Zayn telefonu kapatıp masaya fırlattı. Ona öyle bakıyordum .
Zayn: İştah falan da bırakmıyorlar ki insanda
Sinirlenmiş olması beni de üzüyordu sonra bana baktı ben de ona
Zayn: Endişeleniyorum İpek seni bulamayacaklarını bilmeme rağmen yinede korkuyorum. O sürtük herif'in adamları seni bulursa diye korkuyorum.
Gözlerine baktım sonra yere ben de beni bulurlar diye korkuyordum. Buldukları zaman ben ve Zayn'ı ayıracaklardı biliyorum bunu yapıcaklar.
Zayn: Ama asla bulmalarına izin vermicem gerekirse yeni bir ev alırım. Hemde Londra'nın öbür ucundan.
Ben: Zayn beni bulurlarsa bizi ayırırlar
Zayn: Buna izin vermem asla !
Ben: Sana bir şey yaparlar diye çok korkuyorum bizden sayıca üstünler.
Zayn elimi tuttu gözlerime baktı
Zayn: Bana hiç bir şey olmicak İpek tamam mı ? Bizi ayıramiyacaklar... Ben herzaman yanında olucam - başımı kaldırdım gözlerinin içene baktım ve başımı sallladım.
Zayn: Hadi tabakları kaldırmana yardım ediyim - gülümseyerek önündeki tabağı ve bardağı mutfa götürdü ben de önümde olan tabağı götürdüm. Bulaşıkları yıkıyordum aynı zamanda beni bulurlarsa diye düşünüyordum. Zayn arkamdan yaklaşarak elinle belimi kavradı. Sıcak dudaklarınla boğazıma öpücük konduruyordu. Bulaşıkları kurulayıp yerlerine yerleştirdim. Zayn'a döndüğümde tekrar belimi kavradı.
Zayn: Çok geç oldu meleğim ayrıca bu günün çok yorucuydu. Artık ben yatıyorum
Ben: Benimde uykum geldi - deyerek misafir odasına doğru yürüdüm arkamdan geliyordu kolunu kapıya yasladı.
Zayn: İyi geceler meleğim - deyerek beni yanağımdan öptü
Ben: Sanada aşkım - deyerek ben de onun yanağını öptüm. Gülümsedi ve kendi odasına gitti ben de kapıyı kapadım. Pijamalarımı giyip yatmıştım.
Zayn'nın gözünden
Sabah olmuştu hemen kalkıp giyindim. Telefonumu cebime attım. İpek'in odasına sessizce gittim. Kapıyı yavaşça açtım uyuyordu. Bu gün prfösörle konuşacaktım. Hiç ses çıkarmama rağmen İpek birden uyandı
Ben: Günaydın meleğim
İpek: Günaydın aşkım. - Yanına doğru irerledim. Yatağa oturdum saçını okşadım ve alnından öptüm.
Ben: Ben gidiyorum meleğim
İpek: Zayn okula gelmemem sence iyi bir fikirmi?
Ben: Emin dilim ama gidersen seni yakalayabilirler bunu göze almak yerine en iyisi evde kal hem ben Profösörle konuşacağım meleğim - deyince başını salladı
İpek: Geç kalıcaksın aşkım
Ben: Haklısın meleğim -deyerek yanağına bir öpücük kondurdum ve evden çıktım arabaya bindim. 15 dakikalık bir yolculuktan sonra arabayı park ettim. Jakeb ve Benjamin burdaydı sabah sabah kavga çıkıyor desene. Gözlermi devirdim ve okula doğru yürüdüm. Jakeb sinir bozucu bakışlarınla bana bakarak önüme yavaşça geçti. Benjamin ve iki koruma daha arkasında duruyordu.
Jakeb: İpek'in nerde olduğunu söyleyene kadar bu işkence sürecek ! Ya söylersin ya da dayağı yersin seçim senin
Ben: Elinden geleni ardına koyma sürtük herif. Korumalar olmasa sen bir hiçsin - deyince gözlerini devirdi korumalar üzerime geliyordu onları durdurdu
Jakeb: Pekala sen İpek'in yerini söylememeye devam et ben her yada geç onu bulucam
Onu duymazdan gelip kapıdan girdim Harry, Liam, Cody ve kızlar'ın yanına oturdum
Harry: Günaydın
Ben: Günaydın
Liam: Dostum biz herzaman yanındayız biliyorsun di mi gereken bir şey varsa yanındayız. Dostumuzu hiç bir zaman yarı yolda bırakmayız
Harry: Ewet Zayn gereken her neyse biz yanındayız
Ben: Teşekkür ederim çocuklar ama şimdilik gereken bir şey yok.
Alisya: İpek nasıl ?
Ben: İyi... kendini kötü hissetmemesi için elimden gelen herşeyi yapıyorum
Emma: Bu daha ne kadar sürücek? İpeki ne zamana kadar saklayacaksınız ?
Ben: Bilmiyorum
Diana: İpek'i bulamazlar dimi?
Ben: Buna izin vermem
Cody: Umarım her şey yoluna girer
Ben: Umarım - sonra profesörü görünce aklıma İpek geldi onunla konuşmak için profesörün yanına gittim
Ben: Günaydın Profesör
Profesör: Günaydın oğlum bir sorun mu var ? -başımı salladım doğruyu söylersem acaba profösör İpek'in basına anlatmazmıydı? Ne de olsa babasının çok tanıdığı vardı profösör de öyle. En iyisi yalan yapmaktı
Ben: İpek Poyrazoğlu bir süre okula gelemiyecek bay Profesör - başını salladı elini omuzuma koydu
Profesör: Tamam oğlum
Ben: Şey Profesör bundan kim - lafımı kesmişti
Profesör: Biliyorum oğlum açıklamana gerek yok Bay Poyrazoğlu her yerde kızını arıyor evet biliyorum benim de haberim var. Sadice bilmek istediğim tek şey var İpek iyi mi ?
Ben: Ewet Profösör İpek çok iyi ama lütfen bay Poyrazoğlunun ve daha Jakeb Watson'un haberi olmasın
Profesör: Merak etme oğlum
İpek'in gözünden
Uyuyamıyordum kalktım pijamalarımı deyiştirip dolabtan siyah bir bluz ve kot pantolon aldım. Saçlarımı at kuyruğu yaptım. Boris ve Spayk acıkmıştır düşüncesiyle onlara mama vermiştim. Kahvaltı için iki yumurta kırmıştım çok aç değildim o yüzden. Masayı toplayıp bulaşıkları yıkadıktan sonra televizyonun karşısına geçtim. Spayk hemen yanıma oturmuştu başını da bacağıma koymuştu dieğr tarafımda Boris de aynı şekilde bacağıma başını koymuştu. Boris bana çok çabuk alışmıştı. Elimle başını okşadım Spayk hemen kıskanmıştı ve havlıyordu
Ben: Kıskanç seni gidi -deyerek dier elimle Spayk'ın başını okşuyordum. Uzun bir arayıştan sonra televizyonda hiç bir pembe dizi yada filim bulamayınca televizyonu kapattım. Off şimdi evde tek başıma ne yapacaktım? Tabletimden sesler geliyordu biri beni arıyordu. Tabletimde de sim kart vardı. Hemen gidip baktım. Arayan Jakeb'tı bir den korkudan dona kaldım. Açarsam beni korkudacaktı. Açmam doğru olurmuydu bilmiyordum. Peki kapamak doğrumuydu ? Bunları düşünürken tabletim durmuştu ve az sonra bir mesaj geldi. Jakeb'tandı dayanamayıp bakmıştım
'' Hangi delikte olursan ol seni bulucam. Anladın mı? Dua et seni babandan önce bullabileyim. Çünkü baban seni bulunca geberticek''
Harika neden mesaja bakıyorum ki ben? Benim sorunum ne ? Şimdi çok fena korkuyordum. Artık babamdan herşeyi bekliyordum sonuçta. Tableti yatağa fırlattım. Zayn gelene kadar evde tek başıma delirecektim.
Biraz oda turuna çıkmaya karar verdim Zayn'nın odasına. Kapıyı açtım odası mükemmeldi. Duvarda Crish Borwn'un posterleri vardı. Yatağını dağnık görünce toplamaya karar verdim. Dolabını açtım tüşörtler pantolonlar ve daha fazlası. Dolabın kapağını açınca Zayn'nın kokusu burnuma gelmişti. İçime çekekerek dolabın kapağını kapadım. Masada bir albüm gördüm onu elime aldım ve yatağa oturdum. Burda Zayn'nın küçüklük fotoğrafları vardı. Hepsine teker teker bakmıştım ve gülümsediğimi fark ettim yanaklarım kızarmıştı. Ona bir sürpriz yapmak istedim. Bir meyveli pasta yaptım ve evi de ter temiz yapmıştım.
Jakeb'ın gözünden
Çok sinirliydim İpek'i bulmam gerekiyordu. Zaten bir kez bile bana karşı yumuşamamıştı şimdi hepten herşey berbat olmuştu. Aklıma tek bir şey geliyordu bir adam tutacaktım Zayn'nın her adımını takip edicekti. Gölgesi gibi olucaktı ve böylelikle İpek'in yerini de bulucaktım. Hemen okulndan çıktım arabaya bindim Benjamin'i arıyordum
Benjamin: Hemen bara gel yanında da 7-8 adam olsun ve 5000 dolar getir
Bara gelmiştim arabadan indim ve bara girdim bir masaya oturdum. Yanıma Tedy geldi bu kız her bara gelişimde yanıma gelirdi. Canım sıkılınca iyi geliyordu hahah
Tedy: Gözüm yollarda kaldı nerdeydin Jakeb ?- deyerek kucağıma oturdu.
Ben: Biraz işim vardı bebeğim
Tedy: Geldiğine göre eylence başlasın - deyerek kalktı elimi tuttu
Ben: Üzgünüm bebeğim bu akşam olmaz - deyerek elimi kalçasına götürdüm.
Tedy: Şaka yapıyor olmalısın ilk kez hayır dediğini duyuyorum - deyerek beni ateşli ateşli öpmeye başladı gülerek karşılık verdim. Birden bir ses duydum ,, Öhm, Öhm bay Jakeb'' bu Benjamindi Tedy hemen kucağımdan kalktı ,, Bunlar gidince tekrar gelirim' diye kulağıma fısıldadı. Tedy gidince Benjamin konuşmaya başladı
Benjamin: Bay Jakeb her kızla birlikte olursanız İpek hanım elbette sizin çıkma teklifinizi kabul etmez!!!
Ben: Çok bilmişlik yapma herşey hazır mı ?
Benjamin: Ewet dediğiniz gibi - deyerek çantayı bana verdi
Ben: Harika
Benjamin: Bu kadar parayı ne yapacaksınız yoksa yine narkotik mi alıcaksınız?
Ben: Saçmalama be hadi yürüyün ! - diye bağırdım arkamdan ordu gibi gelmeleri hoşuma gidiyordu bütün insalnar bana bakıyordu. Dikkat çekmeyi severim.
=========================================================================
Telefonumu açtım o adamı arıyacaktım.
Ben: İyi günler Andrew orman yoluna gel sana göre bir işim var-
Orman yolunda Andrew'in gelemsini bekliyordum ve gelmişti arabadan indi
Andrew: Dinliyorum
Ben: Zayn Malik'i takip etmeni isityorum nezaman, nerde , kiminle herşeyi bilmem gerek
Andrew: Ne o şimdi de boy Directioner mi oldun ?
Ben: Saçmalama geveze Zayn Malik İpek'i kaçırdı. İpek'i bulmam gerek
Benjamin: Aslında Zayn Malik onu kaçırmadı İpek hanım kendi kaçtı ama Zayn Malik ile birlikte ola bileceğini düşüyoruz
Andrew başını salladı
Ben:Her boka karışmasan olmuyor dimi Benjamin - diye bağırdım
Benjamin omuz silkti
Ben: Herneyse bol bol fotoğraf istiyorum Zayn Malik'in gölgesi olucaksın Andrew
Andrew: Paraları göriyim
Ben: Benjamin! - Benjamin yakına gelip para çantasını açtı
Andrew: Güzel çantayı alıyım
Benjamin çantayı Andrew'e verdi
Ben: Oyun başlasın - Andrew gülerek başını salladı
Andrew: Oooo ewet - deyerek arabasına bindi ve burdan uzkalaştı. Ben kendi arabama doğru yürüdüm Benjamin ve korumalar zaten başka arabayla gelmişti
Ben: Ben bara gidiyorum biraz işim var da
Benjamin: Her kızla birlikte olarak şansınızı daha da zorluyorsunuz bay Jakeb. Sadice bay Poyrazoğlunun yanında İpek hanıma iyi davranarak bir şey başaramazssınız
Ben: Sen merak etme ben ne yapacağımı iyi biliyorum - deyerek arabayı çalıştırdım. Barın önüne park ettim. İçeri girince Tedy bana gülümseyerek baktı ve yanıma geldi
Ben: Nerde kalmıştık bebeğim ? - dedim bana kahkaha attı ve elimden yakalayarak bir odaya girdik
Zayn'nın gözünden
Artık eve gidiyordum ve bir çiçekçinin önünde durdum İpek için büyük bir buket yaptırmıştım hepsi kırmızı güldü ve içine ,, Ben sana ilk görüşte değil her görüşte ağşık oluyorum'' yazan bir kart koydurmuştum. Sonra büyük bir ayıcık almıştım arabayın arka koltuğuna pek te kolay girmemişti. Sonra evde yiyecek hiç bir şey olmadığı aklıma geldi ve bir süper marketin önünde durdum. Torbaları arabayın bagajına koydum. Artık yola koyulmuştum siyah bir araba nereye gitsem beni takip ediyordu. Emin olmak için hızımı arttırdım hala arkamdan geliyordu. Hemen sağya saptım küçük bir sokağa gelmiştim ve tahmin ettim gibi o da geliyordu aynadan baktım arabayı kullanan adam tanıdık biri değildi. Kesin Jakeb'ın işiydi İpek'i bulmak için yamış olmalıydı.Yine hızımı arttırdım ve ana yola çıktım keskince direcsionu çevirdim nerdeyse lastikler ağlıyordu. Arabayı çıkmaz bir sokağ sürdüm ve orada biraz durdum. O siyah arabadan iz yoktu hemen aynı hızla eve doğru sürdüm. Belki hala o adam beni takip eder diye düşündüğm için arabayı hemen garaja soktum. Garajdan benim evimin bodrumuna bir kapı vardı poşetleri arabanın bagajından aldım. Ayıcık ve buketi alamadım çünkü elim doluydu. Kapıyı dirseyimle açtım ve merdivenden çıkarken başımı kaldrıdım İpek yukardan bana bakıyordu
İpek: Zayn beni korkkutun Jakeb'ın adamlarından biri sandım - deyerek derin bir nefes aldı
Ben: Özür dilerim aşkım İpek benim için poşetleri buzdolabına koyarmısın ? -deyerek gülümsedim o da başını salladı. Yanıma geldi poşetleri aldı.
İpek: Sen napıcaksın?
Ben: Arabada bir şey unuttum da
İpek: Sana bir sürprizim var çabuk gel - deyerek gülümsedi ben de gülümsemiştim çünkü benim de ona sürprizim vardı
Ben: Öylemi ?acaba Zayn'nın sana sürprizi yok mu ? - diye kaşımı kaldırarak güldüm
İpek: Yoksa sen de mi sürpriz hazırladın ?- başımı saladım
Ben: Ewet bebeğim. Bu arada ev çok temiz olmuş parlıyor - diye yanağından öptüm - hadi bebeğim sen yukarı çık ben hediyeni alıp geliyorum - başını saladı ve yukarı gitti. Arabadan ayıcığı ve buketi alıp eve tekrak girdim. Kendimi ayıcığın ve buketin arkasına sakladım
Ben: Aşkım - diye seslendim
İpek: Ayyy aşkım çok romantiksin - deyerek bana sarıldı
Ben: Hediyelerinle resim çekmemi istermisin ? Twitter'a koymak istiyorum - başını salladı
İpek: Ewet ama ben seninle birlikte fotoğraf çekinnmek istiyorum
Ben: Selfie mi yapıcaz ? - deyerek kikirdedim
İpek: Fark etmez ... Hadi gel senin sürprizin masanın üzerinde -deyerek masanın önünden çekildi
İpek: Sürpriz!!! - diye sevinçle el çırptı
Ben: Mmm çok tatlı görünüyor ama senin kadar değil - deyerek elimi beline doladım ve onu öptüm. Bu sırada kapı çaldı kapı deliğinden baktım bu Niall'dı. Hemen kapıyı açtım
Ben: Vay Niall Naber?
Niall: İyidir dostum nasılsınız diye bakmaya geldim - pastaya ve İpek'e aldığım hediyelere baktı
Niall: Uhmm bu gün ilk çıktığınz gün yada yengemin doğum günü var ?
Ben: Hayır dostum öylesine - deyerek güldüm
İpek: Niall tam vaktinde geldin ben de pastayı kesiyordum hadi gel - deyerek masayı işaret etti
Niall: Harika zamanlama - deyerek masaya oturdu ben de gülerek oturdum.
Ben: Durun durun pastayı kesme İpek... Niall fotoğrafımızı çeker
İpek: Ha tamam aşkım güzel fikir - ben pastayı elime aldım ve İpek te ayıcıkla buketi. Niall fotoğrafımızı çektikten sonra masaya oturduk. Sohbet ediyorduk aklıma beni takip eden araba geldi kesin o sürtük Jakeb'ın işiydi bu. İpek'i bulmak için yapmıştı bunu. Bunu İpek'e söylemek zorundaydım yüzüne baktım Niall'ın yaptığı şakaya gülüyordu şimdi neşesini bozmak istemiyuordum ama zamanımız kısıtlıydı. Her an İpek'i bula bilirlerdi.
Ben: İpek sana bir şey söylemem gerek - deyerek gözlerine baktım başını salladı
Ben: Sanırım Jakeb seni bula bilmek için bir adam tutmuş beni takip ediyor nerde kaldığını bulmaya çalışıyor İpek
Niall: Bir de bu eksikti zaten korumalar bütün Londrada İpek'i arıyor şimdi de peşine ajan mı tuttu ?
İpek: Ajan olup olmadığından emin değilim ama sanırım Andrew olduğunu biliyorum o kiralik katil Zayn! Onu tuttuysa demekki birimizi öldürecek! Ya beni yada seni öldürecek Zayn!
Soru: Sizce Jakeb kiralık katili kimin için tuttu? Zayn için mi ? İpek için mi ?