ruins /jungkook

By byarisa

420K 29.8K 12.1K

Sonrasında onu kurtarmaya bu kadar şükredeceğimi hiç tahmin etmemiştim. ByArisa More

1.Bölüm
2.Bölüm
3.Bölüm
4.Bölüm
5.Bölüm
6.Bölüm
7.Bölüm
8.Bölüm
9.Bölüm
10.Bölüm
11.Bölüm
12.Bölüm
13.Bölüm
14.Bölüm
15.Bölüm
16.Bölüm
17.Bölüm
18.Bölüm
19.Bölüm
20.Bölüm
21.Bölüm
22.Bölüm
23.Bölüm
24.Bölüm
25.Bölüm
26.Bölüm
27.Bölüm
28.Bölüm
29.Bölüm
30.Bölüm
31.Bölüm
32.Bölüm
33.Bölüm
34.Bölüm
36.Bölüm

35.Bölüm

9.4K 732 573
By byarisa

Jungkook'un koluna girdim ve uzun hol boyunca yürümeye başladık. Erkeksi parfümünden birkaç nefes daha almak için biraz daha yakınına sokulduğumda dudaklarında beliren kendini beğenmiş gülümseme ile iç çektim.

Asansöre ulaştığımızda uzun işaret parmağını ok tuşuna bastı ve kapının kenarına yaslanıp, gözleriyle beni baştan aşağı süzdü.

"Senin için okulda ne kadar erkek varsa dövdük.  Daha sana açılamadan elleri ayakları kırılıyordu yavrucakların."

Bunu ilk defa söylemesiyle şaşırırken omuz silktim.

"O zamanlar anlamıyordum sende ne bulduklarını ama fıstık gibi kızmışsın."

Gülerek söylediği şeyle omzuna sert bir yumruk geçirmemle acıyla inlemişti. Her gün narin gözüken ellerle basketbol topu pataklıyordum ben.

Asansör geldiğinde ondan önce davranarak bindim ve arkamdan binip, zemin kata bastı. Kollarımı bağdaştırmış karşıma bakıyordum. Güzel demesi hoşuma gitmişti fakat..

"En azından birisi ulaşabildi."

Kyul'u kastetmemle kaslarının yeniden gerildiğini görmüştüm.

"Seni baloya davet ettiği günü hatırlamıyor musun?"

Trajedi.

Asansör kapısı açılınca aynı hizada kapıya doğru yürümeye başladık ama bu sefer koluna girmemiştim. Tekrar okuldan bahsedince aklıma Bum'un saçını okşaması, ona sarılması, öpmesi, dokunması gelmişti ve bu, kalbimde yanan ateşi yelleyerek daha da büyümesini sağlıyordu. Esen rüzgarı tenimde hissedemiyordum bile.

Bağdaştırdığım kolumu hafifçe çekti ve aşağı düşen elimi tuttu.

Ah

Kalbim

Sıcacık eli, soğuktan hafif kızarmış elimi ısıtırken dudaklarımda oluşan hafif bir tebessümü engelleyemedim. Ne olursa olsun şu an benim yanımdaydı. Asla Jungkook'a 'biz neyiz' gibi bir soru yöneteceğimi, yöneltebileceğimi zannetmiyordum.  Zaten illa ki bir adı olmasına gerek yoktu. Hissediyordum ve onun da hissettiğinden emindim. Bu bana yeter de artardı.

Yakındaki çin restorantına doğru giderken üzerindeki, üzerime örtmesiyle kokusunu daha yakından almanın sevincini yaşamıştım. Yeni yağmur yağdığı belli olan hava da ıslak kaldırım taşlarının üzerinde, sevdiğim adamla yürümek paha biçilemezdi.

Islak ağaç dallarında akşam olmasına rağmen birkaç kuş ötüşüyordu ve Berlin'in her renkten insanı işlek sokakta yürüyor, gülüşüyor, şarkı söylüyordu. 

Restoranta girmemizle herkesin çoktan masada toplandığını görünce şaşırmıştım. Ne ara ışınlanmışlardı. Güzel havada yürümek için bir sokak dolanmıştık, onlar çoktan yerleşmişti.

"Hadi!"

Jin, eliyle bizi çağırdığında hala elimin Jungkook'un elinde olduğunu fark etmeden ileriye doğru bir adım attım.

Taehyung'un ağzına attığı kalamar çubukların arasından masaya düşerken, diğerleri hep birlikte bizim kenetlenmiş ellerimize bakıyorlardı. Telaşla elimi çekmeye çalıştığım sırada Jungkook'un elimi daha sıkı tutmasıyla karasız bakışlarımı ona çevirdim. Fakat gayet kararlı bir şekilde bizimkilerin olduğu masaya bakıyordu.

Elbette herkes küçüklükten bu yana yakın olduğumuzu, son olayların bizi daha da yakınlaştırdığını biliyordu fakat asla bunu 'sevgililik'  adı altında görmemişlerdi. En başta Jungkook'un arasının en iyi Tae ile olduğunu biliyorlardı.

Taehyung, çubukları masaya bırakıp, bakışlarını bizde gezdirdi. Jungkook, elimden tutarak masaya doğru adımlar attığında gergince yutkundum ve başımı eğdim. Utanılması gereken bir şey değildi fakat bunu engelleyemiyordum. Çocukluğumuzdan bu yana beraber büyüdüğüm çocuklara ihanet etmişim gibi hissediyordum.

Bize ayrılan iki sandalyeye karşılıklı oturduğumuzda birleşmiş ellerimiz ayrılmıştı. Jungkook büyük bir ciddiyetle masadakilerde gözlerini gezdirdi ve derin bir nefes aldı.

"Çocukluğumuzdan bu yana yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmedi. Birbirimizden sakladığımız hiçbir şeyimiz de olmamıştı. Fakat son olayların her şeyi açığa çıkardığını biliyorum. Artık..- bu kısmı zorlukla söylemişti- babamın ve Kyul'un nasıl insanlar olduğunu da biliyorsunuz. Yeon'u korumak için neler yaptığımızı da. Ben onu gerçekten, bütün kalbimle seviyorum; onun da böyle hissettiğinden şüphem yok. Bizi destekleyeceğinizden de eminim."

Beklenti dolu bakışlarını masadakilerde gezdirdiğinde Jimin, kadehini yukarı kaldırdı.

"Sonuna kadar kardeşim."

Bir yudumda bütün içkisini bitirdiğinde ve hepsi teker teker kadehlerinden içtiğinde kılını bile kıpırdatmayan kuzenime baktım.

Herkes, gerginlikle Tae'ye bakarken Jessie, koluna elini koydu ve destek verircesine gülümsedi. Açıkçası tepkisinden tek korktuğum Taehyung'du. Kendisine hiç de yakışmayan ciddi bakışlarını masadan kaldırdı ve doğruca Jungkook'a gönderdi.

"Eğer Yeon'umu üzecek veya tehlikeye sokacak bir hareketin olursa pipini keserim."

Jungkook endişeyle kaşlarını kaldırdığında gergin ortamda gür bir kahkaha attım.

Herkesin neşesi geri yerine gelirken masada tekrar koyu bir sohbet ve arada Taehyung'un Jungkook'a attığı kısa ve korkutucu bakışlar hakim olmuştu.

Bu sırada önümüze getirilen Japon yemekleriyle açlıkla elimizi ovuşturduk.

"Size Yeon'un acıyla imtihanından-"

"SAKIN!" Diye bağırmamla iç çekti ve başını olumsuz anlamda salladı.

"Üzgünüm güzelim bugün ben kazanacağım."

Gerginlikle alt dudağımı sarkıttığımda çoktan anlatmaya başlamıştı.

"Şimdi bu salağa küçükken annem wasabi yedirtmişti. Daha önce teyzem pek yedirtmediği için bunun da acıya dayanıklılığı yokmuş. İşte biz yiyoruz gayet güzel falan. Bir baktık Yeon'un karnından garip garip sesler geliyor."

Gülerek bana baktığında başımı masaya sertçe vurdum ve acıyla inledim.

İlk defa sevgilim olduğunu itiraf etmiş adama ilk dakikadan anlattığı şey mükemmeldi gerçekten.

"Ağlamaya başladı bu. Biz ne yapsak ne yapsak diye telaşlandık ve tuvalete çıkana kadar bütün merdiven-"

"SUS ULAN!"

Bardağımdaki sojuyu iki yanımdaki Taehyung'un suratına fırlatmamla lafı yarıda kalmıştı.

"Klişe bir şey yapalım. Doğruluk cesaretlik oynayalım."

"O olmazsa olmaz zaten demi angut." Yoongi en son ki doğruluk cesaretlik oyununa gönderme yaptığında- gay barda striptiz yaptırmıştık- bıkkınlıkla gözlerimi devirdim. Bu oyunun kurbanı her zaman ben ve Yoongi oluyordu.

Bitmiş soju şişelerinden birini ortaya koydu ve minik eliyle çevirdi Jimin.

Şişenin ucu Namjoon ve Jessie'de durduğunda Namjoon keyifle sırıttı. Jessie doğruluğu seçtiğinde iç geçirdim. Belaltı bir şey soramazdı çünkü Tae'den korkuyordu.

"Taehyung'u seviyor musun?"

Soruyla bütün masa tekrar gerginlik kaosuna girdiğinde Taehyung, masanın altından Namjoon'a 50$ uzattı. İşbirlikçi şerefsizler.

"Evet."

Jessie rahatça cevap verdikten sonra Taehyung genişce gülümsedi ve arkasına yayıldı. Şişe tekrar çevirildi ve Jungkook ile Yoongi'ye geldi.

Jungkook keyifle sırıttı. Bakışları bana döndüğünde aklından geçen şeyi anladım ve onaylarcasına başımı salladım. Hanımcı.

"Cesaret." Yoongi kararlılıkla konuştuğunda Jungkook anında cevap verdi.

"Elsa'yı öp."

Masanın altından Jungkook ile el tokuştuk.

Elsa şaşkınca Yoongi'ye baktığında Yoongi'nin dudakları keyifle kıvrıldı.

Daha önce yaptığımız goygoyda Elsa ile Yoongi'nin hiç öpüşmediği üzerine iddiaya girmiştik.

Yoongi, yanında oturan Elsa'nın dudaklarına yapıştığında Elsa put kesilmiş ve Yoongi'yi ittirememişti bile. Kısa ve ateşli öpüşmelerinden sonra şişe tekrar çevrildi ve bir ucu Jimin'de, bir ucu bende durdu. Şanssızlığıma inleyerek cevap verdim.

"Cesaret."

Yoongi ve benim daha önceki oyunda bir şeyi yapmamız karşılığında bütün Doğru-cesarete  'cesaret' deme cezamız vardı.

"Bu gece oda arkadaşlarımızı değiştiriyoruz."

Benim oda arkadaşım Hae'ydi ve onun ki Jungkook.












Continue Reading

You'll Also Like

37.8K 2K 32
Kızın sesini duyunca Alaz'ın omuzları gevşedi. "Öldüm, Asi." Gözlerini kızın yüzünde dolaştırdı. "Sensiz geçirdiğim her gün biraz daha öldüm." Asi al...
332K 22.2K 33
-Tamamlandı 🍷 "Helva yapacaktım ama evde irmik bitmiş, varsa biraz?" "Hayırdır ölüyor musunuz? Eğer öyleyse siz zahmet etmeyin, ölün siz, ben yapar...
182K 19K 33
taehyung kırmızı defterini kaybeder 290423, tk ☁️
209K 12.7K 37
(Küfür ve erotik içerikler vardır. Rahatsız olacaklar okumasın!) Asıl işleri araba hırsızlığı olan ve birbirleri arasında kıyasıya rekabet yaşayan ik...