Ömür Boyu

By DuyguPolis

8.8K 601 641

Ben hapşurduğumda sen hep "Çok yaşa" derdin. Bende cevap olarak "Hep beraber" derdim. Öyle ya. Sensiz yaşadık... More

1. Bölüm: Sahte Sevgili
2. Bölüm: Kız Kardeş Dövüşçü Çıktı
3. Bölüm: Cepek, Deraman ve Yeni Üye Camir
4. Bölüm: 6 Yılın Telafisinin Başlangıcı
5. Bölüm: Psikopat İkili
6. Bölüm: Mickey's'de Dedikodu: Kafa Gidik
7. Bölüm: Unutulan Kanka
8. Bölüm: Hatırlanan Tek Kişi Hayat Katili
9. Bölüm: "Neden insanlar hep beni terk ediyor?"
10. Bölüm: "Sevgililer Niçin Vardır?"
11. Bölüm: Bir Katilin İçki Şişesinden İntikam Yemini
12. Bölüm: Elif Dınkırcı
13. Bölüm: "Gelininizi çok sevdim."
14.Bölüm: Annemle Alış-Veriş Keyfi
16. Bölüm: Psikopat? Psikopat İkili? Derin!
17. Bölüm: Ağabeyime mi aşık oluyordum?!
18. Bölüm: "... biraz fazla mı garip ne?"
19. Bölüm: Anlamsız İşkence
20. Bölüm: "Bu senin için yeterli bir kanıt mı?"
21. Bölüm: "Bu nasıl bir sorumsuzluktur?"
22. Bölüm: "Acaba kırmızı saç sana yakışır mı?"
23. Bölüm: "Benimle evlenir misin?"
24. Bölüm: "İntikam, intikam ve intikam."

15. Bölüm: Caner benim ağabeyim, Yaren ise benim kardeşim!!!

187 17 16
By DuyguPolis

Sizi çok beklettim biliyorum ama emin olun bir daha böyle bir şeyin olmamasına dikkat edeceğim. Şimdi direk sizi bölümle başbaşa bırakıyorum. İyi okumalar! Umarım bölümü seversiniz.

Multimedya: Melisa Bulut ve giydiği kıyafet

"Yani bu elbise Yaren'e mi ait?" diye bir soru sordum anneme. O da bana kısa ama merak uyandırıcı bir cevap verdi. "Hayır, diğer kızımın. Derin'in."

***

Derin'den

Artık Ceren'le arkadaş değildim. Bir daha olmayacaktım da. Bana yaptığı şey çok kötü bir yalancılıktı. Belki Caner'i gerçekten sevmiyordum, belki de seviyordum, bundan şu an da tam olarak emin değildim ama şu an kesinlikle ben Caner'e aşığım diyemezdim. Önceden de diyemezdim zaten. Ama eğer Caner'e aşık olsaydım, şimdi Ceren'den aldığım darbe beni daha da fena yapmıştı.

"Bir şeyler içmek istemediğine emin misin?" diyen Kerem'in sesini duyduğum anda düşüncelerimden sıyrılıp gerçek dünyaya geri döndüm. 

"Evet, eminim Kerem." dedim en sakin ses tonumu kullanarak.

"Tamam, o zaman. Hadi, hikayeyi baştan anlat." dedi Kerem ve bend eonun bu isteği üzerine Ceren'le ilgili olayı en başından anlattım.

"Caner'i gerçekten seviyor mu peki?" diye bir soru sordu Kerem bana. Bu sorunun cevabı belirsizlikti. Yani cevabını Ceren dışında kimse bilmiyordu.

"Bilmiyorum." dedim Kerem'e. O sırada yanımıza sarışın bir kız geldi. Sarışın, mavi gözlü, beyaz tenli, herkesin hayran olduğu o kızlar vardır ya? İşte aynı o kızlar gibiydi. Üstünde kolsuz beyaz bir tişört vardı. Tişörtün üstünde de siyah renginde "DON'T THİNK FEEL" yazısı vardı. Tişörtünün altında ise lacivertimsi siyah renginde kısa bir şort vardı. Şortun üstünde gri renginde, parlak demirimsi şeyler vardı. Aynı zamanda şortuna taktığı forforlu sarı, ince kemer de çok dikkat çekiyordu. İki kol bileğinde de çeşitli renklerde bileklikler vardı. Ayaklarında ise açık kot rengi, üstünde şortta bulunan gri demir tarzı şeylerden bulunan, sadece ön tarafı kapalı bir ayakkabı vardı. Kısacası çok şıktı ama ayakkabılarını pek beğenmemiştim. 

"N'abersiniz?" dedi gelen kız rahat bir ses tonuyla ve benim sağımda duran sandalyeye oturdu. Ben Kerem'e "Bu kız kim?" bakışları yollarken Kerem de  eliyle "Biraz bekle." diye işaret veriyordu.

"Nasılsın Pelin?" diyen Kerem'in söylediği şeye bakılırsa kızın adı Pelin'di.

"Bana Melisa demeni tercih ederim Kerem ve, iyiyim sen nasılsın?"

"Bende iyiyim Pelinciğim." dedi Kerem 'Pelinciğim' kelimesini bastırarark. Herhalde kızı gıcık etmek istiyordu.

"Her neyse Kerem." dedi Melisa ve ardından tam solunda oturan beni fark etti. "Merhaba?" bu bir kelime veya cümleden çok soru gibiydi. Yani Melisa bunu soru şeklinde söylemişti.

Tam Melisa'ya cevap vereceğim sırada Kerem atladı konuşmanın ortasına. Gerçi hoş, bir konuşmamız da yoktu ortada.

"Derin, bu Melisa. Aslında tek ismi var ama hep Pelin çiçeği ve Yağmur gibi koktuğundan ona bazen Pelin ya da Yağmur diyoruz." dedi Kerem, Melisa'yı bana göstererek. Demek adaştık, yani benimde bir adım Yağmur'du nasıl olsa.

"Evet, eminim bazen diyorsunuzdur." dedi Melisa sinirli bir şekilde Kerem'e. Kerem hiçbir şey olmamış gibi bu sefer beni Melisa'ya tanıttı.

"Pelincim, bu Derin. Ya da diğer adıyla Yağmur. Biz genelde ona Derin deriz ama sen ne dersen de." dedi Kerem beni Melisa'ya tanıtırken. Bu ne rahatlıktı böyle!

"Tanıştığımıza memnun oldum Derin." dedi Melisa bana. Bende ona karşılık vererek "Bende Melisa, bende memnun oldum." dedim.

 "Şimdi konumuza dönelim." Kerem'in sesiyle gözlerimi Melisa'nın kusursuz yüzünden alabildim.

"Konumuz neymiş?" diye bir soruyu ağzımdan merakımı yansıtmak amacıyla çıkardım.

"Kimden intikam almak istiyorsun?" diye bir soru sordu Melisa bana.

"Kimseden, nereden çıktı bu intikam işi? Ben öyle bir şey istediğimi söylememiştim." dedim bir Melisa'ya, bir Kerem'e çevirerek.

"Senin bana isimleri söylemen yeterli." dedi Melisa. Ama ben intikam falan istemiyordum ki!

"Melisa ben intikam falan istemiyorum!" diye karşı çıktım yanımda ki güzel kıza. Melisa bu sefer Kerem'e döndü. Bir süre bakıştılar, sanki bir plan yapıyorlardı. Bakışmaları bittiğinde Melisa, bana baktı ve göz kırptı. Ardından da "Sen söylemezsen, bende söyleyecek birilerini bulurum." dedi. Ben ise bu sefer hiç sesimi çıkartmadım. 

"Kerem, seninle tekrar buluştuğumuzda bana söylersin." dedi Melisa ve sandalyeden kalkıp bizden uzaklaşmak adına yürümeye başladı. Sonra birden durdu ve Kerem'e bakıp "Ha bu arada, Caner'e selamımı ilet." dedi ve beni verdiğim tepkiyi görmek adına süzdü. Yani ben öyle hissediyordum. Caner dediği kişi benim tanıdığım Caner miydi yoksa başka biri miydi? İşte bunu çok merak ediyordum.

Melisa başını önüne çevirip yürüyerek bizden uzaklaştığında Kerem'le konuşmaya başladım.

"Caner dediği kişi-"

"Evet, bizim Caner." diye sözümü kesti Kerem.

"Peki, o Caner'i nereden tanıyor Kerem?"

"Seni ilgilendirmeyen yerlere burnunu sokma Derin."

"Ama merak ediyorum. Ve bu beni ilgilendiriyor! Ne de olsa Ceren, Caner'le çıkıyor, bu beni ilgilendirir."

"Hayır, ilgilendirmez."

"Evet, ilgilendirir."

"Peki, nasıl ilgilendiriyor Derin? Caner'le zaten bir bağın yok, Ceren'le de tüm bağın koptuğuna göre onlarla ilgili hiçbir şey seni ilgilendirmez."

"Neyse, nasıl olsa öğreneceğim bütün bunları! Neden Melisa'yı buraya çağırdın, bunu söyle o zaman."

"İntikam için."

"Ben intikam falan istemiyorum Kerem!"

"Zaten senin istemen gerekmiyor. Unutma ki ben Ceren'i seviyorum ve o, Caner'le birlikte. Caner'den intikam almak lazım öyle değil mi?"

"Ceren hiç yalan söylemezdi bana, eminim şu Selim denen akıllı Ceren'i bozdu. Ondan sevmediğim bir şeyler var."

"O zaman ondan da intikam alma zamanı geldi, sence de öyle değil mi?"

"Sen böyle deyince, evet, geldi."

"O zaman Melisa'ya geri gelmesini mesaj atıyorum, tamam mı?"

"Hiç istemesem de tamam." dedim en son. Ondan sonra da Kerem cam masanın üzerinde duran gece mavisi tonunda kapaklı telefonunu aldı. Ardından da -tahminimce- Melisa'ya mesaj attı. Sonra da Kerem bana buluşmamızın başından beri sorduğu soruyu yeniledi.

"Bir şeyler içmek istemediğine emin misin?"

"Evet, eminim Kerem!" diye bağırdığımda Kerem'in artık -can sıkıcı- sorusunu yinelemeyceğinden emindim.

***

Yaklaşık on beş dakika sonra Melisa yine aynı yerde, benim sağımdaki plastik sandalyede oturuyordu. Ama bu sefer ondan bir farklılık vardı. 15 dakikada nasıl değişmiş olabilir ki, diyeceksiniz ama onda bir farklılık vardı. Bundan emindim.

Melisa'yı bir süre süzdükten sonra ondaki farklılığı buldum. Bu sefer elinde gayet kalın, çimen yeşili kapaklı bir dosya vardı. O dosyanın içinde ne olduğunu bir yandna merak ediyordum ama diğer yandan da hiç umurumda değildi.

"En sonunda ne istediğine karar verdin, zaten böyle bir kararı vereceğini de biliyordum. Adı ne?" dedi Melisa bana.

"Kimin adı ne?" diye bir soru sorduğum anda Melisa'nın gözlerinde sabırsızlık okunuyordu.

"Allah'ım sen bana sabır ver! Kimin adı olacak, tabii ki de intikam almak istediğin kişinin adı." Melisa böyle deyince ancak saksım çalışabildi.

"Adı Selim." deyince Melisa'da bana sabrını zorlayarak "Eee sonra?" diye bir soru sordu. Bende onun ne demek istediğini anlamadığımdan "Ne sonrası?" dedim. Bu dediğim şey üzerine Melisa iyicene sinirlenmişti. Bu sefer "Kızım, gerizaklı mısın? Herhalde adamın sadece adını söyleyince onunla ilgili intikam planları yapacağımı sanmıyorsundur, şimdi o anlaşıldığı kadarıyla içinde beyin olmayan kafanı çalıştır ve bana Selim denen şahıs hakkında tüm bilgileri ver." diyen ses tonundan da hissettiği öfkeyi çok iyi anladım. Çok gıcık etmiştim anlaşılan kızı. Ama bu benim elimde değildi ki.

"Adı Selim, soy adı Can. 21 yaşında ve üniversite 3 öğrencisi. Nerede ve ne okuyor bilmiyorum. Basketbol oynamayı sever. Genelde çapkın biridir. 'Barbekü Kızı' adlı kafe-barda takılmayı sever. Bir sevgilisi var. Yaren Demir. Yaren'in bir de ağabeyi var. Caner Demir. Caner'in de sevgilisi, Ceren İpek. Selim hakkında bildiklerimin hepsi bundan ibaret. Selim'i benden daha iyi bir Ceren tanıyor. Ama..."

"Ama ne?" deyince Melisa'nın meraklandığını anlamıştım.

"Ceren hafıza kaybı geçirdi ve kimse hakkkında hiçbir şey hatırlamıyor. Adını bile yanlış hatırlıyor. Tek hatırladığı şey yaşı."

"İşte bu kötü oldu." Melisa bunu deyince sadece Mlisa ve benim konuştuğumuzu anladım. Kerem konuşmaya hiç katılmıyordu.

"Kerem, sen gidebilirsin. Biz bu işi Derin'le halledebiliriz." diyen Melisa'nın sesini duyan Kerem hiçbir şey demeden sandalyeden nazikçe kalkarak gitti.

"Evet, Derincim. Artık yalnızız." 

"Yani?"

"Eski en yakın arkadaşının ağabeyinle çıkması nasıl bir duygu?"

"Ağabey derken?"

"Caner'den bahsediyorum, hani ağabeyin olandan."

"Ben hiçbir şey anlamadım."

"Tamam o zaman, soruyu değiştireyim. İntikam almak istediğin kişinin kardeşinin sevgilisi olması seni üzüyor mu?"

"..."

"Kafan çok karışık, bunu biliyorum Derin. Ama bazı gerçeklerin artık gün yüzüne çıkma zamanı geldi."

"Ne gibi gerçeklerin mesela Melisa?"

"Caner'in senin ağabeyin, Yaren'in ise senin kardeşin olduğu gerçeği gibi mesela."

"Yani Caner benim ağabeyim, Yaren ise benim kardeşim mi?"

"Evet Derincim."

Continue Reading