Ömür Boyu

By DuyguPolis

8.8K 601 641

Ben hapşurduğumda sen hep "Çok yaşa" derdin. Bende cevap olarak "Hep beraber" derdim. Öyle ya. Sensiz yaşadık... More

1. Bölüm: Sahte Sevgili
2. Bölüm: Kız Kardeş Dövüşçü Çıktı
3. Bölüm: Cepek, Deraman ve Yeni Üye Camir
4. Bölüm: 6 Yılın Telafisinin Başlangıcı
5. Bölüm: Psikopat İkili
6. Bölüm: Mickey's'de Dedikodu: Kafa Gidik
7. Bölüm: Unutulan Kanka
8. Bölüm: Hatırlanan Tek Kişi Hayat Katili
9. Bölüm: "Neden insanlar hep beni terk ediyor?"
10. Bölüm: "Sevgililer Niçin Vardır?"
11. Bölüm: Bir Katilin İçki Şişesinden İntikam Yemini
12. Bölüm: Elif Dınkırcı
13. Bölüm: "Gelininizi çok sevdim."
14.Bölüm: Annemle Alış-Veriş Keyfi
15. Bölüm: Caner benim ağabeyim, Yaren ise benim kardeşim!!!
17. Bölüm: Ağabeyime mi aşık oluyordum?!
18. Bölüm: "... biraz fazla mı garip ne?"
19. Bölüm: Anlamsız İşkence
20. Bölüm: "Bu senin için yeterli bir kanıt mı?"
21. Bölüm: "Bu nasıl bir sorumsuzluktur?"
22. Bölüm: "Acaba kırmızı saç sana yakışır mı?"
23. Bölüm: "Benimle evlenir misin?"
24. Bölüm: "İntikam, intikam ve intikam."

16. Bölüm: Psikopat? Psikopat İkili? Derin!

171 17 21
By DuyguPolis

Multimedya: Derin ve giydiği kıyafet.

"Eminim Melisacığım, eminim." dedim Melisa'ya onunla dalga geçer bir tonda.

"Madem inanmıyorsun," dedi Melisa ve dosyadan bir sayfayı açtı. Ardından da "sayfayı baştan sona oku." diyerek sözlerini bitirdi. Sonra da bana dosyayı verdi. Dosyada yazanları okurken bir an için acıdı. Ama her yazan doğru olmak zorunda değildi, değil mi İşte yazanlarn bir kısmı şunlardı:

Demir ailesi aile büyüklerini ziyarete gitmek isterlerken büyük bir kazayı ziyaret ettiler! Otobanda rahat bir şekilde arabayla giderlerken karşıdan gelen çok hızlı bir araba onların arabasına çarptı. Bu kazayı aile bireyleri küçük sıyrıklarla atlattı! Ama ailenin özel şoförleri bu kazada ne yazık ki hayatını kaybetti! 6 yıldır Demir ailesinin şoförlüğünü yapan Harun Bey, hayatını bir araba kazası sonucu kaybetmiş bulunuyor.

Kaza sonucu Demir ailesinin tüm üyeleri hastaneye kaldırılmış bulunmakta. Yaren Demir adlı ailesi üyesinin kolu kırık, Caner Demir adlı 11 yaşındaki aile üyesinin ise bacağı kırılmıştı. Yağmur Derin Demir adlı 19 yaşındaki kız çocuğunun ise elinde yumuşak doku zedelenmesi vardı. Onun dışında Binnur Demir ile Murat Demir adlı ebeveynlere hiçbir şey olmamıştı. 

Aile bu kazadan sonra evlerine geri dönmeye karar verdi. Evlerine dönmelerinin 3. ayında Yağmur Derin Demir adlı aile üyesinde bir tür hastalık belirlendi. Bu hastalığın ne olduğu bilinmiyor ama nedeni biliniyordu. Kazadan sonra bu hastalığa sahip olmuştu 9 yaşındaki Yağmur Derin Demir. Aile, 9 yaşındaki kızlarını bu hastalığından kurtaramadı. Kız ölmek üzereyken birden bire iyileşmeye başladı. Aile buna çok sevindi ama sonra 9 yaşındaki Yağmur Derin Demir'de br hastalık daha çıktı. Bu hastalık bulaşıcı olduğu kadar da öldürücüydü. Aile hem bu hastalıktan korktuğu için, hem de Yağmur Derin'i bu hastalıktan kurtaramayacaklları için küçük kızı Aydın Kocaman adlı bir doktora evlatlık olarak verdiler. 

Yağmur Derin ailesinden ayrılırken çok güçlük çekti ama ailesinin hep "Seni almaya geleceğiz." sözleri sayesinde ayakta durdu. Yağmur Derin kısa bir süre sonra Aydın Kocaman'ın yanında kala kala iyileşti. Ailesi bunu duyunca çok sevindi ve kızlarını almaya geldiler. Ama kızlarında oluşan ani bir hafıza kaybı onları küçük kızdan uzak tuttu. Kız artık Aydın Kocaman'ı babası, Aydın Kocaman'ın karısı Çiğdem Kocaman'ın ise annesi olarak kabul etti. Bu olaydan sonra da Demir ailesi hiçbir şey yapamadı ve küçük kız artık Aydın ailesinin bir üyesi oldu.

Demir ailesi bu duruma çok üzüldü, Aydın Bey, Demir ailesi daha fazla üzülmesin diye Yağmur Derin'i ölmüş gibi gösterdi ve kızı gizlice yetiştirdi. Demir ailesi Yağmur Derin'in -sahte- ölüm haberini duyunca şok oldu. Özellikle Yağmur Derin'in kız kardeşi Yaren Demir bu duruma en fazla üzülen kişiydi. Annesi, babası ve ağabeyi de Yaren daha fazla üzülmesin diye onu, Derin diye bir ablası olmadığını, onun hiçbir zaman bir ablası olmadığını ve zaten Derin diye bir isim olmadığını söylediler. Yaren, ablasının 'Yağmur' diye bir ismi olduğunu bilmiyordu, bu nedenle de ablası Yağmur adını kullanarak daha kolay ve rahat bir hayat yaşayabilecekti. Küçük kızın nerede olduğu hala bilinmiyor.

5 paragrafı okuduktan sonra bu bana fazla gelmişti. Artık ağlıyordum, hiç durmadan ağlıyordum. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Ama Melisa bana hiç yardımcı olmuyordu. Ben ağlarken o, boş gözleriyle bana bakıyordu sadece.

Kısa bir süre ağladıktan sonra aklıma gelen şeyler Melisa'nın yalancı olabileceği ihtimali bana daha da samimi bir şey gibi geldi. Hemen toparlanıp Melisa'ya "Bu bir gazete yazısı öyle değil mi? Eğer bu bir gazete yazısıysa ve ailem de bu yazıyı okudularsa benim gerçekte ölmediğimi bilmeleri gerek, öyle değil mi? Yani bana olan şeylerden sonra ailem mutlaka gazeteleri okuyup televizyondan haberleri izliyorlardır. Öyle değil mi?" dedim. Melisa ise sapsakin bir şekilde bana baktı ve sonra da konuştu.

"Bu bir gazete yazısı değil Derin, ben her insan hakkında her şeyi bilirim, kaynaklarım fazla ve güvenilir. Bunları benim özel dedektifim buldu, daha doğrusu bulduğu şeyleri toparlayıp bu hale getirdi. Tabii, bu okudukların arasından benim de bir payım var." İşte Melisa bana bunları demişti. Şu an içim ağlıyordu. Dışım da ağlıyordu. Yazanların gerçek olduğuna inanmak istemiyordum. Çünkü eğer yazanlar eğer gerçekse ben neredeyse ağabeyime aşık olacaktım! Belki de olmuştum bile, ama farkında değildim. Saçmalama Derin! Sen Caner'in ağabeyin olduğunu bilmesen de ondan hoşlanamazdın çünkü o senin ağabeyindi! Bunu -Melisa'nın değişiyle- içinde beyin olmayan kafana sok!

İç sesimle olan tartışmama son verdikten sonra aklıma başka şeyler daha geldi. Yaren'in bana neden 'Derin' değilde 'Yağmur' dediği... Okuduğum 5 paragraftan sonra bu olayı göz önüe alırsak Yaren benim kardeşimdi, bende onun ablasıydım. O zaman... Caner de benim ağabeyim oluyordu. Bu iş çok karışıktı! Asla bitmeyen bir karışıklık!

"Bu arada, hala intikam istediğine emin misin Derin?" diyen Melisa'nın sorduğu soruyu cevapsız bırakmayacaktım.

"Evet, hala eminim Melisa." dedim nazikçe.

"O zaman üstünü değiştir, intikam almaya veya planlamaya uygun şeyler giymiyorsun."

Ceren'den

"Hayır, diğer kızımın. Derin'in." Annemin bu sözleri üzerine iyice şok olmuştum. Ama...belki de benim tanıdğım Derin'den bahsetmiyordu, olamaz mıydı yani? Bu dünyada Derin adında sadece bir kişi olacak değildi sonuçta. Düşündüğüm mantığı onyalayarak, ve az da olsa meraklanarak aldığım giysileri denemek için kabine girdim. Fosforlu yeşilli elbiseyi denerken o elbiseyi sevmediğimi fark ettim. Bana kalırsa pek de güzel değildi açıkçası. 

Elbisey üzerime geçirir geçirmez hemen kabin perdelerini araladım ve kabinden dışarıya çıktım. Annem beni süzerken umarım yakışmadı der tarzından dualar ediyordum. 

Annem herhalde beni yeterince süzdüğünün düşününce "Sana yakışmış, ama ben renkleri sevmedim." dedi. Oh, şükürler olsun diyen iç sesime hak vererekten kabine girdim ve bir başka elbiseyi denedim. Üstüme daha çok hoşuma giden, kot elbiseyi giydikten sonra hevesle annemin karşısına çıktım. Yüzümde kocaman bir gülümseme, annemin kararını bekliyordum. "Bunu alalım." Annem bu iki kelimeyi söyledikten sonra dünyalar benim olmuştu, çünkü bu elbiseyi gerçekten de çok sevmiştim.

Hemen pür heves kabine tekrar giydim ve kot elbisey askıya akıp acaba şimdi ne giysem diyerek kıyafetlere baktım. Üstünde mor renkli güller olan elbiseyi askında çıkarıp kollarım aldığımda umarım bana yakışır diye düşünmeden geçemiyordum. Hızlıca elbiseyi üzerime giydikten sonra tekrardan kabinden çıktım. Annem hiç düşünmeden "Üzgünüm Cerenciğim ama sana pek yakışmadı sanki." dedi ve bende hiçbir şey demeden, somurtuk bir suratla tekrar kabine girdim. Açık mavi bluz, ve açık renk tonlarındaki şortu giydikten sonra alış-verişin hiç de o kadar eğlenceli olmadığını anladım. Aslına bakarsanız eğlenceliydi, ama eğlenceliden çok yorucuydu. Hem de bayağı yorucu.

Kabinden çıktım ve açık mavi bluzun alt kısımlarını ellerimle tutarak kıyafeti ve kendimi sergiledim. Annem bu sefer sağ elini çenesine koyup düşünme pozisyonu aldı. Ardından da yüzünde küçük bir gülümseme, sonrasında ise "Bu sana çok yakıştı." kelimeleri, sanki bir hayaldi. Bitmesini istemediğim bir hayal... Sanrımı bende alış-veriş bağımlısı kızlardan biri oluyordum. Aslında hatırladığım kadarıyla (artık ne kadar hatırlayabilirsem) o tip kızlara uyuz olurdum, artık saygı duyuyordum ama. Bu da bende ki değişimin göstergesiydi.

Kabine tekrar girip koyu yeşil, dantel elbiseyi giydikten sonra kabinde ki aynadan kendime baktım. Çok güzel olmuştum! Hemen kabinde annemin onayını almak için çıktım. "Çok güzel." kelimelerini duyacağımdan adım gibi emindim. "Harika olmuşsun Ceren." diyen annemin sesiyle hem sevindim hem üzüldüm. Sevindim, çünkü elbise çok güzeldi. Üzüldüm, çünkü "Çok güzel." yerine "Harika olmuşsun." demişti annem bana. Yani düşündüğüm şeyi söylememişti bana. Biliyorum, düşündüğüm şey çok saçmaydı. Aynı psikopat gibi davranıyordum. Durun bir dakika, psikopat? Psikopat ikili? Derin! Sanırım her şeyi hatırlamaya başlıyordum ne yazık ki...

Söz verdiğim gibi 2 bölüm birden paylaştım. Umarım sevmişsinizdir bölümleri. Yeni bölümü bu hafta sonu paylaşmaya çalışacağım. Hatta yetiştirebilirsem iki bölüm birden paylaşırım belki. ;D Hepinizden vote ve yorum istiyorum. Bazı yazarlar gibi "Oy verin yoksa hikayeyi silerim" falan demek istemiyorum, gerekmedikçe sınır da koymayacağım zaten. Zaten bir süreliğine de gerekmeyecek bence. :D

Hadi göreyim sizi, vote ve yorumlarınızla mutlu edin beni! :)) Emin olun sizin her bir yorumunuzu okuyup her bir verdiğiniz oyu görünce sevinçten kuduruyorum. :D Bu arada, yeni hikayem 'Soru Cevap Oynayalım Mı?'ya bakmanızı tavsiye ederim. :D Daha ilk bölümünü yayınladım, onu da okuyup, o hikayeden de vote ve yorumlarınızı esirgememenizi istiyorum. Kendinize iyi bakın, bir sonraki bölümde görüşmek üzere! Bu arada umarım yeni kapağı beğenmişsnizidr, bir süre sonra onu da değiştireceğim. :D Tekrardan görüşmek üzere!

Continue Reading