüyordu.

Gözlerini açarak yanıma geldi. "Beni tanıyorsun galiba. Ama bu haksızlık değil mi, ben senin adını henüz bilmiyorum." dibimde durunca az kalsın kulaklarımdan buhar çıkacaktı.

"L-Luka! Megurine Luka!" diye bağırdım.

"Aa, Megurine, ha? Çok tatlı bir isimmiş. Ben de Kamui Gakupo. Tanıştığımıza sevindim, Megurine-chan." sırıttı.

"B-Ben de, Ga... Kamui-senpai..." aslında ona " Gakupo" diyordum ama Miku'nun yanındayken ya da yalnızken. Senpailerin yanında onlara böyle seslenilmeliydi.

"Bana rahat olduğun gibi seslen." dedi gülümseyerek. "Eğer 'Gakupo' demek hoşuna gidiyorsa, öyle de diyebilirsin." resmen aklımdan geçenleri okuyordu!

"S-Size Gakupo demem uygun mu?" diye sordum utangaçça.

Çok hafifçe kızardı ve elini başıma koyup saçlarımı karıştırdı. "Tabii ki uygun. Ama karşılığında bir şey istiyorum..." ona merakla baktım. "Sana... 'Luka' desem uygun olur mu?"

Parlayan kocaman gözlerimle ona bakıp kafamı hızla salladım. "Uygun!" dedim neşeyle. İkimiz de bir an sessiz kalınca aklımdan geçen soruyu patlatıverdim. "Siz de mi şarkı söylersiniz?"

"Aslında, hayır. Sadece sesin çok güzel olduğu için aniden katılasım geldi. Gerçekten iyi çalıyor ve söylüyorsun." göz kırptı.

Göz teması beni daha da kızartacağı için gözlerimi yere sabitledim. "Te-Teşekkürler..."

"Önemli değil." dedi elini 'Boş ver' manasında sallayarak. "Bu arada bir şey daha; yarın çıkışta yine buraya geleceğim. Bekle beni." göz kırptı ve ben de yine kızardım.

Onu sonsuza kadar beklerdim.

Continue Reading

You'll Also Like

225K 9.8K 29
Arca kişisi sizi engelledi Bilinmeyen:Nasıl?engelledin mi beni? İletilmedi Bilinmeyen:Beni nasıl engellersin?! İletilmedi Bilinmeyen: İletilmedine so...
438K 35.8K 27
Melez Kaplan Taehyung, Melez Tavşan Jungkook ile sevgili olmak istiyordu Ha birde onu altında inletmeyi... [texting+düz yazı] #3 - taekook [13.08.202...
198K 20.8K 34
taehyung kırmızı defterini kaybeder 290423, tk ☁️
385K 35.5K 32
Kore'nin nesillerdir düşman olan iki sürüsü; Kim'ler ve Jeon'lar aynı davete katılır. Beklemedikleri şey ise attığı yumruk ile ruh eşi oldukları orta...