Seni Unuttuğumu Hatırlamıyorum

De SelinBaytak

3.2M 156K 17.5K

''Senden sadece beni bırakmamanı istedim. Yanımda olmanı istedim. Çünkü sen farklıydın.Kalbimde ritim değişme... Mai multe

1.bölüm
2.bölüm
3.bölüm
4.bölüm
5.bölüm
6.bölüm
7.bölüm
8.bölüm
9.bölüm
10.bölüm
11.bölüm
12.bölüm
13.bölüm
14.bölüm
15.bölüm
16.bölüm
17.bölüm
18.bölüm
19.bölüm
20.bölüm
21.bölüm
22.bölüm
23.bölüm
24.bölüm
26.bölüm
27.bölüm
28.bölüm
29.bölüm
30.bölüm
31.bölüm
32.bölüm
33.bölüm
34.bölüm
Final
Playlist
2.kitap YAYINDA!!!!

25.bölüm

72.5K 3.8K 495
De SelinBaytak

Ne dedin sen, ne dedin? Benim sevgilim olduğunu mu söyledin?

Yok Günce saçmalama. Doruk böyle bir şey söyler mi?

Sanırım Özlem haklı. Halüsinasyonlar görmeye başladım.

Ben Doruk'a şaşkın bir şekilde bakarken o elimi tutup koltuğa oturdu. Tabi beni de yanında sürükledi.

Psikoloğumda karşımıza -kendi yerine- oturdu.

Kendi kendine güldükten sonra konuşmaya başladı.

''Sevgili olmadığınızı biliyorum Doruk. Günce bana her şeyi anlattı.''

Oha. Ne yani az önce Doruk gerçekten bizim sevgili olduğumuzu söyledi mi? 

Kalbim inanılmaz bir şekilde atarken düşüp bayılmamak için Doruk'a daha çok yaklaştım. Bu sırada da Doruk'un bana ters ters baktığını gördüm. Hadi ama, niye öyle bakıyorsun ki?

Başını kulağıma doğru yaklaştırdı ve ''Bütün özelimizi anlattığın için tebrik ederim Günce.'' diye fısıldadı.

Ardından psikoloğa döndü ve konuşmaya başladı.

''Demek sevgili olmadığımızı biliyorsun. Söylesene hakkımda başka ne biliyorsun?''

Daha ilk konuşmalarında Doruk'un 'siz' yerine 'sen' diye konuşması beni şaşırttı desem yalan olur.

Zaten onun tavrı böyle. Herkese karşı.

''Mesela senin şu an Günce'yi kıskandığını, bu yüzden sevgilisiyim dediğini biliyorum.''

Doruk'un çenesi kasılırken yüzünde ki piç ifade daha çok yayılıyordu.

''Kimden kıskanıyorum? Senden mi?''

Eray cevap vermeden araya girdim.

''ABD merkes bankasının faiz oranlarındaki artışın ülkemize ekonomik katkısı hakkında ne düşünüyorsunuz?''

Tamam bu sefer dev saçmaladım ama ne yapabilirm ki? Aklıma başka bir şey gelmedi.

İkiside bakışlarını bana çevirip anlamsız bakarken yüzüme masum bir gülümseme ekledim.

''İç dünyanda yaşadığın sorunları dışa vurman ne kadar güzel.'' dedi Eray benim saçmalamam üzerine. Söylediği bu şeye gülerken gözlerim Doruk'un gözlerini buldu.

Onun söylediklerine gülmem bile Doruk'u rahatsız etmeye yetiyordu.

Gülümseyişimi birden kesmek zorunda kaldım çünkü bakışları gerçekten korkutucuydu.

''Açıkcası gelmene şaşırdım Doruk.''

''Gelmeye çok meraklı değildim zaten. Günce istediği için geldim.''

''Onu umursadığını bilmiyordum.''

''Benim hakkımda hiçbir şey bilmiyorsun.''

''Ah hayır hayır. Günce senin hakkında o kadar çok şey anlattı ki seni uzun zamandır tanıyor gibiyim.''

''Ya öyle mi? Ne anlattı mesela?''

''Onu bırakıp gittiğini ve ona sürtük dediğini anlattı mesela.''

Hadi ama bu psikoloğun sorunu ne? Aramızı bozmaya falan mı çalışıyor? 

Daha fazla konuyu uzatmamak için araya girdim.

''Konuştuklarımızın aramızda kalacağını sanıyordum. Ama yanılmışım.''

Psikoloğumdan cevap beklerken Doruk araya girdi.

''Benden saklamayı düşünmüyorsun heralde.''

''Bu kişisel bir şey ve bilmen gerekmiyor.''

''Öyle mi?''

''Öyle.''

Bakışlarından sinirlendiğini anlıyordum. Benden biraz uzaklaşarak arkasına yaslanınca içimden kendime lanet ettim.

Neden onu buraya getirmiştim ki?

Bu saçmalıktı.

Hemde buraya gelmesi için ona bir teklifte bulunmuştum. Kim bilir ne isteyecekti benden?

Gerçekten aptalım.

''Aslında Günce'nin neden senin gibi birine aşık olduğunu anlıyorum.''

''Öyle mi? Söylesene neden bana aşık?''

İkisi karşılıklı konuşurken susup onları dinlemeyi tercih ettim.

''Karakterleriniz birbirine çok zıt ve bu yüzden aranızda bir çekim var. Bu çekim Günce'nin sana aşık olmasına neden oluyorken sen de ise onu sahiplenme duygusuna neden oluyor.''

''Şu klasik zıt kutuplar birbirini çeker olayları falan yani.''

''Klasik olabilir ama gerçek.''

''Her neyse. Seninde söylediğin gibi Günce bana aşık. Sadece bana. Anlatabildim mi?''

Egoya bak ya. Öküz. Aşık olduğum çocuk tam bir öküz.

''Günce'yi benden kıskanmana gerek yok genç adam.''

''Ahah kıskanmak mı? Neden kıskanayım ki? Bu saçmalık.''

He tabi tabi. Saçmalıkmış. Sensin saçmalık. Kıskanıyorsun işte. Söylesen ne olur yani?

''Esas konumuza dönelim. Seni buraya çağırmamın bir sebebi var.''

Merakla ne söyleyeceğini beklerken konuşmaya devam etti.

''Günce'nin ağlama krizlerinin ya da intihara kalkışmasının sebebi sensin. İstemeden de olsa. Ben bunların en başına dönmek istiyorum. Yani onu bırakıp yurt dışına gittiğin güne.''

''Beni buraya suçlamak için mi çağırdın?''

''Sinirlenmemelisin.''

''O zaman sürekli onu bıraktığımı söyleyip durma. Onu bırakmış olsaydım şuan burada olmazdım. Anladın mı?''

''Asi tavrının ve sinirinin seni ele geçirmesine izin verme.''

''Ne sikim saçmalıyorsun sen?''

Daha fazla dayanamayıp araya girdim. Eğer biraz daha sessiz kalırsam kavga çıkacakmış gibi hissediyordum.

''Doruk lütfen sakin olur musun? Ve bir de küfür etmezsen sevinirim.''

''Sen karışma.''

''Karışıyorum işte. Buraya kavga edesin diye gelmedin. Lütfen kendine hakim ol.''

''O zaman gidiyorum.''

Ayağa kalktığında bende ayağa kalktım. Gitmesine izin vermezdim değil mi? Tekrar bir sorun yaşamak istemediğim için ortamı yumuşatmaktan başka çarem yoktu.

''Gitmeni istemiyorum. Tekrar bir sorun yaşamak istemiyorum. Tekrar tartışmak, kavga etmek istemiyorum Doruk. Lütfen oturur musun?''

''Bu adamla daha fazla vakit geçirmeyeceğim.''

Bunu bu kadar yüksek sesle söylemek zorunda mısın gerçekten?

Adımlarımı ona yaklaştırım ellerimle yüzünğ kavradım.

Psikoloğun yanında bunu yapmam gerçekten utanç verici ama başka bir seçeneğim yok.

''Lütfen Doruk. Benim için.''

Nefesini dışarı üfledikten sonra ''Bunu karşılığını çok fena bir şekilde alacağım senden.'' dedi.

Kabul etmekten başka çaremin olmadığı aklıma gelince başımla onayladım.

Belimi sıkıca kavradı ve tekrar koltuklara oturduk.

''Yanlış duymadıysam bunun karşılığını alacağını söyledin. Yaptığın her şeyden bir karşılık bekler misin?''

''Bu seni ilgilendirmez.''

Tekrar ortamın gerilmesine izin vermeden konuşmaya başladım.

''Eee nerde kalmıştık?''

''Sizden iki yıl öncesini bana anlatmanızı istiyorum. Doruk'un gittiği günü.''

''Bunu daha öncede istemiştiniz ve ben anlatmak istemediğimi söylemiştim.''

''Sana yardımcı olmam için anlatmalısın Günce.''

Bakışlarımı Doruk'a çevirince omuz silktiğini gördüm. Bu konu da bana karışmayacağını bu şekilde belli ediyordu.

Peki ya ben? Ben hazır mıydım bunu anlatmaya? Olanları hatırlayınca yeniden yaşamış gibi olacağımı biliyordum. Hayır yapamazdım. Henüz değil.

''Ben bunun için hazır değilim.''

''Zor olduğunu biliyorum ama anlatmalısın.''

Nefesimi dışarı üflerken Doruk'un ''Anlatmak istemiyor. Israr etme.'' dediğini duydum.

 "Bunu onun iyiliği için yapıyorum."

"Onu ben düşünürüm sen yorma kendini."

Doruk bu kadar asi, sinirli, kıskanç olmak zorunda mısın?

*****

Saatime baktığımda süremizin dolmak üzere olduğunu farkettim. Neyseki yumruk yumruğa girmeden atlatabilmiştim. Bir daha Doruk'u asla getirmeyeceğim. Bir hata sadece bir kere yapılır.

"Bir daha ki seansımızda kendini hazırlamanı istiyorum. Bana olanları anlatmalısın."

"Deneyeceğim." dedikten sonra yerimden kalktım.

Doruk'ta benim ardımdan yerinden kalktı.

"Tanıştığımıza memnun oldum Doruk."

"Bende. Hatta o kadar çok memnun oldum ki bundan sonra her seansa gelmeye karar verdim."

"Ne?"diye bağırdım istemsiz olarak.

"Hayır." diye devam ettim ardından.

"Bunu arabada konuşmaya ne dersin?" diye sordu ve cevap vermeme fırsat vermeden kolumdan tutup beni dışarı çıkardı.

Arabaya doğru yürürken burnundan sinirli bir şekilde soluyordu.

"Gelmeyeceksin."

"Geleceğim."

"Hayır."

"Evet."

"Neden?"

"Seni bu adamla yalnız bırakacağımı mı sanıyorsun?"

"Saçmaladığının farkında mısın?"

"Saçmaladığımı mı düşünüyorsun?"

"Evet."

Bunları konuşurken çoktan arabanın olduğu yere gelmiştik. Tam kapıyı açıp binecekken Doruk beni geriye çekip kapıyı sertçe kapattı. Bu durum ürkmeme sebep oluyordu.

"Ne yaptığını sanıyorsun Doruk." Beni arabaya yasladıktan sonra iyice yakınlaştı. "Bırak." diyerek çemkirdim yüzüne karşı. Aramızdaki mesafeyi kapattı ve kendisiyle arabanın arasına sıkışmamı sağladı.

"Rezil oluyoruz."

"Umrumda değil."

 "Çekil önümden."

"Hiç sanmıyorum."

"Ya çekilsene be."

"Ne o? Sinirlendin mi?"

"Evet."

"O zaman şimdi beni daha iyi anlarsın."

"Sinirlenmen için hiçbir sebep yok."

"Şaka mı yapıyorsun?"

"Gayet ciddiyim."

"Beni iyi dinle. Bundan sonraki her seansa bende geliyorum. Anladın mı?"

"Gelmiyorsun."

"O halde sende gitmeyeceksin."

"Ne?"

"Başka bir psikolog bulurum ben sana."

"İstemiyorum."

"Ah tabi bu kadar genç ve yakışıklı birini kaçırmak istemiyorsun."

"Yeter bu kadar. Bırak beni. Gitmek istiyorum."

"Hiçbir yere gitmiyorsun."

"Daha fazla saçmalamana katlanamayacağım."

"Buraya gelmem için bana yalvaran sensin."

"Karşılığı olduğu için yaptın."

"Çok aptalsın."

Yumruğumu omzuna geçirdim ve "Çekil diye bağırdım."

Kendini bana daha çok bastırmaya başladı. Şuan ciddi anlamda rezil oluyordum.

Yoldan geçen insanların bize yargılayıcı bakışlarını gönderirken başımı aşağı eğdim. Yüzümü saklamak istiyordum ama Doruk bana o kadar yakın duruyordu ki başımı öne eğince istemsiz olarak onun boynuna gömülüyordum. Yüzümü saklamaktan vazgeçip Doruk'a baktım. Bakışları başka yerdeydi. Sert ve tehdit eder gibi bakıyordu. Bakışlarını takip edince baktığı kişinin psikoloğum olduğunu gördüm. Odasında ki pencereden bizi izliyordu. Yüzümde Doruk'un ellerini hissedince irkildim.

"Ne yapıy-"

Cümlemi yarıda kesen şey Doruk'un dudaklarıydı. Kendimi geri çekmek istesemde başarılı olamadım. Daha sonra kendimi geri çekmeyi bırakıp onu itmeye çalıştım.

  Ama ne yazık ki bunda da başarılı değildim.

Onu engellemeye çalıştıkça daha sert davranıyordu.

Daha fazla egemen oluyordu dudaklarıma.

Onu öpmeyi seviyordum ama bu şekilde olması rahatsız ediyordu.

Bir süre sonra istemsiz olarak ona karşılık verdiğimin farkına vardım.

"Bu gençlerde hiç terbiye kalmamış." diye söylenen teyzeye aldırış etmedim.

Ağzımdan küçük bir inilti kaçtığında dudaklarımızı ayırdı.

Yüzüne mükemmel gülümsemesini yerleştirdikten sonra kulağıma fısıldadı.

"Karşılığı ödemeye hazır mısın?"

Herkese koca bir merhaba.

İnternetim olmadığı için yeni bölüm geç geldi.

Beklentilerinizi karşıladı mı bilmiyorum ama umarım beğenmişsinizdir.

Doruk sen ne kıskanç çıktın be

Doruk nasıl bir karşılık isteyeceksin acaba?

Peki Günce bunu kabul edecek mi?

Bu konu hakkında yorum yapın lütfen. Hatta şunu söyleyebilirim diğer bölümün küçük bir kısmını sizin yorumlarınız belirleyecek. Bu yüzden Günce ve Doruk arasında yakınlaşma isteyip istemediğinizi yazın.

Bol bol yorum istiyorum.

Votelersenizde hiç fena olmaz

Bu bölümü ElifGkyy adlı okuyucuma ithaf ediyorum <3

Continuă lectura